• hatırlıyorum bu filmi bir yaz vakti trt göstermişti akşam sineması kuşağında. hemen filmin başlarında kızla bir çocuk mezarlıktan haçları topluyordu yanılmıyorsam yakıp ısınmak için aradan 2-3 dakika geçince cart diye necefli maşrapa almıştı ekrandaki yerini. ertesi günlerde gazetelerden öğrenmiştik filmin dini değerlere hakaret ediyor diye kesildiğini...
  • daha savaşın ne olduğunu kavrayamadan ölümü görmüş bir kızın bunu ötelemesini* anlatan bir hikayesi var. bunu yaparken haç kullanılması manidar elbet. hafiften sınıf farkıyla ilgili dokundurmalar da mevcut. kısaca de sica'nın filmlerine yakın ağlak bir dramaturjiyle neorealismo etkili bir film ve aynı o dönemin filmleri gibi, buradan bakıldığında pek etkileyici gelmiyor.
  • konusu, necefli maşrapadır. o gün necefli maşrapayı gösterenler bugün maşrapanın kralını görmüştür, görmüşüzdür, gösterilmiştir. arkası yarın...

    (bkz: #16624911)
  • çocukluğunda karıncaları öldürüp mezarlara gömen herkesin izlemesi gereken film.
  • cem altınsaray #hergünbirfilm'de önermişti bu filmi. tabi her filmi olduğu gibi bunu da ballandıra ballandıra, öve öve, yücelte yücelte anlatmıştı. başyapıt demişti şu filme. giderek başyapıt kelimesinden soğuyorum. zira hangi filme başyapıt dense "bu başyapıtsa ben hiçbir şey bilmiyorum" diye düşünüyorum. velhasılı kelam, jeux interdits (a.k.a. forbidden games) de başyapıt değil bana göre. film, annesi ile babası öldürülen küçük, şirin mi şirin bir kızın bir ailenin yanında hayatına devam etmeye çalışırken o ailenin hayta oğlanıyla arkadaşlık kurmasını anlatıyor. arka planda dünya savaşı'nın yarattığı yıkımlar, sebep olduğu ölüm ve acılar, sefaletler; ön planda iki çocuğun etkileyici ve finalde duygulandıran arkadaşlıkları yer alıyor. iki çocuğun haçları çalıp öldürdükleri hayvanların mezarlarına yerleştirmelerinden ibaret oyunu oynadıkları sahneler epey eğlenceliydi. savaşa çocukların gözünden odaklanılmış ve ortaya eğlenceli bir film çıkmış. keza iki aile arasındaki kavga da eminim herkese yeşilçam'da birbirleriyle kavga edip duran ama en sonunda barışıp çocuklarını everen aileleri hatırlatacaktır (ya da hatırlatmayacaktır). eğlenceli, özellikle finaliyle duygusal, sürükleyici bir film. yönetmen rené clément'nin en büyük meziyeti ise iki çocuğa yazdığı diyalog ve monologlarda gerçekliği ıskalamaması. bunu da belirtmeden geçmemek gerek.
  • çalıştığım eski firmanın sabit telefonunda beklemeler sırasında bu filmin soundtrack’i çalıyordu, hep bulmaya çalıştım bu melodiyi, sesi hoparlöre verip shazam’lasam da çıkmıyordu.en sonunda bu akşam spotify’da dolaşırken rastgeldi.mutluyum.
  • müthiş bir müzik.
  • daha çok romance veya spanish romance ismiyle bilinen anonim eser
hesabın var mı? giriş yap