• istersen hiç başlamasın
    bu hikaye yarım kalsın
    onca yaraların ardından
    yeni bir aşk yaratamazsın
    örselenmiş bir çocukluk
    işte benim bütün hikayem
    kaç sevda geçse de yüreğimden
    bu yıkıntıları onaramazsın

    istersen hiç başlamasın
    geç kalmışız birbirimize
    yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
    dönemeyiz artık ilk gençliğimize
    istersen hiç başlamasın
    söz verelim kendimize
  • eğer şarkının sözleriyle birebir örtüşen şeyler yaşadıysanız her dinleyişinizde ağlamak icin haklı bir sebep oluşturan , murathan mungan şiirinin yüce müzisyen selim atakan tarafından bestelenmesi suretiyle meydana gelmiş muhteşem şaheser
  • istersen hiç başlamasın. bu yalnızlık benimle kalsın. cunku basladıgında birbirimizin olamayacagını bildigimden dolayı ne geri donusleri yasayabiliriz ne de ilerletebiliriz birbirimizi, yani bizi. oylesine varsın ki hayatımda -coktan cıkmıs olsan da-, her bir yerine koydugum kapamıyor içimi, usutuyor beni. bosluguna kimse denk dusmuyor. örtemiyor. ve en kotusu de bunu bir tek ben biliyorum. işte bu sensizligi tekrar yasamamak için geriye alsam zamanı, eskiye dondursem, basa cevirsem, o gunu yasamamıs hale getirebilsem derdim ki ahizeye, hadi cıkalım dediginde, "istersen hiç başlamasın, bu yalnızlık birbirimizde kalsın"

    o zaman bu kadar yalnız olmazdım belki de, yanımdakinin kapalı gozlerinde seni gormeye calısmazdım bu kör vakitte.
  • kendimi kotu hissetmemi saglamis sarki.. neden mi?
    yil 1983, yeni turku'nun akdeniz akdeniz albumu yeni cikmis, ben o sira daha 1 yasindayim. bu sarkiyi dinlemek icin 25 yil beklemek zorunda kalmamin acisini simdi icimde hissediyorum. benim dinlediklerim hep yeni versiyonlariydi, oysa ki introsundaki piyanoyu duymak icin 25 yil beklemisim. ..
  • elini sobaya yapıştırmadan da sıcak olduğuna inanmayı başarabilenlerin şarkısı. "bu hikaye eksik kalsın" diyebilecek kadar meraksız ve mecalsiz olanların kurabileceği cümle. bu satırların yazarı gibi "kim beşyüz milyar ister"de gidebileceği son sorunun da cevabını açtırmadan içi rahat etmeyeceklere göre hiç değil.
  • en çok erkeklere yakışır, bu şiir.

    "kaç sevda geçse de yüreğimden
    bu yıkıntıları onaramazsın."

    (bkz: kaçmak)
  • istersen hiç başlamasın dedik ve eksik kaldım.. yarım kaldım.. içim şimdi buruş buruş, çıkartıp atamıyorum bile seni işlediğin o kıvrımlardan, o kısa sürede o kadar içine işlediğin kıvrımlardan.. ne kadar garip değil mi ikimizin de artık durmalıyız demekten kendimizi alamaması ve sonunda ikimizi de yakan o mesajla tamamen kopmaya karar vermemiz.. birbirimize daha fazla yara oluşturmamak için, gelecekte oluşacak yaraları es geçmek , geçmiş yaralarımızı kanırtmamak için bugünden yarım bırakmak birbirimizi.. beni yarım bırakman..

    biliyordun.. beni biliyordun.. öyle anlatmıştım ki kendimi, kendime itiraf edemediğim tüm konuları, öyle savunmasız ve öyle açık ve öyle içten.. öyle doğru.. örselenmiş çocukluğum, güvensizliklerim, tüm o uyarılar, tüm o sevgisizlik, tüm o terkedişler.. daha ilk dakikadan terkedilişler.. bütüm hikayem terkedilişler.. oysaki başlamıştın sen beni onarmaya, baştan yaratmaya, ayaklarımın üzerime kalkmama yardım etmeye başlamıştın sen.. o yaralarımı sevmiştin belki de.. sana anlattığım defolarımı, iç yaralarımı, geçmişimi, çocukluğumu, yalanlarımı.. aldatışlarımı.. açıklığımı, tüm açıklığımla sana gelmemi..

    öyle geç kaldık ki birbirimize, sen öyle bi karar vermiştin ki baştan beni sensiz bırakan.. her şeye rağmen bile isteye yazılmama rağmen sana öyle durdurdun ki sen beni o kararınla.. geç kaldık birbirmize kaç yıl, kaç kişi, kaç sevda sayamadığım bilemediğim.. olduğum yerde sayarken ben, sen dönemiyordun olmak istediğim yere, üstelik bunu senden sormamama rağmen o kadar istedim ki, kendimden nefret ettim bunun düşüncesiyle bile.. yalnız olmanı, bağımsız olmanı, benim olmanı, sadece seninle dondurma yemeyi, sarılıp da film izlemeyi, karşılıklı saatlerce gülmeyi, burnunu boynuma dayamanı; düşündükçe ve hayallerini kurdukça, en azından hayali serbest dedikçe kendimden tiksinerek nefret ettim.. seni düşündüğüm her dakikada, yatakta gözümü tavana dikerek, sabahları mailini almak için bilgisayara koştuğum her dakikada kendimden kaçtım.. itiraf edemedim kendime, beni tavlayışına ayak direyemedim, yoldan çıkarmama izin verdin, ben uyardıkça dinlemedin.. gözümü her kapadığımda yüzümü ellerinin içine almış gözlerime bakarken gördüm seni.. gözümü her kapadığımda sahilde çekirdek çitlerken gördüm ikimizi adaların ışıklarına bakarak.. gözümü her kapadığımda bana yazdıklarını her hücremde hissettim, senin oldum, düşüncelerine esir oldum.. sonrasında ise istersersen hiç başlamasın demenin dayanılmaz hafifliği..

    söz verdik birbirimize.. belki bu da o sözün son bozuluşu, dayanabilirsem.. sana ulaşmaya çalışmayı bırakabilirsem..
    söz verdik birbirimize, hakettiğimiz gibi bir hayat yaşayabilmemiz için..
    söz verdik birbirimize, utancı yaşamamak için..
    "daha fazla üzülmemek için bu üzüntüye razıyım şu an..."
  • güzel şiir, çok güzel bir şarkı. "geç kalmışız birbirimize", benim için bir sevda özetidir bu mısralar. "her yere yetişilir, hiç birşeye geç kalınmaz" demiş şair, yanılttı beni. aşka geç kalır insan, ne kadar koşarsa koşun bazen hiç yetişemez. sevmek için, sevdiğini söylemek için geç kalırsa şayet elinde sadece yitik bir hikaye kalır.

    yedi yıl, yedi bahar, yedi eylül, yedi kış geçer. nihayet sevda dile gelir ama çok geçtir. bu hikaye eksik kalır. çünkü "onca yaraların ardından yeni bir aşk yaratamazsın."
  • biraz önce kara para aşk'ta derya'nın sesinden çalmaya başladı, ne kadar özlemişim ve ne kadar da eskimemiş, neredeyse hala yeni bu şarkı.
  • bu söz ağızdan çıkarken bile söylemenin anlamsız olduğunu bilir insanlar. çünkü başlayan başlamıştır çoktan! sadece devam etme yürekliliğini göstermek ile kaçma korkaklığına sığınmak arasında bir seçim yapılması gerektiğini belirtir gayet net. bir açıklama değil, sorudur çünkü ve duyduğunda burkulur içinde bir şeyler....

    bu şarkı, tüm heybetiyle söylese de bunu, yürek delicesine çarpmak istediğinde anlamını kaybeder. çünkü onca yaradan, örselenmiş çocukluktan, yıkıntılardan, yanlış kapılardan, başkasıyla geçen ilk gençlik baharından sonra bile hiç olmadığı kadar güzel olabilir her şey. kalp denilen o mucizevi zamazingo, hiç durmamış gibi atabilir yeniden. biraz yardım, biraz sabır, biraz inançla gerçek olabilir bir masal...

    "istersen hiç başlamasın" dediğinde sana, "hayır" de ki yarım kalmasın en güzel hikayen. yarattığın şeyin aşktan öte, aşktan ziyade olduğunu farketmenin hazzını yaşa. yıkıntıları süpür, kendine temel yap hatta. birbirinize geç kalmanız önemini kaybetsin el ele tutuştuğunuzda. yaşadığın her şeyi kar sayıp, öğrenmenin verdiği olgunlukla yanlış gidenlerin ardından birlikte dinlenmenin huzurunu yaşa onunla. ve söz ver kendine; bu kez kaçma. duyguların ölçüsünün zaman olmadığını, herkesin aynı olmadığını gör; ispatla kendine.

    ve istersen hiç bitmesin! söz verin birbirinize...
hesabın var mı? giriş yap