• kapsamlı, faydalı, ama zor anlaşılır kitap. "estetik" başlıklı bölümde sinema tarihi çok güzel özetlenmiştir...
    kitapta şöyle bir tespt mevcuttur:
    "sinemanın anlatı potansiyeli öylesinedir ki, en güçlü bağını resim, hatta tiyatroyla değil romanla kurmuştur."
  • ismine bakıp da aldanmamak gerekir. film eleştirisi üzerine değil bu kitap. sinema tarihini, tekniğini, sinemasal dili ve kuramları anlatıyor. sinemanın nasıl bir sanat olduğu hakkında detay veriyor. başvuru kitabı olarak gayet iyi ama bir filmin nasıl okunduğuyla ilgili hakikaten bilgiye ve örneğe ulaşmak için (bkz: film art an introduction)
  • türkiye de yayınlanmış en iyi sinema kitaplarından biridir. bir filmin yapımını teknik olarak tüm detaylarıyla anlatır...
  • sinemaya bakış açımı değiştiren kitap mutlaka okunmalıdır
    ve oğlak yayıncılığa not:
    "how to publish a book" die bi başlığı okusalar çok mutlu olacağım
  • james monaco tarafından yazılmış, adeta tuğla gibi bir kitaptır. ancak içeriği gerek teknik, gerek teorik olsun, çok sağlamdır. her sinefilin, özellikle de sinema okuyan üniversite öğrencilerinin mutlaka okuması gereken bir baş yapıt.
  • her sinema öğrencisinin başucunda bulunması gereken kitap.
  • yukarıdaki entrye (#72773557) cevaben bir yanılgıyı düzelteyim. adı öyle düşündürse de aslında içeriği itibariyle bu kitap, film yorumlamayı, okumayı, tahlil etmeyi öğreten bi kitap değil; daha çok ansiklopedik bilgiler içeriyor. mesela: kameranın tarihçesini anlatır; edison'un cinetescope'unu, lumiere kardeşleri anlatır; movie/film/sinema ayrımını anlatır; mgm, warner bros, paramount vs. birçok yapım şirketinin tarihçesini ve bugünlere geliş hikayelerinden bahseder; yapım şirketlerinin neden new york'tan hollywood'a taşındığını, filmlerin neden orada çekildiğini anlatır; artık sinemanın alfabesi haline gelmiş tekniklerden, ilk kimler tarafından kullanıldıklarından, ne amaçlandığından bahseder; sinema tarihinden, endüstriden, toplumsal olayların ve icatların sinemaya olan etkisinden, akımlardan, sinemanın medyayla olan ilişkisinden, pazarlamadan, hatta internet databaselerinin tarihçelerinden bile bahseder... yani zannettiğiniz gibi "bak baba filmde elma görüyosan o günahı, çocuk görüyosan o da masumiyeti sembolize eder" şeklinde içeriğe sahip bi kitap değil. "ben bu kitabı bitiriyim; sonra tek izleyişte persona'yı, melancholia'yı, blow-up'ı tamamiyle tahlil eder, tüm teferruatlarıyla yorumlarım" diyerek alıyosanız kitabı hiç boşuna zahmet etmeyin. yukarıda bahsettiğim gibi kitabın konu skalası çok geniş, öyle roman okur gibi veya ders kitabı gibi okunacak türden bir kitap değil. bütün hayatını sinemaya adamış bi adam için bile hayli gereksiz sayılabilecek ayrıntılara rastlayabilirsiniz. ilginizi çeken, merakınızı cezbeden, öğrenmek istediğiniz bölümleri okumak daha sağlıklı olur. sinema öğrencileri için değeri nedir? bu konuda bi yargıda bulunamam, zira sinema öğrencisi değilim ve o fakültelerde ne öğretildiğine dair çok fazla fikir sahibi değilim açıkçası. şahsen sinemaya gönül veren biri olarak merak ettiğim ve etmediğim birçok konuda katkısı oldu bana. sinemayı seviyorsanız ve işin diğer boyutlarına da bir merakınız varsa rafınızda bulunmasını tavsiye ederim. kitaba dair hiçbir fikriniz yokken, hakkında bildiğiniz tek şey kitabın adıyken gelip burda kitabı baltalamanızı da tavsiye etmiyorum. bu entrynin yazılmasının müsebbibi olan entrydeki görüşe de uzunca bi cevap yazmak isterdim ama ciddi bir sorun arzı endam etti: ciddiye alamadım.
  • bu aralar okumakta olduğum, sinema ile ilgili geniş kapsamlı bilgi veren bir başucu ve kaynak kitabıdır. aşağıda sevdiğim bazı alıntılara yer vermek istiyorum:

    ''çoğu insan kesmenin gerçekliği bozup yeniden düzenlediği için daha yönlendirici olduğu ve bu nedenle pan'ın uzamın bütünlüğünü koruduğu için bu iki alternatif arasında daha gerçekçi olduğunu söyleyecektir. ama gerçekte, eğer izleyicinin bakış açısından pan ve kesmeyi değerlendirirsek tersi doğrudur. dikkatimizi bir nesneden diğerine doğru yöneltirken aslında nadiren pan yaparız. psikolojik olarak, kesme, doğal algılamamıza daha uygundur. ilk olarak bir nesne dikkatimizi çeker, daha sonra bir diğeri, nadiren aradaki uzamla ilgileniriz ama sinemasal pan dikkatimizi tam da buna çeker.'' (13. baskı, sayfa 169).

    ''yalnızca paramount'un ve disney'in sahipleri tamamen amerikan yurttaşlarıdır. bu durum 1970'lerde amerikan emperyalizmine sövüp sayan artık yaşlanmış kültür eleştirmenlerini kendilerine getirebilir'' (13. baskı, sayfa 243).

    ''bir filmi yapmak için birlikte işlemek zorunda olan değişik faktörleri, hepsi de talepkâr olan ekonomik, politik ve teknolojik (tek tek şairlerin, ressamların ya da müzisyenlerin çok azının göz önünde tutmaları gereken) faktörleri düşündüğümüzde, zorlu film yapım sürecinden geriye 'sanatın' kalması bir mucizedir.'' (13. baskı, sayfa 271)

    ''bir filmin bir yaratıcının ürünü olduğu, yaratıcının 'düşüncesinin' görülebilir olduğu, o halde izleyicinin filme bir gerçeklik ya da gerçekliğin düşü gibi değil de, başka bir bireyin dışavurumu olarak yaklaşabileceği anlaşıldı.'' (13. baskı, sayfa 388)
  • james monaco tarafından kaleme alınmış 1977 yılında yayınlanmış kitap. yedi ana bölümden oluşmaktadır özellikle bazı bölümlerinde tekniğe fazla kaçarak okuyan insanı sıkmakta. ama genel olarak bir filmin nasıl okunduğundan çok onun nasıl meydana geldiğini, hangi etkenler içerisinde oluştuğunu teknik ve teorisini açıklamakta faydası dokunabilir. yazarın kendisi bile bir filmi açıklamanın zorluğunu şu sözleriyle ifade etmektedir kitapta. “bir filmi açıklamak zordur, çünkü onu anlamak kolaydır.” kitaptan aldığım birkaç notu sizlerle paylaşmak isterim:

    -“bütün sanatlar müziğin konumunu arzular.”

    -filmin etkisi yayılırken, bu bitmiş ürün politiktir. yapıtın ne kadar apolitik göründüğü önemli değildir, beğenin ya da beğenmeyin her sanat yapıtının politik yönü vardır.

    - sanat yapıtının yararcı değerine politik belirleyen, hoşa giderlik değerine ise psikolojik belirleyen hükmeder.

    -siyah beyaz film renkli filmden önemli ölçüde az enformasyon iletir ve bu sınırlamanın bizi bir seyirlik izlemek yerine filmin öyküsüne, diyaloglarına ve psikolojisine daha derinden sokma etkisi vardır. sanatçının bakış açısından siyah- beyaz filmin sınırlılığı aynı zamanda kompozisyon, ton ve mizansenle daha çok şey anlatmanın meydan okuyuculuğunu getirir.

    -kurgu sonuçlara varır, mizansen sorular sorar.

    -günümüzde herkes bir kitap, film, kayıt, bant, dergi ya da gazete üretebilir ve bunu damlatan musluğu tamir için gerekenden az eğitimle yapabilir.

    -aşırı kalabalık bir dünyada, herkese yetecek kadar hakiki gerçeklik olmadığından, çoğumuz yapay gerçeklikle ilgilenmek zorunda olacağız.
  • tüm siteleri alt üst edip bir türlü bulamadığım kitap. uzun süredir geçici olarak temin edilememektedir yazısıyla karşılaşıyorum sitelerde. sahaflarda bulunabilir diye umuyorum fakat allah'ın unuttuğu sahafsız, kitapsız bir şehirdeyim şu an. elinde olup elden çıkarmak isteyen varsa şayet yeşillendirmeniz yeterli.

    edit: entryi girdiğim dönemde kitabın yayınevi olan oğlak yayıncılık'a mail atarak ellerinde kalan son bir kaç kitaptan birini alabildim. bulup bulamadığımı soran arkadaşlar bu yolu deneyebilirler.
hesabın var mı? giriş yap