• giderler.

    kısa ve net bir cumhuriyettirz

    gücüne de gidebilirler - ki en çok o koyar adama - başkalarıyla olurlar, senden başka kimseyle olmam deyip de giderler hemde.

    neyse diğer gitmeleri de anlatmiycam, acı kokmak istemiyorum artık.
  • gözlerinizin içine baktığı zaman gözleri parlıyorsa tutun elinden bırakmayın.
  • onlarda insandır
  • hepsi killanıyor..
  • evet bazı yazılanlar çok çirkin ama burada "ananızda öyle mi?" diyenler şunu kaçırıyor. kaç zaman önce bir başlıkta şuna benzer bir entry vardı: " muhabir teyzenin birine bu kadar uzun bir evliliğin sırrı ne? nasıl hala birbirinzle şakalaşıp, muhabbet edebiliyorsunuz diye soruyor ve teyze de biz söküklerin dikildiği, kırılan eşyaların tamir edildiği dönemde büyüdük, şimdiki gibi atılıp yenisinin alındığı günlerde değil" diyor.

    bunda iki sevişeceğim diye yapmadığı şebeklik kalmayan erkeklerinde payı büyük ama bu gün nerdeyse hiç bir kadın o teyze gibi bozulan ilişkiyi tamir etmeye tenezzül etmez çünkü ne de olsa facebook'tan iki aydır ona yazan berkecan var, işte/okulda zırt pırt dibinde biten bora var yani vitrinde her daim ulaşabileceği yeni mallar hazır bekliyor.

    eski filmleri düşünün bu filmlerde genelde esas oğlan ve esas kız aşk belirtisi olarak ister istemez bir utangaçlık, heyecan yaşar. yan yanayken elleri ayakları bir birine dolanır, karakter olarak çekingen tipler olmamasına rağmen böyle hareket ederler. bu gün ise aşık olan adamın bu heyecana kapılması " ezik, beta erkeği, looser" gibi sıfatlar yapıştırılmasana neden olur. bu başlıkta bile şu kelimeleri aratsanız en az 10 entry bulursunuz. çünkü artık hızlı hareket etmezsen, kendini iyi pazarlamazsan işe yaramaz herifin tekisindir. paragrafın başındaki hareketleri yapmak demek sevginin değil aptallığın belirtileri olarak algılanır. sen aptal aşık gibi davranırsan çok değil bir iki haftada karşısındakini am-göt-memeden ibaret gören adam oyunu kuralına göre oynayıp kazanır. o yüzden ne olduğunuz değil nasıl göründüğünüz önemli, ne düşündüğünüz değil ne söylediğiniz önemli. oğuz atay'ın dediği gibi "kelimeler aldatıcıydı. kelimeler, bizi gerçeklerden uzaklaştıran küçük tuzaklardı."

    kadınlar ise bundan şikayetçi değiller çünkü ne de olsa daha mağazada denenebilecek çok ürün var.
  • kadınlar hakkında bilinmesi gereken bir şey varsa bu da onları ciddiye almamak gerektiğidir. ben bu gerçeği 25 yaşımda öğrendim, şimdi kendimi bu gerçeğe şartlamaya çalışmakla uğraşıyorum.

    erkekler kadınlarda gençlik ve güzellik, kadınlar erkeklerde güç ve statü ararlar. kadın erkek arasındaki dinamiğin en basit özeti bu. ancak kadınlar her zaman doğalarına karşı bir savaş halindeler, buna da feminizm diyorlar. güç ve statü sahibi bir erkeğe aşık olmayı, yetersiz olduğunun kabulu, eziklik gibi görüyorlar ama bir yandan da bu kişilere karşı itiraf etmek istemedikleri şiddetli bir çekim duyuyorlar. dolayısıyla itiraf etmeyip yalan söylüyorlar. erkek milletinin bütün kızgınlığı bundan. bir insana yıllarca yalan söylenir ve o insan gerçeğin çok farklı olduğunu bir gün anlarsa, o insan kızar. hem de çok kızar.

    güçten kastım yalnızca para, araba, ev gibi maddi şeyler değil; karakter olarak da stoic yani duygusal zayıflık göstermeyen, manipüle edilip, yönlendirilemeyen, kendi bildiğini okuyan, çizdiği sınırları aşan biri oldu mu onu siktir edecek biri olmaktan bahsediyorum. statü olarak da ceo falan olmanıza gerek yok, sadece en azından arkadaş çevrenizin saygı duyduğu biri olmanız gerekiyor. bunların yanında maddi gücünüz de varsa, bu dünyada bir kızdan çıkardığınız ıslak sikinizi daha kurumadan başka bir kıza sokabilirsiniz.*

    kadınlar böyle bir adam olup olmadığımızı ölçmek için bizi manipüle etmeye, saçma sapan muhabbetlerine kulak asıp asmayacağımızı görmeye çeşitli testlerle geldiğinde erkekler olarak tek yapmamız gereken onları ciddiye almamak. kadın bir erkeği manipüle edemediğini gördüğünde bozguna uğrayıp uğrayıp, tekrar denemeye bayılıyor. buna da heyecan diyor. kadın erkeği değil, o erkeğin kendisinde uyandırdığı çekimi seviyor.

