• karartmanın mantığı, düşmanın sizi tespit etmesinin önüne geçmek için yaydığınız ışık miktarını azaltmak. bunun en basit yöntemi ise ışıkları söndürmek ya da pencereleri karartmak.

    ikinci dünya savaşı sırasında türkiye'de karartmaların nasıl yapıldığı, pencerelerin ve lambaların siyah ve koyu mavi kağıtlarla sarıldığı şurda (bkz: #105396017) gayet güzel açıklanmış. millet panik halinde karartma kağıtlarına hücum edince ve fiyatlar zirve yapınca bir kısım kırtasiyeci sağlam para kaldırmış.

    bunların en çarpıcı örneklerinden biri, ankara ulus hali'nin girişindeki dükkanında kese kağıdı, kırtasiye, mukavva, ambalaj satan mahmut nedim irengün'ün karartma kağıtlarındaki astronomik fiyat artışıyla elde ettiği sermaye birikimi o düzeye gelmiş ki savaş biter bitmez 1946'da banka kurmuş: garanti bankası
  • 1940 yılı 21 kasımı 22 kasıma bağlayan akşamdan itibaren karartma uygulanacağını açıklayan devlet, vatandaşların konutlarında gereken hazırlığı yapabilmesi için dört gün mühlet tanımış ve ışıkların nasıl karartılacağı hususunda halkı bilgilendirici bir izahname yayınlamıştır. tarif edildiği üzere ışığı maskelemek zorunda olan halk pencerelerin, lambaların etrafının sarılması için siyah ve koyu mavi kağıtla storluk kumaşa yoğun talepte bulunmuştur. bu talep karşısında bazı fırsatçılar, siyah ve koyu mavi kağıt, storluk kumaş, koyu mavi boya, el feneri ve pil gibi ihtiyaç duyulan ürünleri ellerinde tutarak satmamış ve piyasada az miktarda bulunan bu tür ürünler de karartmadan önceki fiyatının iki üç misline satılmıştır. bunun üzerine fiyat belirleme komisyonu tarafından ışığın maskelenmesinde kullanılan ürünler için maksimum kar oranı belirlenerek satış fiyatı sabit tutulmaya çalışılmış, aksi satış yapanların tespiti için zabıta güçleri görevlendirilmiş ve ihtiyaç duyulan ürünler devlet tarafında tedarik edilerek piyasadaki yoğun talep karşılanmaya çalışılmıştır.
    20 kasım 1940 tarihli tasviri efkar
    22 kasım 1942 tarihli tasviri efkar

    korona günlerinde maskem kalmadığı için bugün eczaneye gidememiş ve evde maskemin gelmesini beklerken değişiklik olsun diye eski gazeteleri okurken karşıma bu haberin çıkması epey tuhaf bir durum. 80 yıl önce de ülkede gündem aynıymış. hayat tuhaf rastlantılardan oluşurken, tarih nasıl tekerrürden ibaret kalmayı başarabiliyor?
  • türkiyede ilk kez 22 kasım 1940 tarihinde, ikinci dünya savaşı'nın getirdiği sıkıyönetim dahilinde, tatbikat amaçlı uygulanmış olay.
  • artık insanlıktan umudu daha fazla kesmemek için, içinin kapısını kapatıp, kalbinin perdelerini sıkı sıkı örtüp, gözlerinin ışıklarını söndürüp, 'bitse de gitsek' prensibine dayalı yaşam biçimine geçişin adı. ölüm korkusuna benzer bir korkuyu da barındıran, yalnızlık gibi karşıtından var olan bir kavramın, karşıtı olmadığı için var olmadığı, acıklı olmayan, sade ve gerçek ve haklılıktan gelen gururla karışık ruh durumu.
    ing. (bkz: blackout)
  • kıbrıs baris harekati sirasinda turk insanin bir kac gun boyunca uyguladigi evlerin ve sokak lambalarinin yanisira araba farlarinin da lacivert kagitlarla kaplanip isiginin azaltildigi; muhtemelen ulke insanini savas kosullarina hazirlamak veya savasin varligini hissettirmek haricinde herhangi bir faydasi olmayan eylem.
  • çocukluğumda bunun en çok koyan yanı akşamları doğru dürüst kitap okuyamamak olurdu. o yüzden cahil kaldım hatta.
  • asker eşi olan annem anlatıyor:
    kıbrıs harekatı zamanı askeri lojmanda karatma var. tabii herkesin eşi görevde, sadece kandınlar var. doğal olarak 3lü 5li gruplar halinde birbirlerine yatılı misafir konumundalar. 5 kadın ve 5 bebek aynı evdeler ve bebeklerden birisi gecenin bir vakti acıkıp ağlamaya başlıyor. diğer bebeklerde peşinden başlıyor ağlamaya.
    mama ısıtmak için mecburen mutfakta ocağı yakıyorlar. 5 dakika olmadan kapı yumruklanıyor ve iki asker içeriye dalıyor.
    -"karatma var bilmiyor musunuz? ne yapıyorsunuz siz? neden ocağı yakıyorsunuz?
    verilen cevap komik mi üzücü mü bilemedim.
    -"e bebekler aç..."

    lojman da şehir dışında olduğundan öyle bir karanlık durumu varmış ki bizimkilerin ocak alevinin kıyıdan köşeden dışarıya yansıyan ışığı, kabak gibi görünüyormuş nöbetçi kulubelerinden.

    onca hengamede bir de azar yemişler askerlerden:)
  • orjinal adı couvre feu'dür.
  • çoğu insan bunun bombalamaya yardımcı olmadığını düşünür. karartma yapılan bir yerde bombalama olmaz sanır. alakası yok. modern insan çok daha yüksek ölümcül güce sahiptir. bombalar, kan, kin ve nefret kusar. kızıl ötesi görebilirler, odada perdeler kapalıyken yaktığınız bir mum onlar için bir işarettir.

    şimdinin gps'li savaşlarında bir önemi kalmamıştır.
  • paul eluard'ın çaresizliğin insana neler yaptırdığını gösteren şiiri...
    ...
    kapılar tutulmuş neylersin
    neylersin içerde kalmışız
    yollar kesilmiş
    şehir yenilmiş neylersin
    açlıktır başlamış
    elde silah kalmamış neylersin
    neylersin karanlık da bastırmış
    sevişmezsin de neylersin
    ...
hesabın var mı? giriş yap