• “okul, toplumu bu haliyle kabullenmeniz için çalışan bir reklam ajansıdır.”

    gibi mantıklı bir sözün sahibidir kendisi...
  • hidden curriculum adli eserinde okulun sadece cocuklara sosyal statusunu ogretmeyi ve ona uymayi saglayan bir aractan baska bir sey olmadigini savunur. illich'e gore okullar sadece egemen sinifin baski araclaridirlar ve ozgur iradeyi egemen kilmak icin mutlaka kapatilmasi gerekir. illich egitime degil ama egitim sistemine tamamem karsi bir kimsedir.
  • modern zamanların röntgenini çekmeyi başarmış güzel insan.

    fikirleri gelecek yüzyıla da büyük gelecektir.
    yani fikirlerini seneye de giyemeyecez!

    'modern tıp kendi başına hastalık yapıcıdır.' demiştir.
    yakalandığı kanser hastalığının tedavisinde modern tıbbın tedavi yöntemlerini reddedip geleneksel yöntemleri tercih etmiştir.
    ölmüştür de kanserden.
    yani inandıkları uğruna hayatını ortaya koymuştur.

    'modern eğitim insanı belirli bir cahillik seviyesine çıkarır.' dedi.
    'sistem diplomalı cahilleri kutsuyor uyanın' dedi.
    hepimizin kabul ettiği şey olan ' hayatımda öğrendiğim her şeyi öğretmenlere, okula rağmen öğrendim.' dedi.
    okullar kalabalıkları kontrolden başka neye yarıyor?

    otomobil bulundu. hızlandık.
    ivan illich çıkıp dedi ki 'artık vaktimizin çoğunu dışarıyı bulanık bir şekilde izlediğimiz arabaların içinde geçiriryoruz.'
    neye yaradı ulan bu?
    insanlar yürümeyi unuttu.
    arabalar mabed oldu...

    güzel adamdır yani.
    işin bir de görünmeyen tarafı olduğunu göstermiştir.
    bir de rus değil haberiniz olsun!
  • "...şimdiye kadar bildiklerimizin çoğunu okulun dışında öğrendik. öğrenciler de bildiklerinin çoğunu öğretmensiz, hatta öğretmenlere rağmen öğrendiler...okullar, öğretmenler için meslekler yaratır, öğrencilerinin onlardan öğrendiği başka bir şey yoktur."

    ivan illich, okulsuz toplum
  • "eşit eğitim fırsatı, gerçekten de, hem arzu edilebilir hem de uygulanabilir bir amaçtır. fakat bunu ancak zorunlu okullaştırma ile mümkün saymak; kurtuluşu, kiliseyle karıştırmak anlamına gelmektedir. okul, modern proleteryanın dünya dini haline gelmiş ve teknolojik çağın fakir insanları için faydasız kurtuluş vaatlerinde bulunmaktadır."
  • okulsuz toplum tezinin bir gün hayata geçeceğini biliyoruz.

    şu an yaşadığımız ne varsa filozofların şekillendirdiği hayatlar...bu insanlar kendilerini tanrı olarak görürlermiş eski yunan'da ki haklılar.

    biri çıkıyo (platon) ideal diyo, tek tanrılı dinler ürüyor.
    biri (rousseau) cumhuriyeti uyduruyor yıllar önce, şimdi bu zamanda, bu ülkede insanlar bu rejim için sokağa dökülüyolar.
    bu okulsuz toplum tezi şimdiye aykırı belki...ama bir filozof bunu dile getirmişse bu, bir zaman bir ülkede birilerinin hayatını şekillendirecek anlamına geliyor.

    aynı ivan illich 70'lerde bilgisayarı da şekillendiriyor: http://en.wikipedia.org/wiki/ivan_illich
  • tıbbın kapitalist sistemdeki yerinden haliyle tiksinen, haklı olarak çemkiren ve isabetli atışlar yapan bir düşünürdü. iatrojeniki tanımlarken biraz dezenformasyona girmiş gibi görünse de sonuçta vardığı yer doğruydu.
    insanların aynı kamyonda sohbet ede ede bütün latin amerikayı dolaştığı eski güzel günlerin özlemiyle ve ileri derecede sosyal bir varlık olarak çizdiği "ideal insan" resmiyle, güzel ve zihin açıcı bir abimizdi.
    gribin semptomatik tedavisine ölesiye karşıydı bi de, yat aşşaa ekolündendi. gülücük hep burada onunla beraber kalsın. :)
  • sanayi toplumunu, moderniteyi ve insanın kendi yarattığı araçların-kurumların içinde boğulmasını ağırlıklı olarak işlemiş, yeşil düşünce ve modern sistem eleştirisi konusunda günümüzde önemi unutulmakta olan pek önemli bir düşünürdür. sade yaşam ve gönüllü sadelik i de eserlerinde doğrudan işlememiş olsa da (ya da ben bilmiyorum) kendi hayatında uygulamaktan zevk almıştır. üç ekoloji nin ilham ve temel aldığı başlıca yazarlardan biri olduğunu itiraf ettiği zattır ayrıca.

    bi' de bonus niyetine,

    ümit şahin in blogundan, ivan illich'i alıntılayalım :

    insan bir kurumun kendisine veremeyeceği hiç bir şeyi düşleyemediği için her şeyi isteyerek boş bir güç geliştirmiştir. çevresindeki süper güçlü araçlarla insan, araçlarının aracı durumuna gelmiştir. o en eski günahları kovmak için kurulan kurumların her biri kaçınılmaz olarak, kendi kendine kapanan bir tabut halini almıştır. insanoğlu, pandora’nın saçtığı kötülükleri sokmak için yaptığı kutuların tuzağına düşerek kendisi o kutuların içinde kalmıştır. bu araçların çıkardığı tozdan dumandan ferman okunmamaktadır. ava giderken avlanmak, kendi kazdığı kuyuya kendi düşmek diye buna denir.
  • okulların bir insana katabileceği hiçbir değer, vizyon, perspektif yok demiştir. demiştir ve ta 40 yıl öncesinden bu kokuşmuş düzenin tekerine çomak sokmuştur. yahşi, mert, zekâsı pırıl pırıl, rahiplik yapmış ama anarşist bir abimizdir.

    okulsuz toplum adlı, put kırıcı, bozguncu kitabını okudum. notlarım şöyle:

    - okullar sadece ve sadece insanı güdükleştirir. devlet denilen ceberrut kurum zor kullanarak ve korkutmayla çocukları daha küçücükken okul vasıtasıyla sisteme entegre eder ve onlardan sorgulamayan, donuk, aptallaşmış sadece tüketmeye programlanmış birer koyun üretirler.

    - okullar birer üretim merkezidir. fabrikadır. çocukları alır ve onları sonu vicdansızlığa mutsuzluğa ve huzursuzluğa çıkan sonu gelmez bir maddeciliğin esiri hâline getirir.

    - okullar, özgür doğan insanın berrak ve bağımsız zihnini felç eder. insanı korkaklaştırır. katı ve sonu gelmez bir hiyerarşinin zincirlerine eklemler.

    - okullar, bir eğitim yuvası değil endüstriyel şirkettir. bu perspektiften bakarsak illich, her gün saat 5' te servislere doldurulup fabrikalara taşınan işçilerle 6 yaşındaki, 9 yaşındaki çocukların okula gitmesi aynı şeydir diyor.

    - okullar özgür eğitimin verildiği yerler değildir. o ülkenin resmi tarihinin, korkularının ve endişelerinin dikte edildiği hamaset aşılanan kurumlardır.

    - dün kilise vardı, kitleleri uyuturdu. onlara hayal satardı. insanları krala ve tanrıya itaat eden köleler olarak zap ederdi. bugün o kiliseler okullara evrildi diyor. fevkalade yerinde bir tespit hocam.

    - okulda çocuklara sadece rekabet öğretilir diyor. okul arkadaşlık, dostluk, insanlık değil vahşet ve canavarlık yeridir diyor.

    velhasıl okulların gerçek yüzünü bütün rezilliğiyle ortaya koymuş ivan baba. okul faşisttir diyor.

    çok daha derin ve üzerinde baya düşünülmesi gereken bir şey daha diyor:

    diploma, uzmanlık, sertifika, titr'ler, unvanlar vs bunlar diyor tamamen aldatmaca ve insanları gütmek, güdükleştirmek, birbirlerine karşı rakip hale getirmek için üretilmiş şeyler diyor. bunlar bizi dönen bir tekerleğin içinde sürekli koşturan ama eline hiçbir şey geçmeyen farelere dönüştürüyor. bir hiyerarşi yaratıyor, toplumu bölüyor. insanı insana düşman ediyor ve tamamen kapitalizme, tüketim ideolojisine, maddiyatçılığa hizmet ediyor diyor.

    okul, bir şey öğrenilen, insanın kendisine bir şey kattığı bir yer değildir. tam tersine okul, insanı öldüren, alıklaştıran birer askere, tebaaya, kula dönüştüren yerdir. insan, öğretmenlerden bir şey öğrenmez.

    çocukların dört duvarın arasında sabahtan akşama kadar kendilerine dikte edilen şeyleri, gözüken ve gözükmeyen yüzlerce kural, yasak, disiplin, tehdit ve korku altında insan ancak sindirilir ve beyni manipüle edilir diyor.

    daha çok şey diyor. derin uykularımızdan bizi uyandırıyor. okuyun okutun lan.

    (bkz: deschooling society)
    (bkz: okulsuz toplum)
  • ''on yıl önce meksika'da kişinin kendi evinde doğması, kendi evinde ölmesi ve bir arkadaşının mezarı yanına gömülmesi son derece normal bir yaşam düzeneğiydi. kişinin sadece ruhsal ihtiyaçları kilise kurumu tarafından giderilirdi. şimdi ise yaşamın evde başlayıp evde sonra ermesi sefaletin ya da çok özel bir imtiyazın işareti haline gelmiştir. hayatın sona ermesi ve ölüm, doktorların ve cenaze teşrifatçılarının kurumsal idaresi altında gerçekleşmektedir''

    ''sağlıklı bir yaşam için tıbbi tedavi, toplum yaşamında gelişme sağlamak için sosyal çalışma, emniyetin tesisi için polis teşkilatı, ulusal güvenlik için askeriye, üretkenlik için iş rekabeti gerektiği yönündeki çıkarımların bağlamları yanlış anlaşılmaktadır. sağlık, eğitim, mevki-makam, bağımsızlık ve yaratıcı çaba bu hizmletleri verdiğini iddia eden kurumların performansına göre tanımlanmaktadır''

    ''sefalet kelimesi bazı açılardan reklamı yapılan malın ideal tüketim düzeyine ulaşamamış kişiler için kullanılmaktadır''

    gibi nokta atışı tespitleri bulunan yazardır.
hesabın var mı? giriş yap