• bokun içerisinde otururken kafanızdan aşağıya bir ineğin işemesine benzer.
  • 26 yaşında, hayatının baharında olan insana bile "ulan erkenden menopoza mı giriyorum aceba?" diye sordurur.

    zira durup dururken içimden, uçan adam sabri gibi "allaaaaahhh" diyerekten yerlere atıvermek geliyor kendimi.
  • bugün bulutlar bi güzel götüne koymuştur kendisinin. mutluyuz. çıkim de market alışverişimi yapim amk sonra aç kalıyorum. dia kartım nerde benim...
  • insanı nem manyağı yapan sıcak. vıcık vıcık, yapış yapış olursun. iğrenç bir duygudur. hele de nemsiz bir coğrafyadan geldiysen.
  • en güzel hissi istanbul trafiği ile birleşince veriyor.
  • dayanılmazdır. uzun süre ankara'da yaşamış biri olarak da açıkça farkı görebiliyor ve söyleyebiliyorum. gölge diye bir şey yok istanbul'da. yani var ama etkisi yok. azıcık şöyle gölgeye geçip serinleyeyim değil, azıcık gölgeye geçip beyin kanaması riskinden az da olsa kurtulayım diyebiliyorsunuz ancak. bunaltır, terletir, iğrençtir.
  • nemle birlikte iyice katlanılmaz olan sıcaktır, her tarafınız yapış yapış olur duş falan da işe yaramaz. en kötüsü de bu sıcakta ikarusta ayakta, şehrin bir ucundan diğer ucuna gitmektir.
  • kuveyt'te 50 derecede yaşıyorum. iki gün önce istanbul'dan geldim. yemin ederim istanbul kuveyt'ten daha sıcakmış gibi geldi! hava durumunun kaç söylediği hiç önemli değil, istanbul'un sıcağı bir garip rahatsız edici.

    (bkz: nem)
  • ölü taklidi yapınca pek bir şey yapmıyor. mesela ben saat 8:30'da ofisin penceresinden girmeye çalışan güneşe karşı evde yokum ayağı çekiyorum, sonra zaten gün boyu ölü gibi geziyoruz. şimdi çok terli olduğum için saçmalıyor olabilirim.
  • sayın antalyalılar, yanıyorsunuz eyvallah, istanbul sizin oralar kadar sıcak değil, ona da eyvallah. olm, biz şort terlik gitmiyoruz işe güce, yanıyorsak bir sebebi var. ayrıca allah antalya sıcağının belasını versin, 39 derecede yandı beynim geçen hafta.
hesabın var mı? giriş yap