• harry pottera olan nefretimi artik tavana vurduran kitaptir.kitabin ucyuzuncu sayfassindayim su anda bu harry potterin bencilligi artik canima tak etti.ronlar yedi gardaslar.uc okuyor ikisi okulu birakti dukkan acti.o cocuklar keyiflerindenmi birakti okulu.parasizliktan birakti parasizliktan.arthur weasley tek mayisla kac tane cocuk okutuyor.yazik degilmi lan bu adama.harry efendi adamlar kovukta yasiyolar lan bildigin agac kovugunda.sen napiyon gidiyon kovuga yiyon iciyon ronun bacisinada cakiyon.hesabin altin dolu lan bir iki kulce siksan ne var.isin gucun artislik.isine gelmedimide hemen duygu somurusu.yok ben oksuzum yok ben yetimim yok voldemort beni bulsa cok pis kayacak.bu cocuk sunepe kaypak bisey oldu iyice.
  • ilk duyduğum anda biraz dumur olduğum, harry potter serisinin 7. kitabının adı. * güzel bir isim, kesinlikle çok ilginç bir kere.

    ilk anda insanın aklına, tabii ki godrics hollow geliyor, harry'nin oraya gideceği malum ve orada bazı cevaplar, muhtemelen çok daha fazla soru bulacağı da...dolayısıyla isim harry'nin ailesinin öldüğü ve hayatının değiştiği yerde bulacaklarına bir işaret olabilir.

    öte yandan ismin çağrıştırdığı diğer şey de tabii ki halloweendir. halloween ingilizcede hallow'en yani all hallows eve = all saints eve olarak da anılır. hallows aslında fluorescein de açıkladığı gibi azizler anlamına gelmektedir.

    şimdi çok ilginç bir şey daha var ki o da irlanda'nın antik çağlarından kalma efsanelerinden geliyor, zaten pek çok noktada bu efsanelerden * esinlenen jk rowling britanya'nın işgaller sırasında pek çok kültürel akım altında kalarak oluşarak zenginleşmiş, kendi tabiriyle *piç mitolojisini* * aynı şekilde harmanlayarak kitaplarına yansıtmakta. irlanda’nın son hükümdar tanrı-insanları danann ’ların 4 büyük hazinesi(tılsımı) vardır bunlar hallows of ireland olarak anılırlar. (bkz: tuatha de danann)

    the dagda's cauldron (bkz: dagdanın kazani)
    the spear of lugh (bkz: lughun mizragi)
    the stone of fal
    the sword of nuada (bkz: nuadanin kilici)

    kupa / kadeh / kazan
    asa / mızrak
    kılıç / hançer
    disk / yassı taş veya broş

    hufflepuff’ın kupası, slytherin’in broşu, gryffindor’un kılıcı ve ne olduğu açıklanmamış olan ravenclaw’un horcrux yapılan eşyası ki çok büyük ihtimalle asası. ilk kitapta harry ilk kez ollivanders’ a gittiğinde vitrinde bir yastık üzerinde duran bir asadan şöyle bir bahseder rowling. tıpkı hand of glory’den, vanishing cabinet’ten ve zehirli kolyeden 2. kitapta şöyle bir bahsettiği gibi. olivander’ın kaybolmasının da aşırı derecede dikkat çekici olduğunu ve ondan son kez asa alan kişinin neville longbottom olduğunu unutmayalım. ravenclaw’un horcrux’ı bence asadır. bu da danann efsanesi ile uyuşmaktadır.

    hallow'ın asıl anlamı saint olduğundan bahsederken, dikkatli bir okuru da jk rowling'in bundan 3 yıl önce ingilitere'de hallows of hogwarts adını marka olarak patent enstitüsüne kaydettirdiğini keşfetti ve bu da bize şunu işaret ediyor: rowling bu kitapta hogwarts'ın kurucularının çok önemli olacaklarını zaten hbp'den sonra verdiği röportajlarda belirtmişti. all saints eve’in * hristiyanlıkta önemli olmasının nedeninin o gece fani dünya ile öteki dünya arasındaki bariyerin çok inceldiğini ve ölülerin neredeyse fani dünyaya yaşayanların arasına karışacak kadar yaklaşıyor olmalarıdır. tuatha de danann efsanesinde de, ekimin son günü (bkz: halloween) yapılacak adil bir savaşta, tanrıların fani dünyaya geçecekleri ve ölümlülerle birlikte savaşacakları anlatılır. bu nedenle bu isim hogwarts ’ın düşmesi durumunda kurucuların bu dünyaya geçebileceklerine veya bir şekilde temas sağlayacaklarına işaret etmektedir.

    prisoner of azkaban’ı çekerken çocukların buckbeak’in öldürülmesini izleyecekleri tepeyi mezarlık olarak hayal eden alfonso cuaron’u düzelterek mezarlığın orada olmadığını yerinin çok önemli olduğunu söyleyen, nerede olduğunun sorulması üzerine son kitapta anlatacağını belirten rowling kendisini hristiyanlığı yıkmaya çalışmakla suçlayan amerikalı sağcı ev kadını anneleri yalanlarcasına hristiyanlığın en önemli objelerini de hikayesine gömüyor. yukarıdaki tüm efsane ve referanslara bir de hristiyanlıktaki kutsal emanetler ekleniyor. hristiyan inanışına göre kutsal emanetler * azizlere ulaşmak için sadece bir araçtır, asıl gücü ve kutsallığı onlar taşımaz sadece gerçek gücü ve kutsallığı taşıyana ulaşmaya aracılık ederler. bu durumda rowling hem britanya mitolojisini hem hristiyan mitolojisini harmanlamakta ve bizi hogwarts’ın kurucularıyla tanıştırmaya hazırlanmaktadır.

    not: tüm bu teori doğru çıksın rowling’i öpeceğim.

    ekstra not: robola mink diyor ki, relic efsaneleri hristiyanlığa, paganizmden mirasmış. eh daha ne olsun...
  • --- spoiler ---

    --- kitabı okuyanlar için dahi spoiler içermektedir ---

    şimdiiii efenim, fred sonrası zavallı george ne yaptı ve tabii james jr.'ın gobek adı sirius mu öğrenmeye can atan bünyem yemedi içmedi rowling in katıldığı programların scriptlerini ve hayranlarıyla yaptığı chatleri okudu. işte sayın okuyucu, epilogue'da cevap bulamadığın sorular:

    - harry, kingsley bakan olunca bakanlıkta aurorların olduğu departmanın başına atanıyor.
    (bkz: bir devlet memuru olarak harry potter),

    - hermione, önce sihirli yaratıklar bölümünde işe başlıyor ve orada ev cinlerinin falan haklarını iyileştirdikten sonra sihir yasalarını düzenleyen daireye geçiyor.

    - ron, önce george'a weasleys wizard wheezes (www) dükkanında yardım ediyor. daha sonra oradan ayrılarak o da harry ile aynı bölüme auror olarak geçiyor.

    **üçlünün resimleri ünlü büyücü kartlarına ekleniyor ve bu ron un hayatının en güzel anı oluyor (hey allahım sen nelere kadirsin) **

    - ginny, profesyonel bir quidditch takımına transfer oluyor (helal olsun işte fred in kardeşi ne de olsa) ama sonra aile kurmak için takımı bırakıp daily prophet'de spor yazarlığına başlıyor.

    - george (ah canım, canım) hiçbir zaman fred in ölümünün üstesinden gelemiyor (nassı gelsin ki) dükkana dönüyor, www para basmaya başlıyor yeniden. evleniyor ve ilk çocuğu olan oğluna fred adını koyuyor (ühüheheheaaaaahüüüüü).

    - luna lovegood, doğa bilimci oluyor.

    - neville longbottom, okulda herbology dersinin hocası olarak kalıyor ve büyükannesi tüm yaptıkları nedeniyle onunla gurur duyuyor.

    - kingsley shacklebolt, bakan olduktan sonra tüm dementorları azkaban'dan uzaklaştırıyor.

    - lucius malfoy adisi azkaban'ı boylamıyor. karısı ve oğlu sayesinde hepsi affediliyor.

    - teddy lupin büyükannesiyle yaşıyor, ama sürekli order'dakiler ona kalmaya falan gidiyo, yalnız kalmıyo.