    yukarıda yazdığım siteleri her erkeğin okuması lazım. bütün bunları erkeklere yazıyorum, zira kadınların bu anlattıklarımı kabul etmelerine, anlamalarına imkan yok, onlarla rasyonel bir tartışmaya girmek mümkün değil. kadınlar solipsist canlılar, kendi duygu durumlarının iyiliğini korumak dışında bir şeyle ilgilenmezler. misal geçtiğimiz günlerde bir kız bir de erkek arkadaşımla oturuyoruz, erkek arkadaşım bir aydır ilişki yaşadığı sevgilisinden ayrılmaya karar vermiş ama bunu ona nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. tam o anda sevgilisinden mesaj geldi. yanımızdaki kız arkadaşımız dedi ki mesaja cevap verme ondan ayrılmak istediğini anlasın. tam bir solipsizm, tam bir empati yoksunluğu örneği. mesajına saatlerce cevap alamayan kızın neler hissedeceği umurunda değil. kendi duyguları dışında hiçbir şey kadınların umurunda değil.
  • gerçeklik görelidir, bu sebeple her kadın için farklı gerçekler söz konusudur bir tanesi hariç. sevgi. sevin ve sevdiğinizi hissettirin yeter. paraymış, malmış mülkmüş, yakışıklılıkmış hepsi hikaye. her kadın sevgiye, en çok da sevilmeye açtır. kadınlar kocalarını bu yüzden aldatır, ilgisizlik ve sevgisizlik.
  • başlıca önermemiz: kadınlar, insandır.
    alt önermemiz: insanlar; id, ego ve superego'ya sahiptir.
    ____

    a1) kadınlar, erkeklere nazaran daha belirgin özelliklere sahiptirler. bunlar çoğunlukla 'fiziksel' olduğu için sonucunda bazı 'karakteristik gerçeklikler' meydana gelmektedir. mulumunuzdur ki dünya üzerindeki her şey 'azlık-çokluk' ve 'etki-tepki'denklemlerinden işlem sürer. ne kadar fiziksel çekicilik ve farkındalık; o kadar ahlaki ve karakteristik bozulma demektir (a2'de bahsedilecektir). insanlar, 'azlık-çokluk' ilkesi gereğince bir güçsüz ve bir güçlü tarafa sahiptirler. misal: zeki ama çirkin, güzel ama saf, manipülatif ama duygusal... 'etki-tepki' ilkesi gereğince de tüm insanlar, çevresel faktörlere istemsizce tepki verirler. bu ilke 2. açıklamada anlatılacaktır.
    -----
    a2) hayvanlardan farklı olmamızın tek sebebi vicdan ya da ahlaksallıktır. bunlar dışında tamamen içgüdülerine kulak veren bir canlıdır insan ve buna da 'ıd' denir. yani aslında hiç kimse birbirinden farklı değil; deterministik dünyada yapılan bir etki 'her zaman' aynı tepkiyi doğurur. dikkat edilmesi gereken tek nokta ise 'süreçtir'. bir kadın hangi özelliklere sahip olursa olsun yapılacak herhangi bir davranış, özünde diğerleriyle aynı sonucu meydana getirir. burada da 'ego' devreye girer ve der ki "sen diğerleriyle aynı değilsin!". fiziği ya da zekası iyi olan bir kadın, farklı arayışlar içerisine girer. insanlara yaptığı manipülatif davranışlar bariz bellidir artık. misal; zeki bir kadın sürekli olarak " salak erkek istemiyorum, kültürlü olmalı " der fakat sahip olduğu id ve 'azlık-çokluk' ilkesi dolayısıyla yakışıklı bir erkekle ilişki yaşar (ilişkinin türü önemsiz); kendinde az olan ve kapatılamayan özellik, karşı tarafın güçlü yönüyle örtülür. bu bilgileri idrak etmiş bir erkek ise süperegoyu beslemeye başlar. cezbedici olduğunun farkında olan bir ilgi budalasının öncelikle id'ini harekete geçirir ve sonra hareketleriyle ve sözleriyle superegosunu da tatmin eder. birbirine zıt olan bu ikili, egonun içine edip beynin bloke olmasına sebep olur. tabii bunun için gerekenler 'cesaret, psikoloji ve felsefe bilgisi, biraz da insan sarraflığı'.

    gerçeklik budur işte. karışık bir denklemin basit sonucudur kadınlar ya da insanlar. akılda kalan sorular için yesillendiriniz.
  • cinsiyetçi söylemlerde bulunup, sürekli kendilerini aşağılayan erkeklerden nefret etmeleri. belki de bilmeniz gerekenlerin en başında bu geliyor.
  • aslında erkeklerin kendilerini kız yerine koyup biraz düşünseler kolaylıkla keşfedebilecekleri gerçeklerdir.
hesabın var mı? giriş yap