iklim
-
bir murathan mungan siiri;
" aşk iklimdir
tarikat cihazlarıyla
yaratır dünyasını
inanmayanlar için
allah imkanıdır
aynıdır cenneti cehennemi
ahreti uyandırır
kendi ahlakını ister ikliminden
nafile kalplerin kaçınılmaz kaderi
tabiatının koşulları
ya da iklim tuzağı
kendi derinliği kadar sever herkes
uçurum başlar bir yerinden
aşk rehin alır dünyayı
soğuğun uykusu başka sıcağın uykusu
bazı uykusuzluklar rüyadır
iklimle beslenir aşk
gök haritası ile kalbin kapısı eştir
aşk merhamet ister sahibinden
leyla ile mecnun çölde geçer
sanrı, humma, aşk
aynı çölün çocuklarıdır
akraba karanlığında çoğalır
bire kadar inen tanrılar
yol kaderle kısalır
kum saati'nde akan eski soru:
neden çöle indi dört kitap
aynıdır çöl ile kalbin kapısı
geçilmez
tutulmadan
aşkın doğusu ve batısı
çünk aşkın doğusu ve batısı vardır
kuzeyden güneye iner
mazinin kavimleriyle
kapısı bulunmayan şehirlere
kapısı bulunanlar aşkı surların dışında bırakır
kaleler düşer şehirler yakılır
kıyamet yeryüzü provası
sükunet cinnetiyle geçer
tufandan korkanların hayatı
onlara okudukları kitaplar kalır
mazi hiçbir aşkla tamamlanmaz
çünkü mazi kalplerde yaradır
zamanların birbirini tutmamasıdır aşk
birbirine erken ya da geç kalmış kapılardır
ölümlü insan ile görece zaman
var oluş bir alaydır
bilgeliğin ardından koşan
yalın gerçeklerle yaşlanır
aşkın çetin definesi
babil kulesi kadar dağılmıştır
yeryüzüne binlerce tarifle, aşk hala gizdir
kayıp kule diller kadar
şifrelenmiştir tene ve tarihe
ışık hızında yeniden dirilinceye kadar
kule, kalp, dil
bilmece
sahibinin körüdür aşk
başka alemlerin gözleri ödünçtür
aşk üzerine söylenmiş bütün sözler
unutulmadan
hatırlanmaz
bir daha
bunu yapan aşktır
aşk insanın içindeki gençtir
kendi içindeki yol ortasında kalan
yarım hayatların kayıp sahipleri için
aşk uzaktır
aşk uzak olduğunda
kullanılmaz yakınlıklarla
aşk kişiye kendini tanıtır unutturmak için
daha önce de söylendi:
her öğrenilen bir sonrakine saklanır
zaman aşktan böyle intikam alır
kimse koşamaz zamanın önünden
hiçbir sönmüş gerçek onaramaz kor kayıpları
aşk kusurdur hatadır günahtır
yasaktır
imkansızdır
bu yüzden insanlık için hala bir imkandır
bir başlangıçtır aşk
insanın kendine başlangıcı
çok az kişi ilk kez aşık oluyormuş gibi
tekrarlayabilir aşkı
başlangıçları unutanlar için
artık imkansız olanı
bu, hayatı tekrarlamaktır
diyalektik bile bu yüzden aşktır
aşk hakkında söylenmiş bütün sözler
yaşanmadan yalandır
aşk bir haktır
sonuna kadar kullanır
kullanılmaz olanı
iyi aşk şiiri yoktur, hiç olmadı,
bu da olmadı
her aşk şiiri yalnızca tekrarlar
tekrarlanmaz olanı
her biri yalnızca bir sonrakinin ilhamı
belki bu kadar söz
bağışlatır bana bu aşkı
2001 yazıydı
çok istedim çok istedi çok istedik
ama olmadı " -
bir bolgenin ortalama hava durumunu belirleyen tum meteorolojik olaylar silsilesi vesairesi..
