• dunya uzerinde menstrüasyon urunlerini (tampon, ped) tamamen bedavalastiran ilk ulke olmustur.

    menstruasyon urunleri, regl olan her bireyin zorunlu ihtiyac duydugu seylerdir, dogal yollarla engellenemedigi gibi, bireyin hayatinin bir parçasidir. diger ulke ve bolgelerin de bu atilimi takip etmesi gereklidir, kimi yerlerde hayatidir. ozellikle de bir cok bireyin ne yazik ki maddi imkanlari bu hijyen urunlere ulasimi zor veya imkansiz kilarken.

    ilgili haber
  • bir iskoç fıkrası vardır ve iskoçya'yı çok iyi anlatır. aşağı yukarı şöyle bir şeydir (tabi düzenleme bana ait):

    tanrı iskoçya'yı yarattıktan bir süre sonra cebrail, tanrı'nın yanına gelmiş.
    "tanrım." demiş. "bu iskoçya çok güzel olmuş."
    "katılıyorum." demiş tanrı.
    "yeşil otlakları, yüksek dağları, yoğun ormanları var." demiş cebrail.
    "gerçekten de var." demiş tanrı keyifle.
    "sularından bir içen bir daha içiyor; hele viskisi..." diye devam etmiş cebrail.
    "viskisi de güzel, evet." diyerek onaylamış tanrı.
    "erkekleri güçlü ve akıllı, kadınları ise becerikli ve çok güzel. sarışınlar mı desemi kızıllar mı..." demiş cebrail abartarak.
    "hepsi güzel, esmerleri de unutma!" demiş tanrı cebrail'i uyararak.
    "evet tanrım haklısın. hepsi güzel, iskoçya'ya dair herşey gibi." demiş cebrail.
    "ne güzel dedin." demiş tanrı huzurla.
    sonra birden ciddileşmiş cebrail. "işte bu yüzden..." demiş. "...bu iskoçya başımıza iş açacak!"
    tanrı birden şaşırmış. "hayırdır?" demiş. "niye açsın ki?"
    "diğer kulların kıskanacak. gözleri hep iskoçya'da olacak!" demiş cebrail heyecanla.
    "hiç de öyle olmayacak." diye sakinleştirmiş cebrail'i tanrı.
    "nasıl olacak o?" diye sormuş cebrail.
    "anlatayım." demiş tanrı. "bunca güzelliğe ek olarak ben bu iskoçya'ya ve onun halkına öyle bir lanet verdim ki, bu laneti gören hiç bir kulum iskoçya'da yaşamak istemeyecek.
    "neymiş o lanet?" demiş cebrail daha da meraklanarak.
    ve tanrı ellerini açarak cevap vermiş: "alt komşuları, ingilizler."
  • dağlarını, loch lomond ve loch ness göllerini, 50 kadar köy, 10 kadar kasaba ve 4 şehrini gezmiş biri olarak aklıma gelenleri yazayım.

    şehirlerde ve popüler yerlerde gezenler görmemiştir, bilemeyebilir, kasaba ve köylerdeki özel günlerde ve düğünlerde erkekler kilt giyiyor.

    edinburg, edınbra diye okunur.

    glasgow güzel değil diyenlere aldırmayın, gayet güzel, gezilesi bir şehirdir.
    hele bir de ana caddelerin birinde ''clanadonıa''grubuna rastlarsanız çok güzel bir gün geçirirsiniz.
    https://youtu.be/kamdkn0hiua
    https://youtu.be/r35onrhriky
    https://youtu.be/hnsnfxjrwck

    stirling'de william wallace anıtı vardır, yolunuz düşerse gezilmelidir.
    https://hizliresim.com/1gwfm1

    167 kişinin yaşadığı ''tyndrum'' adlı küçücük köydeki '' the green welly stop'' adlı dükkanda, muhtemelen daha önce adını bile duymadığınız yerel viskiler de dahil, türkiye'deki en baba dükkanın 20 katı çeşitlilikte single malt viskiler görebilirsiniz.
    ancak iskoçya'da üretilen single malt viskiler, ingiliz vergi sisteminden dolayı fransa, ispanya ve italya'dan çok daha pahalıdır.

    yemekleri kötüdür, içi sakatat doldurulmuş mide içeren haggis yemeği ve domuz kanı ve yulaftan yapılan kan sucuğu, yokluktan icat edilmiş yemeklerdir.
    https://hizliresim.com/bmbirb
    https://hizliresim.com/m70dd1

    ancak yağda yumurta, mantar, domuz pastırması, sosis, domates ve kuru fasulyeli klasik ingiliz kahvaltısı güzeldir. (kan sucuğu hariç)
    https://hizliresim.com/t7wvkc

    iskoçlar inanılmaz pozitif ve yardımsever insanlardır, eğlenmeyi severler, köylerinde bile hafta sonları aileler restoranlara yemeğe, dansa ve eğlenceye giderler.

