• erkekler arasinda nice kavga ve bozu$maya konu olan, her icki sohbetinde acaip derin bir muhabbet muamelesi goren konu, sorun.
    genel olarak bir erkegin, sevdigi kiz ile bir sorunu olmasini veya sevdigi kizin onu reddetmesini tanimlar. bu konu acilinca akan sular durur. herkes ciddiye alir, oyle makara yapilmaz. herkes ciddi olur, adam teselli edilir, cesaret verilir, "-siktir et abi..." falan denilir.
  • erkekler arasında bir gizli şifre, bir sihirli söz, tüm kapıları açan bir anahtardır bu..

    basketbol oynadığım yıllarda antrenmandan sonra, takım arkadaşlarımın hazırlanmasını beklerken, çantamı bir kenara bırakıp salonda şut atıyodum genelde..
    bi seferinde ben öyle "uuuvvv maykıl cordın topu kapıyor.. oovv may gad bu nasıl hızlı diripling.. inanılmaz bir sıçrayış.. oohh hayır yapma maykıll.. maaayyykıııl ve basskeeeet" diye diye kendimi gaza getirmiş tek başıma şut atarken elemanın biri çantamı götürmüştü..

    salon görevlisi çantamı götüren elemanın tam eşkalini "aha şimdi kapıdan çıktı" diyerek verdi.. ben de ağlayarak bizim antranöre gittim.. bizim antranörün çevresindeki, erkek a takımının testesteron yüklü bikaç oyuncusu, hırsızın gitmiş olabileceği yöne doğru koşmaya başladılar.. eleman bizimkilerden önce hareket etmiş olmasının şansıyla bir taksiye atladı..

    biz de peşinden durağa koştuk 7-8 kişi.. hepimiz sırayla taksilere yerleştik.. "şu öndeki taksiyi takip et" diyoruz.. şöförde tık yok.. sanki duymamış..
    "abi ne bekliyosun hadi!!" dedi antranör.. şöför yavaşça arkaya döndü "gençler bu yaptığınız mertlik değil" dedi..

    topluca bi anlamsızlaşma, sessizlik, sanki elemanın çantayı çalıp kaçan bizmişiz gibi bakıyo şöför..
    "gönül işinde böyle sertlik olmaz, yarın sizin de başınıza gelebilir" dönmüş bize doğru en gönül adamı tonundan nasihat ediyor, daha kontağı bile çevirmiş değil.. benim çantayı alan eleman epey yol alıyor bu sırada..

    bi gönül işinden bahsediyo oluşunu epey sonra idrak ediyoruz.. "ne gönül işi gitti çanta" diyoruz.. bi küfür sallayıp basıyo gaza taksici..
    meğer durağa koşup, "kız meselesi abiler kurtarın beni" demiş.. taksiciler de abilik yapmışlar, biri çantayı çalanı götürürken, diğeri de bizimkileri sakinleştirecekmiş..

    o günden sonra bikaç kere denedim ben de, yemedi..
    _ıı şey kız meselesi var da, ben sıra almadan yatırsam şu parayı hızlıca, hımm, lütfen?!
  • örnektir çoğaltılamaz;

    egoyu durdurabilmek, "hacı yavaş! nalıncı keseri misin mübarek! biraz başkaları öne çıksın" demek her babayiğidin harcı değildir.aşağılardan, memelerin altından, akciyerin solundan "herkes bana hayran olsun, beni konuşsun, nickimin altında binlerce entry olsun, birisinin sevgilisinin birasını döküp üzerine sözlükte fantazi yapıyım, anket doldurayım 'helal lan ne iyi yaptın' desinler, karmam 1500 olsun, istatistiklerde başa oynayayım, yüzlerce hayranım olsun, popüler olayım, arkamdan donlarını fırlatsınlar...lö lö lö" şeklinde sesler gelir. bu sesler şiddetini arttırdığında, bencil, egoist sıfatları ile damgalanırız. oysa sizce de çok doğal değil midir bünyenin kendine torpil geçmesi, lop etli kısmı kendine ayırması.

    narsist derler bazen, "ulan bizim bakkal hayri varya narsistmiş mona goyyim...seviciymiş...kendi kendiniymiş...vay puşt vay" derler. ukala olur derler.

    fazla açılartaktan rotamızı kaybetmeden şuraya bağlayabiliriz; "hep bu egonun suçu". biz kimiz ki kardeşim, egonun önüne çıkıcaz da "bilader, bi daha seni buralarda görmiyim...bu mahalleden geçme" diyebilecek. yok efendim neden "(ara: eksi sevgili)" deyince yüzlerce başlık çıkıyomuş da, yok efendim burası ağlama duvarı olmuş da...e olur tabi...kusulması gereken toksit madde bu kız meseleleri...ya gelicen arkadaşın kafasını s.kicen ya da kızı kaçırıcan...bu... (bkz: abazan insanlar ve sevgilileri /#3151159)

    manitanın iyisi memişten, kalçadan, muameleden belli olurmuş. hayat arkadaşının iyisi ise anneye benzemesinden. kıza yanlışlıkla "anne" diye sesleniyosanız, hiç şüphe etmeden basabilirsiniz nikahı.

