• efendim, hamamın bol bulunduğu yerlerden olan bursa'da büyüyen biri olarak, hamam usül ve gelenekleriyle ilgili bir rehber hazırlamak istedim:

    öncelikle hamam, ciddi solunum problemleri olanlar hariç herkesin gitmesi elzem olan bir yerdir. "buhar beni çok etkiliyor, nefes alamıyorum, ölüyorum, bitiyorum.." gibi bahaneler bir tarafa bırakılmalı. o kadar rahatsız oluyorsanız yüzünüze sürekli soğuk su çarpın, dışarıda soluduğunuzdan bile iyi nefes almaya başlarsınız.

    hazır soğuk sudan bahsetmişken musluklardan bahsedelim: özellikle, eğer doğal kaynak suyu kullanan bir hamamsa musluğun tekinden resmen kaynar su akacaktır. bir tarafınızı yakmadan hangisinin sıcak olduğunu anlamak içinse: üstü kireç tutmuş musluktan sıcak su akar. bu kireç hamamın pis olduğunu göstermez, çaydanlığın içindeki kireç gibidir.

    hamama gitmeden önce yanınıza şampuan, sabun, banyo lifi, tarak, banyodan sonra kullandığınız saç şekillendirici, temiz kıyafet gibi eşyalarınızı almayı unutmayın. çoğu yerde peştemal, havlu ve terlik verilir. siz yine de sorup soruşturmadan gitmeyin. eğer kesenizi kendiniz yapacaksanız, kese de alın.

    heh kese diyince, "benim cildim çok hassas kese tahriş ediyor çokk :((" güruhu lafım size: en çok kir* sizden çıkıyor olum! uzun süre sıcak suyun altında kalınca deri kabarır ve kese deyince kendi kendine soyulur resmen. üstelik şimdiki tellaklar o kadar acımasız değil, biliyorlar kimin canı ne kadar yanar, sevin onları.

    kimse elalemin pörsümüş memelerini ve selülitli bacaklarını görmek istemez sanıyorum.(kadınlar hamamı için! lan! dağılın!) bunun için hamamın tenha olduğu bir zamanda gitmelisiniz. hafta içi gitmek avantaj. hatta cuma bile gitmeyin ertesi haftasonu ne de olsa. sabah çok erken kalkabilen bir insan değilim bu yüzden size de tavsiyem tam akşam yemeği saati gitmeniz. yani akşam yedi - yedi buçuk gibi. sekiz buçuktan sonra karılar sofrayı toplayıp yıkanmaya geliyorlar. ona göre yani. hem akşam vakti giderseniz gece güzel bir uykuyu da garantilemiş olursunuz.

    hamamdayken mutlaka sıcak su dolu havuza girin, böylece sudan çıktıktan sonra hamamın içi bile serin gelecektir. eğer bir aslan başı varsa bu havuza dökülen mutlaka altında durup sırtınızı akan suya verin. etkili bir masaj.

    keseden önce soğuk suyla yıkanmayın. sıcak suyla yeterince oynadığınızda sırtınız, bacaklarınız kaşınmaya başlayacaktır. artık keseye hazırsınız.

    bu arada, hamamda yıkanmak için duş başlığı aramayın. kurnaların içine doldurduğunuz suyu tasla dökmek suretiyle yıkanacaksınız. kullanacağınız kurnanın içinde daha önceden su varsa onu mutlaka boşaltın. kendi sıcak suyunuzu doldurun. hatırlatalım, kurnanın içindeki su garip bir şekilde çabuk ılınır.

    eveet, kese, banyo, yıkama, durulama işlemlerinden sonrası sizin sefa pezevenkliğinize kalmış. bu evreye geldiğinizde sıcaktan dolayı yorulmuş ve mayışmış olacaksınız. göbek taşına yatma fikrine pek sıcak bakmadığımı belirtmeliyim. hamamın en pis yeri orasıymış gibi gelir. neyse efenim, bundan sonra birkaç kere, sadece soğuk suyla doldurduğunuz tasınızı başınızdan aşağı dökebilir, yanınızda arkadaşınız varsa ona da soğuk su fırlatabilirsiniz. inanın soğuk su hiç bu kadar şaşırtıcı bir şaka olmamıştı.

    hamamdan çıktıktan sonra hemen giyinme telaşına düşmeyin, havlunuza sarınıp bir gazoz için. gözlerinizin önündeki buğu kalkana kadar bekleyin. hamam aceleye getirilecek bir mevzu değildir. anlatması bile bu kadar uzun sürüyor, düşün. hamamdan çıktıktan sonra, hatta gece yattığınızda bile, tatlı bir kaşınma devam edebilir. tavsiyem daha hamamdayken, giyinmeden önce nemlendirici bir krem sürmeniz.

    pirüpak oldunuz. sıhhatler olsun.
  • eskiden gay tayfanın çok gittiği bir hamam vardı. sahibi gelenleri ve içeride dönen işleri sevmiyordu ama kazandığı para da tatlı geliyordu. bir gün baktık, hamam tadilata girdi. eskiden iki koridorunda bir sürü kabinin olduğu, o nedenle iş tutmak isteyenlerin çok tercih ettiği bir yerdi. tadilatla bütün kabinler kaldırıldı. kazanılan yerle birlikte büyük bir havuz yaptılar, açık hamam bölümünü de 3 katına filan çıkardılar. sauna cam kapılı, modern bir şeyle değiştirildi. hamamın sahibi dertliydi. dediğine göre yaşlı bir adam koliye gelmiş. kimse buna yüz vermeyince gitmiş belediyeye şikayet etmiş. belediye de buna hamamı yenileyip açık plana geçmesi gerektiğini söylemiş. o da işletme sahibi belediye olduğu için yapmak zorunda kalmış.

    gel zaman git zaman, ben de dahil millet ayağını kesti oradan. mahallenin çocuklarının gelip çığlık çığlığa havuza girdiği bir yer oldu. bir ara gittim baktım, kapanmış. 3-4 yıl sonra da bina kentsel dönüşüme alınmış, yıkılacağı günü bekliyor hâlâ.

    sahibiyle karşılaştım geçenlerde. nasılsın, ne var ne yok faslından sonra dedi ki, "ben aslında yalan söyledim size. şikayet filan yoktu, belediye de hiçbir şeyi zorunlu tutmamıştı. sizin ne yaptığınızı biliyordum, en sonunda engellemek için böyle bir yol buldum. gene gelirsiniz, tanışır, eve gidip sikişirsiniz sandım."

    geçmiş olsun dingil kardeşim.
  • ic organlariniza kadar temizlenebileceginiz yerler..
    hele dogal sicak suyu varsa..
    hele hele o dogal sicak su $ifali ise.
    eski$ehirde cok var..:))
  • efenim ben 2 kere gittim hayatımda hamama. bunlardan birisi sünnetimden *. sonra sünnetçi tavsiyesi idi. diğeri de geçen sene has hamamda gerçekleşti. gerçekleşmez olaydı a.k.

    ben izmir mavi treni ile izmirden eskişehire sabahın 5:30 undan geldim. (zaten izmirin en çok eskişehire dönüşlerini sevdim hep.) kardeşim karşılayacaktı beni eskişehir tren garından. sabahın köründe kardeşimin dayımla beraber geldiğini görünce şüphelendim zaten bi iş olduğunu. neyse efenim doğruca has hamama götürdüler beni. yapmayın etmeyin hamam kapalıdır bu saatte, hem ben yeni yıkandım dedim ama anlamadı şerefsizler.

    gerçekten de kapaliydi hamam. ama 5-6 kişi bekliyodu kapısında. ne manyak insanlar varmış diye düşündüm. bir insanın ne işi olabilir ki sabahın köründe hamamda ? amcaların geceleri bayağa bi yoğun geçti galiba, evde de suları mı kesik acaba ? neyse o beni ilgilendirmez artık.

    peştemalin ne kadar rahatsız bi giysi olduğunu anladım valla. kızların etek giydiklerinde neler hissettiklerini ve hep neden bacak bacak üzerine attıklarını kavradım. mal beyanının lüzumu yok tabi.

    kocaman bi havuz vardı ortada, kenarlarında aslan heykelleri var, ağızlarından sıcak su akıyo havuza. ama ben böyle bi sıcak görmedim arkadaş ya! havuza gireyim dedim. girmek ne mümkün, bacaklarımı zor soktum kenarından, hareket ettiremiyorum bile, yanıyom cayır cayır. insanlar da bana inat balık gibi yüzüyolar.

    bi de kardeşimin süprizi ile tellak deneyimim oldu ama anlatıp kendimi daha fazla rezil etmek istemiyorum. ne terbiyesizmişsin sen arkadaş! dışarıda yakalarsam göstericem ben sana! deplasmandayız diye yapmadığını bırakmadın.

    sevmedim ben hamamı, gittim evde duş aldım zaten. sonra hamam filmini de sevemedim, banyo filmini de.
  • insani rahatlatan, kirini pasini, sinirini, gerginligini alan sicak hem de cok sicak bir mekan. fakat bu sicaklik her zaman cok iyi degil...

    hamamda sik araliklar ve uzun sure ile bulunmanin kisirliga sebep olabildigini biliyor muydunuz?

    testislerinin olmasi gerektigi gibi sperm sagilayabilmeleri icin ihtiyac duyduklari sicaklik asagi yukari 32 santigrat derece*. zaten testislerin vucuttan sarkik durmasinin sebebi de bu. cunku testislerin vucut sicakliginda yeterli sayi ve kalitede sperm uretmeleri mumkun degil. iste bu sebepten dolayi hamamda calisan veya hamama cok sik giden sahislarda sperm kalitesinin dusmesine bagli olarak olusan kisirlik ile karsilasilabiliyor. bir bakima yumurtalari haslama durumu var yani...

    evet biliyorum hamamcilar federasyonu bu aciklamadan dolayi rahatsiz...
  • escinsel iliskiyi konu alan turk filmi..

    hatta, buna o derece sinirlenip, uzerine alinan hamamcilar birligi baskani, "bizim hamamlarimizda oyle sey olmaz, kadin hamami ayri erkek hamami ayri.." diye surreal bi tepki vermisti..
  • siz hiç hamama gittiniz mi?
    ben bir kaç kez gittim.
    peştemali götüne sokulmuş bir adam gördüm.
    gözümün biri söndü.
    kör oldum, amk.

    her şey temizlenmek gibi insani bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. hamama gittim, peştemali sarındım. önce duşumu aldım, sonra da saunaya girdim.

    kıllı kıllı, göbekli, iğrenç erkek vücutları oradaydı. orada kadınları ve eşcinsel arkadaşları anlayamayarak, bir süre onları düşündüm. sonra sıcağa daha fazla dayanamayarak, hamam kısmına geçtim.

    hamam kısmı daha acayipti. bayram telaşı olduğundan, çok büyük bir kalabalık vardı ve bütün tellaklar dolu olduğundan, beklemem gerekiyordu. ben de beklerken, sağıma soluma bakınmaya başladım. en uçtaki tellak kasap edasıyla peştamali adamın popo kısmına doğru sokuşturmuş, adamın sırtını keseliyordu. en uçtaki tellaksa, peştamali popo kısmına uzunlamasına uzatmış ve sumo güreşçisi yaratmıştı. sonra kapıdan bir adam peştamali ile içeri girdi. ona bir şey yapılmasına gerek yoktu çünkü bildiğin street fighter'daki honda'ydı. öyle bir çeşitlilik işte...

    sonra sıra bana geldi. öndeki iki dişi olmayan tellak beni çağırdı. yanına gittim, uzanmamı istedi, uzandım. ağzı açık bir şekilde dirseklerime basıç uygulamaya başladı. o anda da kafasından aşağı doğru bir damla terin süzüldüğünü fark ettim. o tek damla ter süzüldü, süzüldü ve aşağı tam sağ gözümün yanına düştü, metafor kullanmamama gerek yok tek kelimeyle iğrençti.

    sonra adam beni evirdi, çevirdi ve çıkardığı kirleri tek tek bana gösterdi. utanmam mı gerekiyordu, yoksa sevinmem mi, bilemedim. sonra "tamamdır" dedi ve gitti. ben de üzerimdeki kirleri temizledim, hemen uzaklaştım oradan.

    hala aklımda aynı soru vardı. bir kadın ya da eşcinsel bu erkek vücutlarının nesinden hoşlanıyordu, nesini çekici buluyordu? cevap mı? cevab veremedi.
  • çocukluğumun vazgeçilmez mekanıydı bu. annem ve babam devlette çalışırlardı o zamanlar. malum sabah erkenden gidip akşam karanlığında dönmek zorundaydılar. beni de emanet edebilecekleri tek insan olan büyük halaya bırakırlardı. büyük hala gerçekten de kocaman bir kadındı ya da bilmiyorum ben çok küçüktüm. ama anneme sorduğumda “evet evet maaşallah besiliydi” der. her sabah annemler beni büyük halanın o kendi gibi kocaman, avlusunun ortasından çınar ağacı geçen evine bırakırlardı. işte ondan sonra başlardı şenlik. büyük halanın eşi evlerine bitişik bir kahve işletirdi. allahım o sıcak tuhaf renkli oraletler ne kadar da güzel gelirdi bana . anneme yalvarırdım kendi evimizde asla izin vermezdi içmeme; her defasında da tembihlerdi büyük halayı içirmemeleri için ama dayanamazdı onlar çocuk gözyaşlarıma. büyük hala her gün hiç üşenmeden ince ince yufkaları açar aralarına ıspanakları, soğanları özenle dizer ıspanaklı börek yapardı. onun avludaki o kocaman fırınından kokular yükselmeye başlayınca ben hemen kahveden eve geçerdim. börekler pişince de güzelce paket yapıp kadınlar hamamına doğru yola çıkardık. büyük hala elimden tutardı ama ben yine de onun o kocaman adımlarına yetişemezdim. “geç kalıverdik gari kibar kuzucum geç kalıverdik” nidaları eşliğinde koşarak girerdik hamamdan içeri. büyük hala arkadaşlarıyla orada buluşurdu. onlarca kadın o sıcak, nemli, buğulu ve de boğucu ortamda nefis ege yemekleri arasında kahkahalar atarlardı. birbirlerini keselerlerdi. günler böylece geçip gitti. sonra bir gün büyük halanın gece aniden hastaneye yatırıldığını öğrendik. korkunç bir sancıyla uyanmış gece yatağından. hastaneye gittik koşa koşa. taş varmış böbreğinde. bir kaç hafta sonra eve çıkardılar büyük halayı. kavanozun içinde kocaman pırıl pırıl parlayan bir taş gördüğümü hatırlıyorum; nasıl çıkar bir insanın içinden o hala inanamıyorum. büyük hala o günlerden sonra bir daha ıspanaklı börek yapamadı. birkaç ay sonra da çınarlı avluda annem ve diğer kadınlar ağlıyorlardı. şimdilerde en sevdiğim yemek el açması ıspanaklı börekse, ve de havuz, hamam, saunanın yanına bile yaklaşmıyorsam, bunların hepsi en yakın akrabaları bile o küçük kıza bakmak istemezken yüreğini, evini, avlusunu, en önemlisi de hamamını küçük kıza açan, onu allayıp pullayan o kendi gibi yüreği de kocaman büyük hala yüzündendir. canım da bir el açması ıspanaklı börek çekti ki sormayın ….
  • francesco ile eşi arasında kavga esnasında geçen diyalog kırmış geçirmiştir:

    --- spoiler ---

    eş: bikbikbik ama ben seni bir erkekle aldattım.
    francesco: e ben de...

    --- spoiler ---
  • ilk giden için çok çok acayip mekan.

    (bkz: ben bugün bunu gördüm)

    len her yer meme, her yer göt! ilk etapta utan, sıkıl, göz göze gelmemeye çalış, elimde gazozum ve mandalinamla kurnanın başında kalakaldım. ama üçüncü tas sudan sonra aman sabahlar olmasın, bir göbek taşının üstüne çıkıp göbek hoplatmadığım kaldı. neyse kişisel anekdotlarımızı, travmatik anılarımızı bir tarafa bırakalım tabii.

    o masaj, o kese, (ki o konuya hiç girmeyeceğim, kendimden tiksindim, 4 kilo makarna çıktı resmen ıyyy) köpüğe bulanıp, kaynar sularda vücutta her santimetrekaredeki sıkıntıyı, siniri sulara bırakmak.. hamamcı teyzenin ellerine kendini emanet edip tavandaki lale ve yıldız şekilli deliklerden içeri kaçan ışık hüzmelerine dalıp, "uyusam şöyle 2 saat" dilemek.. dinlenmek, günlük yaşamı birkaç saatliğine tamamen unutmak için birebir. ya da ben ilk tecrübe sonrası hala yaşadığım rehavetle böyle mutluyum..
hesabın var mı? giriş yap