• söz sabahattin ali, müzik ahmet kaya, albüm yıldızlar ve yakamoz.

    geçmedi yare sözümüz
    yollarda kaldı gözümüz
    yere sürüldü yüzümüz
    böyleymiş kara yazımız

    çiçekler açılmaz oldu
    pınarlar içilmez oldu
    yar bize gülmez oldu
    böyleymiş kara yazımız

    yalnız ona yar demiştik
    onda bir şey var demiştik
    o bizi anlar demiştik
    böyleymiş kara yazımız

    hey gönül gene bu gece
    kederim geceden yüce
    gel susalım beraberce
    böyleymiş kara yazımız

    sabahattin ali gibi çok ciddi bambaşka sıkıntılar yaşamış bi adamın kalkıp böyle korkunç kederli aşk şiirleri yazması hep bi tuhaf gelirdi, ulan başında ne belalar var sen hala aşk meşk? diye düşünürdüm. resmen aşk acısını küçümser miydim neydim? iyi halt ederdim. şarkıyı, insanların biribirini sevip acı çekmesinin süper saçma olduğunu düşünenlere, bütün bu olaylardan, bu etraflarındaki salya sümük bunalıma giren tiplerden falan hiçbi şey anlamayanlara ve manzarayı inceden salakça bulup sinirlenenlere ithaf etmek isterim. sabahattin ali de aşk acısı çekiyorsa, demek ki var abi işte böyle bişey. sabahattin ali'yi aşk acısının gerçekliği ve doğallığı için bir kanıt olarak kullanıyorum. geçiyosa yani. ne bileyim ben. olayım nedir napıyorum ben de tam bilmiyorum ama neyse öyle işte.
  • "o bizi anlar demiştik
    böyleymiş kara yazımız..."

    kimsenin seni anlamasını beklemezsen böyle türküye de ağlamazsın türküsü.
  • ahmet kaya'nın kendini aştığı parçalarından biridir.
  • en bi' sevdiğim iki adamın bir olduğu şarkıdır bu. "iki kederli yüreğin birleşimi böyle bir şey oluyormuş işte"nin şarkısı.
    en sevdiğim ahmet kaya şarkısı. en sevdiğim sabahattin ali dizeleri.

    ilk dinlediğimde ne hissettiysem hiç azalmadı. o hissin adını koymak biraz zor; ama üstüne koya koya büyüyor o ağırlık her dinlediğimde.
    hem yitirilen - aslında yitirdiğim - bu iki adamın acısı, hem hayat.

    şarkı usul usul ilerliyor. sanki ahmet abiyle sabahattin ali bir masada karşılıklı oturuyorlar. ahmet abi sazı elinde bu şarkıyı söylerken sabahattin ali de ona eşlik ediyor. ben de pencerenin dibinde bir yerdeyim, sakince onları dinliyorum.*
    sonra en vurucu kısmı geliyor:

    "yalnız ona yar demiştik
    onda bir şey var demiştik
    o bizi anlar demiştik
    böyleymiş kara yazımız."

    tuzlu bir ıslaklık yayılıyor yanaklarıma. kalbim çok acıyor. ama sakinleştiriyor duyduğum ses. diyor ki:

    "hey gönül gene bu gece
    kederim geceden yüce
    gel susalım beraberce
    böyleymiş kara yazımız."

    susuyorum ben onlarla.
    ama onlar susmuyor, susmasınlar! yoksa yalnızlık denen nane hepten somut bir şey olup oturacak içime.
  • dandik dizi.

    üzülüyorum, kış uykusu'nda oynayan haluk bilginer ile yeditepe istanbul'un emre kınay'ı bu rezil yapımlarda niye oynuyor? senaryoyu elinize alınca ne menem bir işe girdiğinizi öngöremiyor musunuz? paranız mı bitti.

    senaristlere de iki çift lafım var. bıktık ulan sizin namus meselenizden. kadınları kirlenen objeler olarak resmetmenizden. namus belasına yapılan şiddeti onamanızdan. ataerkil kafanızdan. bi siktirin gidin netflix izleyin de dizi nedir, nasıl yapılır bir fikriniz olsun.
  • ya yazmayayım dedim ama dayanamıyorum. haluk bilginer'e, emre kınay'a bu dizilerde oynuyor diye üzüleceğinize açıp da kendi götünüze üzülün ya. hele bi destur çekin bi ya. sanki herkes her akşam kış uykusu kalitesinde diziler olsa izleyecekmiş gibi yazmıyor mu deliriyorum. ülkenin malzemesi bu arkadaş kabul et, piyasaya da malzemeye göre iş sürüyor işte. bakıyor musunuz hiç reyting listesine kardeşler? twitter'da dizilerin fanlarına bi göz gezdirdiniz mi hiç? gezdirmeyin, ağlarsınız yemin ederim. haluk bilginer, emre kınay gibi oyuncular dizi işini para için yapıyorlar, onlar için üzüleceğinize tiyatrolarına ve sinema filmlerine gidin de onları bu boktan yapımlarda görmeyelim. türk televizyonları öldü, bir ucundan sikik fanlar bir ucundan da siyasiler tutuyor, siz hala hilik bilginir'i, imri kiniy'i yizik ilmiş. iyi işler için şıkır şıkır para kazanıyorlar, yazık falan olmuyor. hadi bye.
  • 70 ve 80'li yillari sarip sarmalayan arabesk ve turkce sozlu hafif bati muzigi zirvaliklarinin arasindan kopup da gelen; alisilagelmis duygu somurusu icerikli sozlerin ve de enstrumanlarin esintilerinde kaybolmaya yuz tutmus turk insanini farkli bir muzik anlayisi ile tanistiran parcalardandir.
    gerek guftesi, gerekse bestesi bakimindan sarap gibi parcalardandir.
    “ey gonul gene bu gece,
    kederim geceden yuce...”
  • güzel adam sabahattin ali 'nin güzel şiiri.
    ahmet kaya'dan dinleyince, insanın içini parçalayan şarkı.
    beraberce/yalnızca susası gelir hakikaten insanın.
    yere sürülür yüzünüz. o buruklukta, kelime dökülmez insanın ağzından. dökülürse daha da kötü.
  • sabahattin ali'nin şiiri, ahmet kaya'nın en derin yorumudur. asalet dolu bir sitemdir yar'e, aslında kadere. şiirde olan ama şarkıdan çıkarılmış bir kıtası vardır. şiirin aslı şöyle:

    ''geçmedi yare sözümüz,
    yollarda kaldı gözümüz,
    yere sürüldü yüzümüz,
    böyleymiş karayazımız.

    çiçekler açılmaz oldu,
    pınarlar içilmez oldu,
    yar bize gülmez oldu,
    böyleymiş kara yazımız.

    bu bahtımızın işidir;
    bu her işlerin başıdır:
    yar başkasının eşidir,
    böyleymiş kara yazımız.

    yalnız ona yar demiştik,
    onda bir şey var demiştik,
    o bizi anlar demiştik,
    böyleymiş kara yazımız.

    hey gönül gene bu gece
    kederim geceden yüce;
    gel susalım beraberce:
    böyleymiş kara yazımız''
  • bu adamın her bir şarkısına bir yılımı versem bu yıla bu düşerdi.
    içli bir ahmet kaya yorumu sabahattin ali'nin sözlerine eklenince oldu.
    iyi oluyormuş hani de.
    olan oluyor işte.
    sonradan kim bilecek neler olur.
hesabın var mı? giriş yap