• geçtiğimiz hafta sonunu geçirdiğim ve gayet eğlendiğim kayak merkezi.

    kar seviyesi 160 cm civarındaydı. şu anda türkiye'nin en yoğun kar kalınlığına sahip merkezi.
    pistler iyiydi ve çok keyifliydi.

    15 sene sonra kayakları taktım ayağıma ve hiç yabancılık çekmedim. acemi olanlar için t-bar ile tepeye çıkılan yerlerin yan tarafında nispeten daha kolay pistler mevcut. daha usta olanlar için tepeye çıkan 2-3 alternatif var.

    kayakları kiralayacaksanız; aracınızda yer varsa kartalkaya'ya çıkarken yol üzerinde küçük bir benzinci var (yavuz petrol) oradan kiralayabilirsiniz 30-40 liraya. kaliteli markalar da mevcut. pantolon mont falan da kiralayabilirsiniz.

    artıları:
    + pistler güzel
    + pist kenarındaki tesisler güzel ve keyifli
    + zirveye çıkaran malzemeler sağlam ve güvenli

    eksileri:
    - ski-pass'ler biraz pahalı geldi. günlük 100-140 tl arası fiyat çekiyorlar. yavuz petrol'den kiralarken indirim kartı alabilirsiniz yada kaldığınız otelle konuşup indirim yaptırtabilirsiniz. (kayak pistinin yanındaki otellerde kalmıyorsanız) pist kenarındaki otellerde sanıyorum ki ücretsizdir. otel konaklamaları turkcell platinum kodu ile daha da indirimli oluyorlar. biz kartepe'ye gidemeyince aniden kartalkaya'ya geçtik tepedeki oteller doluydu.

    -pistin kenarındaki güzel ve keyifli tesislerde (cafe kartal) yiyecek içecek pahalı. (sucuk-ekmek 25 tl)
    turkcell platinum şifreniz varsa cafe kartal'da yiyecek içecekler %30 indirimli. her masaya bir şifre yeterli. ancak turkcell'in sponsor olduğu bu mekanda turkcell çekmiyor. (şaka değil) platinum kodunuzu pistte yada otelde alın.
    bu indirim alkollü içeceklerde geçerli değilmiş.

    -pist etrafında aracınızda park yeri bulmak biraz problem. kahvaltı sonrası erkenden gidin eğer pist kenarındaki otellerde kalmıyorsanız.

    -kar lastiğinize güvenmeyin. yollar kar ve buz oluyor. ben centilmenlik yapayım diyerek atv'li bir gruba yol verdim ve bir daha kalkamadım araçla. yol kenarlarında zincir kiralayan çok fazla yerel unsur var. ancak onlar resmen sikiyorlar. ben 80 lira verdim zincir kirasına 2 günlük. adam son gün de 50 defa aradı "abi geliyor musunuz" diye. sanki altın zincir taktı pezevenk.
  • ülkemizdeki birçok işletme gibi aldıkları paranın karşılığını vermeyen işletmeleri bulunan kayak merkezidir. nasılsa herkes geliyor diye verilmesi gereken temel hizmet, pistleri bakımlı tutmak, bir lüks olarak görülüyor. insanların düştüğünü görmelerine rağmen bütün gün zahmet edip pistleri ezmiyor, temizlemiyorlar. kayak keyfiniz aman bolkara saplanmayayım, aman şurda taş var çarpmayayım şeklinde mücadele ile mahvoluyor. nasilsa insanlar geliyor, daha iyisini buluyorsanız oraya gidin mantalitesi malesef bu sektörde halen hakim. kaliteyi, lüks degil temel düzeyde gereksinimleri, biz talep etmeliyiz ki uzun vadede anlasınlar "nasılsa gelmediğimizi".
    cafe, restoran vs. gibi tesislere de değinmeden geçemeyeceğim. geçen sene iki bayat ekmek arası sucuk+2 kolaya 48 tl dediklerinde yanlış anladığımı düşünmüştüm, doğruymuş sonradan gördüm inanamadım. hadi dağın başındasın, bulabiliyorsan başka yerden al zihniyetiyle yaklaştın cinfikirlisin diyelim. aldığın paranın karşılığı "ekmek arası sucuk" tur, bayat ekmek arası sucuk vermek ayıptır.
    kartalkayaya günübirlik turla gelenlerin çektiği işkenceler de cabası. tura öğle yemeği dahil para ödediğiniz için, haliyle restorana yemek yemeğe değil içecek birşey almaya giriyorsunuz ama restoran sahipleri içeceklerini para (servet) ödeyip alsalar dahi günübirlikçileri dışarıdan yiyecekle içeri almıyorlar. günübirlik gelen onca insanı soğukta yemek yemeğe mecbur bırakmak bu işletmelerin ayıbı değil midir? insanların birşey satın almadan da girip oturabileceği bir yer yapılmasını beklemek verdiğiniz paranın karşılığını istemektir, lüks beklentisi değil.
    80 lira veriyorum günübirlik pass'a. pistler ezilmemiş, bayat ekmeğe 20 lira ödemeyi reddediyorsam girip oturabileceğim biryer yok. neye harcıyorsun peki benim odediğim 80 lirayı?
    neyseki kartal ve grand kartal otellerin lezzetli ve bol çeşitli yemekleri, kibar ve işini iyi yapan garsonları var ki, bir şeylerden memnun olabiliyoruz.
  • eski anadolu uygarlıklarında, kartalkaya hakkında yorum yapan kayakseverler, pistleri ve tesisleri birbirinden tamamen ayrı olan dorukkaya ve kartal otel ayrımını özenle yaparlarmış; dorukkaya'da veya kartal otel/grand kartal'da kalıp bu bilgiyi hiç paylaşmadan kartalkaya başlığına gözlemleri döşemek hoş karşılanmazmış.
  • türkiyenin en rezalet merkezlerinden birisi olmaya aday. 6-7 yıldır neredeyse her yıl gidiyordum, iyi kötü kayıyordum. kalmalı gittiğim de oldu günübirlik de.
    yokluk varken fena değildi, pistlerin kısalığına çeşitliliğin azlığına kalitesiz ve pahalı hizmete takılmıyordum.
    artık bir iki kere alplere gittikten, erciyesin tesisleri kendini bu kadar geliştirdikten sonra bu yıl enayi miyim niye gideyim dedim. bu yıl hiç gitmedim eksikliğini de hissetmedim.
    otuz yıldır aynı hizmet hiç değişmedi. iyi yönde değil gerçekten otuz yıldır neredeyse hiçbir değişiklik yok. afedersiniz sk kadar iki otel inatlarından kafa kafaya verip pistleri bile birleştirmiyor, ikisi de dandik 10 km ilk pistleri için fahiş ücretler talep ediyor. restoranlarında kafelerinde yediğiniz kazığın haddi hesabı yok. o kadar sınırlı alana sıkıştırılmışlar ki pist dışına çıkayım da etrafı keşfedeyim demenizin imkanı yok en uzun pist dışı tecrübemiz 3-4 dakika sürüyor o da zaten iki tane filan gidebileceğiniz rota var.
    herşey 30 yıl öncesinden kalma, doruk tarafında iyi kötü bir park yapıyorlar hava yatağı filan koyuyorlar ama ben yıllardır kendisini göremedim. kartal tarafında en son 4 yıl önce parkın ezildiğini gördüm.
    eskiden yoklukta gider diyorduk, artık gitmiyor, ya liftleri birleştirin, düzgün işletmeye başlayın, tesisi büyütün, ya da ben ve benim gibi düşünen bir sürü ankaralı artık erciyeste sucuk ekmek pastırma ekmek filan takılacağız, vakit buldukça da yurt dışına gideceğiz, hem maddi hem manevi açıdan daha karlı (ve karlı) oluyor.
  • son 15 yıldır düzenli gittiğim yer olup, görüşlerimi paylaşmak isterim.

    > öncelikle kar kalitesi ve pist çeşitliliği olarak türkiye'deki güzel merkezlerden birisidir. ayrıca bolu'nun ağaçlık doğası da eklenince, genelde eşsiz bir manzara eşliğinde kayıyor oluyorsunuz

    > herkesin en çok merak ettiği konulardan birisi de hangi pistten kaymak gerektiği. öncelikle pist derken otellerin pistlerini baz alacağım. 2 ana pist alanı var. birisi kartal & grand kartal'ın tarafında yer alan. diğeri de dorukkaya ve kaya palazzo'nun oradaki.

    kartal tarafındaki pistler, oranın en eski pistleri olup, sayı ve zorluk olarak dorukkaya'ya göre daha çoktur. lakin eski derken sadece pistler eski değil, telesiyejler de cidden eskidir. yukarı çıkarken cidden rüzgarı yiye yiye donarak varıyorsunuz tepeye. ayrıca çok da yavaş. bu açıdan oradaki pistlerin zamanın çok gerisinde kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. kartal & grand kartal'ın telesiyejleri inatla (yıllardır) yenilememesi cidden çok enterasan bir durum.

    dorukkaya ise her ne kadar (görece daha kolay) pistlere sahip olsada, modern telesiyej yapısı sayesinde konfor sunuyor.

    > fiyatlara gelirsek, kartalkaya geneli için fiyatlar cidden uçmuş durumda. ekonominizi düşünüyorsanız kesinlikle gelmenizi tavsiye etmem (yeni yeni popüler olan erzincan'ı tavsiye ederim) otelleri geçtim, kafelerde bir patates kızartması 95 tl.
    günübirlik geliyorsanız, kesinlikle yanınızda kuruyemiş-sandviç vs getirin. bayıla bayıla yenilen sucuk ekmeğin içindeki sucuklar da bim'den alınmadır, bilginize.
  • kar kalınlığı konusunda burada bulunan iki otelce manipulasyon yapılan kayak merkezi.
  • uludağ'a nazaran her zaman daha kalitelidir. en azından insanlar sadece kayak yapmaya gelir.
  • keyifli snowboard pistleri olan kayak merkezi.

    görüntüler intermediate pistlerden biri olan arka çanak'tan.
    https://vimeo.com/103399779
  • arkadaşlar ben gitmeden önce çok araştırdım ama kimseden doğru düzgün bilgi edinemediğim için şimdi aydınlatıyorum.

    biz gitmeden önce yol durumunu ve fiyatları öğrenmek için dorukkaya oteli ve penguentepe yi aradık.

    eğer ki yolların karlı olduğunu söyledilerse ve siz de öyle düşünüyorsanız kesinlikle yanınızda zincir bulundurun yollar çok dik ve virajlı. merkezden 40 dklık bir mesafe var sanırım. zor kısmı son 20 dk. tatili tatsız hale getirmeyin. biz yılbaşında gittik sadece bir bölgede hafif bir buz vardı onun dışında yollar açıktı. zincirsiz çıktık indik.

    kayak eşyalarını penguentepeden kiraladık. hem kurumsallar diye hem de eli yüzü düzgün diye burayı tercih ettik. gerçekten çok yardımsever kaliteli insanlar. çay kahve ikramları da var eviniz gibi.size de tavsiye ederim. otelde kiralama ücretleri penguentepenin 1.5 katı aradım sordum.

    buradan kayak takımlarını kıyafetleri vb kiralayabiliyorsunuz. an itibariyle ücretleri
    kayak takımı yeni:300
    eski:230
    pantolon, mont, kask: her biri 100 tl
    eldiven:160 tl
    -benim tavsiyem eğer ilk kez veya ikinci üçüncü kez yapacaksanız yeni kayak takımı almanıza gerek yok. biz paradan kaçmayalım dedik aldık ama zaten yeni olduğumuz için bir farkı olmadı.
    -üstünüzü çıkarılabilir şekilde sıkı giyinin mont almanıza da gerek yok, zaten kayarken ısınacaksınız. ısındıkça duruma göre çıkarırsınız.
    -altımıza biz içliklerle iki kat giyinip üzerine pantolon kiraladık, ıslanmamak için iyi bir tercih oldu ama bunu da kendi kıyafetlerinizden çözebilirsiniz. (mesela kıyafet getirip ıslananı değiştirerek yola devam etmek gibi. biraz rezillik olur ama malum ekonomi veya varsa suya dayanıklı eşofman filan işinizi görür.)
    -kask almaya gerek yok, kafayı yere çarpacak kadar ağır düşmüyorsunuz.
    -eldiveninizi yanınızda getirin burada pahalı. kar eldiveni satıyorlar şişme olanlardan ama normal 10 liralık eldiveniniz olsa da çok üşümezsiniz bence.

    size penguentepede bunların hepsini sunup en üst seviyelerini tavsiye ediyorlar. dediğim gibi eğer ilk, iki veya üçüncü gelecekseniz ekonomik açıdan benim tavsiyeme kulak verebilirsiniz. biz dedikleri gibi yaptık bilmiyoruz diye ama bir daha gitsem anlattıklarım gibi yapardım.

