• sana darginim
    kirginim sana, kizginim
    haksizlik, vefasizlik bu
    bu herseyi inkar eden duygu
    ne aci, yazik...

    kadinim, soyle sen mutlu oldun mu?
    bu deli adami unuttun mu?
    sevdin mi gercekten, sevistin mi?
    soyle, onlari da optun mu?

    hic uzulmedin mi?
    dusunmedin mi halimi?
    hic mi sizlamadi icin?
    bir tek iz bile yok mu benden?
    ne aci, yazik!

    kadinim, soyle sen mutlu oldun mu?
    bu deli adami unuttun mu?
    sevdin mi gercekten, sevistin mi?
    soyle, onlari da optun mu?

    levent yukselin yurek burkan sarkisi... *
  • levent yüksel versiyonu için; bir erkeğe ayrılık sonrası maksimumda koyabilecek şarkı olduğunu düşünüyorum. dişilere bile bu derece ağır gelebildiğine göre... (kadınım kısmının adamım olarak değiştirilerek söylendiği görülmüştür).. eski sevgiliye şarkıların en güzel yerli örneği diyebilirim.
  • zamanın tüm acımasızlığına meydan okumuş, boynu bükük vedaları ve çaresiz kelimeleri çok seven, dudaktan kalbe bir tanju okan şarkısı...

    bu şarkıyı dinlerken önce parmak uçlarınızın yandığını hissedersiniz, sonra dudaklarınızın, çok sonra da yüreğinizin. sizi alıp uzaklara götürür. bir hüzün, bir yumru, içten bir burukluk hissedersiniz. dinlemek ile kalmazsınız... yaşarsınız, canlandırırsınız tüm vedaları...

    kadınım loş ışıkta dinlemek gerek.

    gecenin karanlığını aydınlatan bu şarkının bir de hikayesi var.

    " tanju okan kariyerinin zirvesi diyebileceğimiz çağlarda zerrin adında genç bir kadına aşık olmuş, onun için yaşar hale gelmişti. zerrin ülkenin önde gelen, kalburüstü ailelerinden birinin kızıydı. aile bu ilişkiyi hiçbir zaman onaylamadı. tanju ve zerrin ailenin karşı çıkmasından dolayı görüşemez hale geldi. tanju kendisini dağıtmaya, içkiyle arkadaşlığını ilerletmeye başladı. ilişkilerini gizlice yaşamaya çalışan çiftin bu halini fark eden aile zerrin'i amerika'ya gönderme kararı aldı. tanju bu haberi alır almaz zerrin'in evinin önünde adeta nöbet tutmaya başladı ama tanju evin bir arka kapısı olduğundan habersizdi. aile zerrin'i o kapıdan kaçırarak gönderdi, tanju sevgilisini son bir kez göremedi. bu olaydan sonra tanju okan kendisini kaybetti. alkolle arkadaşlığı derin bir dostluğa dönüştü.

    o dönem eşinden yeni ayrılmış olan mehmet teoman da tanju okan'a her gün eşlik ediyordu. bir gün eve döndüklerinde tanju okan kendini yatağa bıraktığı sırada mehmet teoman, kadınım'ı yazacağından habersiz şekilde evdeki plakları karıştırmakla meşguldü. plakların içinden reggiani'nin plağını seçip pikaba yerleştirdiğinde ise büyülü anlar yaşanmaya başladı. tanju'nun o dönemki ruh halinden ilham aldığını reggiani'nin de bu anları tamamladığını söyleyen teoman, bir anda kadınım'ı yazmaya başladı. sabaha karşı şarkıyı yazmayı bitiren teoman o heyecanla tanju'yu hemen kaldırıp okumasını istedi. tanju okan şarkıyı okuduğu andan sonra şarkı, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan kayda alındı ve ruhları titreten efsane şarkı hayat buldu."
  • tanju okan abimizin bu yalan dünyaya geliş sebebi, işte bu şahane eserdir. o güzel insan şarkısını söylemiş ve güzel bir ata binip gitmiştir. selam ediyorum o güzel ruhuna.
  • siradan bir sorunun psikopatca bir yaniti da olabilir bu:
    "-nasilsin?"
    "-kadinim!..." (bkz: oha)
  • tanju okan dışında kim söylese diline/eline yapışacak olan şarkı.
  • şöyle ukalaca bir tavırla dize dize veya bölüm bölüm incelemek istediğim tanju okan başyapıtı:

    "eşyalar toplanmiş seninle birlikte
    anılar saçılmış odaya her yere"

    bütün eşyaların toplandığı bomboş bir ev... toplanmış eşyaların arasından yere düşen, tercihan metal bir eşya (belki bir alyans) ve onun çıkardığı sesin boş evde yankılanışı...

    "sevdiğim o koku yok artik bu evde"

    bir şeyin yokluğundan bu kadar net bahsedebilmek için onun varlığının, var olmuşluğunun çok derinlere kazınmış olması gerekir.

    "sen..."

    "kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
    ne olur terk etme yalnızlık çok acı
    bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte"

    bu kadar bencilce sevgi ancak bir erkek tarafından beslenebilir. terk etme beni, bu acı bedenimi sarmasın. ama şu da var ki buradaki 'ben' 'o'nunla bütünleşmiş bir 'ben'. 'ben'den 'o'nu çıkartınca kalan o kadar eksik bir şey ki... dünyanın renksizliğine katlanacak direnci veren parçanın mekanizmadan sökülüşü ve ve geride kalan paslı bir enkaz.

    "sen, kadınım"

    "hatırla o günü karşıki sokakta
    seni öptüğümü ilk defa hayatta
    kollarımda benim ilkbahar sabahım
    sen"

    anılar peşimi bırakmıyor...

    "sönmüş bak ışıklar, ev nasıl karanlık
    o ılık aydınlık yuvamız soğumuş
    geceler bitmiyor ağliyorum artık
    sen, kadınım"

    dünya karardı. bana artık ne ışık var ne sıcaklık. 'yuvamız' yok artık çünkü, karton bir kutudan farksız bu ev var, gece ile dolu...

    "esyalar toplanmış seninle birlikte
    anılar saçılmış odaya her yere
    sevdiğim o koku yok artık bu evde
    sen
    masamız köşede öylece duruyor
    bardaklar boşalmış her biri bir yerde
    sanki hepsi hasret senin nefesine
    sen, kadinim"

    şizofren oldum, tek başıma içiyorum karşımda sen varmışsın, 'masa', 'masamız'mış gibi...

    "bana bıraktığın bütün bu hayatın
    yaşanan aşkların değeri yok artık
    ben sensiz olamam artık anlıyorum
    sen"

    yokluk, yokluğun, özümü kuşatıyor...

    "simdi çok yalnızım, ne olur kal benimle
    o kapıyı kapat elini ver bana
    dışarıda yalnız üşüyorsun
    sen, kadinim"

    gitme... açtığın o kapı, "geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan/ve arkasında güneş doğmayan büyük kapı"dır. sen üşüyorum, ben üşüyorsun...
  • tanju okan, bi şarkıda hissedilebilecek ne kadar derinlik, acı, melankoli vs. varsa hepsini, sesinin her kıvrımında ve bu şarkının her sözcüğünde hücrelerimize zerk etmiştir. başkası söylemeye cüret etmesin, neblim, suç olsun, 6 aydan başlasın filan.
  • sevgilinin en güzel hitap şekillerinden biridir.
  • kadınım deyince böyle çok yüce duygulardan bahsediliyor ama benim anlamadığım adamım deyince neden böyle bir el ense tavrı, hey adamım bi cigara versene, bağa mı dedin tavrı oluyor.

    -kadınım söyle sen mutlu oldun mu?
    -adamım sorma ya.
    -bu deli adamı unuttun mu?
    -valla hacı ne yalan söyliyim şimdi, onca yılın hatırı var.

    olmuyor tamamlamıyor bu yakın anlamlılar birbirini. gitmeyim üstüne, içi boşalmış bunun, bu yaşımda ben dolduramamya.

    (bkz: levent yüksel)
hesabın var mı? giriş yap