• levent kırca'nın şişko kemancı tiplemesinin sık sık gerçekleştirdiği aktivite..
  • insanin basina gelmeden inanasi gelmeyen bir durum*
  • bir kere bile başıma gelmemiş olay, sandalyeyle alakalı desem yataktan yer minderine kadar, araba koltuğundan plastik tabureye kadar çeşitli ortamlarda bilgisyar kullandım, komik şeyler gördüm, lakin hiçbiri beni düşürmedi yerimden. en komiği işte kahkaha attırdı. sandalyeden düşme eylemini; duygularını başkalarına gösterme kaygısı taşıyan insanların, arabaya binerken şekilden şekile giren artiz karakterli insanların, en ufak bi espriye ellerini kollarını açarak yüksek sesle gülen insanların, böğüre böğüre ağlayan insanların başka bir ezik hareketi olarak görüyorum. ha biri çıkıp da derse ki 'ben yannızdım kardeşim düştüğümde', evvela kalkamayasın der, sonra da bu davranışın aslında hep yapılan, ana özel bi şekil olmadığını kişinin kendini bile inandırm çabası olarak gördüğümü de belirtirim. evet, yaşım genç ve sandalyeden gülerken düşen herkesi genelleyebilecek yeteneği/yetkiti kendimde görüyorum.

    var mı itirazı olan??
  • sandalyeden düşerken, altına kaçırmak versiyonu da vardır bunun. etrafta insan olmamasına özen gösterilmelidir tabii.
  • bakıyorum önemli bir mesele haline gelmiş, hakkında teknik açıklamalar bile girişilmiş, zamanında beyanatı veren olarak izah edeyim dedim.

    evet düştüm kardeşim. arka arkaya okur yazar gülerken,bildiğiniz öne arkaya kaykılabilen tekerlekli bürositin (çocukluk alışkanlığı/konstantrasyon sağlama yöntemimdir) taa ucuna oturmuşum. kendimce bir denge yaratmışım öne arkaya sallanıyordum. o iki entryi okurken gülmem konsantrasyonumu, konsantrasyonum dengemi bozdu. sandalye arkadan doğru havalandı, ben masaya takılan uzuvlarım ( kol çene artık epey eski pek hatırlamıyorum ve böyle ilk düşüşüm de değildir) sayesinde tam yere değil ama masa ile sandalye arasında boşluğa düştüm. inanmayanlar olursa hadisenin çizimini yapıp yollayacak mıyız? o vakitler dutluk değildi de, bu kadar da ciddi bir müessese değildi buralar, gülerken sandalyeden düşmek, düştükten sonra da gülerek entry yazmak suç teşkil etmiyordu. nutella vardı da, uludağ limonata ve sözlükte edit imkanı bulunmuyordu. dönüp 300 tane entryi editleyecek miydik? ispiyonladınız silindi zaten yüzlercesi daha ne istiyorsunuz?

    te allahım.

    önemli not: gülerken ben de tüm insanlar gibi ağzımı kullanıyorum.
  • benim bunu ciddi ciddi yapan arkadaşım var ya. düşmekle kalmadı, sandalyenin ayağını da kırdı. üstelik liseli de değil. kadın, 27 yaşında, yüksek lisans yapıyor.

    o günden sonra biri her sandalyeden düştüm dediğinde gözümde o anın kesiti canlanıyor.
  • bugüne kadar sözlüğe özgü bir mübalağa olduğuna inanıyordum tıpkı fularsız bakkala bile gitmemek gibi ama bugün gerçek olduğuna inandım hatta çatlak parmakla sandalyeden düşerek seviye atladım. çaylaklığım bugün onaylanmış gibi hissediyorum.

    not: neye güldüğümü de yazacaktım ama anlatınca komik olmuyormuş, vazgeçtim.
  • çok güldüğünü anlatmak için kullanılan mübalağa maksatlı söz öbeği. gerçekle alakası yoktur. belki binde bir olur, onun da temel nedeni "çok güldüğü için dengesini kaybederek düşmek" değildir.
hesabın var mı? giriş yap