• 80 dakikalik usta yönetmen işi bir filmle 190 dakikalik kurgu cevherlerinin karsilastirildigi baslik.

    bir anlatici olarak degil ama bir "yonetmen" olarak pawlikowski'nin yonetmenliginin zekati nbc'de olsa cok ozendigi tarkovsky'nin isminin yanında anılırdı adı.
  • --- spoiler ---

    kendi doğrularından şüphe etmeye başlayan ida sorgulamadan yaşadığı hayata geri dönüşünün artık imkansız olduğunu,ne bu taraf ne de öteki taraf geçişin içine sinmediği anlatılan pawel pawlikowski filmi.

    --- spoiler ---
  • bu filme "cold war"un ablası mı desem kız kardeşi mi bilemedim. izlerken yönetmenin kendine has imzalarını yakalamaya bayılıyorum. tıpkı notasından, sözünden, ritminden duyduğumuzda kimin parçası olduğunu kolayca anladığımız bir müzisyen gibi. 16:9’un hatta 21:9’un hastası bana 4:3 oranı sevdirecek nerdeyse bu adam. yine siyah beyaz, yine müzik, yine savaş, yeniden her karesi fotoğraf, nakış gibi işlenmiş bir seyirlik. küçücük zamanlara sığdırılan kocaman kederler ve ansızın perdede gördüğüm joanna kulig’in kartpostal güzelliği bana oy oy oyy dedirtiyor. tabii ki kendisinin tutkun bir aşığı canlandırdığı "cold war" filmindeki kadar nefis bir oyy olmuyor benden çıkan. önce hangi filmi izlersiniz bilemem ama pawel pawlikowski sizi kendine hayran bırakacak müthiş yönetmenlerden.

    bonus: oy oy oyy
  • dactyl (daktylos, daktyloslar, daktyleler) yunan mitolojisindeki parmak* adamlar. ida dağı'ndan* ilk olarak demir çıkarmış ve işlemişlerdir.

    feminen yin enerjisiyle ilgili (bkz: burun deliği/@ibisile).

    iki uçlu* büyüksünmesi büyüklenmesi, doktorlar söz konusuyken paylaşılmış hezeyan ikiz delilik*. burada ikizin ikincisi doktoru tanrı gibi gören toplum oluyor. ikiz delilik terimi bile doktor için grandiyözite içeriyor: herkesin biricik ikizi olarak bizim doktor. bir doktor adayı genç ayvacık'ta zeytin ağacına asılarak özüne kıydı. zeytin seçimiyle eli olympos'a kadar uzanıyor. zeytin ida/olimpos'un ta dibindeydi. asıdan önce oradaki yazlık evde ne fantezik* orgazmlar yaşamıştır. kurguladığı şaşalı bitişin ardında ve içinde ne göçükler var?

    "- onları görünce madam bohora, o da kapıya koştu - onları görünce ida - ketura - lusi - betuel - anna - lea - dora - abimelek - milka - diyamande* - janet - ventura - naftali - udi - luiza - sofiya - kalo - duşa - yeruşalmi* - vivi - matilda - deborah - şuşa - ameliya*- biyenvenuta** kapıya koştular -" sevim burak - yanık saraylar (ah ya rab yehova)

    (ilk giri tarihi: 29.11.2016)

    (bkz: ida dağı)
  • en iyi yabancı film oscar'ını alacak kadar iyi bir film olduğunu düşünmesem de sanatsal değeri ve sinematografi olarak gerçekten kaliteli. siyah beyaz olması ve durağanlığı, bunu desteklemiş tabi.

    --- spoiler ---

    filmden aklımda kalanlar; ida'nın retorik sorusu "ya sonra?" ve teyzesinin hiç beklenmedik intiharıydı. ida, teyzesinin tavsiyesine uyarak rahibe olmak için nelerden feragat edeceğini öğrenmek istedi ve bir günde, kendince işleyebileceği tüm günahları işledi. cevabını bildiği "ya sonra?" sorusu ile gelecekte nelerden feragat edeceğinden emin olmak istedi ve cevapları öğrendikten sonra manastıra döndü.

    ida, güçlü bir iradeye sahip olduğu için mi yoksa yeni bir hayata yelken açabilecek cesarete sahip olmadığı için mi manastıra döndü, şüpheli.

