• son zamanlarda sık sık denk geldiğim, yogayı şova dönüştüren, içsel huzuru bulduklarını iddia edip tahammülsüzlük, agresiflik ve bencillikte çığır açan, yoga yapmayan insanlara üstten bakıp küçümseyen, elitist, gezdikleri her yerde mevcut manzaraya karşı bir takım yoga hareketleri pozu paylaşan, büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu özenti insan güruhu.

    bunlar tarikat gibidir. arkadaş çevreleri "yogini" dedikleri insanlardan oluşur. "yogini" olmayanlarla arkadaşlık kurmaz, flört etmezler. tarikat olarak birlikte hareket eder, birlikte tatillere giderler. tarikat üyelerinin en asil görevi birbirlerinin yoga fotoğraflarını videolarını çekip instagram'a yüklemektir. etraflarında yoga yapmayan insan varsa ısrarla sürekli gittikleri yoga salonuna üye yapmaya çalışırlar, başaramayacaklarını anladıklarında ilişkilerini keserler. 3-5 ay yoga yapan bütün kadınların instagram bio'sunda "yoga instructor" yazar.

    edit : yogaya gerçekten gönül veren ve bu konuda popülist davranmayan, şova dökmeyen insanları tenzih ederim.
  • bunların çoğu yeni boşanmış olup, huzuru bulmuş görünerek; gittiği karadeniz turunun sıcak fotoları instagram hesabına daha dün düşmüş yogacılardır.
  • iki ay yoga yapip fosforlu tayt giyen herkes yoga hocası oldu. durduramiyoruz resmen surekli sponsorlu cikip duruyor
  • önce zengin bir adamla evleniyorsun, imzayı atar atmaz yoga'cılık sana iniyor ve başlıyorsun.
  • nedense bana çok fena karı kız ayıklama ayağında oldukları havası veriyorlar.

    20 m2 bir yer kirala, çek şortu-taytı yaz iki afilli kelime, hoop yeşil saçlılar kapıda.
  • (bkz: sosyal medya maymunları) böyle bir başlık yoksa bile doldurmak gerekiyor. yoga, pilates ayağına saçma sapan postlara denk gelmekten gına geldi artık.
  • kamerayı hızlandırılmış çekime alarak 1 dakikaya bütün yoga hareketlerini sığdırırlar. ne anlama geliyor anlamıyorum.
  • şımarık sesli akustikçi kızın kankasıdır.

    (bkz: şımarık sesli akustikçi kız furyası)
  • nafaka paraları ya yogalara gidiyor ya da paris akşamlarına
  • o yüksek hayat kalitesinde, o yüksek özgürlük
    sınırlarında bile hala şov peşinde, hala vasat vasat pozlar peşinde olanlardır.

    tanıdığım kadarıyla yaptığım gözlemler şu şekilde:
    istediğin saatte uyanma lüksü var.
    istediğin yere gitme lüksün var.
    evlilik yok çocuk yok maddi sıkıntı yok.
    spor salonu, starbucks günlük standartlara alınmış. akşamları dans, tiyatro, konser falan.
    altta araba var, sağlık var.
    tek başına yaşıyorsun.
    büyükşehirin tüm imkanları altında.
    para kazanma mecburiyeti yok.
    o imkanları eşeğe ver, en kötü ihtimalle dünyanın en iyi yogacı eşeği olurdu.

    bu gözlemlerden anlaşılıyor ki aslolan imkanlara ve lükselere sahip olabilmek. ondan sonra yogacı da olursun, personal trainer de olursun filozof da.
hesabın var mı? giriş yap