kerem gibi
-
bir sezon küfredilen bir sezon yerlere göklere sığdırılamayan ama genelde kitleler tarafından sezonluk tepkilerle anılan özellikle bu aralar pek bir moda olup şiirleri rakı sofrasına meze olma yolunda ilerleyen nazım hikmet in güzeller güzeli tüyler ürperten şiiri... duyulduğunda heyecanlandıran şiir... ilk okunan şiiriyse onun eğer,çarpılmışa döner insan .. bir şeye aşıkolmuş gibi hisseder ama neye olduğunu bilemez bir türlü...
kerem gibi
hava kurşun gibi ağır!
bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
koşun,
kurşun
erit-
meye
çağırıyorum...
o diyor ki bana:
- sen kendi sesinle kül olursun ey!
kerem
gibi
yana
yana...
"deeeert
çok,
hemdert
yok"
yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
hava kurşun gibi ağır...
ben diyorum ki ona:
- kül olayım
kerem
gibi
yana
yana.
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
lıklar
aydın-
-lığa...
hava toprak gibi gebe.
hava kurşun gibi ağır.
bağır
bağır
bağırıyorum.
koşun
kurşun
erit-
-meye
çağırıyorum... -
mabel matiz'in yaşım çocuk adlı albümünde yer alan alaturka şarkı, sözlerini yazayım da tam olsun:
kaç bahar gezdim gönül düzde
yâr edip yelleri?
kâr değil bu derdiğim güller,
yağdı dikenleri.
kaldım bir başıma bu dert beni
öldürmez de süründürür aman.
yaktım genç yaşımı bu matemi,
kalbim zevk ediyor onduramaz.
çare bu değilse de
kandı sonsuz kere
kör kuyu derin ateş
kamberi de kül
varmadı kerem gibi
kâh görünüyor dibi
kör kuyu derin ateş
kâh yeri meçhul.
düzeltme: kulağı benden çok çok iyi bir mabel hayranından söz düzeltmesi. -
kagit kesigi gibi sarki.
ah mabel, naptin sen. oldurmeyip de surundurdun. -
alexi'nin öldürülmesinin ardından atina ekonomi ve işletme fakültesi tarafından yayınlanan bildiride yerini alan şiir.
http://www.occupiedlondon.org/…age-from-the-future/
if i do not burn
if you do not burn
if we do not burn
how will darkness come to light?
(nazim hikmet, “like kerem”)
*
hava kurşun gibi ağır. -
yolu çok defa kaybetmiş, kusana kadar içmiş, için için ağlamış, ağız dolusu küfretmiş, istemiş olamamış, çağırmış duyuramamış, çok ağlamış bir şarkı bu.
yanık izleriyle, iniltilerle, dokunulamamış acılarla dolu teni.
gömleğinin yeniyle örttüğü kolları, hep kapalı tuttuğu avuç içleri, göğsü, köprücük kemikleri har içinde.
aşkla, aşksızlıkla, sözle, suskunlukla...
o kadar güzel o kadar güzel ki kuş koysunlar yoluna.*
https://www.youtube.com/watch?v=rjywgvjykwe -
büyülü olduğundan neredeyse emin olduğum şarkı. bu şarkının düzenlemesini yapan can güngör ve cihan mürtezaoğlu'ndan bile daha çok dinlemiş olabilirim ben kerem gibi'yi ve doymadım, doyulmuyor.
-
mabel matiz'in en güzel şarkılarından. dinlerken kasveti ile zevk veren bir eser.
-
bugün genco erkal'ın boğaziçi üniversitesinde oynadığı oyun. tüylerim diken dikendi oyun biterken. sanırım herkes benim gibi hissetmemiş ki çıkışta birisi "oğlum oyun politikmiş yaaa" diyordu. senin kafana sıçayım ben...
-
genco erkal'ın ustalığını konuşturduğu çok güzel oyun.
-
genco erkal'ın oyunculuğuyla muhteşem bir nazım hikmet dinletisi. arka planda geçen görüntüler çok etkileyici, aynı zamanda zaten o bildiğimi genco erkal yorumu da... en başta mikrofon kullanılmasını yadırgadım bir tiyatro oyununda bu kadar net olarak, zira ses hep aynı yerlerden ulaşıyordu kulağımıza, oyuncu uzaklaşsa da, yakınlaşsa da ses hep aynı netlikte, aynı şekilde geliyordu. sonra ya ben alıştım, ya düzeldi o durum bir şey oldu ama oyunun içine iyice girdim...
nazım hikmet'in "aydınlık" şiirleriyle yaşama sevinci doldu için birçok kez. hüzünlü, acı dolu şeylerden de bahsetti şiirler, savaşlardan, hapislikten, ölümden de bahsetti, ama hep bir umutla sarıldı yaşama nihayet. o büyük umutla da sona erdi zaten oyun, "güzel günler göreceğiz çocuklar..."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap