• 8. bölüm itibariyle iyice gelişen güzelleşen dizi.

    --- spoiler ---

    h&c fire 8. bölümüyle şunu fark ettim ki; amc yapımlarını ilk 3 4 bölüme göre değerlendirmek büyük haksızlık. ilk bölümüyle vasat başlayan dizi, karakterler oturdukça güzelleşmeye başlayınca elle tutulur hale geldi. lee pace oyuncuğuna laf edecek değilim tabii ama scoot mcnairy yani gordon baya baya oynuyor. özellikle çukur sahnesi süperdi. pilot bölümde taşak geçtiğimiz mackenzie davis yani cameron bile şimdilerde rol kesiyor.

    4. bölüme doğru "lan şimdi hikaye iyice boka sarıyor, ilişki girdabına gireceğiz daha da çıkamayız" dedim yine yanıldım. asıl hikaye comdex'ten sonra başlayacak gibi duruyor. biz konuyu uzatıyorlar sandık fakat olay karakterleri oturtmakmış. gayet de güzel oldu.

    yine aynı şeyi söyleyeceğim ama dönem unsurları koymaları lazım döneeeeem. ulan bak mad men'e 5 bölümde bir dönemin havadislerini gösterirler tv'den gazeteden. dizideki tek dönem unsuru jenerik ve cameron'un 90'lar saç teması. ki ona da çok var. ha hakkını yemeyelim son bölümde apple 2 msdos falan dediler sanırım.

    ayrıca true detective'ten sonra 2014'ün en güzel jeneriğine sahipler. başa sarıp dinliyorum.

    son olarak bu dizi izleyip seven ve merakından entry'i buraya kadar okuyan bir bağyan varsa bana ulaşsın.

    --- spoiler ---
  • imdb puanının 8,2 olduğuna aldanmayın, çok daha fazlasını hak ediyor bu dizi.
  • harika bir openinge sahip, potansiyeli yüksek ama s1e3 ile vasat bir şekilde devam etmeye çalışan dizi. bazen punk bazen synthpop tarzı 80ler şarkılarıyla kulaklarımızı hoş ettiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.

    --- spoiler ---

    joe macmillan sen nasıl bir adamsın fiziken insan üstü olmanı geçtim varoş özenti karının sevgilisini götürmek nedir ya. ne kadar hırslı bir adamsın sen. geçen bölüm sputnik üzerinden yaptığın duygu sömürüsüyle bu iki etti. ve sonuç olarak ba-yıl-dım.
    --- spoiler ---
  • ilk bölümü yayınlanmış 80 dönemi imb ve apple'ın tekelleştirdiği bilgisayar sektöründe daha iyi sistemler yaratmayı planlayan, 'wozniak' ve 'jobs' ikilisine benzeyen iki kişinin etrafında dönen dizi. bu diziyle beraber amc kendini aşmaya başladı diyebiliriz. neredeyse hbo kadar iyi yapımlar çıkarmaya başladılar. breaking bad, mad men ve walking dead'den sonra turn şimdi de halt and catch fire.

    --- spoiler ---

    1. bölüm itibariyle güzel bir başlangıç yapıp beklentiler oluşturdu. karakterler şimdilik fena değil. "abi coder dediğin adam şişko gözlüklü nerd tiptir onun yerine seksi kız koyalım" furyası ne zaman başladı bilmiyorum ama şu 'kısa saçlı seksi bilgisayarcı kadın' modelinden burada da var. iyi güzel hoş ama gerçekçilikten uzak. ayrıca 90'lara daha çok var. macmillan baya hırsılı bir karakter sanırım kayıp 1 yılı bu işi planlamakla diye içimizden geçiriyoruz. gordon ise dönemin bilgisayar dehalarından tekelleşme yüzünden tıkılıp kalmış. donanım işinde açık mimariyi bulup şimdiki toplama pc'lerin atası olarak kabul edeceğiz sanırım.

    üstte de belirttiğim 1970'lerin sonu gibi apple ve ibm gibi firmaların aldıkları patentlerle piyasayı tekelleştirdiği bir dönem. http://cdnimg.chip.gen.tr/…/2013071714215866072.jpg
    yani geliştiricilerde bu firmalara karşı açık bir nefret ve korku var. dizide bu açık bir şekilde gösterilmiş. özellikle avukatlarla gelen bir ibm ordusu güzel bir sahneydi. fakat dönem dizisi dedik ama küçük bir sahnede reagan diyaloğu dışında dönemle ilgili çok az şey duyduk. o mad men dönem atmosferini istiyoruz.

    sonuç olarak gelecek vaad ediyor. amc dönemin önemli olayları yerine kıyıda köşede kalmış can alıcı hikayeleri işlemekte usta. umarım başarılı bir seri olur.

    --- spoiler ---
  • 3 günde izlemiş bulunduğum 10 bölümüyle beni oldukça sarmış dizidir efendim. istatistikleri paylaşıyorum çünkü 3 günde 10 bölüm dizi izlemek benim için rekor açıkçası, günde 1 bölüm dizi izleyen,hiç çizgisinden sapmayan düz bir adamım ben.

    diziye başlamadan önce açıkçası şüphe içersindeydim çünkü fazlasıyla kötü eleştiriler duydum , daha ilk bölümün altyazısını indirmeye çalışırken türkçealtyazı.comda "berbat ve sıkıcı" bir dizi olduğunu belirten bir yorum (hatta top comment idi) gördüm.

    ancak ben diziyi oldukça sevdim, ve inanın hiçbir bölümünde sıkılmadan izledim ki çok kolay sıkılan bir adamım.

    bilgisayarlara ilgi duyuyorsanız daha da çok seveceksinizdir ancak bilgisayarlara ilgisi olmayan birinin izlememesi gereken bir dizi değildir yanlış anlaşılmasın.

    mad menle kapışabilir bir dizi olmuş. 9/10
  • ibm ordusu gelirken çalan müzik bonobo-cirrus
  • bu kadar başarılı bir dizinin görmesi gerektiği ilgiyi görmemesi beni şaşırtıyor. harika bir yapım. bu diziyi izleyen insanlar çok az, bu kişileri bulunca elinizden kaçırmayın ve sohbet edin.
  • benim çok hoşuma giden bir dizidir.

    karakterlerinde ilginç detaylar var. özellikle joe mcmillan'daki babasını reddediş ve kendi ayakları üzerinde durma çabaları, bir yandan mükemmeli oynama çalışmaları, bir yandan en küçük sarsıntıda ezik davranışlarla karşımıza çıkmalar...

    gordon'un içindeki iyi adamın, kendisini küçük görmesiyle beraber zaman zaman körelmesi, looser durumundan dönmeye çalışması ama bir bataklık içinde çırpınırmış gibi daha dibe batması her seferinde...

    cameron'da ise üniversitede bilgisayar mühendisliğinden bir erkek arkadaşımı görüyor gibiyim. zaten sanki her ne kadar esas kız olsa da, bir biseksüel havası akıyor kızdan. hani joe ile takılmasa lezbiyen diyeceğim. küçük bir kız çocuğuyla, aşırı olgun davranan bir teyzenin dengesizliğinde, hoş biri.

    john bosworth gibi çok yan bir rolde bile karakter yoğunluğuna şahit oluyorsunuz. adam esnaf kafasında, geçmişte kalmış ama zamana yetişmeye çabalayan, şirkette kontrolünü kaybettiğini gördükçe korkan ve pısan bir adam. bir yandan ilginç bir şekilde cameron için bir mentör görevi görüyor. ve o zamanlarda john'un içindeki o duygusal adamı görüyoruz.

    velhasıl, dizi tam izlemelik. tavsiye ederim.

    edit: bu arada biseksüel olduğunu düşündüğüm cameronla ilişkisi olan joe'nun biseksüel olması???
  • bir arkadaş yazmış "teknoloji anlamında ne varsa hepsini bizim ekibimizin bulduğu dizi" diye. aslında gerçekten de öyle. çünkü o dönem tutmuş girişimlerin patlamadan önce benzerleri ve hatta daha iyileri piyasada aktif olarak çalışan muadilleri oluyordu. zaten cardriff olayının esinlenildiği hikayeyi yazmışlar. aslında değişen çok şey olmadı tech start-up'ların çoğu hala bu halde.

    en bilineni sanırım facebook'tur. tinder uygulaması gibi çıktığında piyasada facebook gibi baya baya tutan çok fazla sosyal medya sitesi zaten vardı. (bkz: myspace) ilk iphone çıkmadan 5 yıl önce nokia'daki efsane uygulamalar 15 yıl sonra yani şimdi büyük bir yenilik gibi kullanılıyor. 30 yıl sonra otonom araçlar deyince insanların aklına bir tek firma gelecek ama şu an bakarsak herkes bir şeyler geliştiriyor.

    dizinin finaline gelecek olursak tam da olması gereken bir finaldi. yani öyle bir finaldi ki finalden çok aklımızda hikayenin tadı kalacak. keskin biten finalleri ve net mesaj veren hikayelerden o kadar nefret ediyorum ki, sanki hayat bu kadar net ve sanki bu kadar temel argümanlar üzerine dayanıyor. hikayeler sürekli bize kendi penceresinden, o kadar sağlam ve bir o kadar dengesiz olmayan şekilde kendini anlatıyor ki şüpheye düşmeye başlıyor insan. hayat ve insanlar da böyle değil ki. uzaktan basit sanki anlaşılırmış gibi görünen bir kaos var. her tecrübede dengesizlikler ortaya çıkmaya başlayınca keşfedip artık anlamlandıracak bir bütün olmadığını görüyorsun.

    işte bunun tersine bir hikaye anlattığı için daha final yapmadan, dizinin finali benim için çoktan önemsizleşmişti bile. bence bu diziyi illaki bir diziyle karşılaştırmak istiyorsak madmen olur bu. alt metin, üslup ve edebi açıdan kıyaslarsak madmen çok önde, ama hacf daha yalın daha sade sanki daha direkt anlatmış mevcut durumu. dizi kült olur mu bilmiyorum ama hacf, yıllar önce yediğim ve şu an piyasada olmayan bir çikolatanın tadı gibi damağımda kaldı.
hesabın var mı? giriş yap