• sitcom'ların formülü nedir?
    sevimli karakterleri vardır. kayda değer bir meslekleri olmadan hoş evlerde otururlar ve arkadaşlarıyla beraber güzel kafelerde, barlarda vakit geçirirler. sempatiktirler ve izleyiciler için de ideal arkadaştırlar.

    fakat it's always sunny in philadelphia böyle değildir.

    "arkadaşlıklarının" klasik sitcom formülündeki arkadaşlıkla alakası olmadığı için onlara "ekip" demek daha doğru olacaktır. ekibin sevimli denilebilecek tek üyesi olan charlie bile konu garson kız olunca bir sapığa dönüşür. rezil bir evde, pislik içinde yaşar. ekibin diğer üyelerinin de yaşantısı çok da farklı değildir. dökülmekte olan bir pub'da beraber çalışmaktadırlar. ekibin hiçbir üyesinin olumlu bir niteliği yoktur, ahlaki değerleri zayıftır. ellerinin değdiği her şeyi ve herkesi -kendilerini de dahil- mahvetmektedirler.

    bu sebeplerle it's always sunny in philadelphia, bir sitcom'dan ziyade "anti" sitcom'dur.

    it's always sunny in philadelphia'ya göre dozajı düşük de olsa bir diğer anti sitcom olan seinfeld için (bkz: #135290683)
  • canım sıkıldı ve uzun zamandır başlamak isteyip de bir türlü başaramadığım şu diziyi izleyeyim dedim.

    allah cezamı versin, bu zamana kadar biri keşke kafama silah dayasaymış da izleseymişim !

    1. ve 2. sezonu aralıksız, soluksuz ve her bir saniyesi kahkahalarla dolu izledim.

    ya hu o ne saçma karakterler, onlar nasıl muhabbetler öyle !? hepi topu 5 karakter var ve bunun dışına neredeyse çıkılmıyor, ancak o kadar değişik ve saçma sapan muhabbetleri olan karakterler ki bunlar ayaklarımı yerlere vurarak güldüm. saatler ilerleyince gece milleti rahatsız etmeyeyim dedim ve ağzımı burnumu kapatarak güldüm, akabinde garip sesler çıkardığımı farkettim.*

    her bir karakter muazzam ama şu charlie nedir ya... sen nasıl gerizekalı, mal ve çılgın bir adamsın, sen nasıl bir ruh hastasısın.*
  • kimi ülkelerde netflix üzerinden kimi ülkelerde ise amazon prime video üzerinden izlenebilen fakat ülkemizde bir yayınlayıcısı olmayan izlediğim en komik dizi. umarım en kısa zamanda bu platformlardan birinde yayınlanır.
  • - look, i didnt go to vietnam just to have pansies like you take my freedom away from me...
    - you went to vietnam in 1993 to open a sweatshop!
    - ...and a lot of good men died in that sweatshop!!!
  • friends oyle olmaz boyle olur dedirten dizidir. dizideki elemenalar okuzlugun hayvanligin kitabini her bolum tekrar yazmaktadir. isin guzel yani ise bu hayvanliklari acaip ortamlarda yapmalaridir. kurtaj karsiti gosteride hatunlara asilmak, hatunlara yazilmak icin kansermis numarasi yapmak, liselilere icki satmayip onlarla cikmak, bi she-male ile arkadas olup kestirdiginde vermesini umit etmek vs. vs.
    kuskusuz bu sezonun en bomba dizilerinden diyor ve sozu ni york taymsa birakiyoruz: surukleyici bir basyapit!!
  • tüm karakterlerin eric cartman olduğu bir dizi düşünün. heh o dizi it's always sunny in philadelphia işte.

    edit:

    --- spoiler ---

    bu arada 2. sezonun sonuna kadar izledim. herhalde bu diziye girip de ezik,kötü ve aptal olmayan tek karakter dennis ve sweet d'nin gerçek babası. o da salak ama ezik ve kötü değil işte.