    yanlışlıkla "anne" diye seslenilen bi kız ile oldukça düzeyli bir ilişkiniz olsun. ama kusmadığın bir mide ağrısı olarak da "eski sevgili" mağdurusunuz, o eksi kaşarı da unutamıyorsunuz. nesini unutamıyorsunuz, "manita" gibi kötü bir sıfatı hakeden nitelikleri unutamıyorsunuz; size vermesini, ilgi göstermesini, teninin kokusunu, çok iyi sevişmesini...vs. ayrılmış olmanıza rağmen hala size hayranlık duymasını ve de özellikle sizin için "onu unutamadım, hala çok seviyom" diye ağlamasını istersiniz. içinizde ona karşı herhangi bir saygı emaresi yok iken, onun sizin arkanızdan koşmasını, sizin için hala yanıp tutuşmasını istersiniz.

    bu ve bunun gibi sebeblerden dolayı onunla karşılaşmak, konuşmak, dikkatini çekmek, kendinizi ona hatırlatmak, yarasını deşmek gibi sadist isteklerle dolarsınız. onunla iletişim kurmak için can atarsınız. ama gelipte biri size "eski sevgili" dese; "kim? ha...o muuuuu" der hatırlamıyormuş gibi davranızsınız.

    ama diğer yandan da bu istedikleriniz kısmen gerçekleşip, onunla yolda, bi yerde karşılaşınca, hani onu "şimdi açıklayamayacağım bir sebeblerden ötürü" terketmiştiniz ya, işte o götü kalkık, ukala halinizi hatırlar, iletişim kurmaz, kuramazsınız. pek tabi bu oldukça sadist bir ruh halidir. kızların gösteripte vermemesi gibi bişidir.

    e o zaman insan ne bok yemeğe ilgi duyar eski sevgiliye, ne bok yemeğe iki cümlesinden birinin öznesi eski sevgilidir. sanki o kızcağızı/oğlancağızı kendi s.ttiretmemiş gibi. ya da şu an yüzüne bakmaya doyamayacağınız, üzerine titrediğiniz bir sevgiliniz yokmuş gibi. neden hala eski defterler karıştırılır, yepyeni, tertemiz, cillop gibi 120 yaprak cizgisiz harita method dururken...

    işte hep ego! başta da dediğimiz gibi hep o şerrefsizin suçu!

    - ayşe seviyo mu
    - seviyo
    - iyi o kenarda dursun...ya arzu?
    - o da seviyo gibi
    - hemen onu da kaldıralım...başka var mı...başka beni seven var mı...herkes sevsin, herkes hasta olsun bana...saçımı süper şekil yaptım bugün gören yok mu, süper olmuş deyin, çok yakışıklısın deyin, kız olsam verirdim deyin, babam izin verse verirdim deyin...

    gelde şimdi karı-kız muhabbeti yapma...olacak iş mi?
  • fiks turk erkegi perspektifine gore (bkz: ah $u biz karabiyikli turkler) dunyadaki her turlu aksiyonun temel kaynagi. ay'a gonderilen apollo 11den, 2. dunya sava$ina; roma'nin yikilmasindan, benim mikro'dan be$inci kez cakmama kadar her $eyin altindaki gizli gercek
  • jedi'lar ile sith lordları arasındaki husumetin sebebi.
  • türk gençliğinin ontolojik meselesidir*. camus bunu okusaydı ne küfürler ederdi bana. belki de bu başarılı tespitimi över, saçımı okşardı, hey gidi!

    kanın gövdeyi götürdüğü kavgaların çıkış nedenini (yangının çıkış nedeni) açıklamak için kullanılıyor daha çok. "kız meselesi yüzünden başlayan kavgada..." yani bir yangının sigara izmaritinden veya elektrik kontağındaki kısa devreden çıkması durumundan çok daha yoğun bir kesinlik belirtmiyor mu bu anlatım size? kız meselesi dendi mi olay biter. hukukun bittiği, raconun başladığı yerdir. mont hışırtsısından işkillenme; karşı tarafın omzuna el atıp "bak koçum"lu cümleler kurma; kumlu zeminlerde, sıklıkla inip kalkan ayakların kumda çıkardığı ses; "önce o eli bi indir"; "o kız senden önce bana güldü". işte bu! evreka! "o kız senden önce bana güldü" kavganın çıkış nedenidir. kız, olasıdır ki kavga eden iki tarafı da sallamamaktadır. ama onlar birbirini yerken, jönümüz de jakuzide kızımızı yemektedir. bunlar tabi sonraki sahneler. önce kavgayı, cinayeti sunmalıyız izleyiciye. kız, açıkça "ben x'i seviyorum" dememişse; alyansla, nişan yüzüğüyle ya da o kişiyle kolkola dolaşarak bu yönde bir açım'da bulunmamışsa; potansiyel olarak bütün türk gençlerinin sevgilisidir. minyonların sevgilisi!

    namus çok garip bir kavram, di mi john? sanki kız, birbirini doğrayan bu iki dangalak arasında kararsız kalmış ve "hele bi dövüşülsün, sonra sevişilir" demiş gibi. cık cık cık... allahsız kız, bilerek edilgen kuruyor cümleyi. "sevişiriz" demiyor, "sevişilir" diyor. e, sonra sevişilir tabi, hapisteki şişçilerle.
  • (bkz: kız mesenesi)
  • bunu bir karikatürle şöyle açıklamışlar, yeminler olsun her görüşümde günüm güzelleşiyor.
    https://twitter.com/…turz/status/496023217975619585
  • 18-19'lu yaşların başında serde cengaverliğin, deli cesaretinin paçalardan aktığı bir dönem yakın arkadaşım aradı ve dedi ki ''kardeşim benim hatuna x şahıs telefonda gizli gizli yürüyüp rahatsız ediyor'' öyle 3 aylık sevgili falan da değil adamın baya kundaktan beri sevgililer. o yaşlarda tam olarak namus davası sayılır. arkadaşım da sessiz sakin, kavga çıkartacak son adam. bahsettiği herif de kancığın, hokkabazın, uğursuzun önde gideni. ben de dedim kardeşim kanın yerde kalmaz o adamı un etmek boynumuzun borcudur. 2 saat sonra yanımda 4 tane revolver gibi cengaverle semte giriş yaptım.

    aman yareppi şeblerim neler görüyor. ortalık mahşeri kalabalık. meğerse bizim elemanın ne arkadaşı, ne dostu arkadaşı varmış. yalanım varsa iki gözüm önüme aksın 50+ adam var migrosun otoparkında. insanları yara yara bizim elemanı buldum. dedim olm çocuğu dövdükten sonra sizin düğünü de yapalım artık, bu kadar kalabalık boşa gitmesin. gülmedi. korkunç gaza gelmiş, yanındakiler bizimki boşladıkça veriyo gazı onun şurasına şöyle yapcaz, şu akrabası hayat kadını falan uuuu uuu. neyse çocuğu çağırmaya bi kafile yola çıktı. herkes bekliyo ki 200+ kişiyle gelsin. şam şeytanı geldi tek başına. dövsen dövemezsin, herkes bi kere tükürse bildiğin cana kast. bizimki de saldıracak cesareti bulamıyo kendine. ortamın en gergin arkadaşı buna gömdü kafayı. bi harala gürele derken ortam sakinleşti. eleman dedi ki yiyosa teke tek kimsenin olmadığı yerde kapışalım. 'olayın saçmalığına gel' bizim ki tamam lan dedi hadi gel dedi, beraber arabaya binip gittiler. hesapta sessiz sakin bi yerde kapışacaklar. olayla alakası olmayan biri, bizimki kaldı ortada. neyse goy goy muhabbet 50 kişi yaktı sigaraları bi kısmı dağıldı playstation'a falan gitti, biz takılıyoruz orda. yine ortamdan tanış olduğum bir arkadaşımın yanında getirdiği elemanlardan biriyle geçtik köşeye yaktık sigaraları, sen kaç net ben kaç net öss muhabbeti yapıyoruz arabaya dayanmış. sonra biri koşarak bunun sırtına atladı baya arkadaşı gibi, kanka naber falan derken ite kaka iki arabanın arasına soktu, sonra o arabaların arkasından 4 tane adam çıktı. bu çocuğu araya alıp bir ezdiler aga, bir ezdiler.. yumruk, tekme, tokat.. yerde suratını tekmeliyolar. üzerinde tepiniyolar. içim gidiyo ama çocuğu daha 8-10 dakika önce tanımışım. birini yanlışlıkla itsem orda 5 kişi o hızla beni de harap edicek. hiç şansım yok patoz olucam orda çevrede de kimse yok. neyse baba yalandan iki yapmayın etmeyin rüzgar yaptım zaten millet bizim oraya hareketlenene kadar kaçtılar. baktım çocuk yerde hareketsiz yatıyo. bi yandan vicdan azabı, bi yandan korku ayıltmak için tokatlıyom elemanı. 1-2 vurdum ses yok 3. yü vuruyodum.. ''dur vurma dedi, numara yapıyom gittiler mi ?'' dedi, gittiler dedim. '' vay orospuçocukları içimden geçti allahsızlar ibneler'' dedi. sonra zaten millet üşüştü etti. o arada bizim eleman da geldi arabayla. o heyecanla indi arabadan milletin tansiyonunu görünce, biz koştuk noldu ne yaptın, elemanı gömseydin bari açıkta cenaze bırakmak günahtır geyikleri. yok dedi ne öldürmesi gömmesi ya, bana burda dur dedi durdum, sonra arabadan indi koşmaya başladı. atladım arabaya ara sokaklarda kayboldu gitti ben de geri geldim dedi. olayla alakası olmayan bi çocuk bi torba dayak yedi, bizim başrol ortalıkta yok, şam şeytanı izini kaybettirdi. gittik biz de oturduk madem kalabalığız counter atalım dedik.
hesabın var mı? giriş yap