• kedilere neden uyuz olmamız gerektiğini kanıtlayan film. bi şu köpeğin sadakatine bak, bide zırzop kedilerin nankörlüğüne. kimse bahsetmemiş ama;

    --- spoiler ---
    profesör, hachi'nin topu getirmemesi olayını arkadaşı ken'e sorar. arkadaşı da rüşvetle topu getirmeyeceğini, yalnızca bir nedeni,anlamı olduğunda topu getireceğini söyler. hachi topu profesörün son gidişinde getirir, gitmemesini sağlamak için...
    --- spoiler ---
    güzel bir sahnedir.
  • durduk yere adamın amına koyan filmlerin en son örneği. hani bazı ortamlarda biri çıkar da der ya: insan olun insan. ya da birine köpek demek küfürdür. işte bu filmi izledikten sonra -ki zaten bildiğimiz gerçekleri izliyoruz, yeni bir şey yok- bu laflar anlamını yitirecek tersine dönecek. yani ne denebilir ki, hachi'nin dostluğu, sadakati önünde saygıyla eğiliyorum. jason alexander da efsane karakteri george costanza esintilerine devam etmiş. filmi izlerken kucağıma almaya çalışırken elimi tırmalayan kedim zeytin'e ise diyecek laf bulamıyorum. otur da hachi'yi izle şerefsiz :)
  • izlediğim en duygusal filmdi. insanların birbirine duyduğu aşk bomboş bişeymiş haci.
  • bir filmle ilgili bir sey yazacaksam genelde izledikten hemen sonra degil, belli bir sure gectikten sonra yazarim ki, film ile ilgili aklimda neler kalmis, hangi sahneler beni etkilemis daha net gorurum. simdi, bu film ile aklimda kalan iki sey var. birincisi, hachiko'ya her gecisinde et veren kasap, kacak et kesiyor icerde. hachi her gecisinde eti veren namussuz, " kimseye soylemeyesin ha yegenim " tarzi seyler soyleyip pis pis siritiyor. esek etinden supheleniyorum ben. ikincisi de, bizim hachiko gun be gun erirken, pislik icinde yasayip, perisan olurken, yavsak bir kedinin kahve kokulu, sicak mi sicak bir kitabevinin camindan kendisini izledigini goruyoruz. filmin en vurucu sahnesi olmakla birlikte, hayatimizda her zaman bu tur yavsaklarin olacagini, onlara kizmamamiz gerektigini, onlarin tabiatinda sefa pezevenkliginin oldugunu belirtmektedir.
  • hakikatende insani aglatabilecek bir film. izleyipte, hatta daha izlemeden bile tasak gecenler sorunu filmde ya da aglayanlarda degil, bizahmet siktirip gidip kendilerinde arasinlar. muzik secimleri, kurgusu, sahne secimleri de bence cok guzeldi. ama o kopege hakkaten koca bir yer acmak lazim. resmen richard gere gibi bi sinema efsanesi yardimci erkek oyuncu rolunde takildi yaninda.

    zaten kopekleri severdim ama, hep annemin muhalefetinden dolayi bir kopegim olmamisti cocukken. simdi turkiyeye tatile gittigimde ilk is anneme bu filmi izlettirmek olacak. zaten yaslandi garip anam, herhalde eskisi kadar sert muhalefet etmez. deniz baykal kadar muhalefet etse bu is tamamdir haci.
  • dudaklarınızı yiyip sindirirseniz ağlamayabiliyorsunuz. kendisine oyuncuyum diyen pek çoğundan daha iyi mimik yapabilen bir köpeği izledik. filmdeki köpeğin adı da forest imiş.
  • çocuğumuz gibi sevdiğimiz bir kedimiz vardı. hiç uzak kalamazdık ondan, koynumuzda uyumadığı zaman rahat edemez, bir mırlaması için türlü şebeklikler yapardık; ama malesef kendisini kaybettik iki kış önce. günlerce ağladık. bana öküz diyen, bebekliğimden beri beni doğru dürüst ağlarken görmeyen eş dost şoka girdi. öyle ağldım, önümü alamadılar. eşim, nelly'yi kaybettiğimizin 3. günü çek cumhuriyetindeki eve gitti ve iki ay gelmedi. döndükten sonra oturduğumuz evde daha fazla yaşayamayacağımıza kanaat getirip taşındık. trafikte arabaların arasında bir oraya bir buraya kaçan bir kedi yavrusunu tutup bize getirdi kız kardeşim, o yeni evladımız oldu, ama nelly'nin yeri hep başkaydı.