    --- spoiler ---
  • fx in yeni komedi dizisi."3 erkek bir kız arkadaş philadelphiada bar işletmektedir".bu beylik tanıma aldanmayın.son yılların en ilginç komedi dizisi olacak gibi duruyor.ırkcılık , eşcinsellik , gençlere içki satısı, kürtaj,hastalıklı insanlara davranış gibi konulara tamamiyle "politik yanlış" cevap veriyor.ve herkesi eşit derece de kızdırıyor!30 yaş civarı takıntıları da cabası.her bölümü son derece zekice yazılmış.henüz 5 bölüm yayınlandı ama seinfeld ve coupling ile karşılaştırılıyor.ve aslında iki diziden de bir kaç gömlek üstün.sakın kaçırmayın!
  • absürt komedinin oz'udur bu dizi. philadelphida irlanda barı işleten dört(2.sezonda devito'nun katılmasıyla 5 oluyor) kafadarın, artık ne kadar kafadar denirse bu dengesizlere, seinfeldvari maceralarına konuk oluyoruz fakat bu maceralar seinfeldaki gibi ne masum ne de olası. sürekli saçma sapan konulara takılıp kalan kahramanlarımız her biri kendi ekstrem karakteri dahilinde çözüm üretmeye ya da çıkar elde etmeye çalışıyor. bencilliğin had safhada olduğu bu 'arkadaş' ortamında kaos eksik olmayan yegane unsur hatta oyleki eğer diziyi hiç izlememiş birine bizimkilerin yine saçma sapan bağrıştığı sahnelerden birisini izletirseniz izleyen kişinin diziye başlama olasılığı yüzde 30 düşer fakat tüm bu kaos, bencillik, çıkar çatışmaları, güvensizlik ortamı diziyi oluşturan yegane olgular. böyle bir ortamda karakterlerin tabii ki normal olması beklenemez. birbirlerinden nefret eden fakat bir türlü ayrı kalamayan hepsi birbirinden ekstrem karakterlere de değinmek gerek.

    charlie kelly: dizinin en manyak karakteri namı diğer wildcard. okuma yazması olmayan bu arkadaş geceleri yatmadan önce uhu çekip kedi maması yer çünkü bunun kedi istilası yüzünden uyuyabilmenin tek çaresi olduğunu düşünür fakat istilanın sebebinin kedi maması olduğu akledebilecek mental yetilerden yoksundur. beşlinin en saf karakteridir genelde mac, dennis ya da dee'nin manipülesine uğrar.her ne kadar beşlinin en saf karakteri dahi olsa aşık olduğu garson kıza kavuşabilmek için anası dahi siktirmeye göze alır ve kendisinden beklenemeyecek incelikte ve zekilikte planlar yapar. bali, uhu, çakmak gazı gibi bilumum madde çeker fakat bu maddelerin etkisinde yazdığı dayman gibi bir başyapıta sahiptir.
    muhtemelen benim gibi iasip izleyen çoğu kişinin favori karakteridir fakat o da diğerleri gibi kanka olunacak cinsten bir adam değildir ama yine de muhtşemdir.

    wildcard bitches

    greenman

    ronald 'mac' macdonald : beşlinin kas gücü ve beyni olduğunu söyler ama aslında beşlinin malıdır. özellikle karate ustası olduğu sanrılarıyla yarar.kendisi gerçek manasıyla bir motherfuckerdır. dennis ve dee'nin annesiyle güya arkadaşı olan frank'in eski karısıyla yatar. dizinin genelinde dennis'in etkisi altındadır aynı zamanda da oda arkadaşıdırlar fakat dennis evlendiği vakit mac'e haber dahi vermeden onu evden kovar.fakat rob mcelhenney bu aptal karakteri öyle oynar ki kendisinin dizinin yaratıcısı/yapımcısı/yazarı olduğunu öğrendiğiniz vakit inanmanız pek de kolay olmaz.rob mcelhenney sırf komik olduğunu düşündüğü için bu karakter için sezon arasında 25 kilo almış bir dahaki sezona da 25 kiloyu vermiştir.

    master of karate

    dennis reynolds: beşlinin en manipülatif olanı genelde istediklerini elde etmek için kimseyi manipüle etmekten kaçanmaz fakat isteklerine ulaşamadığı zamanlarda büyük psikolojik çöküşler yaşar. onunda geri kalanlar gibi büyük karakter kusurları vardır bunların en öne çıkanı ise narsisizmdir sürekli i am a golden god diye dolaşır ama mac'den başka kimsenin siklediği yoktur kendisini.her ne kadar bencil,kibirli ve adi bir karakter de olsan tüm gençliğe bir kadını duygusal olarak nasıl yokedebileceğini aşama aşama anlatan d.e.n.n.i.s. system gibi bir şaheser bırakmıştır.

    dee reynolds: mac'ı oynayan rob mcelhenney'in eşi kaitlin olson tarafından can verilen mac ve dennis vari bir karakterdir namı diğer bird. o da tıpkı mac gibi sanrılıdır hala oyuncu olabileceğini düşünür ve dennis gibi kendini çok güzel bulur fakat grubun en siklenmeyen en çok dalga geçilen ve hiçbirinin güzel bulmadığı bir karakterdir genelde tek tabanca takılır. hatırladığıma göre kaitlin olson için sonradan yazılmış bir karakterdir bu yüzden ana karakter olmasına rağmen hep bir yan karakter muamlesi görür. dizide olmasa eksikliğinin hissedileceğini düşünsem de aklıma şundan başka yardığı sahne gelmiyor ama yine de olmazsa olmazdır.

    frank reynolds: diziye ikinci sezonda katılan dizinin en çirkin ve iğrenç karakteridir. kendisi charlie'nin ekürisidir ve beraber türlü türlü iğrençlikler yaparlar hele who pooped the bed bölümde hangisinin daha iğrenç bir orospu çocuğu oldu görülebilir. kendisi çok zengin olmasına rağmen charlie ile birlikte sidik kovaları ile dolu olan harabe bir apartman dairesinde kalır. fazla kilolu sevgilisi ile çöp konteynerın da sevişmekten ve sırf dennis'e ibnelik olsun diye lamborghini alıp içine sıçmaktan zevk alır.charlie ile birlikte en çok güldüğüm karakterdir hele kendini asıp boynu kalın olduğu için ölmediği sahne vardır ki kopartır

    yan karakterlerde ana karakterler kadar manyak ve muhteşemdir

    rickety cricket: işinde gücünde bir rahip iken bizimkilerin sayesinde önce işinden olmuş sonra evsiz kalmış, uyuşturucu sattırılıp bağımlı edilmiş, revolver ile elinden vurulmuş ve bacaklarının kırılmasına sebep olunmuştur dizideki en şansız karakter fakat intikamını şu şekilde almıştır orospu dee'den.

    gail the snail: dee ve dennis2in iğrenç kuzenleri. bizimkilerin yakasına yapıştığı vakit sülük gibi yapışmasıyla ünlü tek çare tuzlamak. ama oynayan bacıya helal olsun bilmeyen birine göstersen sülük la bu der.

    mcpoyle kardeşler: liam, ryan ve margaret ensest ve dünya çirkini kardeşlerdir. charlie ile sürekli bir dertleri vardır ve ara ara intikam peşinde koşarlar. kardeşlerin üçü de dennis'i sikmey niyetlidir. bu adamların olduğu bölümler başka güzeldir sürekli iç çamaşırı ve bornoz ile gezerle ve süt içerler.görüldükleri her sahnede ayrı yararlar 1 2

    özet: mutlaka izleyin, izlettirin. özellikle dertli olduğunuz anlarda six pack alıp açın it's always sunny in philadelphia'nın herhangi sezonu ne dert kalır ne tasa. muhteşem ötesi bir şaheser
  • bu diziyi arkadaşlarıma tavsiye ederken hep friends'in zıttı olarak tanımlardım. geçen gün youtube'da gezinirken rob mcelhenney'in (dizideki mac, ayrıca dizinin yapımcısı) the late show with stephen colbert'e konuk olduğu bölüme denk geldim. orda rob bir soru üzerine dizinin konusunun nasıl oluştuğunu şöyle anlatıyor;
    -friends benim her zaman favori dizilerimden birisi olmuştur. friends izleyerek büyüdüm ve acaba friends'in tam zıttı bir dizi yapsak nasıl olur? hatta friends'in jenerik müziğinde bir söz var. "i will be there for you, no matter what" (ne olursa olsun senin için orada olacağım.) bizim şov da "i will never be there for you, no matter what" (ne olursa olsun, orada olmayacağım.) diyen karakterlerden oluşsa. ilginç olur diye düşündüm ve yazdım.
    tam benim tanımladığım gibi anlatması çok hoşuma gitti. gerçekten onlarca komedi dizisi izledim. neredeyse komedi harici dizi izlemiyorum. bu dizi kadar mükemmel bir diziye denk gelmedim.
    yine aynı programda danny de vito'nun (frank) diziye nasıl katıldığını da anlatıyor. dizinin ilk sezonu yayınlandığında hiç izlenmemiş. dizinin kanalı fx de yeni bir kanal olduğu için pazarlama bütçesi de yokmuş. kanal sahipleri diziye danny de vito'yu dahil etmeyi tavsiye etmişler. rob mcelhenney ilk teklif edildiğinde hayır demiş. diyor ki; "danny de vito gerçekten bir efsane ama dizide bir kimyamız vardı. bu kimyanın bozulmasını istemedim."
    bunun üzerine yapımcılar diziyi yayından kaldıracaklarını söylediklerinde "gönderin gelsin! dedim. dizide oyuncular arasındaki kimyadan daha önemli birşey varsa, o da dizinin kendisi" swh

    programın tamamını izlemek isteyenler için

    favori sahnelerimden birini de ekliyim

    bir de dizinin finaliyle ilgili tahmin yapayım. diziyi izleyenler bilir. dizide mac day, frank day gibi çetenin 24 saat boyunca o karakterin her istediğini yapmak zorunda olduğu günlere ait bölümler var. ben de dizinin finalinin adının charlie day olacağını düşünüyorum. karakterin gerçek ismine hoş bir gönderme olur. belki uslu bir çocuk olursak gece sürüngenleri oyununun nasıl oynandığını da öğrenebiliriz.
  • bunu beğenmeyen gitsin seksenler izleyip meyve yesin
hesabın var mı? giriş yap