• ortaokuldayken büyük hayranı olduğum dövüş sanatlarının ve erkekliğin doruk noktası! (öyle sanıyordum)

    "jean claude van damme dergisini" alıp sonra da eve gidip dergideki haraketleri falan gidip evde çalışıyordum. bir tekme hareketi çalışırken ayağımı ayarsız kaldırıp dizimle kendi dudağımı da patlatmışlığım var ama konumuz bu değil. her neyse, ben bir insanın çıkabileceği en üst seviyenin van damme seviyesi olduğunu düşünüyordum.

    ondan daha yakışıklı olunabilir miydi?
    ondan daha iyi dövüşülebilir miydi?
    ve hepsinden daha önemlisi,
    ondan daha delikanlı olunabilir miydi?

    elbetteki olunmazdı.

    bir karete kursuna falan gitmek için yanıp tutuşuyordum ama hayır, zaten kavga eden bir yapım olduğu iiçin annem-babam bu riski alamazdı. ben de evde çalışırdım tabi neden olmasındı. fakat çalış çalış nereye kadar... artık bir noktadan sonra kendine bir düşman lazım. zaten dönem itibarıyla yaşıtlarımdan biraz iri olduğum içim arkadaşlarımı şakayla karışık pataklıyordum. hiç birisi düşmanım olmaya tenezzül edemezdi. o zaman bir düşman yaratmalıydım. kan sporunu iki kere üst üste izleyip okula gittim. kan istiyordum ve kemik sesi ve dökülen dişler ve tüm okulun, yetmedi üsküdar'ın falan en azından bilmesini istiyordum ki ben o diyarın en yaman dövüşcüsüydüm. evet!

    okulda üst sınıflardan birisini gözüme kestirdim. karşısına gitmiş tehtidkar şekilde pis pis bakmaya başladım. çocuk tabi anlamadı. "ne oldu?" diyor. sonra ben uzun uzun bakınca artık sinirleri bozuldu, "ne bakıyon lan" demeye başladı. benim yüzüm hala ifadesiz, poker face şeklinde.

    "sen geçen gün neden öyle yaptın" dedim.
    "nasıl yaptım" dedim.
    "sen bana bir de, geçen gün neden öyle yaptın"

    diye ısrar ediyorum. çocuğun sinirleri boşaldı hissettim. sonra hiç beklemediği anda sağ yumruğumu çocuğun burnunun kenarına çat diye geçirdim.

    ben gerçekten de onu inciteceğimi düşünmemiştim. filimlerde de öyle olmuyor mu, yani ben vururum, o vurur ve devam eder bu vuruşmalar ama sonunda ben ayakta kalırım. hayır öyle olmadı. çocuk elbetteki bu yumruğu beklemiyordu ve benim küçük elimde tam en pis yere oturmuş şans eseri, yani ayarlasan olmaz. burun sağdan sola doğru yattı, kan boşaldı. anasını skim diyorum, bir yandan da elim acıyor.

    "sen bana geçen gün neden öyle yaptın" diye bağırdım son kez. sonra ensemden bir el tuttu beni, sürükleyerek götürdü. müdür yardımcısı servet bey'in odasındaydım. sağ,sol, elinin içini ve dışını kullanarak seri tokatlar çaktı. tekniği gerçekten de çok iyiydi, hayran kalkdım. tokatlar bittiğinde, aslında bir sağdan bir de soldan çakan tokatlar sayesinde ayakta kalabildiğimi anladım. evet yani, yere düşünce anladım.

    "okuldan kovayım mı seni, serseri!" diye bağırdı. bu tehtid beni çok korkuttu gerçekten. başka öğretmenler girdi odaya, aman servet bey diye beni onun elinden aldılar. korkudan altıma yapacaktım. tuvalete gittim. pisuarın önüne geldim, tam işeyeceğim... bir baktım...

    amınakoyim bir baktım!

    pipim yok!

    evet, korkudan içeri mi kaçmış ne olmuş ben de anlamadım. bir de ayrıca ona panik oldum. kendimi tuvalete kapatıp ağlamaya başladım. biraz sonra kontrol ettim, yerindeydi.

    akşam eve gidince servet bey'den öğrendiğim tekniği o zamanki kardeşim üzerinde denedim. etkileyiciydi. tokatlara devam ettikçe düşmüyordu ve tokatlar biter bitmezde olduğu yere düşüveriyordu. bu olayı gören babam da bana başka bir teknik gösterdi. ense köküne sert inen bir tokat. direk gözlerin kararıp halıya yapışıyorsun. uyandığında yüzün yanıyor oluyor. halı yanığı acısı.

    işte böyle. van damme iyidir. ilham verir.
  • james bond - van dam geyiği vardır.şööleki:

    -bond
    -james bond

    -damme
    -van damme
    -claude van damme
    -jean claude van damme
  • son reklamı ile, "çıktım tırın üstüne, açtım bacaklarımı, altından geçen..." demiş artist.
  • kemikleri esnek olsun kizlar gibi kivirsin die baleye gonderilen daha sonra mahallede dayak yiyip karateye baslayan..badi calistiktan sonra hollywood'a giden orda chuck norris'in korumasini doven...golan globus tarafindan farkedilen yarmis bir dovuscu..
  • en son örneği the expendables 2'nin sonlarındaki stallone ile kapışma sahnesinde olmak üzere, kapışacağı rakibine "ay çok korktum senden" modunda alay etmek için "uuv" sesi eşliğinde elleriyle korkudan titreme hareketi yapışı filmlerindeki tipik hareketleri arasındadır.
  • bir nesli tornasından geçiren adam.

    gerçi kubik ofiste, beyaz gömlekli, yağ bağlamış halimizi görse "yazıkların olsun emeklerime" diye bağırıp babannem gibi dizlerini döverdi sanırım.
  • görmeyeli çok değişmiş.

    http://i.imgur.com/llq2iao.jpg
  • ulan allah kahretsin, bu adamı ne zaman görsem, aklıma yıllaaar önce dershaneden arkadaşım ali'nin bana söylediği laf geliyor;

    - abi nasıl olmuş saçlarım?
    - çok iyi olmuş, çok yakışıklı olmuşsun. önden dayım arkadan vandayıma benziyosun.

    "önden dayım, arkadan vandayım." beynime kazındı. abimle 10 yıldır geyiğini yapıyoruz yakışıklılık mevzularında.
  • sol frame'de görünce yine bacakları açtı zannettiğim aktör. allah uzun tendon versin.
  • bugün 20-30 yaş arasındaki erkeklerin hemen hemen hepsinin bacak aralarında, kendi kendine iyileşmiş kas yırtıkları mevcutsa, müsebbibi jean'dır, claude'dır, van'dır hatta damme'dır. beden dersleri öncesinde her sağlıklı erkek, bacaklarını 180 derece açmaya çalışmıştır. ben bacaklarımı açmadım diyen yalan der.
hesabın var mı? giriş yap