    biz hachiko'yu izlemeyi hep erteledik. film hep elimizin altındaydı ama bir türlü ikimiz de yanaşmadık izlemeye. sokak kedilerini besledik onun yerine, barınaklara bağışlarda bulunduk dişimizden tırnağımızdan artırdığımız her kuruş ile sırf birkaç minik canı daha rahat yaştmak için, boş zamanlarımızda veterinere gidip oradaki yaralı ve hasta ufaklıklarla ilgilendik. hachikoyu bir kenara koyarak.

    bu akşam izleme kararı aldık.

    birbirimizin yüzüne bakamadık bütün film boyunca.

    hayatınızın bir döneminde bir can dostu edindiyseniz, yaşıyor ya da yaşamıyor olması önemli değil, mutlaka izlemelisiniz. en azından onlar için ne ifade ettiğinizi daha iyi algılamanız açısından.

    filmin gerçek bir olaydan alıntılandığını öğrendiğinizde ise hayata, insanlara ve hayvanlara bakış açınız -umarım- baştan aşağı değişir.
  • bildigin 5 tane kaba saba erkek izledik bu filmi hep beraber ve herkes birbirine caktirmadan gozyaslarini siliyordu. oyle de bir film iste.
  • durduk yere adamın amına koyan filmlerden. izlerken, köpeğim pati aklıma geldiğinden hüngür hüngür ağladım. pati de her sabah beni okula kadar bırakırdı. üniversite için ayrıldığımda kalbi çok kırılmıştı. ne zaman kapının önüne taksi gelse, binmemem için elinden geleni yapardı. arkamdan o bakışını unutamıyorum.

    insanlar insanları böyle sevemiyor. bunu onur sayesinde anlamıştım zaten. yok ben seni hiç bırakmam yok seni her şeyden çok seviyorum. sonra ne oldu? hayvan terli bak siktiroldun gittin. hachiko kadar olamadın allahsız onur. elin iti bile senden daha sadık.

    of allahım hala ağlıyorum. hakikaten insanın amına koyuyor bu film. kendimi şanslı hissediyorum aslında. çünkü bir insanın aşkına kavuşamasam da, beni çok sevmiş bir köpeğim vardı. şimdi beni çok seven bir kedim var.

    hayvanlara iyi davranın lan laleler!!!!
  • hayvan beslemiş veya hala beslemekte olanları büyük bir duygu seline sürüklemekte.. bu nedenle izlerken dikkatli olun.. yanında rahat bir şekilde ağlayabileceğiniz insanlarla izleyin.. film sayesinde akita inu hayranı olmamak imkansız..

    --- spoiler ---

    tren istasyonundaki gişe görevlisi carl (jason alexander), richard gere'in hachi'yi ilk getirdiğinde alıp beslemediğine filmin sonlarına doğru pişman olmuştur.. tabii ki bu pişmanlığı dile getirmiyor lakin bakışları her şeyi anlatmakta.. hoş richard gere hachi'yi hemen hemen herkese teklif ediyor lakin herkes "hayır" diyor.. bununla ilgili en güzel red cevabını ise; "o seçimini yapmış gibi görünüyor" diyerek sanırım ken (cary-hiroyuki tagawa) veriyor..

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap