immersion

• ingilizce "daldirma, tutulma" manası dışında, bilgisayar kullanıcılarının algılarının gercek dünyadan soyutlanıp sadece interaktif medyadan gelen haber alış verisine açık olmaları durumuna da verilen bir addir (when several of a user's senses are isolated from the real world and fed information coming from a computer).
  
  ne zaman ki bilgisayar oyunu oynarken, internette gezinirken, ekşisözlük'te vakit öldürürken dış dünyadan soyutlanıp kullandığınız medyaya odaklandınız, zamanın nasıl geçtiğini farketmeyip "hassiktir lan, kaç saat olmuş!?!" diye uykusuz, kızarmış, şişmiş gözler ve darmadağın olmuş saçlarla kendinize geldiniz, bilin ki "immersion" olayını yaşamışsınızdır...
• filmlerin ve aslında daha çok oyunların yaşattığı, sizi sanki filmin ya da oyunun içindeymiş gibi hissettirme durumu. orada olma hissi.
• yabancı dil eğitiminde sadece öğrenilen dilde eğitim alınması, yoğun pratik.
• ing. batırma, daldırma, tutulma.
• https://immersion.media.mit.edu/
  adresinden erişebileceğiniz gmail inbox'ınızdaki mailleri analiz ederek, sizin hakkınızda bilgi çıkaran araç. böyle yuvarlak yuvarlak güzel grafikler falan çıkarıyor. çubuklar ile kişileri birbirine bağlıyor falan.
• mikroskop incelemeleri için kullanılan yağ.
• mikroskopide yağı kullanılır. immersionun kırılma indisi havanın kırılma indisinden büyük olduğu için yüksek büyütme güçlü merceklerde odaklamayı kolaylaştırır
• microsoft ve sony gibi iki devle force feedback lisansı için mahkemede kapışan, iki davayı da kazanan abd'li elektronik firması
• logitech'in bir zamanlar piyasaya surdugu kiprasimli mouse da bu firmanin urettigi ifeel teknolojisini kullanirdi.
• ingilizcede özellikle elektronik ürünlerin veya elektronik oyunların kullanıcıya yaşattığı deneyimin gerçekçiliğini, kullanıcıyı dünyadan koparmasını anlatan bir kelimedir. yani oyunun, filmin, müziğin vb. ortamına daldırmak işte
  
  tanımlamalarda daha ziyade sıfat olarak kullanılmakta olduğundan immersive ile daha çok karşılaşılır
  
  "unique immersive experience bla bla bla"