-
klima kelimesi ile bu kadar benzeşiyor olmaları şans eseri değil tabi ki...
-
mikail'i kıskandıran mücella bir iklim de mevcuttur. yalnız iki ölümlünün arasında cereyan eden.
-
geçmişte "kıta" yerine kullanılan sözcük.
üç beş yüzyıl* öncesine dek afrika'nın sahra altı, kuzey ve güney amerika kıtaları, avustralya ve antartika bilinmiyorken dünyanın çeşitli yerlerini belirtmek için "iklim" sözcüğü kullanılırmış türklerde.
tesadüftür, kıtalar gibi iklimler de yediden sayılırmış, tabii "yedi iklim" nicelik değil, soyut bir büyüklük olarak kullanılırmış. üzerine mutabakata varılan iklim tipleri yok anlaşılan. 7 ve 40 sayıları tarihten süregelmiş bir biçimde destanlarda, seyahatnamelerde, dualarda, şiirlerde kullanılagelmiştir.
sözcüğün sesi pek hoştur, keşke türkçe kökenli olsaymış, dedirtir. -
-
arapça, bölge.
-
merhaba. 36 derece kuzey paralelinden bildiriyorum. burada iklim mefhumunu sikip attılar. her gün yağmur yağıyor (karadeniz iklimi değil). günlük güneşlikken bir anda yağmura dönüyor. ada olsa yakınlarda lost tadı yakalayacağız. çayır çimen adam boyunu geçti zaten. papaya ekecem seneye kısmetse. buğdayı mısırı izlanda yetiştirsin artık. hep bu tahıllardan, hamur yemekten bu hallerdeyiz zaten, aptala döndük.
-
eskiden "coğraya", "ülke", "atmosfer", "bir olayın, durumun ya da fenomeninin etki ettiği alan" gibi bir çok anlamı olan bir sözcüktü. pekii ne zaman biz bu sözcüğü "yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı" lâf-ı güzafına hapsettik? ne zaman eti kemiğinden sıyırır gibi sıyırdık bu anlamları da iklimi dımdızlak bir kemik gibi ortada bıraktık? ne oldu da yaptık bunu? gerçi hangi kelimeye hoyrat davranmıyoruz ki "iklim" kelimesi bu durumdan azade olsun, değil mi efendim?
x'ler, y'ler, w'ler cirit atıyor her bir yerde. artık "seks" yerine "sex" yazmak normalleşmiş. ama nedense kompleks diyoruz hâlâ komplex yerine...ya da tam manası ile complex yerine...
anaa yine saçmalamaya başladım. entryinin sonuna da gelmemiştim ki entryinin sonunda doğru saçmalama ekolü diye bakınız vereyim. daha fazla saçmaladan entryimi bitirirken, bir zamanlar anadolu'da filminden çıkarken nuri bilge ceylan'a "hayatımdan iki küsür saat çaldın" diyen, daha bıyıkları terlememiş ama hayatı çözmüş, o iki saati çalınmasa dünyaya barışı getirecek olan genç irisi arkadaş gibi size vakit kaybettirdiğimi düşünmenizi istemem efendim. gerçi şu entry okumanız iki bilmedin üç dakikanızı alır. ama üç dakika da üç dakikadır yani. hayır, ben mi dedim olm buraya kadar oku diye? madem vaktin o kadar gıymatlı git nobel filan al ne bileyim.
hadi cnm öptm byes. -
bugün 40 yaşındadır ve aşağıdaki şiiri kendine doğum günü hediyesi olarak vermiştir
basit biri değilim!
gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim de var,
kahkahalara sarılmış anılarım da.
herkes kadar dertli, bazılarından fakir,
çoğundan zenginim.
küfemde taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım,
paylaşılacak dostluklarım var.
bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
gidene beddua edemeyen dilim var.
yüreğimi korkak büyütmedim.
şair: can yücel
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap