• 1. ibm: bir yüzyıllık yenilenme
    ibm new york'da 15 haziran 1911'de "the computing- tabulating- recording company (c-t-r)" adı altında kuruldu.
    1900’lü yılların öncelerinde abd yönetimi ülkeye doğru dur durak bilmeyen bir selmişçesine akıp gelen göç dalgasını kontrol etmekte mevcut olan geleneksel bilgi sistemlerinin yeterli olmadığı kabul etti ve alternatif sistemler için bir yarışma açtı. bu yarışmada alman asıllı bir göçmen, kartlardaki delikleri algılayabilen bir sistem geliştirdi. daha sonra bu sistemi ticarileştiren herman hollerith 1886'da ibm'in geçmişe doğru taranabilen köklerinden en önemlisi olan "tabulating machine company" isimli şirketi kurdu.
    tarihe baktığımız zaman ibm'in birçok şirketin birleşmesinden oluşan bir çeşit “voltran” olduğunu görmekteyiz. mesela 1900'da kurulan "international time recording company (itr)" ve 1901 doğumlu "computing scale company of america" ibm'in kollarını ve bacaklarını oluşturmuşlar. bu şirketlerden itr da bizzat "day time register company" gibi şirketleri yutmak suretiyle büyümüş bir şirket.
    nihayet 1911 yılında bir tröst organizatörü olan charles f. flint, hollerith'in “tabulating machine company” firmasını itr ve “computing scale company of america” ile birleştirir; böylece computing- tabulating- recording company (c-t-r) doğar. firma önüne gelen her türlü elektronik aksam üzerinde; ticari ve endüstriyel zaman kayıt aletlerinden tutunuz, ekmek ve peynir dilimleyicilerine kadar her dalda çalışır; bu arada hollerith'in buluşu olan delikli kartları da unutmaz. ilk olarak new york city'de kurulan şirketin 1300 çalışanı ve binghamton, new york, dayton, ohio, detroit, michigan, washington d.c. toronto, ontario kentlerinde de şubeleri açılır.
    1914 yılında, şirketin ilgilendiği alanlar çok fazlalaşınca işin başına thomas j. watson getirildi. akıllı politikalari, şirket içindeki bütünlüğü arttırışı ve çalışanlara verdiği gaz sayesinde ibm bir anda senelik kazancını iki kat arttırarak 9 milyon dolara çıkardı. o sene avrupa, güney amerika, asya ve avustralya'da da şubeler açıldı.
    şirket alışık olduğumuz international business machines - ibm ismine 1917 yılında kavuştu, o günden beridir de bu isimle anılmakta. bu yılda ibm'de 3384 kişi çalışıyordu, gelir 11 milyon dolar ve net kazanç 2 milyon dolardı. 1928'de ibm teknolojisi ile ilk çıkartma makinesi yapıldı. ilk tercüme makinesi 1931 yılında, bankalarda kullanılan ilk tasdik makinesi ise 1934 senesinde yapıldı. üretimi 1990’a kadar sürecek olan elektronik daktilolarin yapimi ise 1935 yılında başladı. 1937’de ibm’in 31 milyon dolar geliri vardir, bir yıl sonra da madison avenue/new york adresindeki ibm binası açıldı. 1944’te ibm ilk defa yüksek hane rakamlarla hesaplama yapabilen ascc isimli, 50 feet uzunluğunda, 8 feet yüksekliğinde ve 5 ton ağırlığındaki hesap makinesini üretti. bir programı hafızasında saklayabilen ssec isimli ilk bilgisayar 1948’de, ibm 701 isimli bilimsel hesaplamalara yönelik bilgisayar da 1952’de üretildi. 1953 yılında, bir bilgisayar şirketi olarak bildiğimiz ibm’den beklemediğimiz bir gelişme oldu, dr. john gibbon dünyanın ilk açık kalp ameliyatını yaparken bir ibm kalp/akciğer makinası kullandı. 1954 senesinde ibm gününün en kuvvetli bilgisayarı olan norc’u üretti. 1956’da programlanan ilk dama oyunu ise kendi kendini geliştirebilen ilk program olarak kabul edilmekte. aynı yıl yapılan ibm 305 ramac ise ilk sabit disk sahibi bilgisayardı, toplam 5mb kapasiteye sahipti. fortran’ın bulunduğu 1957 yılında ibm’in 83,588 çalışanı ve 1,2 milyar dolar geliri vardı. 1960’ta ibm bilgisayarları nasa’nın echo isimli uzay projesinde yer aldılar. 1962’de uydu aracılığıyla ilk defa data alışverişi sağlandı, ibm bilgisayarları fransa ile haberleştiler. 1965 yılında, ibm’ler gemini uçuş bilgisayarları kullanıldı, o tarihe kadar yapılmış en büyük hafıza kapasiteli ibm 2361 nasa’ya satıldı. 1966’da, bugün bile kullanılmakta olan dram – dynamic random access memory bulundu. iki sene sonra da ilk cache memory kullanıldı. 1969’da, insanoğlunun aya ilk inişinde ibm bilgisayarları kullanıldı. aynı yıl, sesi tanıyan teknoloji de hayata geçirildi. 1970 yılında ibm’in 269,291 çalışanı, 586,786 hissedarı ve 7,5 milyar dolar geliri vardı. 1971’de ilk floppy disk ve san fransisco metrosunda kullanılan bart isimli taşıma sistemi icat edildi. 1975’te artık teknoloji hızla ilerlemeye başlamıştı, ilk 8kb’lik çip ve süperiletken maddeler bulundu, ilk ‘taşınabilir’ (~25 kilo) bilgisayar üretildi. bizim bildiğimiz anlamda pc’ler 1981 yılında 1565 dolar fiyatla piyasaya sürüldü, inanılmaz bir başarı kazandı ve beraberinde bütün bir “ibm uyumlu” program ve aksesuar endüstrisini getirdi. 1982 yılında ben doğdum. 1984’te ilk bir mb’lık çip yapıldı, bilgisayarların birbiriyle bir server’a gerek duymadan iletişimini sağlayan appn mimarisi bulundu. lan network’ün temelleri ise 1985 senesinde atıldı. 1986’da ilk online müşteri servisi hizmete girdi. bu yıllarda ibm çalışanları başarılarından dolayı üst üste nobel ödülleri almaktaydılar. 1987 yılında ilk antivirüs programı yapıldı, 3,5’luk disketlerin temelleri atıldı. 1988’de internetin atası olarak bilinen national science foundation network kuruldu, sdram bulundu. 1992’de ibm’de yeni bir notebook serisinin üretimine başlandı: thinkpad. siyah dış cephesi ve ortasında bulunan mouse ile thinkpad çıkar çıkmaz büyük beğeni topladı, 300’ün üzerinde ödül aldı. 1993 yılında ibm amerika’da 1087 ürünün patentini aldı. 1996’da ibm network üzerinden çalışmayı geliştiren ilk büyük şirket oldu, bu sayede hem masasütü bilgisayarcılığının masrafları azalırken hem de e-ticaret’e bir adım daha yaklaşıldı. 1997, deep blue’nun yılı. ilk defa bir insan satranç şampiyonu, garry kasparov bir bilgisayara yenildi. deep blue saniyede 200 milyon satranç hamlesi hesaplayabilen bir bilgisayardı. aynı yıl ibm mühendislerinin çiplerdeki transistorleri birbirine bağlamak için alüminyum yerine bakır kullanması alınan verimi ~%40 arttırdı. yine bu yıl java programları ve e-ticaret başladı. 1998 senesinde 1ghz hızında mikroişlemci üretildi. 1999 yılında ibm’in patentini aldığı 2756 yeni ürün vardı. yine bu yıl “blue gene” isimli gelmiş geçmiş en hızlı bilgisayarın yapımına başlandı. o sene ibm %23 ile dünyanın en çok server satan şirketi ünvanını kazandı. ibm server’lari anahtar şirketlerin %95’inde ve dünyanın ticaret işlemlerinin %95’inde rol almaktaydı. yine bu yıl ibm dünyada ilk defa %100 geri dönüştürülmüş maddeden oluşan bilgisayarı yaptı.
  • 2012 yılında aldığı patent sayısı 6.478 adetmiş.o yıl türkiye'de alınan toplam patent sayısı ise 4.362 adet.

    bir başka deyişle türkiye'deki 100 bin adetin üzerindeki fabrika,170 üniversite,700 binden fazla mühendis bir senede ıbm'in yaptığı patent alabilecek çalışma yapamadı.

    kaynak:aksiyon
  • yenilik konusunda çok yetenekli olmaları ve bu konunun üzerine çok düşmeleriyle ün salmışlardır. çok ciddi bir arge departmanları vardır ve bu departman sürekli yenilik yaratma derdindedir. söyle bir hikaye de anlatılır imb için:
    mevzu o yenilik yaratma çabası içinde olan abilerin bölümünde geçer. bu arkadaşlar milyon dolarlar harcayıp yeni bir proje geliştirirler. ancak her proje başarılı olacak değildir ya bu da başarılı olamaz ve çok büyük zarara yol açar. projeden sorumlu müdür ve arkadaşları toplanırlar. hepsi hemfikirdir, istifa edeceklerdir. zaten onlar istifa etmese genel müdür kesin kovacaktır onları böyle bir zarar karşısında hiç şansları yoktur. müdür proje ekibi adına genel müdüre çıkar ve istifa dilekçelerini sunar. genel müdür sinirle bunlar nedir der ve reddeder.
    müdür şaşkın bir ifadeyle cevap verir: "bu kadar zarardan sonra bizi kovacağınızı düşündük ve istifa etmeye karar verdik." genel müdür sinirli bir şekilde cevap verir: " siz ve ekibinize milyon dolarlık yatırım yaptıktan sonra öyle kolay kolay kovamayız."
    işin özü bu adamlar milyon dolarlık zararları tecrübe kabul edip bu günlere gelmişlerdir. kovulmayan yenilik geliştirme ekibi çalışmalarına devam etmiş ve çok başarılı projeler gerçekleştirmiştir.
  • şahsi lugatımda hep bilişimle özdeşleşmiş olmasına rağmen mâzîsinde gerçekten "ticarethane makinaları" olan, adını* tam anlamıyla hak eden bir şirketmiş bu..

    mesela, 1901 yılında patenti alınmış bir peynir kesme makinası üretmişler.. ve bu alet sadece peynir kesmekle kalmıyor, kesilen peynir parçası için tartmadan ağırlık ve fiyat hesabı yapan bir hesaplayıcı işi de görüyormuş..

    pek sevdiğim hurda kurtarıcısı bir yuutubır bundan bir tane bulup restore etti geçenlerde.. biraz eli yüzü toparlandıktan sonra sanki aradan yüz küsur sene geçmemiş de fabrikadan yeni çıkmış gibi bir hassasiyetle çalışıyor alet.. restorasyon videosunun sonunda aletin kestiği peynirin gramajını elektronik tartıyla teyit ediyor eleman.. müthiş bir şey:

    https://www.youtube.com/watch?v=z8vhnf_0i5c
  • yıllar yıllar önce televizyonda çıkmıştı. neydi ne değildi hatırlamıyorum ama ekranda ibm yazısı vardı, ibm ile ilgili de bir haber vardı sanırım. ekrandaki kişi ibm'yi ay-bi-em diye okuyunca o zaman ingilizce bilmeyen ve tahminen 2. veya 3. sınıfa giden kardeşim "i-be-me'ye neden ay-bi-em dedi abi?" gibi bir soru sormuştu. "ingilizce olduğu için i-be-me değil ay-bi-em diye okunur o. neyse zaten iki güne unutur yine sorarsın." demiştim. ufacık çocuk o kadar hırs yapmıştı ki her seferinde gördüğünde "abi bak ay-bi-em." diye hatırladığını kanıtlamıştı bana.

    büyüdü koca adam oldu hala ibm yazısı görünce bana bakıp gülüyor. "abi, ay-bi-em."
  • "international business machines"'in kısaltılmışı
  • aşağıdaki grafiklerde dünyadaki pc satışları, server satışları, server’dan elde edilen gelir ve asya – pasifik bölgesindeki pc satışları ve ibm’in bu alanlardaki payı gösterilmekte.

    dünyanın dört bir yanındaki pc satışlarını gösteren bu belgeye göre 2001 yılının üçüncü çeyreğinde en çok satışı dell yapmış. ardından compaq gelmekte, sonra ibm ve hp gelmekteler. kısaca pc satışında ibm dünyanın üçüncü şirketi. ayrıca, grafikte açıkça görüldüğü üzere, ibm pc satışında başa oynamayı uzun bir süre önce bırakmış, özünde bir yazıcı firması olan hp ile rekabet halinde. bir başka ilginç nokta da, dört büyük firmanın da pc satışlarının yıl sonunda artıyor oluşu.

    server konusunda ise işler değişmekte, çünkü ibm dünyada server’dan gelen kazancın %25.5’ini elinde tutmakta. bu konudaki rakiplerinden sun ise yüzdenin sadece %18.1’ine sahip, yine de 1999’daki %14’lük oranında büyük gelişme göstermiş. keza compaq %14’ten 16’ya çıkarak gelişimini ilerletmiş. ama ibm 99’daki %28.3’lük payını koruyamamış ve bu iki firmanın gelişimine karşı koyamamış. öte yandan, piyasadaki küçülmesine rağmen server satışlarından elde ettiği gelir %0.1 gibi küçük bir miktar da olsa artmış. zira server’lar hep ibm’in en büyük pazarlarindan olmuştur, dünyanın kilit yerlerinde hep ibm serverlari kullanılmaktadır. ibm’in en yakın rakibi sun ise server ürünlerinden 9,711 milyar dolar kazanmış. ibm’in kazancı ise 13,736 milyar dolar.

    2000 ve 1999 yılında bütün dünyada satılan server oranuna göre yapılan bu grafikte ise, kazanç grafiğinin aksine compaq piyasanın en üstünde yer almakta. yaklaşık bir milyon satış ile compaq satılan her yüz server’ın yirmiyedisinin sahibi. bu firmayi ibm yüzde onaltı ile takip etmekte. kazançta ibm’in en büyük rakibi olan sun ise 287000 server ile ibm’in neredeyse yarısında kalmış, ama 1999’a göre de %62 büyüme göstermiş. satışta en büyük aşamayı göstermiş olan dell ise sattığı ürün sayısını %42 arttırırken, elde ettiği kazanç da %72 artmış. öte yandan ibm’in büyümesi de %10 civarında olmuş.

    1999-2000 yıllarında asya ve pasifikte satılan pc miktarlarında ise ibm dünya pazarında üstünde bulunan compaq’dan daha başarılı olmuş. bu açık pazarda piyasanın sadece yüzde sekizini elinde tutmasına karşın piyasanın bölünmüşlüğü ve en büyük paya sahip legend firmasinin bile satılan pc’lerin yüzde onunun üreticisi olduğunu unutmamak gerek.
    bu grafiklerden anladığımız kadarıyla, bir zamanlar pc yerine ibm kullanıyor olmamıza rağmen bu firma pc pazarındaki o tartışılmaz üstünklüğünü çoktan kaptırmış. henüz server pazarının bir numarası olsa da, sun sistemlerinin yükseliği ibm yöneticilerini geleceğe yönelik politikalarını iki kez düşünmeye itmeli.

    üstteki grafikte dünyaca ünlü olan ve bizim de gayet yakından tanıdığımız standard and poor’s, moody’s ve fitch firmaları tarafından ibm’e verilmiş olan kredi notlarını görmektesiniz. üzücü olarak farkediyoruz ki, ibm’in kredi notu ülkemizden daha iyi.
    ibm de şu anda global krizden etkilenmesine rağmen genel olarak düzenli bir gidişte. ticaretinin bazı kısımları, mesela software ve servis sektörü, büyüme gösteriyorlar ve rekabet içerisindeler. yine de, yeni hardware sunuşları son derece büyük rekabet gösteren karşı firmaların fiyatlarıyla yarışabilecek durumda olmalı. her nekadar ibm kesinlikle zor durumda olmasa da gelirlerdeki küçük negatif artış ve azalan kar oranları ibm'in 340000 kişiden oluşan geniş personel ordusunun hepsini tutmasına izin vermeyecek gibi görünüyor. ama ibm'den beklenen bütün ürünlerinde sağlıklı bir pazar payını sahip olması ve onu koruması. yine de, gerekli önlemler alınmazsa ibm'in yakın dönemde karının epey bir kısmını kaybetmesi olası.

    dipnot: yapmış olduğum ödevden paste ettim. maalesef grafikler çikmadi :) ama nasil olsa grafikleri açikliyor olduğum için çok gerekli değiller...
  • bir kısmı corleone ailesine aittir. don michael corleone, the godfather part ii'da las vegas'ta otelleri olup olmadığı sorusunu yanıtlarken ibm'de de bi miktar hissem var demiştir.
  • bilişim teknolojisi şirketi.
    ırklara yönelik ayrımcılığa neden olabileceği gerekçesiyle bundan sonra genel amaçlı yüz tanıma teknolojisini geliştirmeyeceklerini açıklamışlar.

    neden? şirketin ceo’su arvind krishna abd kongresi’ne yazdığı mektupta günümüzde yüz tanıma teknolojilerinin ağırlıklı olarak kolluk kuvvetleri tarafından kullanıldığını, ayrıca bu teknolojilerin yüz tanıma sürecinde bazı ön yargılar ile çalıştığını, ıbm'in de kişilerin temel hak ve özgürlüklerini ihlâl etmekten kaçındığı için yüz tanıma teknolojisi ile ilgili ürün ve yazılımların üretimini durdurduğunu belirtmiş.
  • donanım, yazılım ve hizmet sektöründe yavaş yavaş küçülüp yapay zeka ve cloud alanlarında hayvan gibi büyüyen firmadır kendisi.

    watson bi 5-10 sene sonra her firmanın en önemli çalışanlarından biri olacak gibi. belki 20 sene sonra tüm firmayı watson yürütebilir.
hesabın var mı? giriş yap