• bilimsel dergilerin* degerlendirilmesi ve bilimsel arastirmalar uzerine etkilerini gosteren rakamlardir. turkce'ye "etki faktoru" olarak cevrilebilir.

    yuksek impact factor'u olan dergiler bilim dunyasinin saygin ve bilinen dergileridir, bu dergilerde yayinlanan makaleler yazarlari icin yuksek basari kanitidir.

    yaklasik 7500 hakemli derginin* thomson institute for scientific information (isi) tarafindan derlenen istatistikleri yillik olarak "journal citation report" olarak basilir ve bu bilgilere ucretli olarak erisilebilir.

    2003 yili raporuna gore fen bilimlerinde "annual review of immunology" adli dergi 52,3 ve sosyal bilimler alaninda "behavioral and brain sciences" adli dergi 10,6 impact factor'leri ile ilk sirada yer alirlar.

    son olarak impact factor'un nasil hesaplandigini da belirtelim: gecmis iki yil icinde dergide basilan makalelerden diger bir bilimsel yayinda deginilenlerin sayisinin, ayni iki yil icinde dergide basilan toplam makale sayisina bolunmesiyle bulunmaktadir.
  • basitçe anlatmak gerekirse etki faktörü 1 olan dergide son iki yılda yayınlanan her makaleye toplam 1 kere atıf yapılmıştır.

    bu açıdan sosyal bilimlerle ilgilenen, ahci, ssci indekslerindeki dergiler ağızlarıyla kuş tutsalar teknoloji ve tıp alanındaki yenilikleri bünyesinde toplayan dergilerin etki faktörüne ulaşamazlar.... işte o kadar...
  • şuradan alanınıza göre kontrol edebildiğinizdir:
    http://www.scimagojr.com/…nalrank.php?category=3315
  • akademik değerlendirmelerde sosyal bilimler için tam bir deli saçmasıdır; sosyal bilim alanlarında indekslere giren yayın sayısı oldukça az olmakla beraber, asıl ağırlık kitaplar ve kitap içi makalelerdedir, var olan dergilerin birçoğu da indeksler tarafından taranmamaktadır. üstelik tüm bilim alanları için, herhangi bir makalenin niteliğinin yayınlandığı derginin impact factor'ünün yüksekliğiyle doğru orantılı olarak ya da aldığı atıflarla değerlendirilmesi saçma olmasının yanı sıra oldukça yanıltıcıdır. kaldı ki söz konusu makale tamamen niteliksizliğinden kaynaklı olarak da birçok atıf alabilir. ancak bilimsel değerlendirme kriterlerinin dünyada bilime atfedilen önemle doğru orantısını anlayabilmek için iyi bir kıstastır..
  • dergilerin değerlendirmesinde kullanılan bu ölçütün tek başına dikkate alınmasının problemlere yol açacağı vurgusu yapılmaktadır:

    "
    2012 yılı aralık ayında bir grup bilimsel dergi yayıncısı ve editörü toplandılar ve dora olarak bilinen san francisco declaration on research assessment– araştırmaların değerlendirilmesi hakkında san francisco bildirisi’ni yayınladılar. bilim akademisi de dahil olmak üzere çok sayıda kuruluş bu bildiriye imza attı. dora bilimsel değerlendirmeler adına yapılan bazı önemli yanlışlıklara ve kötü alışkanlıklara vurgu yapıyor.

    bilimsel araştırmaların sonuçlarının açıklanması için çok değişik yollar olmasına rağmen, en önemli ve etkili yol hala bilimsel dergilerde yapılan yayınlardır. bilimsel kuruluşlar veya ciddi akademik yayınevleri, konunun uzmanları tarafından incelenip, doğruluğu ve orijinalliği onaylanmış araştırma sonuçlarını basar ve dağıtırlar. gerek bilim insanları için olsun gerekse de bu insanları işe alan veya maddi destek sağlayan kurumlar için olsun, bu yayınların önemini, kalitesini ve etkisini anlamak ve ölçmek şarttır.

