• --- spoiler ---

    bu şahane filmde birçok kişinin kafasını kurcalayan soru işaretinden bende de vardı.
    nasıl oluyordu da komadaki jacob singer, kimyager abiden deneye dair bilgileri alıyordu.
    dün gece tekrar izlediğimde yaşadığım aydınlanmayı sizinle paylaşmak istiyorum efendim.
    çocuklar gibi şenim.

    --- spoiler ---
    bu nefis esere olan hürmetiniz bu detayla daha da pekişecek.
    --- spoiler ---

    filmin sonlarına doğru kimyagerin kahramanımıza tüm hikayeyi anlattığı sahnede bir durun ve biraz daha ses verin.
    çekinmeyin, açın sesini. çünkü adam anlatırken arka fonda bir helikopter sesi duyacaksınız.
    demek oluyor ki, jacob usta ölüm döşeğindeyken kimyager abi gelip her şeyi itiraf ediyor ona.

    zaten ondan sonrası bir ferahlık, bir affediş
    ve suçululuk duygusuyla barışarak finale gidiyoruz birlikte.

    --- spoiler ---

    teşekkürler.
  • çok ama çok etkileyici bir film. senarist bruce joel rubin'in senaryosuna çok uzun bir süre talip çıkmamış. daha sonra bu senaryo bir biçimde american film magazine'in "yapım aşamasına gelmemiş en iyi 10 senaryo" listesine girmiş. yönetmen adrian lyne'ın dikkatini çeken senaryo lyne'ın ellerinde "cehennem tasvir"inin ve "şeytanlar"ın daha gerçekçi bir biçime bürünmesiyle son halini almış. lyne'ın film için kafasında çizdiği dünya ressam f.bacon, şair w.blake ve fotoğraf sanatçısı diane arbus'un dünyasıymış. buraya kadar aktardığım maulmatı nil kural'ın empire'ın şubat sayısındaki yazısına borçluyum.

    bu filmi her izleyişimde başka bir ayrıntı çıkıyor karşıma. bir kere en önemli nokta filmin adı. filmin adı gibi içeriğinde de (jacob singer'ın çocuklarının ve kız arkadaşının adı başta olmak üzere) pek çok dini motif var. dolayısıyla filmin adı için öncelikle (bkz: yakubun merdiveni/@phoibos apollon). güzel... şimdi benim dikkatimi çeken bir kaç noktayı paylaşayım:

    --- spoiler ---

    vietnam'da geçen açılış sahnesinden sonra jacob'ı bir metro yolculuğunda görüyoruz. bu arada bir ayrıntı: yolculukta okuduğu kitap albert camus 'nün "yabancı"sı. jacob ineceği istasyona geldiğinde yukarı çıkan kapının kapalı olduğunu görüyor ve aşağıya iniyor. karanlık bir dehlize... bu dehlizin onun bilinçaltı olduğunu söylemek mümkün. zira senarist rubin de bu sahneyi kendi gördüğü bir rüyadan yola çıkarak senaryoya koyduğunu ve jacob'ın "aşağı inmesi"nin kendi bilincine doğru attığı bir adım olduğunu söylüyor filmin saga'dan çıkan dvd'sinin yapım notlarında. dolayısıyla bizim için filmin yolculuk kısmı jacob'ın o karanlık dehlize inmesiyle başlıyor. buna merdiven (ladder) 1 diyelim.

    merdiven 2 karşımıza ne zaman çıkıyor peki? hatırlayalım: jacob'ı takip eden kimyager ona vietnam'da olan olayı anlatırken, her şeye yol açan şeyin kendi bulduğu bir tür uyuşturucu olduğunu söylüyor. neydi uyuşturucunun adı? evet, bildiniz: ladder (merdiven). bu uyuşturucuyu kullanan kişi en ilkel güdüsüne, yani vahşete ve saldırganlığa doğru "iniyor". zaten "kimyager" de uyuşturucunun adının buradan geldiğini söylüyor bize.

    merdiven 3'e bakalım. jacob'ın suçluluk duygusuyla kıvranan zihni filmin sonunda gittiği eski evinde oğlunu görünce "sönüyor". oğlu ona sarılıyor, "it's okey" (sorun değil) diye fısıldıyor babasının kulağına ve onu elinden tutup "merdiven"den çıkarıyor. bu, artık jacob'ın bu dünyayla ilgili kafasındaki sorunları çözdüğünü gösteren bir sembol. zira hemen akabinde vietnam'a dönüyoruz. doktorlar, jacob'la ilgili nihai hükmü veriyorlar. böylelikle tüm hikayenin jacob'ın "yuakarı çıkış" öyküsü olduğunu anlıyoruz. buradaki haliyle merdiven, yani merdiven 4 bizi filmin dini/mistik referansına geri getiriyor.

    filmin adı yanında başka ilginç ayrıntılar da var ama çok başınızı ağrıtmak istemiyorum. mesela; jacob'a vietnamdakiler profesör diyor, masörü/ortopedisti(?) 6 sene felsefe doktorası almaya uğraşmasıyla dalga geçiyor, felsefe doktoran var ama sağını solunu bilmiyorsun diyor vb. peki ama o zaman jacob'ın filmin sonlarına doğru açtığı "golden eagle" yazılı kutuda karşımıza çıkan özel belgeleri arasında neden yok bu diploma? terhis belgesi var ve bir diploma var, ama üzerinde "master of arts" yazıyor. acaba vietnam'a gitmeden önce jacob doktorasını tamamlamamış olabilir mi?

