• annelerin, onlari ziyarete gitmeyen, aramayan, sormayan, hayirsiz, öküz evlatlarina karsi uyguladiklari yöntem. mesela, öküz evlat, bir gün kiçini kaldirip annesini ziyarete gider. televizyonda without a trace dizisi vardir. dizideki kahramanin annesi, mafya tarafindan kaçirilir. anne televizyona dogru konusmaya baslar:

    - yaa! zamaninda annenin kiymetini bilmezsen, sonra böyle aglarsin iste!
    - efendim?
    - sana demiyorum, bu adama diyorum. sen anneni arama sorma, sonra da mafya kaçirsin.
    - evet, yazik adama.
    - yok, hiç yazik degil. annesini aramayanlarin sonu bu olur iste!
    - nasil yani? mafya mi kaçirir?
    - evet. adam annesini aramamis, ayni sehirde oturdugu halde, ayda bir ziyaret etmis, mafya da ona annesinin parmagini yollar böyle!
    - bu adam annesiyle ayni sehirde oturmuyormus ki?
    - oturmasin! oturanlar için de durum ayni. hepsi sonra böyle aglar ama çok geç olur.
    - anladim.
  • kızım sana söylüyorum,
    gelinim sen anla,
    damat çay koy,
    abdülhey arabayı hazırla,
    diye devam eden direktifler zincirinin birer parçası olan söz öbekleridir.
  • keith chen, yale üniversitesi’nin ekonomi bölümünde görev yapan bir profesör. keith chen’in araştırması, maymunlara, para kullanmayı öğretmek ve bunun sayesinde topladığı bilgileri, bizlerin yani insanların, para ile olan ilişkisini karsılaştırıp, çeşitli sonuçlar çıkarmak. araştırma, yale üniversitesinin maymun laboratuarında başlıyor. bu laboratuarda yedi adet capuchin maymunu, bir ana ve birçok küçük deney kafesinde, para kullanmayı öğreniyor. para olarak, gümüş renkli, somun kullanılıyor.

    süreç gayet basit. ana kafesten bir maymun alınıp, deney kafesine koyuluyor. bu maymuna para adını verdikleri somun veriliyor. maymun öncellikle bu somunu kokluyor, ağzına götürüyor. bu aşamada bir tepsi içinde çeşitli yiyecekler getiriliyor: elma, üzüm ve jell-o. amaç, bu yedi maymunun her birinin sevdiği yiyecek türünü bulmak ve bu yiyeceği elde etmek için parayı kullanmalarını sağlamak. deney kafesindeki maymun elmayı seçiyor. araştırmacılar, maymuna elmayı vermeden önce, elinden parayı alıp, maymuna yiyeceği veriyorlar. bu süreç haftalarca sürüyor ve maymunlar birkaç hafta sonra, ellerindeki somunun yani paranın gücünü anlamaya başlıyorlar.

    maymunlar paranın kullanımını; araştırmacılar, en çok tercih edilen yiyeceği öğrendikten sonra, yeni bir süreç başlıyor: fiyatlandırma. bu yeni süreçteki amaç, maymunların biz insanlar gibi rasyonel kararlar verip vermediğini bulabilmek. böylece araştırmacılar, birçok maymunun tercihi olan jell-o’nun fiyatını iki somun, elmanın fiyatını yarım somun ve üzümün fiyatını ise bir somun yapıyorlar. buldukları sonuç ise, gerçekten ilginç. maymunlar, deney sırasında, biz insanlar gibi para harcama konusunda çoğu zaman rasyonel davranıyorlar. parasını, en çok yiyecek alabileceği şekilde harcamaya başlıyorlar. maymunlar, 1 somun verip, 2 dilim elma almayı, fiyatı 2 somun olan bir adet jell-o’ya tercih etmeye başlıyor.

    buraya kadar her şey güzel! günlerden bir gün, yine ana kafesten, deney kafesine alınan maymun, deney kafesindeki bir tepsi içinde bulunan 12 somunu görüp, aniden çılgına dönüyor. paraların bulunduğu tepsiyi kapıp, ana kafese fırlatıyor ve kendisini de ana kafese atıyor. ana kafesteki bütün maymunlar bir anda gökten para yağdığını görüp, yere düşen paraları kapışmaya başlıyorlar. levitt, bunu yazısında maymun tarihinde gerçekleşen ilk “banka soygunu” (maymunun tepsiyi çalması) ve “hapishane kaçışı” (maymunun deney kafesinden, ana kafese kaçışı) olarak tanımlıyor.

    bütün bu kaos içinde araştırmacılar, ana kafesteki maymunlardan parayı geri almaya çalışıyor. olay biraz yatıştığı bir anda keith chen, hiç görmemeyi tercih ettiğini söylediği bir olaya şahit oluyor: erkek maymunlardan biri, dişi maymunlardan birine yaklaşıp, ona elinde bulunan somunlardan birini veriyor ve bunun karşılığında dişi maymun, erkek maymunun seks teklifini kabul ediyor! ışin ilginç yanı bu iki maymunun “işi” bittikten sonra, dişi maymun “kazandığı” parayı araştırmacıya getirip, bununla üzüm almaya çalışıyor. chen, bu olayı maymun tarihindeki ilk “ fuhuş” olarak tanımlıyor>.

    yukarıdaki bilimsel araştırmadan sonra, üniversitenin araştırma etik bölümü, maymunlar üzerinde yapılan para araştırmasının, maymunların yaşam koşulunu, değerlerini ve gündelik yaşamlarını tamamen değiştirdiği ve zedelediği gerekçesiyle, araştırmayı iptal edip, maymunlara para verilmesini yasaklıyor.

    örnekte de anlaşılabileceği gibi bu cümle konuyu en iyi özetler halidir.
  • o anda ortamda bulunan bir insana iletmek istediğimiz bir mesajı başka birine başka bi şekilde söyleyip mesajı aslında alması gereken insanın anlama kapasitesinin yüksek olduğunu umut etme durumu.
  • iyi yapildiginda, unutulmayacak ayarlar verilmesini saglayabilen bir taktiktir. vucut dili, iyi secilen kelimelerle birlestirildiginde ancak amacina ulasir, o yuzden ustalik gerektirir. sallama bir bicimde yapildigi zaman, gelin lafi anlamaz butun laflar zavalli kizin ustune kalir, kiz dumurdan dumura kosar... ornek mi, aha iste:

    mezuniyet elbisesi ariyoruz, ben kiyafet deniyorum annem fikir veriyor. yanimizdaki kabinlerde de lise mezuniyetleri icin kiyafet deneyen bir grup kiz var. ben diz ustu, gayet sade, kokteyl elbisesi kivaminda bir sey deniyorum o sirada...

    annem bakiyor bakiyor ve "insan kisa elbise giyecekse bacaklari duzgun olmali, bu bacaklarla o kiyafet giyilmez" diyiveriyor. ben dumur, bacaklarima bakiyorum elbiseye bakiyorum... "ya anne deli misin benim bacaklarim duzgun ama bu elbise de cok guzel durdu??" diyorum. annem "hadi kizim cikar o elbiseyi, insan vucuduna uygun seyler giymeli. ne o oyle... once bi don aynaya bak" diyor. bende moral kalmamis tabii, "ama... ama... nasil yani" seklinde cikariyorum elbiseyi...

    yanimizdaki kizlar gidince anlasiliyor ki, annem kizlardan birinin giydigi elbiseyi begenmemis. hatun kisa, kalin ve yamuk bacakli, sisman olmasina ragmen mini bir straples elbiseye kendini tikistirmaya calisiyormus. benim annem de "kizim ana soyluyorum gelinim sen anla" taktigini kullanarak -yani beni asagilarmis gibi yaparak- kiza mesaj gondermeye calisiyormus. lakin, annem olacak kadin bu taktigi gayet ciddi bir surat ifadesi ve ses tonuyla, bakislarini da uzerime kilitleyerek yaptigi icin taraflardan gelin olan -sisman kiz- laflari hicbir sekilde ustune alinmadigi gibi, gunahsiz kiz tarafi -ben oluyorum- herkese rezil oldugu ve moralinin bozulduguyla kalivermis oldu...
  • mesajı alması gereken kişinin kazmalığından dolayı habire masum kişinin ayara maruz kalmasıdır.
  • aslantepe stadı açılışında toki başkanına gösterilen tepki.
    gelinini bulmuştur.
  • "abla hiç kasma öyle ironilerle, laf çarpmalarla, göndermelerle... derdin neyse söyle anlaşalım" mantığıyla yer değiştirmesini istediğim cümle. toplumumuz bir gün bu hale gelir mi ki?
  • bu devirde kızlara değil gelinlere direkt söylenir.acı bir durumdur;aile faciasıdır.
hesabın var mı? giriş yap