    kayakları kiraladık arabaya yükledik. (kayak takımları 1.50 cm gibi düşünün ortalama.) otele çıktık. sağ tarafta dorukkaya solda kartalkaya otelleri var. biz doruğa gittik. hemen otoparkçı gelip soruyor günübirlik mi geldiniz diye evet deyince sizi az aşağıda park ettiriyorlar. park yeri ücretsiz. burada kiraladığımız eşyalarımızı giyip kayak takımlarını kuşanıp eşyalarımızı arabaya koyduktan sonra (telefonu ve anahtarı yanımıza aldık. fermuarlı cebiniz varsa kaybolmaz) otelin günübirlik yazan kapısından içeri giriyoruz. merdivenlerden inince solda skipass kiralama yeri var. (bilmeyenler için skipass kaydıktan sonra sizi yukarıya çıkaran sistem.)

    gelelim skipass a. tecrübe aktarımının en önemli kısmı burası olacak. biz 4 kişi dorukkayadan aldık. skipassla alandaki bütün pistlerde kayabiliyorsunuz. kişi başı ücreti 700 tl(geçen sene 350ymiş). ancak biz ilk kez gittiğimiz ve çok da bilmediğimiz için baby pistte bile kayamadık çünkü bilmeyen için orası bile çok dik geliyor insana. o yüzden aldığımız skipassları kullanmadık. boşa almış gibi olduk. allahtan kapıda satabildik yoksa çok tatsız olacaktı.

    otelden kayma alanına çıkınca bir alan var baby-baby pist diyebileceğimiz. biz orada kaydık. eğer hiç bilmiyorsanız skipass almayın. tekrar ediyorum eğer hiç bilmiyorsanız skipass almayın. illa alacağım ben az buçuk biliyorum normal baby pistte de kayabilirim de diyorsanız. o zaman sadece 1 tane skipass alın. çünkü kartlar kişisel kullanım değil, öyle herkese standart kart veriyorlar. yani arkadaşınız kayıp aşağıdan lifte girip yukarı çıktıktan sonra 1 tur siz dinlenirken kartınızı ona verirseniz o da kayar gelir aynı kartla yukarı çıkar o dinlenir siz kayarsınız. ayrıca eğer erken çıkacak olursanız kartlarınızı giriş kapısında biraz bekleyip gelenlere satabilirsiniz.

    skipass işini hallettik. oradan yürüyerek kayılacak alana çıkıyoruz. çıktıktan sonra sol tarafta böyle az eğimle deneme yapıp öğrenebileceğiniz bir bölge var. bir de hemen önünüze baby pist gelecek. oradan az buçuk biliyorsanız kayarsınız. bilmiyorsanız orası bile tehlikeli olabilir.

    son konu eğitim. eğer ekibinizde hiç bilen yoksa en azından bir kişinin eğitim almasında fayda var. kendi çabalarınızla öğrenilecek bir şey mi tartışılır. çok çabalarsanız kendinizde öğrenirsiniz. ama skipasstan kazandığınız parayı burada eğitime verebilirsiniz. (bazı eğitmenler eğitim vermek için de skipass soruyorlar, eğer eğitim alma gibi bir düşünceniz varsa skipasstan önce bunlarla görüşün.) eğitim sanıyorum bir kişi saati 600 tl filan. tekrar sormakta fayda var. ama bir arkadaşınız biliyorsa o size gösterir oradan da kar edebilirsiniz.

    pistin aşağısında bir kafe var, buradan ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz demek isterdim ama su 50 kahve 100 lira ona göre arabanıza sudur basit yiyeceklerdir alacağınızı alın.

    önemli kısımlar bunlar, başta kayamazsanız bu normal umutsuzluğa düşüp ben yapamayacağım demeyin çabaladıkça çabaladıkça insan çözüyor. bisiklet sürmeyi öğrenmek gibi. gitmişken tadını çıkarın. aklıma gelenleri yazdım. iyi eğlenceler

    plus: bolu da kahvaltı ve diğer yemekleriniz için bolçi kafeyi öneriyorum. bistro tarzında her şey var. menü insanın aklını döndürüyor. kaliteli ve fiyat olarak ideal bir yer. kuzu, kebap vs insanı iseniz biz abant tarafında abant şömines otel e gittik oranın da yemekleri güzel. fiyat performans dengesi iyiydi.
  • bir kayakçı olarak şunu söylemek isterim ki (sadece 1 kere gittim )

    insan gibi sevmiyorlar aklınızda bulunsun...

    istanbul ve çevresinde ikamet ediyorsanız bu spora başlamak için en uygun yer uludağ...

    kartepe'de uygun değil orada da kayağa başlayacak adama ilk önce bi biz kayalım zihniyeti mevcut aman dikkat.
hesabın var mı? giriş yap