    --- spoiler ---

    jacob's ladder benim için çok özel bir filmdir. filmin müzikleri de harikadır. kim mi yapmış? buyrun:

    (bkz: maurice jarre)
  • ne ergenlik döneminin öfkeli sosyal anksiyetesine hitap eden teen slasherlar, ne de elektrikli süpürge, cep telefonu, konuşan sözlük gibi objelerden korku öğesi yaratmaya çalışan çekiklerin zorlama filmlerinin gerginlik bakımından yanına bile yaklaşamadığı bir klasik. insanın çok daha ilkel, regresif, evrimleşmemiş bir noktasına dokunuyor. gerçeğin korkusuna.

    tıpkı depresyonda olduğu gibi hiçbir savunma mekanizmasıyla üstesinden gelinemeyen bir çaresizlik halini tasvir ediyor. doğal olarak izlerken ufak çapta bir depresyon yaşatıyor. kaçmak için sığınılan hiçbir rüya (eski karısını gördüğü) , fantazi (yaratıkla dans sahnesi), rasyonalizasyon (avukat), somatizasyon (bel ağrıları, ateşli hastalık), psikotik mekanizmalar (akıl hastanesi, demonlar) bile yetmiyor.

    benzer bir anlatımla benzer hisler yaşatan diğer bir yönetmen david lynch tir. soğuk gerçeklik en ürkünç fantaziden daha çok gerginlik yaratır.

    biteli 1 saate yaklaştı evde hala tedirgin geziyorum. bu entry yi yazmak (entellektüalizasyon) bakalım işe yarayacak mı!
  • gerek semboller, gerekse kurgu bakımından çok iyi düzenlenmiş bir film olmasına rağmen, kimyagerin açıklamaları ile sanki bir mantık hatası varmış gibi duran filmdir.

    --- spoiler ---

    madem ki tüm yaşananlar, jacob'un ölümle yaşam arasında gidip geldiği anlardan ibarettir; o zaman ölmek üzere olan birinin beyni, başına gelenlerin yiyeceğinin içine atılan bir madde yüzünden olduğunu nasıl bilebilmektedir?

    --- spoiler ---
  • yönetmen adrian lyne'in en iyi filmi. tim robbins'in jacob singer'ı canlandırdığı bu film 1990 yapımı. gerçek ile düşün sürekli birbirinin içine geçtiği, artık doğrusunun ne olduğunu kimsenin bilemediği karanlık bir dünya. vietnam savaşı, küçük yaşta kaybedilen bir oğul (ki macaulay culkin oynamıştır oğul rolünü, herhalde çocuğu ilk görüşüm bu filmle olmuş) ve yoğun bir sis perdesi ardındaki anılar. jacob'un ateşinin çıktığı ve sevgilisinin(elizabeth pena) onu buzlu su dolu bir küvete sokmak zorunda kaldığı sahne beni çok etkilemiş niyeyse bilemedim şimdi. tabii bir de filmin sonu.
  • --- spoiler ---

    filmle alakalı olmayan bir ses jacob'a dream on der, izlenen hiçbir korku filmi bu kadar ürkütmez.
    --- spoiler ---
  • kanımca silent hillin yapımcılarının oldukça etkilendiği bir film.silent hill konseptine benzerlik örneği olarak, filmin başındaki metro sahnesi ve akıl hastanesindeki bölümler gösterilebilir.
  • filmin dvd'si icinde yer alan "nasil cektik biz bu filmi?" konulu filmde adrian lyne cok uzun bir sure olmeden onceki son saniyelerinde insan psikolojisiyle ilgili arastirma yaptiklarini soyluyor. dedigine gore insan beyni olmeyi hic bir sekilde kabul etmiyor, o anda icinde bulundugu durumu ve gelecekte basina nelerin gelebilecegini sorguluyor.

    --- spoiler ---
    filmin aslinda karisik bir yani yok, cunku yarisi hayal yarisi gercek bir kabustan ibaret, sonunda ise olan biten butun hesaplasmalarin ardindan oglunun elinden tutup merdivenleri tirmaniyor. akabinde zaten helikopterde olmus bir vaziyette buluyoruz kendisini...
    filmin end title indan once ise, amerika'nin kendi askerlerine henuz insanlar uzerinde etkisi arastirilmamis kimyasallar verildigini ancak, pentagon un hala yalanladigi'ni iddia eden bir yazi cikiyor.
    --- spoiler ---

    cok guzel bir film, hararetle tavsiye ediyorum.
  • --- spoiler ---

    dikkat filmi izlemediyseniz ağır spoiler içerir.

    filmdeki kimyagerle kurulan iletişim meselesi ve ölümün sonrasında gerçeğe ulaşma meselesi herhangi bir çelişkiyi barındırmıyor aslında. iki olası açıklama getirilebilir buna.

    birincisi ölümden sonraki deneyime ilişkin bir bilgimizin olmaması ve hikayenin bunu işliyor olabileceği. bu açıklama içinde söylenebilir ki jacob zaman ve mekandan bağımsızdır, dolayısıyla neler olduğunu öldükten sonra öğrenebilmiştir.

    ikincisi, ölmeden hemen önce film boyunca gösterilenleri deneyimlemiştir. arkadaşlarının birbirini öldürmesi, her birinin tuhaf hareketleri, bir arkadaşı tarafından süngülenmesi başka nasıl açıklanabilir ki, hele de bu türden silahlara ilişkin dedikodular devam ederken. felsefe doktorasının da bu akıl yürütmeyi yapabilmesini kolaylaştıracağı söylenebilir.

    filmin anlatmak istediği daha öncede söylendiği gibi arafta kalanlar, hayaletler, yarım kalmış işleri olanlar. huzuru bulmak için gerçekle yüzleşmeli. abd hükümeti de huzura ermek için karanlık geçmişini kabul etmeli. yoksa geçmişin hayaletleri peşini bırakmaz, aşağıya doğru sürükler.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    olduyseniz, oldugunuzu bir an once fark etmeniz sizin yararinizadir.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap