• şii ya da alevi falan değilim ama nedense ali'ya çok büyük bir sevgi beslemişimdir hep. özellikle şu hikaye beni çok etkilemiştir onunla ilgili.

    muhammed evinde oturuyor. yemek yiyecek. içinden diliyor "allahım bu yemeği benden sonra en çok kimi seviyorsan onunla paylaşayım"
    o sırada kapı açılıyor içeri ali giriyor.

    "açım. yemek var mı ?"

    diyor..
  • bir gün hz. ali'nin çocukları hz. ömer'in çocuklarına "uzun akıllının çocukları" demiş...

    çocuk tabi dururlar mı, hemen babalarına söylemişler.. hz. ömer büyük bir hışımla, soluğu peygamberin yanında almış;

    - çocuklar evde babalarından (hz. ali) duymuşlardır ya resul diye şikayette bulunmuş...

    o esnada hz. ali içeri girmiş...

    peygamber büyük insan, hz. ömer'e dönerek:
    - söyle bakalım ya ömer, akşamları yemek yediğinde ne yaparsın, diye sormuş..

    hz. ömer:
    - verdiği nimetler için allah'a şükreder, ertesi sabah için de tevekkül ederim ya resulallah, demiş...

    peygamber bu sefer hz. ali'ye sormuş:
    - peki ya sen ne yaparsın ya ali...

    hz. ali:
    - ağzıma attığım lokmanın boğazımdaki ilk boğumdan geçip geçmeyeceğini düşünürüm ya resulallah, demiş...

    hz. ömer o anda peygamberin ellerine sarılıp, "asıl uzun akıllı benmişim ya resulallah affet beni" demiş....

    *************
    genelde sakin sessiz bilinen hz. ali'nin bu görünüşü; erdeminin, ilimdeki yerinin âli'liğini ispatıdır...

    coğrafyada bilinen klasik bir bilgi vardır: tüm akarsular denize, deniz seviyesi ulaşmaya çalışırmış...

    denize ulaşmak için bulunduğu yükseklerden çağlayan su çok ses çıkarır, sesi taaa uzaklardan duyulur, çevresine rahatsızlık bile verebilir farkında olmadan...

    oysa ki denize ulaşmış, denizle bir olmuş sulara kulağınızı dayasanız bile zor duyarsınız sesini... öyle sessizdir, öyle sakindir o sular...

    hz. ali ile ilgili duyduğum her şey bana işte bu coğrafya bilgisini (tasavvuf muydu yoksa?) hatırlatır...
  • "allah olsaydı, dünyada bu kadar kötülük olmazdı." diyenler ya da "allah olsaydı, hep istediğimiz şeyler olurdu." ya da "allah'ım, sen bu istediğim şey konusunda(ev,araba, eş, iş, çocuk vs...) bana hayırlısını nasip et.(hani, hayırlısı olur ama beğenmez hayırlısı olmuş olan şeyi)" diyenler için, vakti zamanında harika bir dua etmiştir. şöyle ki:

    "allah'ım, gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, hakkımda hayırlı olanları da gönlüme razı eyle."
  • "bin kaleden, yüzbin kapıdan içeri girersin de; küçücük bir gönülden içeri giremezsin"

    hazreti ali.
  • hz. muhammed'in kendisi hakkında şöyle birşey söylediği yüce zat:
    "ali, bütün peygamberlere gizli gönderildi,
    ama bana açık gönderildi."

    çok sevilendir ali.
  • çok ince fikirlidir; "bir insana başkaları yanında verilen öğüt, öğüt değil, hakarettir."
  • söylediği birçok güzel sözlerden biri

    "bir insanı tanımak istiyorsanız onu konuşturun, zira insan dilinin altında gizlidir"

    olan dört büyük halifeden biri.
  • miraçta hz. muhammed tanrı katına çıkarken önüne bir aslan gelir
    cebrail
    -korkma ey muhammed aslan senden bir hatıra ister der .
    bunun üzerine hz. muhammed parmağındaki yüzüğü aslana atar, aslan yüzüğü ağzına alıp gider. hz. muhammed miraçtan dönüp sahabeye miracı anlatırken hz. ali mescide girer ve ağzındaki yüzüğü çıkartıp hz. muhammed'e geri verir. allah'ın aslanı olması bu menkıbeden dolayıdır.
  • yazgıhazreti isa'ya benzetilen sahabe... şöyle ki;
    yahudiler mesihten o denli nefret ettiler ki, kutlu annesine zina iftirasında bulundular. hıristiyanlar ise sevgisinde o denli ileri gittiler ki, onu ilahlık düzeyine çıkardılar...
  • ne aleviler ne alevi olduğunu söyleyenler ne de sunniler hatta onunla ilgilenen oryantalistler tarafından hakkıyla tanınıp, tanıtılamamış şahsiyet.
    o, ilmin kapısı olduğu halde ona müracaat etmeden ilim elde edeceğini düşünen, ilmin ne olduğunu ve nerden elde edileceğini anlamamış demektir. zaten ondan sonraki bütün siyasi ve dini problemlerin kaynağı da bu meselenin göz ardı edilmesidir.
    bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum sözüyle anlatmak istediği; birinin kendisine gelip bir şeyler öğretmesiyle ona köle olması değil, kendisine kimsenin bir harf dahi öğretemeyeceği gerçeğidir. zira, ilmin kapısı o iken aksi bir şey iddia edilemez.
hesabın var mı? giriş yap