    bu değerlendirmelerde çok kullanılan bir ölçüt dergi etki faktörüdür (journal impact factor). aslında bu ölçüt, kütüphanecilere dergi seçiminde yardımcı olmaları için ortaya çıkarılmıştır ve kabaca bir dergide çıkan makalelerin iki yıl içerisinde aldıkları ortalama atıf sayısını gösterir. eğer çok atıf alan bir makalenin bilime daha büyük katkılar yaptığını varsayarsak (ki bu çok tartışılmakta olan bir konudur), etki faktörü arttıkça derginin daha fazla okunduğu ve dolayısı ile daha “kaliteli” olduğu kavramı artık yerleşmiştir. bu kavramı, bir doğa yasası olarak kabul eden kişiler/kurumlar ise değerlendirmelerini doğrudan yayın yapılan dergilerin etki faktörleri üzerinden yaparlar. dora ise buna karşı atılmış bir adımdır.

    dora’ya göre etki faktörlerinin, araştırma değerlendirmede kullanılmasında çok ciddi eksiklikler bulunuyor. bunlar;

    1-) bir dergideki yayınların atıf sayılarının dağılımı ciddi çarpıklıklar gösterir. yani derginin ortalama etki faktöründen çok az veya çok fazla atıf alan yayınlar vardır ve bunların dağılımı da normal (istatistiksel anlamda normal) değildir.
    2-) etki faktörü çok büyük ölçüde alana bağlıdır. matematikte etki faktörü 1 olduğu zaman anlamlı olabilir ama moleküler biyolojide 1 çok zayıf dergi anlamına gelebilir.
    3-) kanımca en önemlisi: etki faktörü manipülasyona çok açıktır. bu tarz davranışlar maalesef artıyor. editörlerin yazarları kendi dergilerindeki makalelere atıfta bulunmaya zorlamalarından, küçük ağlar kurarak atıf değiş-tokuşu yapılmasına ve sahtekarlığa kadar pek çok etik olmayan davranışı duyuyoruz, görüyoruz.
    4-) etki faktörlerindeki veriler topluma açık değil. bu kadar hata içeren bir sistemin, akademik değerlendirme gibi hayati bir aşamada bilinçsizce kullanılması son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

    dora’da bu durumu düzeltmek için bazı öneriler var.

    1-) hiçbir atama, yükseltme ve fonlama işleminde dergi-bazlı ölçütlerin kullanılmaması,
    2-) araştırma değerlendirmelerinin yayınlandığı dergi üzerinden değil sadece yapılan iş/sonuçlar üzerinden yapılması. doğal olarak bu tarz değerlendirmelerin yapılması zahmetli bir süreçtir ve algoritmik bir hale getirilemez.

    istatistikler, veri seti büyük olduğu zaman geçerlidir. bir ülkeden yapılan yayınların tarihsel gelişimini anlamaya çalışırken, hangi dergilerde ne kadar yayın yapıldığının belirlenmesi çok önemli ipuçları verir. buna karşılık bir bilim insanının değerlendirilmesinde sadece yayın yaptığı dergilerin etki faktörlerine bakmak çok anlamsız sonuçlar verebilir. bazı önemli fikirler nispeten az okunan dergilerde yayınlandığı gibi, çok ciddi olarak bilinen dergilerde de içerik açısından zayıf makaleler olabilir. dora içerisinde belirtilen bir üçüncü öneri ise halen çok tartışılmakta olan açık kaynakların artmasıdır. açık kaynakların güvenilirliği ve etik sorunları henüz çözülmemiş problemler arasındadır. bilim akademisi etik komisyonu bu konuyu da içerecek şekilde bir çalışma grubu kurmuştur.

    ersin yurtsever
    bilim akademisi üyesi
    koç üniversitesi kimya bölümü öğretim üyesi
    "
    kaynak
  • akademik dergilerin gercek sayginligini gosteren rakamlar. dogal olarak impact factor yukseldikce basmakta zorlasir.
  • koskoca türkiye'de q1 seviyesinde sadece dört dergi bulunmaktadır. q1 dergiler; a/z dergisi arkeoloji dergisi gephyra tıp dergisi jssm tarım ve orman dergisi
  • bilimsel yayın yapan dergilerin ve bilim insanlarının ürettikleri yayınların kalitesini ölçmeye yarayan bir sınıflamadır. bilimsel yayın yapan dergilerin kalitesi o derginin içindeki makalelerden ne kadar çok alıntı yapıldığı ile doğru orantılıdır. aynı şekilde bir bilim insanının değerinin bir bölümünü de ürettiği yayınlara yapılan atıf(citation) ile de ölçmek mümkündür.

    bilim insanının yayın yaparken, yayın yapacağı derginin impact factörünü göz önüne almasında fayda vardır. yüksek impact faktörü olan dergiler tercih nedeni olur. eğer dergi sci veya ssci de ise en azından insanlar yaptığınız calışmadan haberdar olacaktır. bu dergilerde yaptığınız yayınları biri ciddiye alır ve size atıfta bulunmaya layık görür ise yaptığınız işin bir anlamı olacaktır.

    şunu da unutmamalı; her şeyden önce bir makale iyi bir dergide yayınlansa bile o dergi ortalamasının altında atıf almışsa önemli bir etkisi olmayacaktır. dergi kalitesi kadar yayın kalitesi de önemli, hatta daha da önemlidir.

    ayrıca yönetim alanı ile ilgili bir kaç derginin 2007 impact faktör leri:

    academy of management journal--- 3,353
    academy of management review--- 4,515
    administrative science quarterly---- 2,455
    harward business review------------ 1,505
    strategic management journal------ 2,632

    (bkz: h factor)
  • sayginliki veya onemi gosterdigi soylendiginde, pek cok insanin alinganlik yaptigi ama gercekte ne kadar buyuk if*, o kadar buyuk prestij iliskini iceren sayi. yeni basilmaya baslanan dergilerin sayfalarinda bu sayiyi bas bas bagirdiklari gorulebilir, zira onlar icin bu cok onemlidir.
  • yayını yapacak derginin, yazardan talep ettiği meblağı da etkiliyor. impact factor ne kadar yüksekse, talep edilen meblağ da o kadar yüksek oluyor.
    örneğin oxford journals - african affairs için:
    * regular charge - £1750 / $2800 / €2275
    * list b developing country charge - £875 / $1400 / €1138
    * list a developing country charge - £0 /$0 / €0

    "list a" developing country charge, görüldüğü üzere bedava, hatta bedavadan da ucuz. fakat gelin görün ki a listesindeki ülkeler benin cumhuriyeti, kongo, demokratik kongo, kongo cumhuriyeti ve kongo imparatorluğu (delirdim yahu).

    hani türkiye o kadar da değil, bari gelişmekte olan ülkelere bakayım dedim. list b, yarı fiyatı, %50 damping! orada da yok.

    ben götü çatlatarak yazdığım bir makaleyi 1.8 impact factor için 2800$'a yollayacağım ha! dolar kaç oldu haberin var mı eyy oxford!

    neyse, 1.0 impact factoyyu deygi buydum, bedava! oyaya yoyyucam, yoksa sikmişim ingiyteyeyi!

    edit: sevgili badim klara milic uyardı, dedi ki senin üniversitenin araştırma fonu yok mu, submission bedelini karşılasın? türkiye'de bulunmayan akademisyen arkadaşlarıma selamı çakar, türkiye'ye bir daha adım atmamalarını tavsiye ederim. türkiye'de bilim eşittir comolokko!

    gelen mesajlar üzerine ikinci edit: normalde hemen her dergi başvuru bedeli talep ediyor. bu bedeli de üyesi olduğunuz kurumun / kayıtlı olduğunuz üniversitenin karşılaması gerekli çünkü yayımlanacak olan yayın aynı zamanda o üniversite için de bir nevi "reklam" olacak. gel gelelim burası türkiye ve üniversitelerin bu tarz ücretleri karşılaması için dağ gibi bürokratik engeli aşmak gerekiyor. pffff...
hesabın var mı? giriş yap