• yeni baskısı merakla beklenen murat menteş kitabı.

    ulusal bir gazetenin sahibi her hafta sonu akşam yemeklerini aynı restoranda yiyordu. patronun masasına her seferinde aynı garson servis yapar ve yüklü bir bahşişi cebe indirirdi. yine bir akşam yemeğinde restorana gelen gedikli müşteri, garsonun değiştiğini görünce durumu yadırgadı ve kibarca sordu: "arkadaşın nerede, yoksa hastalandı mı?"
    yeni garsonun cevabı da kibarcaydı: "hayır efendim, o sizi kumarda kaybetti."
  • şudur ki: kitaptan iktibastır,
    iddiasına göre " herhangi bir sınıftaki herhangi bir öğretmenin amacı çocukların zeka seviyesini kendi seviyesine indirmektir; zira öğrenciler öğrenmeyi bu şekilde başarırlar, yani sınıfın zeka ortalaması öğretmenden yüksektir! gidin, bakın, görün.. "
  • adı güzel kendi güzel bir kitap. a must read.
  • güzel insan murat menteş'in uzun yıllar önce (bkz: şule yayınları) tarafından basılıp piyasada bulunması neredeyse imkansız (bulsanız bile çok pahalı) kitabı.
  • murat menteş'in 2001 yılında piyasaya çıkan, aşağıdaki gibi ilginç ve zihin açıcı satırlara sahip kitabı. kelimeleri eğip büküp aklımıza gelmeyen kullanımlarla tedavüle sokan sihirli bir yazı diline sahip olacağı o zamanlardan belliymiş.

    "hak değil çıkar gözeten bir bencilliğin toplumun iliklerine işlediği önyargısının motive ettiği sosyo-politik ezicilik, medyatik söylemin hunharlığına da geçerlilik kazandırır. 'bir sinekle bir devlet adamı arasındaki benzerlik nedir?' sorusunun cevabı 19. yüzyıldan hazırdır: 'ikisini de gazeteyle öldürebilirsin!' . 'tüketici' sıfatı isimleşeli beri, ömür boyu gazete okuyanların ölüm/kalım sebepleri arasında medya faktöründen bahis açan yok çünkü bahisleri hep gazeteler açıyor. dünyayı dev bir sinek olarak algılayan birileri, onu ellerindeki katlanmış gazetelerle 'şırrraaaaak!' diye kendi çöplüklerinin karanlığına yapıştırmaya hazırlanıyor."
  • sahibi olanların üzerine titremesi gereken kitap. eğer kitaplığınızda yer açmak için bu kitabı satmayı ya da ödünç verilen kitabın geri gelmesini umarak birilerine vermeyi düşünüyorsanız, bir daha düşünün. eğer yanınızda yörenizde ödünç verilen kitabı geri getirmeyen insanlardan varsa onların göremeyecekleri bir yere saklayın.

    - "modern dünya göz kararıyla saptanmış bir bedensel standarda göre dizayn ediliyor. elektrik düğmeleri belli bir yüksekliğe monte edilirken, fotoğraf makineleri sağ eli olanlar için tasarlanıyor. asansörler, motorlu taşıtlar, caddeler... hep gözleri gören, kulakları duyan, koşarak ya da yürüyerek yol alabilen insanlar için. bu durumda özürlüler; travestilerden, seri katillerden, cadılardan, satanistlerden hatta ölülerden bile daha keskin bir biçimde toplum dışına itiliyorlar.

    özürlülerin savaşa gidememeleri, aciz insan kategorisine girmelerine teşkil ediyor; buna mukabil, insanların hatırı sayılır bir kısmının savaştan kalıcı bir bedensel hasarla döndükleri gerçeği, herkesin bildiği bir sır gibi saklanıyor. kamusal alan, özürlü bireye psikolojik yıkım, özgüven kaybı ve acziyeti kanıksama telkin eden bir makine gibi işliyor.

    özürlü insanlar en trajik hikâyelerin ya da en komik masalların malzemesidir. bir yanda notre dam'ın kamburu [acıların zangocu quasimodo], öbür yanda pamuk prenses'in cıvıl cıvıl cüceleri [çocuk bezi satıcılarına reklam fikirleri ilham eden minik adamlar]! türk filmlerine gelince, hülya koçyiğit, dongoloz bir arabanın altında kalarak ortopedik dertlere düçar olunca kahırlı bir inzivaya demir atar. yıllar sonra ediz hun'la karşılaştıklarında gözyaşları tekerlekli sandalyesinin oluklarından akarak "beni böyle istemezsin diye düşündüm" der. alın size toplumsal bilinçaltımıza balyozla çakılmış bir vida, karalanmış bir özürlü imgesi! hülya koçyiğit'in temsil ettiği masum genç kız toplumun şarampolüne yuvarlanıyor!"
  • ben de mütevazi bi çığlık atabilirim mesela hazır kaos varken..
  • murat menteş'in çok yetenekli bir yazar olduğunu henüz değil ama çok güzel alıntılar yaptığını düşündüren bir kitap.
  • her kim ki bu kitabı bulmama yardım eder, ona çok dua ederim. uzun vakittir arayıp bulamadığım kitap...
  • --- spoiler ---

    cemiyet (toplum), rastlantılar ve zorunlulukların biraraya getirdiği insanlar arasında muhtelif uzlaşma vesilelerinin devreye girmesiyle varlığını/bütünlüğünü korur. cemiyet içinde hizaya gelmek, kişinin kaybolmasından başka bir işe yaramaz yani toplumsal kurallara riayet, tarih yazmak ya da tarihe geçmek için elverişsizdir çünkü zafere giden yolda uygunadım yürünmez.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap