• siz ne kadar kötü insanlara denk gelmişsiniz ve ne kadar kötü ailelerde yetişmişsiniz! benden önceki son iki entry'i okudum da okumaz olaydım. yazık ,bu kadar ucuz musunuz? cümleleriniz bile nefret kokuyor. ne yaşattılar size ?
  • kadınlar hakkında bilinmesi gereken bir şey varsa bu da onları ciddiye almamak gerektiğidir. ben bu gerçeği 25 yaşımda öğrendim, şimdi kendimi bu gerçeğe şartlamaya çalışmakla uğraşıyorum.

    erkekler kadınlarda gençlik ve güzellik, kadınlar erkeklerde güç ve statü ararlar. kadın erkek arasındaki dinamiğin en basit özeti bu. ancak kadınlar her zaman doğalarına karşı bir savaş halindeler, buna da feminizm diyorlar. güç ve statü sahibi bir erkeğe aşık olmayı, yetersiz olduğunun kabulu, eziklik gibi görüyorlar ama bir yandan da bu kişilere karşı itiraf etmek istemedikleri şiddetli bir çekim duyuyorlar. dolayısıyla itiraf etmeyip yalan söylüyorlar. erkek milletinin bütün kızgınlığı bundan. bir insana yıllarca yalan söylenir ve o insan gerçeğin çok farklı olduğunu bir gün anlarsa, o insan kızar. hem de çok kızar.

    güçten kastım yalnızca para, araba, ev gibi maddi şeyler değil; karakter olarak da stoic yani duygusal zayıflık göstermeyen, manipüle edilip, yönlendirilemeyen, kendi bildiğini okuyan, çizdiği sınırları aşan biri oldu mu onu siktir edecek biri olmaktan bahsediyorum. statü olarak da ceo falan olmanıza gerek yok, sadece en azından arkadaş çevrenizin saygı duyduğu biri olmanız gerekiyor. bunların yanında maddi gücünüz de varsa, bu dünyada bir kızdan çıkardığınız ıslak sikinizi daha kurumadan başka bir kıza sokabilirsiniz.*

    kadınlar böyle bir adam olup olmadığımızı ölçmek için bizi manipüle etmeye, saçma sapan muhabbetlerine kulak asıp asmayacağımızı görmeye çeşitli testlerle geldiğinde erkekler olarak tek yapmamız gereken onları ciddiye almamak. kadın bir erkeği manipüle edemediğini gördüğünde bozguna uğrayıp uğrayıp, tekrar denemeye bayılıyor. buna da heyecan diyor. kadın erkeği değil, o erkeğin kendisinde uyandırdığı çekimi seviyor.

    yukarıda yazdığım siteleri her erkeğin okuması lazım. bütün bunları erkeklere yazıyorum, zira kadınların bu anlattıklarımı kabul etmelerine, anlamalarına imkan yok, onlarla rasyonel bir tartışmaya girmek mümkün değil. kadınlar solipsist canlılar, kendi duygu durumlarının iyiliğini korumak dışında bir şeyle ilgilenmezler. misal geçtiğimiz günlerde bir kız bir de erkek arkadaşımla oturuyoruz, erkek arkadaşım bir aydır ilişki yaşadığı sevgilisinden ayrılmaya karar vermiş ama bunu ona nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. tam o anda sevgilisinden mesaj geldi. yanımızdaki kız arkadaşımız dedi ki mesaja cevap verme ondan ayrılmak istediğini anlasın. tam bir solipsizm, tam bir empati yoksunluğu örneği. mesajına saatlerce cevap alamayan kızın neler hissedeceği umurunda değil. kendi duyguları dışında hiçbir şey kadınların umurunda değil.
  • size cok asik olabilirler, ayrilmak istediginizde olumune aglar, sizlar, geri donmenizi isterler. 1 ay sonra hic birsey olmamis gibi baska birine asik olurlar. demedi demeyin. kadinlar cok hizli yol alir fakat cabucacik yorulurlar.
  • erkeklerden daha çok aldatırlar ama hep mağduru oynarlar...
  • sosyal mühendislik projelerinin başarıya ulaşmasındaki anahtarlardan biri kadınların aşağılanmasıdır. bu konu da böyle bir doğrultuda gündeme gelmiştir.
  • kızlar için önemli olan, birisini sevmek onunla duygu dolu anlar gecirmek, heyecanlanmak gibi şeyler değildir. sadece bir sevgilisi olmasıdır. sadece bu, evet. benim sevgilim var diyebilmek. bunun için kızlar birileriyle cıkarlar starbucksa giderler, ortaköyde kumpir yerler, sinemaya giderler vs... uzar gider liste. arkadaş ortamlarında birisi sevgilisini ve onunla yaptıklarını, konuştuklarını anlattığı zaman altta kalmamak, bizde böyle böyleyiz diyebilmek ve hatta sevgilisi olmayan arkadaşlarına sevgilim var yiyip içip geziyoruz çokta mutluyuz havası atmak için flört ederler.

    ha unutmadan, bunlar aynı zamanda elif şafak, ayşe kulin ve canan tan gibi yazarları okuyan kızlardır ayrıca. birde şu ugg denen zımbırtıyı da bunlar giyerler.

    (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz tabi aq)

    zöe : zoruna mı gitti bitch.
  • şımartılmayı eda için değil de prenses sendromundan kraliçe sendromuna geçiş için kullanmaları. sanırım en kendine güvenen kadının bile aslında bu toplum yüzünden içinde bir ezik yattığından, bir erkekten dominant ilgi görünce "lan ben neymişim, baya giderim varmış" moduna girmeleri gibi bi talihsizlik oluyor. sonra en ufak tartışmada iletişim tonu "sen kaybedersin" ya da "beni kaybetmeyi göze alamazsın" oluveriyor. olağanüstü bişi oldukları için sevildiklerini ilgi gördüklerini şımartıldıklarını sanıyorlar. erkeğin sadece birlikte olduğu kadını yücelttiğini cavlayamadıklarından bulunmaz hint kumaşı olduklarını düşünüyorlar. kadınlara dair kafamdaki en net çıkarımım bu. sonra "kimse vazgeçilmez değildir, 7 milyar insanın olduğu bir dünyada kimse eşsiz değildir, ben de dahil" deyince bütün köprüler atılıyor. çok kalabalığız ya. tabii ki daha iyisi daha uygunu her zaman vardır. ilişki iki taraf için de keyif verici bişi diilse ve düzeltmeye çalışırken kıvılcımlar çıkıyosa siktir etmek lazım. sene olmuş 2011. iğrenç bi dünya var zaten bi de birbirimizle mi uğraşıcaz amk.
  • bıyıksız kız yoktur. bıyıklarını almayan kız vardır
  • sex konusunda ilk adımı onların atmasını beklerseniz şöyle yaklaşık yuvarlatarak söylüyorum bi beş yıl filan beklemeniz gerekebilir.
  • meşhur bir avcı hikayesidir..

    avı ile ayı dostlarmış. gel zaman git zaman araları bozulmuş. avcı ayıya ağzın kokuyor demiş, kavgaya tutuşmuşlar, avcı ayıya baltayla saldırmış. yıllar geçmiş, ayı ile avcı karşılaşmışlar. ayı demiş, baltayla saldırmanın acısı geçti iyileştim ama bana söylediğin o sözü unutamadım. dil yarası geçmedi.

    işte burada baltayla saldırıp kısa süreli geçici hasar veren erkektir. sözle saldırıp ömür boyu kalıcı hasar veren kadındır.

    kadın acımasızdır. meriçler, feministler ve fanusta yaşayanlar dışında herkes bilir bunu. kadın evladı dışında kimsenin gözünün yaşına bakmaz. seni kullanır, senin ruhun bile duymaz. ve sana yeri gelince öyle bir şey yapar ki ömür boyu ayağa kalkamazsın.

    kadınlar menfaati olmadan neredeyse hiçbir şey yapmazlar. arkadaşlıkları ilişkileri flörtleri her şeyi çıkar üzerine kuruludur. bir erkekle flört ederken kendisi 1 verirken, 10 alır. bunu o an için anlayamazsınız, geriye dönüp baktığınızda kullanılmış olduğunuzu görürsünüz.

    kadın zayıftan güçsüzden tiksinir. hele ki bir erkek ise bu insan yerine bile koymaz.

    kadın-erkek ilişkilerindeki bozulmuşluğa bakarak bile kadınlar hakkında fikir edinebilirsiniz zira burada kuralları koyan arz talep dengesini yaratan kadının kendisidir.
hesabın var mı? giriş yap