• nakaratı ilahiye benzeyen şarkı. döndüler sandım birden.
  • 02:00 ile 02:29 arasında 1970ler türk sinemasından mutlu anlara ait esintiler sunduğu zannedilebilecek kadar tanıdık ezgiler taşımakta olan soad eseri.sanki çiçek abbas arabasını siliyor, altta bu çalıyor , o kadar yakın.
  • bana mı öyle geliyor, yoksa bu şarkıda system of a down yunus emre'nin gel gör beni ilahisinin müziğini mi araklamış :) sen git bize o kadar laf söyle, sonra da bizden arak yap. hiç yakıştıramadım doğrusu.

    şarkı bu:
    http://youtu.be/lohecz4t2xc?t=49s

    gel gör beni aşk neyledi:
    http://www.youtube.com/watch?v=5mmdgfsjpbq
  • oya gibi işlenmiş, müthiş güzellikte bir soad parçası. bu adamlar hakkaten benim sistemim üzerine çelişki yüklüyorlar. görüldüğü yerde insanda yumruk atma isteği uyandıran bir gitaristleri var, solistleri korkunç çirkin (ama sesi müthiş), politik görüşleri su katılmamış moron olduklarını gösteriyor ama inanılmaz iyi müzik yapıyorlar.
    kızsak mı, dinlesek mi bilemiyoruz sonuçta. ama bu parça sahiden çok iyi..
  • biggie smalls'in belki en iyi şarkısı.

    rahmetle anıyoruz.
  • "system of a down ne ya, dünyanın en basit ve faşist grubu..." diyenlere, diyebilenlere tokat niteliğinde harika bir konsept albüm. konsept ne mi? elbette savaş! kendilerini faşist diye niteleyenlere inat -4 parça haricinde- savaşa ve savaş odaklarına giydirmelerle, veriştirmelerle dolu olan bu güzide albüm holy mountains gibi türk faşistlerinin çok sevdiği bir parçayı da bulundurmaktadır ki system of a down'ın yaptığı en olmuş iştir. bir grubun en olmuş eserini siyasi bir söylem üzerine bina etmesi onların provokatör değil, dava insanı olduklarını gösterir.

    bakalım;

    attack'ta; "sökülmüş mayınların felsefesi, / bütün evleri ve köyleri bombalamak mıydı?" diye soruyor soad.

    dreaming'de; "öte dünyaya gittin / ve her şeyini kaybettin. / neden gittin ki askere?" diye soruyor.

    kill rock 'n roll, albümün catchy diye tabir ettiğimiz ilk boş kovanı.

    hypnotize'da; "tiananmen meydanındaki çocuklara neden sormuyorsun / orada olmalarının nedeninin moda olup olmadığını?" diye soruyor soad. shavo odadjian'ın sevgilisinin ölümüne neden olan ayaklanmalara katılan çocukların yükselen savaş modasına uyup uymadıklarını sorguluyor.

    stealing society'de; "iki güneş her ikisinin de dövüşünü izliyor / iki güneş her ikisinin de ölümünü görüyor" diyor grup, iki cepheden söz ediyor.

    tentative'de; "bombalar düşerken nereye gitmemizi beklersiniz?" diye soruyorlar bu sefer.

    u-fig'de; "bütün acınası bayraklar dalgalanıyor / umursamaz inekler ve biz onları yiyeceğiz!" diyor grup ironik bir üslupla.

    holy mountains'ten bahsetmeyelim, ağır gelebilir sizlere...

    vicinity of obscenity'de neden bahsediyorlar ben de tam çözemedim ama muhtemelen onun da konusu britney spears ve medya.

    she's like heroin de üç numaralı boş kovanımız.

    lonely day konsept açısından dördüncü boş kovan oluyor.

    ve soldier side son noktayı koyarken insanın boğazını da düğümlüyor adeta;

    "analar ağlıyor oğulları ayrıldıklarında,
    bütün genç erkekler askere gitmeli!
    o çok uzaklardan geliyor, doğruyu bulmak için
    asla eve dönemeyecek..."

    system of a down 8 şarkısı savaş karşıtı olan 12 şarkılık bir albüm yapıyor ve "ırkçı grup" yaftası yiyor. yaftayı yapıştıranlarsa amaçsız yaşadıkları hayatlarında savaşın acısını sadece kendi tarafındakiler öldüğü zaman anlayabilenler. ne yazık ki o zaman dahi akıllanmıyor, milyonlarca insanı katletmekten rahatlıkla söz edebiliyorlar.

    şimdi soruyorum; hangi grup ırkçı? öz vatanlarından kovulan dedelerinin hakkını arayan insanlar mı, yoksa bu coğrafyanın insanını kapı dışarı eden güruhun destekçi evlatları mı?
  • parcanın en basındaki vokalsiz bolumu nedense sürekli 'simdi okullu olduk sınıfları doldurduk seviçliyiz hepimiz'e benzetiyorum, öyle söylüyorum.
  • ilginçtir ki hala birisi de çıkıp white stripes'ın söylemiş olduğu hypnotize'ın sözlerini yazmış değildir:

    i want to hypnotize you baby
    on the telephone
    so many times i called your house
    just to hear the tone
    and though i knew you weren't home
    i didn't mind so much 'cause i'm so alone
    i want to hypnotize you baby
    on the telephone

    i want to spin my little watch
    right before your eyes
    you're the kind of girl a guy like me
    could hypnotize
    and if this comes as a surprise
    just think of all those guys
    who would tell you lies
    i want to spin my little watch
    right before your eyes

    i want to hold your little hand
    if i can be so bold
    and be your right hand man
    'til your hands get old
    and then when all the feeling's gone
    just decide if you want to keep holding on
    i want to hold your little hand
    if i can be so bold
    if i can be so bold
    if i can be so bold
  • s.o.a.d. ın son kasedi hypnotize a adını da veren güzel şarkı. lakin , ilk bi kaç dinlememde nakarat kısmını -- i'm just singing in my carpet, waiting for my role-- gibi bişey anlamıştım. ( ki klipte yerdeki halılar da böyle duymama yardımcı olmuş olabilir).. daha sonra şarkı sözlerini okuduğumda benim uydurduklarımın o ulvi müziğe daha çok yakıştığını farkettim . o deli saçması sözler o güzel müziğe yakışmış mı ? yakışmamış.. ama yine de ilginç bi çekiciliği war şarkının.. tawsiye ederim..

    edit: yukarıyı silmiycem ama şunu söyliyim edinilen bilgilerden sonra daha manalı geliyo sözler.. bilmemek değil öğrenmemektir şey olan.. şey işte .. ewet
  • bence toxicity den sonraki en iyi soad albümü.
    ayrıca dünyanın en iyi vokallerinden birine * sahip grubu daron malakian'nın artık tamamen ele geçirdiğini anladığım albümdür. serj tankian'a nerdeyse sadece back vokaller düşücekmiş.
hesabın var mı? giriş yap