    doğası efsanedir, dağlık olan highland bölgesindeki dağlar arasında kalan neredeyse her vadi, yağışlı iklim nedeniyle göl haline gelmiştir.
    ''west highland way'' gibi yürüyüş yollarını da kapsayan efsanevi güzel ve büyük milli parklarında, geyikler ve diğer vahşi hayvanlar serbestçe dolaşmaktadır, resimleri rahatlıkla çekilebilir.
    https://hizliresim.com/ita36n
    https://www.youtube.com/watch?v=fo90z-yhxpa

    highland bölgesinde yemyeşil çayırların büyük bir çoğunluğu, tarım yapılması mümkün olmayan turba tabanlı ve sulak yerlerdir,.
    islay bölgesi single malt viskileri de arpanın bu turba ile kurutulması nedeniyle isli karaktere sahiptir.
    bu bölgeler yerleşime pek uygun değildir, daha çok hayvancılık yapılır.

    iskoçya kırsalındaki büyük arazilerin, çitlerle çevrilmiş ve hayvanların geçmemesi için karmaşık kilit sistemi olan çok ilginç kapıları vardır.
    ancak bizde hiç bilinmeyen bu acayip mekanik düzenekli alengirli kapılar, hayvanlar kadar bu yörenin yabancısı olan insanları da şaşırtmakta ve açmak için çok uğraştırabilmektedir.
    yürürken kilometrelerce uzaktan gördüğüm ve yanına gelinceye kadar kapıyı açamayan, sonra da beraber açmaya uğraştığımız pek çok yabancı yürüyüşçü ile karşılaştım.

    dünyada doğalarına bu derece aşık ve doğa sporlarını bu kadar seven bir toplum olduğunu sanmıyorum.
    hafta sonları avm gezisine gider gibi çoluk çocuklarla tepelere çıkıyorlar.
    5.5 milyonluk iskoçya'da muhtemelen yüzbinlerce insan doğa sporlarına ilgi duyuyor.

    dürüstlük ve yardımseverlikte başka bir boyuttalar, bizim dürüstlük algımızı sorgulattı.
    bu konuda yaşadıklarım:
    1-dağlarda kapalı kutuların içine meyve, içecek, kurabiye ve turta benzeri yiyecekler koyup, yanına malzemeleri alanlar içine parasını atsın diye bir kutu koyuyorlar, bu sistem kusursuz ve hilesiz işliyor.
    https://hizliresim.com/wync1y
    https://hizliresim.com/t6y5as
    https://hizliresim.com/05fasy

    2-:stirling (william wallace anıtı olan ve direnişin simgesi olan küçük kent)gezisi sonrasında drymen'a gitmek için bir taksi ile anlaştık.
    taksimetre 54 km mesafede 50 pound yazdı.
    taksici yaşlı abiye 50 poundu uzattım.
    -''biz bu mesafeye 40 alırız ''diyerek 10 pound iade etti.(bizde taksimetrenin yazdığı ve kendisine uzatılmış paranın üstünü verecek taksici tanımıyorum)

    3- drymen köyünde geceyi geçireceğimiz çiftlik evine yerleştik, telefonumu takside unuttuğumu anladım.
    arkadaşımın telefonuyla defalarca telefon ettim yanıt alamadım.(amca yaşlıydı, telefondan anlamıyor.)
    gece arkadaşımın telefonu çaldı, bir kadın(taksicinin kızı imiş) telefonu getirebileceğini söyledi.
    1 saat sonra taksici ve kızı 54 km. uzaktaki evlerinden gelip, dağ başında bizi buldu camı tıklattı ve telefonumu getirdi.
    para uzattım, almadılar, zorla, kavga dövüş verebildim.

    4- köy ve kasabalarda köy evi, pansiyon, otel vs. de kalan ve çok erken saatlerde yürümeye başlayan yürüyüşçüler, yanlarına küçük bir günlük sırt çantası alarak, geri kalan valizlerini kaldıkları konaklama yerinin önüne bırakıyorlar.
    bir iki saat sonra minibüsle gelen valiz taşıma servisi o valizleri alıp, o gece kalacağınız yere götürüyor.
    biz yürüyüşçüler bu valiz servisini hiç görmüyoruz ve genelde ücretleri o valizlerin üzerine bir zarfın içinde bırakıp sabah erkenden yola çıkıyoruz.
    bu çantalar muhafaza altında değil genelde, üzerinde 30-40 pound paralar var ve hiç kimse bu paralara dokunmuyor.

    otelcinin birine ''senin bu çantaları soyarlar hacı'' dedim, anlam veremedi, bizde en son hırsızlık 1837 de oldu dedi.

    aklıma geldikçe editleyeceğim güzel bir yerdir iskoçya.
  • - bi arkadaşımın tabiri ile "bizim gibi biraz ezik bir millet"in ülkesi. bu bir aşağılama ibaresinden çok yüzyıllardır süregelen bir ezilmişlik sonucu oluşan ruh halinin göstergesi. katılıyorum. "scotland 78: a love story" diye bir belgesel var. iskoçya'nın 1978'de ciddi ciddi dünya kupasını kazanmak için gittiği arjantin'de başına gelenler ile ilgili. kulağa absürt geliyor değil mi? izleyin, tavsiye ederim, ne demek isteğimi daha iyi anlayacaksınız.

    - edinburgh ününü fazlasıyla hak edecek kadar etkileyici bir şehir. glasgow'da bi şey yok, bence vakit ayırmaya değmez. aberdeen de bir şehir olarak sıradan, ancak çevresinde (aberdeenshire) önemli tarihi yapılar, yıkıntılar var. inverness, nairn gibi highlands'ın kalbi sayılabilecek yerler gezilmeli. loch ness, ben nevis gibi bilindik mekanlar haricinde, almanya ve fransa'daki "mutlu" emsallerden farklı olarak bi nebze lovecraft dokunuşlu manzaralar sunan kaleler, şatolar var. 1, 2. ayrıca 3a, 3b, 4, 5, 6, 7 (resimler* bana ait).

    - en kuzey tarafı (orkney, isle of skye, thurso, vs) doğal olarak izlanda ve norveç'i andırıyor, ancak daha yavan, daha tekdüze. arada bir sanki başka bir gezegene ışınlanmışsın hissi geliyor, ama bu, doğa güzelliğinden ziyade, ortamın alabildiğine tenha, yeşil/gri, ıslak ve sisli olmasından dolayı. buraları hakkıyla gezmek için bence karavan şart. veya en azından irice bir panelvan. zaten çoğu turist de öyle yapıyor.

    - iskoçya'daki en kaliteli şey muhtemelen viskidir, ama ben ondan pek anlamadığım için, bir adanalı olarak uzmanı olduğumu düşündüğüm bir şeyi seçiyorum: et. üstlerde bahsedilmiş, her yer mera, koyun ve inek dolu. tertemiz havada gezinerek otlayan bu hayvanların eti de elbette epey lezzetli (ve ucuz).

    ikinci muhteşem şey ise yemişler. ingilizce "-berry" ile biten meyve familyası yani. özellikle çilek, böğürtlen ve blueberry (türkçesi ne ki bunun?**) o kadar güzel kokulu ve lezzetli ki ülen bunlara kesin bi esans neyin bi şey basmışlar diyorsunuz. basmamışlar, sadece biz iyisini hiç yemiyormuşuz.

    edit:
    * resim değil fotoğrafmış. doğrudur. ama izninizle ben resim demeyi tercih ediyorum. 1-2 tane daha ekledim.
    ** blueberry'nin türkçesi yaban mersini imiş. ben bizim oralarda hiç görmemiştim ama rize civarında yetişiyormuş ve likapa diye biliniyormuş. ayrıca o da pek lezzetli imiş :). bilgilendiren herkese teşekkür ediyorum.
  • ingiltere ile olan husumetlerini şöyle bir espriye dökmüşler. derlermiş ki iskoçya'da yaşayan bir iskoç ingiltere'ye taşınırsa iki ülkenin de zeka seviyesi artar.
  • mükemmel bir sekilde yeni turizm sloganlari icin bir reklam sirketine 125bin pound yatirmis karsiliginda ise yeni ülke sloganlarini bulmus ülke..

    "welcome to scotland" (iskocyaya hosgeldiniz)

    iskocya turizm bakani "ya olay janjanli sloganda degil" diye aciklama yapmis olsa da ben buradan reklam ajansini gozlerinden opuyorum.. 125bin pound lan.. bravo.. ayaga kalkip alkisliyorum tüm samimiyetimle. bu kadar net parayi bu kadar sikko bi işle kaldirmis olduklari icin.. yeminle bosuna cabaliyoruz, yirtiniyoruz buralarda..

    aha buyrun bu da orcinal haber

    http://www.dailyrecord.co.uk/…tland-86908-20170094/
  • elizabeth'e devam diyen ülke.
  • birlesik krallik icerisinde boyunduruk altinda olmayan ulke. yahu adamlar birlesik krallik'in asli ve kurucu unsurlarindan, ne boyundurugu ?
  • her etek frikiğine bakılmaması gereken ülke.
hesabın var mı? giriş yap