• bana badlik amirini hatırlatan zakkum ** * şarkısı
  • hastalık hastası.

    hipokondriyak korkular içinde yaşar. her an bir organı ya da uzvu iflas edecekmiş gibidir. ölmekten, hastalanmaktan, sürünmekten korkar.

    ama bir yandan da ümitvardır. korkar ama umudunu yitirmemiştir. senelerce doktor doktor gezmesi, iyi olacağına dair bir umudun göstergesi değildir de nedir?
  • eger buhranlardaysaniz dinlemesi cok tehlikeli olan bir sarki. dinlemeye baslamadan once kullanma talimatini iyice okuyunuz...
  • 'aslinda dostluklar da kardanadam gibidir..
    eriyecekleri bile bile insa edilir..' ve
    'hayat keşke bu kadar et obur olmasaydı..' sözleriyle beni benden almış güzel şarkı...
  • depresyon garantili zakkum şarkısı.

    senden hiç vazgeçmediler mi?
  • yusuf, shaft dergisi röp.ında sorulan bir soruya yanıt olarak;

    "albümdekinden çok daha uzundur aslında o parça. iki tam sayfa a4 kağıt üzerinde upuzun bir düz metin olarak getirmişti cem o sözleri... bu haline indirgemek zor oldu. aksi takdirde 20-25 dakika sürebilirdi hipokondriyak.. doğru söylüyorsun, şarkının teatral bir havası var." demiş.. bu haliyle bile yeterince uzunken, 2 sayfalık halini kestiremedim doğrusu.

    belki, 2 albüme koysalar böyle bir düzenleme yapıp, şarkıyı sevenler için güzel bir jest olurdu.
  • üst üste dinlendiğinde şarkının sözleri içerisinde yaşamınız gözünüzün önünden film şeridi gibi geçmeye hatta o filmin içinde oynadığınızı hissediyorsunuz.hayatın bir filmden ibaret olduğunu bir kere daha anlamamızı sağlayan şarkı.*
  • dinlemeye doyulamayan sarki..eminim ki canli performansi da bir raindog* klasigi niteliginde olacak..heyecanla bekliyoruz..*
  • uyumadan hemen önce bi kere dinlenirse bünyeye iyi gelen zakkum $arkısı. hem kanserin her türlüsünüde önlüyormu$.

    “bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on…., yirmidokuz, otuz, otuzbir, otuziki, otuzüç, otuzdört…”

    her birliktelik, kalbinin emzirecegi bir yeni bebektir.
    once emeklemeyi, sonra yurumeyi ogretmen gerekir..
    kalbindeki sutu tuketmediler mi?
    bezen hic baslamamasi, bir gun bitmesinden iyidir..
    cunku beraberlik yaslanirken, bir terkediş genclesir.
    seni hic terketmediler mi?

    “doksandört, doksanbeş, doksanaltı, doksanyedi, doksansekiz, doksandokuz, yüz…”

    aslinda dostluklar da kardanadam gibidir..
    eriyecekleri bile bile insa edilir..
    kapim neden hic calmiyor artik?
    fotograflardaki insanlar hatirliyor mu beni? isimleri neydi?
    yuzleri cok tanidik.. yalniz kalmak.. bir ilac midir? yoksa hastaligin ta kendisi mi?
    isigi gorunce karanliga kaciyorum hemen, bocekler gibi..
    bir seye cok uzun sure bakarsan, onu gormemeye basliyorsun.
    hayat, keske bu kadar etobur olmasaydi..

    iste sen..
    kurbanlarindan korkan kanli zalim bicak..
    sen..
    kendi golgesinden bile korkan bir paranoyak..
    bir hipokondriyak..
    bir hipokondriyak

    sen..
    kirik cam ustunde yalinayak..
    ve cirilciplak..
    bir hipokondriyak..
    bir hipokondriyak..
    bir paranoyak..
    bir hipokondriyak..
    bir hipokondriyak..
    bir paranoyak…
    bir hipokondriyak…

    kalbi coktan iflas etmis kimsesiz bir kardiyak..
    yalınayak ve çırılçıplak..
    işte sen..
    bir paranoyak..
    bir hipokondriyak..
    bir hipokondriyak..
    bir paranoyak..
    bir hipokondriyak..
    bir hipokondriyak..

    siz ikiniz siz ikiniz benim hakkımda ne konuşuyosunuz
    senin..senin ismin neydi?
    her birliktelik kalbin emzireceği bir bebektir önce emeklemeyi sonra yürütmeyi öğretmen gerekir…

    “üçyüzyirmidört, üçyüzyirmibeş, üçyüzyirmialtı, üçyüzyirmiyedi, üçyüzyirmisekiz, üçyüzyirmidokuz, üçyüzotuz…”
  • hastalık hastası.
hesabın var mı? giriş yap