    - victoire, tahmin ettiğimiz gibi bill weasley ve fleur delacour 'un ilk kızı.

    - percy weasley'de bakanlığa dönüp kingsley nin en başarılı elemanlarından oluyor (ailece bakanlığı parsellediler şerefsizim).

    - harry çocukların hiçbirine marauders' map i (çapulcu haritası) vermiyor. ama rowling in james jr.ın bir gün haritayı bulup aşıracağına dair inancı var.

    bu arada james jr.ın ikinci adı sirius mu değil mi öğrenemedim. sağolsun eblek hayranlar winky içmeye devam etti mi? draco'nun asası hangi malzemeden diye hiper gereksiz süper salak sorularıyla chat süresini geçirirken bunu sormayı akıl eden çıkmadı. ama ben bekliyorum, o ansiklopedide de bu beklentim karşılanmasııııın yahut harry ile ginny 4.çocuk yapıp adını sirius remus koymamış olsunlar, en kısa vadede imperius yahut cruciatus yapmayı öğrenicem.

    edit: yazmayı unutmuşum: lupin i dolohov, tonks u da bellatrix karısı öldürmüş. da üyeleri de o haberleşmek için kullandıkları büyülü jetonları birer madalya gibi, gelecek nesillere biz voldemort a karşı yapılan savaşta vardık diye ispat etmek için saklıyorlar. hatta zaman zaman neville onu öğrencilerine de gösteriyor.

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    tüm serinin aslında bir aşk hikayesi olduğunu ortaya çıkaran kitaptır. snape'in ölmeden önce harry'e "look at me" demesi iç parçalar. unutmamalı ki harry annesinin gözlerine sahiptir.
    --- spoiler ---
  • son horcrux olduğunu tahmin ettiğim harry'nin voldemort'un kökünü kazımak ve akabinde insanlığı kurtarmak amacıyla kendini intihar edeceğini anüsinasyon yoluyla uydurduğum bir takım teorilerim vardı. 21 temmuz itibarıyle ne kadar iyi anüsine edebildiğimi göreceğim j.k. rowling'in yeni müstesna eseriyle.
  • --- spoiler ---

    voldemort'un sonsuza dek yok olması için ölmesi gerektiğini öğrenen harry sarsılmış bir halde ormana, savaşmadan ölmeye yürürken j. k. rowling kalemini coşturmuştur:

    " he wanted to be stopped, to be dragged back, to be sent back home... but he was home. hogwarts was the first and best home he had known. he and voldemort and snape, the abandoned boys, had all found home here... "

    --- spoiler ---
  • bu kitabı okurken ben üniversitede kardeşim lisedeydik. 2-3 günlüğüne mi ne eve gelmiştim. maddi durumumuz da hiç iç açıcı değildi o zamanlar, neyse kitabı aldık kardeşimle, benim 1-1.5 gün içinde bitirmem lazım ki ona vereyim; ben okula döneceğim. kafamı kaldırmıyorum kitaptan.. otobüste giderken

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    fred weasley'in öldüğü bölümdeyim

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    "hayıııır hayır hayıııır"lar eşliğinde ağlamaya başladım. kardeşim benden panik! nerdeyse o da ağlayacak gözleri doldu: "çakıl taşı yeşil de olur, kim, kim öldü?! hermione mi?! ginny mi?! hagrid mi?! söyleme söyleme!! ron mu?! fred mi?! söyleme sakın söyleme!!" bütün otobüs bize döndü deliymişiz gibi bakıyorlar. ben tepki veremiyorum tiz bi ses çıkıyor sadece ağzımdan burnumdan. fred'e mi yanayım, o acıyı kardeşimle paylaşamamaya mı, onu meraktan çatlayacak duruma getirmeme mi bilemedim.
    velhasıl ben ankara'ya dönmeden kitabı bitirip bıraktım, aklım onda kaldı ama. son kitap bu, nasıl okuyacak ne tepkiler verecek diye. kolay değil, ikimiz için de müthiş bir tutkuydu seriyi okumak.

    hala rastgele kitapları/bölümleri okuruz ara ara, ama yine de kardeşimle geceleri yaptığımız hp sohbetleri kadar çok az şeyi özlerim eskilerden..

    özlenen günler editi..
  • bu kitaba dair en büyük yanlış anlama ve bundan kaynaklı yapılan en büyük haksızlık, harry'nin voldemort'u expelliarmus büyüsü gibi dandirik bir büyüyle öldürmüş olduğu yanılgısıdır.

    harry voldemort'u expelliarmus büyüsüyle değil bizzat avada kedavra laneti, yani öldüren lanet ile öldürmektedir. bunu da kendisi direkt olarak telaffuz ederek değil, voldemort'un elinde tuttuğu mürver asa'nın efendiliğinin kendisine ait olduğunu ve bu nedenle kendisine karşı işlemeyeceğini bilmesinden dolayı, adamın yaptığı laneti kendisine geri sektirerek yapma zekiliğini göstererek yapmaktadır. avada kedavra lanetini voldemort'un kendisine "döndürmüştür". yani voldemort pek tabii ki avada kedavra lanetiyle ölmüştür, sadece laneti harry kendisi yapmamış, yapılan laneti yapanına geri teptirmiştir. böylece hem tüm zamanların en büyük karanlık büyücüsünü, bedenindeki son bir nefes hariç kendisini hayatta tutabilecek hiçbir canı (hortkuluğu) kalmamışken geri dönüşü olmayan öldüren lanetle kesin bir şekilde öldürmüş, hem de 7 kitap boyunca bin türlü badire atlatmış olmasına rağmen "niyet" ve "kişilik" olarak masumiyetini hiç kaybetmemiş bir genç olarak yine direk olarak adam öldürmeye teşebbüs etmemiş ve serideki temsil ettiği duruşu da koruyarak yenmiştir voldemort'u.

    bunun neresi uyduruk bir son oluyor, anlamıyorum açıkçası. oldukça zekice ve 7 kitaplık kurgunun özünü de bozmayan bir final hesaplaşması yazmıştır rowling, kendisiyle çelişmemiştir. bırakın vasat olmayı, harry potter serisinin en iyi 3-4 kitabından biridir kesinlikle. azkaban tutsağı, ateş kadehi ve zümrüdüanka yoldaşlığı üçlüsü akıllara zarar seviyede kitaplar oldukları için ister istemez adı onlardan sonra anılabilir ama bu demek değildir ki kötü ve vasat bir kitaptır. seride birden fazla "efsane" kitap olduğu için onların arasındaki sıralaması biraz düşüktür alt tarafı.
  • hani gelecek postası falan ele geçirilince kayıp - yaşayan - ölü büyücülerin isimlerinin okunduğu, ölüm yiyenlerin nerelere saldırdığını falan sadece belli bir radyo kanalından duyardık ya bu kitapta..

    bugünlerde yaşadıklarımızı görünce bu kitap geldi işte birden aklıma. orda o radyolar, bizde twitter. orda gelecek postası, bizde yandaş medya.
  • harry potter, neden bizim için önemliydi?
    soru bu, cevap belirsiz.
    sanırım her şeyden çok içinde yaşamanin arzu edilebileceği (tüm karanlık yanlarına rağmen) bir dünya oluşturmasidir nedeni. içinde yaşadığımız gerçeklikle etkileşimli, genişleyebilirliği olan, hayal kurmaya elverişli bir dünyadır rowling'in sunduğu büyücülük dünyası. öyle ki zaman zaman yazarın var olan bir dünyayı, pek de iyi şekilde olmasa da tasvir etmeye çalıştığı da hissedilebilir. gerçi bu naiflik ve yazındaki üslubun getirileri, götürülerinden çok daha fazladır.

    harry ise bir kahramandır. aslında ellerimizle büyüttüğümüz, tüm düşüncelerine ve gelişimine tanık olduğumuz acılarla büyüyen ve gelişen, defolu bir kahramandır.
    düşmanları "kötü" ler, dostları "iyi"lerdir. belki de en büyük sorunu burada rowling'in. ne kadar grilikten bahsetse de, vurgulamaya çalışsa da olmuyor, kötü ve iyi ayrımını henüz kötünün ve iyinin herkes için farklı olabileceğini, benim teröristimin onun kahramanı olduğu bir dünyanın varlığını bilmeyenlere bush'sal bir basitlikle sınıflandırarak anlatiyor. geçiş karakterleri de var tabi, ve rowling düzeltmeye uğraşıyor bunu ama bu ton hafiflemiyor genelde.

    dostluk, arkadaşlık, koruma/korunma, sevgi, acılar, ölümler, sevgiler, düğünler..hangimiz weasley ailesinin masasında yemek yemek istemeyiz, grimauld place'de o karanlık zamanlardaki toplantılara katılmayı arzulamayız, hogwarts'da gyriffindor common room'unda şömine başında geyik yapmak, kütüphanede dersler için elyazmaları aramak, quidditch maçında tezahuratı abartmak, sihirli değnekle gerçekliği eğip bükmeyi hayal etmeyiz...

    volde--pardon you-know-who, bu dünyayı tehdit eden ana korku unsuru olarak hepimizi iter. kötücüldür, bu kötücüllüğü gizlemez, bundan gurur duyar, güç alır. beyazın karşıtıdır, ışığın karşıtıdır. yeşildir, ölümdür, yılandır.

    dumbledore ise... bilgedir, beyazdır, güçlüdür, zekidir, oyunların efendisidir.

    snape... gridir, belirsizdir, yalnızdır, sert kabuğunun ardına çekmiştir tüm benliğini..

    hepsine ne hissedeceğimiz aşağı yukarı bellidir böylece önceden paketlenmiş olarak hazırdır.
    harry'nin sinirbozucu bir şekilde süperkahraman olması da.

    ama işte... bunlar bile güzel durur bu dünyada. o yüzden rowling'e kocaman teşekkürler sunulmalıdır.

    hp and the deathly hallows ise, bu dünyanın kapılarını aralayan kurgunun bitişidir.
    bu yüzden, her şeyden çok hüzünlü. hayır içerisinde geçen olaylardan bahsetmiyorum. bir daha hogsmeade'e gidip butterbeer alamamak bu. hayır yine olacak tabi, hayalgücü durmaz, hayalgücü devam eder. ama bu ortak bir deneyimdi dünyada milyonlarla paylaşılan. ortak bir mitolojinin içerisinde yer almaktı. bu devam etmeyecek, edemeyecektir. filmler var elimizde kalan, onlar da sadece özet görüntü tadında.

    çok karıştı, gitmemesi gereken yerlere gidip asıl söyleyeceklerini söyleyemedi bu giri.

    --- spoiler ---

    ama şimdi sorarim size, voldemort'suz bir büyücülük dünyası ne konuşacak? parlamenter sistemi getirip halk tarafından seçilen bir büyü bakanıyla demokrasiyi oturtmayı mı, hılkıpırların piyasa değerindeki artışı mı, yoksa harry'nin bir auror olarak csi:diagon alley dizisinin başrolünde yer almasını mı?
    bu güzel ve heyecanlı 7 yıldan sonra çekilmeyecek tabi o da ayrı mesele işte. rita skeeter bile yazacak konu bulmakta zorlanıyor şu aralar..hogwarts ise bildiğiniz gibi.. benim kız tonks da üçe geçti.. ah teyzesi ne güzel rün yazıyor ve ne güzel kahve falı bakıyor bi bilseniz... oğlan fred lupin jn. ise o.w.l'leri verecek de aklı fikri quidditch... ginny teyzesi bırak diyor oynasın cannons'a transfer ederiz onu ama george karsi cikiyor buna! (bkz: kanal değiştirir gibi boyut değiştirmek)

    --- spoiler ---

    eklenti:
    şunu söylemeden de bitiremeyeceğim... onca yıl the guardian'dan fırlama bir snob tonla eleştir, çocuk kitabı de.. sonra alnın yıldırım şeklinde lord şifonyer tarafından yarılsın hayriye pütür diye dalga geçilsin seninle sonra oku kitapları ardarda, yetmesin audiobookları dinle her fırsatta... yeni kitapların/filmlerin çıkmasını elde değnek, sırtta cübbe bekle. seri bitince kaç gün her şarkıda kitaptan sahneleri canlandır gözünde, yedinci filmi ben yönetmeliyim diye dolan ortalıkta.. nedir bu şimdi.. accio akıl fikir.
hesabın var mı? giriş yap