hayal

• hayal kelimesi esasen zihnimizin yarattığı düşüncelerden meydana gelen imgelerdir. gerçek değildir ama gerçeği mümkün kılan yansıma ve gerçeğin gölgesidir. olmazları olduran, mümkün kılan ruhi bir güçtür. aklımızın, pilimiz bitmesin diye üretip üretip önümüze koyduğu arzular silsilesidir.
  
  kedimin her an yeme isteğiyle yanıp tutuştuğu, resmen hayalini kurduğu bir maması var. bazen dışarı çıkıp eve gelmeyince, o en sevdiği mama paketini elimde ovuşturuyorum ve 5 sn içinde o sesi duyup koşarak eve geliyor. bizim için hayaller de böyle bir şey değil mi sanki? yaşamaktan yorulup bunalan akıl, kalp ve ruh üçlüsünü aniden dirilten, bütün duyularını son sürat canlandıran itici bir güç. bir görüntü gelir zihne, bir ses çalınır kulaklara ya da bir söz ve bıraktığı tesir dolaşır damarlarımızda ve olanlar olur. kaçtığın kendin hop diye gelir kucağına oturuverir aniden. sarılsan, rüyan gerçeklik yolculuğuna çıkar, görmemezlikten gelsen üşürsün. yolculuğa çıkmak mı yoksa üşümek mi gerek benliğime diye düşünürken, anlamsızca akan zaman ise geçen hayattır.
  
  belkide varolmanın yegane yoludur hayaller. zira tasavvufta bile, alemdeki bir varlık mertebesinin adı hayal. biz hayali var ederken, hayal de bizi var ediyor şu alemde. hayal sadece umudun değil, varlığın da kardeşi demek ki.