• amerika’da siyahların ikinci sınıf vatandaş sayılmaktan kurtulmasında önemli rol oynayan martin luther king, 28 ağustos 1963’te, zihinlere daha sonraları “bir rüyam var” adıyla kazınacak olan tarihî bir konuşma yaptı. “bir rüyam var” dedi, inandı, neredeyse herkesin gerçekleşmesine imkânsız gözüyle baktığı rüyasını gerçekleştirdi. büyük başarılara imza atanlar, büyük rüyaları olanlardı. king’in başarısı da, rüyasının büyüklüğünde gizliydi.

    bir rüyam var

    bugün size diyorum ki, dostlarım, şu ânın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir rüyam var benim. amerikan rüyasına derinden kök salmış bir rüyadır bu.

    bir rüyam var. gün gelecek, bu ulus ayağa kalkıp kendi inancını gerçek anlamıyla yaşayacak. “şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır.”

    bir rüyam var. gün gelecek, eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin evlâtları, georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.

    bir rüyam var. gün gelecek, mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek.

    bir rüyam var. gün gelecek, dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.

    bugün bir rüyam var benim.

    bir rüyam var. gün gelecek, alabama eyaleti, valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlar ve küçük beyaz kızlarla el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere dönüşecek.

    bugün bir rüyam var benim.

    bir rüyam var. gün gelecek, bütün vadiler yükselip bütün tepeler ve dağlar alçalacak, engebeli yerler düzlük yapılıp, girintilerle çıkıntılar düzleşecek ve allah’ın şanı yeryüzüne inecek, bütün canlar hep birliket görecek onu.

    bizim umudumuzdur bu. güneye dönüşümde içimde taşıyacağım inançtır. işte bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız. ulusumuzu saran âhenksiz bağırtıları, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik senfonisine dönüştüreceğiz. bu inanç sayesinde birgün özgür olacağımızı bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber dua edecek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek, özgürlük için hep beraber ayağa kalkacağız.

    işte o gün yüce allah’ın bütün kulları, yepyeni bir anlamla söyleyecekler bu ilâhîyi:

    benim ülkem, senin ülken

    özgürlüğün güzel yurdu,

    işte söylüyorum sana:

    atalarımın öldüğü toprak burası,

    şehitlerin gururu olan toprak,

    herbir dağın yamacından,

    özgürlük yankılanacak.

    ve eğer büyük bir ulus olacaksa amerika, bunun gerçekleşmesi şarttır. öyleyse new hampshire’in dev tepelerinden yankılansın özgürlük. new york’un ulu dağlarından özgürlük yankılansın. . . . herbir dağın yamacından yankılansın özgürlük.

    özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın demektir ve o gün allah’ın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, yahudiler, hıristiyanlar, müslümanlar ve budistler el ele tutuşup siyahların eski bir ilâhîsini söyleyecekler:

    sonunda özgürüz! sonunda özgürüz!

    şükürler olsun ya rabbim!

    sonunda hepimiz özgürüz!
    http://www.law.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=651
  • japoncasi: watashi wa yumi ga arimashita.
  • martin luther king in unlu cumlesi.
  • insanlık var oldukça umut ışığı olmaya devam edecek 1963 tarihli, tarihi martin luther king jr. konuşması.

    konuşmanın türkçe tam metni;

    bir hayalim var !

    ülkemiz tarihinde özgürlüklerle ilgili düzenlenmiş olan bu en büyük gösteride, şu anda aranızda bulunmaktan kıvanç duyuyorum.

    bundan bir asır kadar önce, şu an manevi himayesinde bulunduğumuz büyük amerika’lı, özgürlük beyannamesi’ni imzalanmıştı. bu tarihi belge, esaret zinciri altında yaşamış ve adaletsizlik ateşiyle yanıp kavrulmuş milyonlarca zenci için, uzun ve zifiri karanlık esaret gecelerini sona erdirecek bir umut ışığı haline gelmişti. ancak ne yazık ki, bundan 100 yıl sonra bile, siyahlar hala özgür değil ve hayatlarını ırkçılığın ve ayrımcılığın prangalarına mahkûm olarak, sürünerek geçiriyorlar.

    uçsuz bucaksız zenginlikler okyanusun içinde, fakirlikle kuşatılmış yalnız bir adada yaşıyorlar. hala kendilerini amerika toplumundan dışlanmış, kendi torakları üzerinde sürgün hissediyorlar ve acılar içinde kıvranıyorlar. işte bu maksatla; bugün, bu utanç verici durumu gözler önüne sermek için burada toplanmış bulunuyoruz.

    bir anlamda bugün, ülke başkentine artık vadesi dolmuş çeklerimizi bozdurmak için geldik.büyük cumhuriyetimizin yüksek mimarı, insan hakları beyannamesi’nin ve anayasamızın muhteşem sözlerini imzaladıklarında, aynı zamanda her bir amerikalı’nın bu mirastan kendine düşen payı alabileceğini de vaad etmekteydiler.

    bu öyle bir vaatti ki, herkesin; evet, siyah olsun beyaz olsun herkesin vazgeçilmez ve devredilemez, özgürce yaşama ve mutlu olma haklarını teminat altına almaktaydı.

    bu gün artık şurası gerçektir ki, amerika vaat edilen bu haktan, vatandaşlarının renkleri söz konusu olduğunda, vazgeçmiş gibi görünüyor. bu kutsal yükümlülüğü ifa etmek yerine, zenci vatandaşlara, üzerinde ”karşılıksız” yazan sahte çekler veriliyor.

    ancak biz, adalet bankası’nın iflas etmiş olduğuna inanmıyoruz. bu ülkenin engin fırsatlar hazinesinin iflas etmiş olduğuna inanmak istemiyoruz. onun için buraya; bu çekin, dilediğimiz anda özgürlüğümüzü ve sosyal güvencemizi geri verecek olan bu çekin, karşılığını almaya geldik.

    ayrıca, bu kutsal mekândan, amerika’ya, bu işin çok acil olduğunu hatırlatmaya geldik. işleri ağırdan alma veya uyuşturucu çekmiş kişiler gibi yavaştan hareket etme zamanı değildir. vakit, demokrasiyle ilgili vaatlerin gerçekleştirme zamanıdır. vakit, ulusumuzu adaletsizlik ve ırkçılık bataklığından, kardeşliğin sağlam zeminine oturtma zamanıdır. vakit, tanrının tüm evlatları arasında gerçekleştirme zamanıdır.

    içinde bulunduğumuz şu anın aciliyetini görmezden gelmek ve bizi siyah vatandaşların kararlılığını yanlış değerlendirmemek, ülkemiz için gerçek bir felaket olabilir. siyahların memnuniyetsizliğinin yol açtığı bu bunaltıcı sıcak yaz ateşi, ta ki kardeşliğin ve özgürlüğün geleceği serin sonbahar günlerine kadar sürecektir. 1963 yılı bir son değil, yalnızca bir başlangıçtır. “zencilerin biraz hava atıp boşalmaya ihtiyaçları var, bunlar hemen sakinleşirler” diye düşünenler şunu iyi bilsinler ki, eğer bu usul önceki tutumlarına yeniden dönecek olursa, sarsıcı bir uyanışla karşılaşacaklardır. zencilerin vatandaşlık hakları verilmediği sürece, amerika’da ne bir rahat ne de bir huzur kalacaktır. ta ki, adaletin aydınlığına kavuşuncaya kadar, isyan fırtınaları ulusumuzun temellerini sarsmaya devam edecektir.

    adalet sarayına giden sıcak eşiğin üzerinde durmakta olan halkıma da söylenecek ir çift sözüm var. haklı davamızı gerçekleştirme yolunda yanlış tutum ve davranışların esiri olmamalıyız.

    hürriyet ateşimizi acı ve nefret kâsesinden içerek söndürmeye çalışmalıyız. mücadelemizi daima vekar ve disiplinin yüce kanatları altında sürdürmeliyiz. yaratıcı protestolarımızın fiziksel bir şiddete dönüşmesine asla müsaade etmemeliyiz. her zaman, fiziksel gücü, manevi gücümüzün sosuz yücelikleriyle karşılık vermeliyiz.

    zenci toplumunu çepeçevre kuşatmış bulunan bu yeni ve kutsal militan ruh, bizi tüm beyaz insanlara karşı bir güvencesizliğe yöneltmemelidir. beyaz kardeşlerimizin pek çoğu, kendi kaderlerinin bizimki ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu idrak etmektedir. bunun en güzel delili, şu an bizim aramızda bulunmuş olmalarıdır. biz, bu yolu tek başımıza yürüyemeyiz.

    yolumuzda ilerlerken; daima ileriye bakacağımıza söz vermeliyiz. artık geri dönmemiz mümkün değil… kendilerini vatandaşlık hakları uğruna adamış kimselere, “daha ne zaman tatmin olacaksınız?”diyenlere, zenci halkın hiçbir zaman dile getiremediği polis zulüm ve dehşetin bittiği ana kadar, “asla tatmin olmayacağız!” diyeceğiz.

    bizler, bu yolda yürümekten bitkin düşmüş vücutlarımız, otobandaki motellerde ve şehirdeki otellerde istirahat edemedikçe, asla tatmin olmayacağız.

    bizler, çocuklarımızı kimliklerinden sıyıran ve insanlık değerlerinden koparan “beyazlara mahsustur” yazan tabelalar var olduğu müddetçe asla tatmin olmayacağız.

    bizler, mississippi’deki bir zenci oy veremediği ve new york’taki bir zenci oy vermeye değer bir şey olmadığına inandığı müddetçe, asla tatmin olmayacağız.

    bizler, adalet sular gibi çağlamadıkça ve haklar gür bir nehir gibi coşmadıkça, katiyen tatmin olamayız ve olamayacağız.

    bir çoğunuzun buraya büyük bir çalkantı ve zorlukların içinden sıyrılarak geldiğinizi anlamıyor değilim. kiminiz daracık zindanlardan henüz kurtulmuş olarak burada bulunuyorsunuz. kimileriniz de, hürriyet aşkınız zulüm rüzgârlarıyla gölgelendiği ve polis işkencesiyle tepelendiği yerlerden geliyorsunuz.

    sizler, ıstırabın her çeşidini tatmış kahramanlarsınız! acı çekmeden kazanılan başarıların gelip geçici olduğu inancıyla, yolunuza devam edin…

    bu durumun bir şekilde değiştirilebileceğini ve mutlaka değişeceğini bilerek mississippi’ye dönün, alabama’ya dönün, güney carolin’e, georgia’ya, louisiana’ya dönün, modern şehirlerimizin kıyısındaki fakirhanelerinize ve gettolarınıza geri dönün.

    bugün size şunu hatırlatıyorum ki, dostlarım, ümitsizlik batağında boğulmayalım. şu an yaşamış olduğumuz ve önümüzde bulunan zorluklara rağmen, hala bir hayalim var benim. bu hayal, amerikan rüyasının derinliklerine kök salmışbir hayaldir.

    evet… bir hayalim var benim…

    gün gelecek, bu ulus ayağa kalkacak ve kendi inanç değerlerini tam anlamıyla yaşayacak. şu husus apaçık ortadadır ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır.

    bir hayalim var benim!…

    gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla yine bir zamanlar köle sahiplerinin evlatları, georgia’nın kızıl tepelerinde, birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler…

    bir hayalim var benim…

    gün gelecek, mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek…

    bir hayalim var benim…

    gün gelecek, dört büyük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin yapısına göre değerlendirilecekleri bir ülkede yaşayacaklar…

    bugün bir hayalim var benim…

    gün gelecek, alabama eyaleti, şirret ırkçıları ile, ağzından hep müdahale ve yasaklar yönünde sözler dökülen valisi ile, o eyalet bile, minicik siyah erkek ve kız çocuklarının, minicik beyaz erkek ve kız çocukları ile, kardeşçe el ele tutuşabilecekleri bir yer olacaktır…

    bugün bir hayalim var benim…

    evet, bir hayalim var…! gün gelecek, özgürlüğümüzün önünde birer engel olan bütün vadiler yükselecek, bütün dağlar eğilecek, engebeli yerler hizaya gelecek ve allah’ın yüce şanı yeryüzüne inecek ve bütün canlılar bunu hep birlikte göreceğiz.

    bizim umudumuzdur bu… bu umutla güneye gideceğiz. bu inançla umutsuzluk dağlarını yontarak bir umut anıtı yapacağız. bu inançla ülkeyi saran ahenksiz sesleri kardeşliğin senfonisine dönüştüreceğiz. bu inanç sayesinde, bir gün özgür olacağınızı bilerek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek ve hürriyetiçin hep beraber ayağa kalkacağız.

    işte o gün yüce allah’ın bütün kulları yepyeni bir ruhla söylenecekler bu şarkıyı:

    benim ülkem, senin ülken.
    özgürlüğün güzel yurdu,
    sana söylüyorum bu şarkıyı.
    atalarımın öldüğü toprak burası.
    şehitlerin gururu olan toprak…
    her bir dağın yamacından,
    özgürlük yankılanacak!

    ve eğer amerika büyük bir ülke olacaksa, bunun gerçekleşmesi şarttır. öyle ise,

    new hampshire’ın yüce tepelerinden özgürlük…
    yankılansın, new york’un ulu dağlarından…
    ve… pennsylvania dağ kasabalarının zirvelerinden…
    colorado’nun karlarla kaplı kayalıklarından yankılansın!..
    yankılansın, california’nın kıvrımlı yamaçlarından…
    yalnızca georgia’nın yalçın dağlarından değil,
    mississippi’deki her bir ağacın yamacından yankılansın özgürlük…

    ve bunu başardığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlük şarkısının yankısını duyduğumuzda, o gün daha da yakın olacak ve allah’ın bütün kulları siyahlar ve beyazlar, yahudiler, hıristiyanlar, müslümanlar ve budistler el ele tutuşarak siyahların eski bir ilahisini söyleyecekler.

    sonunda özgürüz!

    şükürler olsun ya rabbim!

    sonunda hepimiz özgürüz.

    martin luther king
  • abba'nin voulez vous albumunun 3. $arkisi.

    i have a dream, a song to sing
    to help me cope with anything
    if you see the wonder of a fairy tale
    you can take the future even if you fail
    i believe in angels
    something good in everything i see
    i believe in angels
    when i know the time is right for me
    i'll cross the stream - i have a dream

    i have a dream, a fantasy
    to help me through reality
    and my destination makes it worth the while
    pushing through the darkness still another mile
    i believe in angels
    something good in everything i see
    i believe in angels
    when i know the time is right for me
    i'll cross the stream - i have a dream
    i'll cross the stream - i have a dream

    i have a dream, a song to sing
    to help me cope with anything
    if you see the wonder of a fairy tale
    you can take the future even if you fail
    i believe in angels
    something good in everything i see
    i believe in angels
    when i know the time is right for me
    i'll cross the stream - i have a dream
    i'll cross the stream - i have a dream
  • ne zaman aklima gelse hemen akabinde "some men see things as they are and say why;i dream things as they never were and say why not" cumlesini de aklima getiren cagrisimli hayat dersi lafidir bence* *
  • söylenmesinin üzerinde 43 yıl geçmiş anlamdır.
    ne değişmiştir?
    dünyada neler olmuştur?
    neler olmaktadır?
    insanların canı epey sıkkındır.
    olan bitene bakmaktadır.
    birileri hala bir yerlerde bir rüyam hayalim var bir dakka diye konuşmak ister de
    kim der, kim dinler...
    ya yakınlaşıyoruz ya da giderek uzak uzak oluyoruz...

    2013 de gelen edit:
    yakın olmuşusuz bile
    buraya bunu yazacağını itiraf ediyim hiç sanmıyordum
    ı m a dreamer
    ı not the only one

    ve
    oldu ! oluyor !
  • (bkz: imagine)
  • halk arasinda martin luther king olarak bilinen martin luther king jr tarafindan 29 agustos 1963'te yapilan, lincoln memorial'in onunde toplanan 200.000'i askin insanin tanik oldugu bir konusma.. ...every valley shall be exalted, every hill and mountain shall be made low, the rough places will be made plain, and the crooked places will be made straight, and the glory of the lord shall be revealed, and all flesh shall see it together... kismi incil'den alintidir *
  • martin luther kingin soyledigi ve yedi sulalesinin para kazanmasina yol acan soz.oyle ki bu sozu kullanan ticari firmalarin king ailesine yilda yakla$ik 30 milyon dolarlik telif verdigi tahmin edilmektedir.
hesabın var mı? giriş yap