    --- spoiler ---
  • oscar almış bir film etkisi yarattı mı hayır?
    ama yine de bayıldığım film olmuştur.

    an itibariyle bitirdiğim için mideme oturmuş bir hap hissi yarattı bende.
    oldum olası yol filmleri beni kendine kilitliyor.
    ama sahneler, harikulade idi.
    her karesi ayrı bir film gibi.

    yönetmenin diğer filmi cold war’ı daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.

    --- spoiler ---

    -evlenir yuva kurarız.
    +sonra?
    - sonrası sorunlar, hayat işte.

    --- spoiler ---
  • feminist bir eylemle 8 mart dünya kadınlar gününde doğan kızımıza verdiğimiz isim.
    adınla yaşa ida !
  • harika bir film. görüntü ve renk tonu nefis bir seyir sunuyor.
  • bu ara bu filmden çok etkileneceğim dediğim filmlerin hiçbiri beni etkilemiyor. bu da onlardan biri --- spoiler ---

    ida hayatı 2 günde nasıl kavradın da o şekilde yaşayamayacağına karar verdin ? neyseeee
    --- spoiler ---
  • bu akşam izlediğim ve çok beğenmediğim filmdir. öncelikle (bkz: film başlıklarının yapım yılıyla birlikte açılması) adlı başlıkta belirttiğim üzere bu filmle ilgili başlık ida (2013) olarak açılmalı. aksi halde mitoloji'deki ida'dan tutun da bilmem nenin kısaltması ve bilmem kimin adı olan ida'ya kadar her ida kendisine burada yer bulur.

    filmi neden çok beğenmediğime gelirsek... buradan sonrası filmi izlememiş olanlar için ağır ön bilgi içereceği için eğer izlemediyseniz okumayı izleme sonrasına da bırakabilirsiniz.

    eğer bu film nazi zulmüne uğramış bir yahudi ailenin kızı olan bir hıristiyan rahibe adayını değil de sadece (nazi zulmü, savaş ve sosyalizm diktatörlüğü gibi nedenler dışında) ailesini yitirmiş bir hıristiyan rahibe adayını anlatıyor olsaydı o zaman daha çok beğenirdim. neden mi? çünkü yıl 2013! bu filmin konusu 50 sene öncesinin konusu arkadaş. ben 2013 yılında, geçmişte ve zamanına uygun şekilde yüzlerce güzel, önemli ve değerli örneği verilmiş bir konu ile ilgili bir film izlemek istemiyorum (eseri konusuna bakmadan izledim; genelde öyle izlerim; referansları -metascore puanı, rotten tomatoes puanı- iyi olan bir film diye izledim).

    2013 yılı için bu filmin konusu son derece ucuz ve kolaycı bir konu. sosyalist bir ülke, sosyalizmin zulmünü alttan alta yaşatmış bir laik yargıç ve ailesi yahudi olan ama ailesi katledildiği için bir manastırda, rahibe olmak üzere yetişen muhafazakâr bir kadın. ve bu kadın rahibe olma yolundan çıkıp bir saksafoncu ile özgür kadın yaşamını da tadıyor. aman tanrım! ne kadar da özgün bir konu bu böyle! bu konuya dair bir film izlemek bana ne kadar da çok şey katacak! yönetmen filmdeki hikâyeyi birebir yaşamış olsa dahi bu düşüncemi değiştirmez çünkü ben filme kendi başına bir varlık olarak bakıyorum ve bu konulu bir filmin yılı 2013 için uygun değil.

    eserin siyah beyaz olması da bende ters etki yaratıyor. çünkü 2013 yılında yapılmış bir filmin siyah beyaz olması sanki zamanda kayma yapılmış hissi uyandırıyor. ida (2013) filminin sinematografisini (özellikle ormanın içinde arabayla gidilen sahnedeki çekimi) ve ida'nın güzelliğini beğendim. intihar sahnesi de güzeldi. bunlar da tek başlarına bir filmi izleme sebebi olamaz benim için.

    ek: sosyalizm zulmü ve sosyalizm diktatörlüğü gibi ifadeleri sosyalizmi öyle gördüğüm için değil, sosyalizmi öyle kullanmış kişilere ve oluşumlara vurgu yapmak için kullandım.

    değişim geçiren bir rahibeyle ilgili büyük bir film için: viridiana (1961)
hesabın var mı? giriş yap