guilt
-
"guilt, is like a bag of fucking bricks. all you gotta do is to set it down" -john milton
-
ing. (fiil) [birine] suçlu olduğunu hissettirmek; bunu yaparak o kişiyi bir şey yapmaya zorlamak
-
(bkz: guild)
-
2 bölüm itibariyle denemeye beklemeye gerek olmayan fos dizi.
-
hurts grubunun exile albümünden bir parça. henüz video çekilmedi ama sözler şöyle;
when i go
you will be someone new
you will see the stars come out
you won’t feel the pain i’ve caused at all
‘cause someday i must face up
someday you’ll be better off on your own
so just let me go
under the bridge
i’ll carry this guilt
no more
so under the waves
and out of your way i’ll go
when i’m gone
you will find someone new
and he won’t lie or torture you
and you won’t cry for what you’ve lost at all
and someday
when you wake up happy
you will thank the lord that i’m gone
so darling be strong
i’m under the bridge
i’ll bury this guilt forever more
so under the waves
and out of your way i’ll go -
gain’de dolaşırken fragmanıyla ilgimi çeken, kara komedideki drama ve mizah unsurlarının dengesinin nasıl tutturulması gerektiğine dair ders niteliğinde bir bbc dizisi. ilk sezonunu gönül rahatlığıyla önerebilirim.
-
izlemeye değer olmayan dizi. 2. sezon itibariyle iptal edilmiştir.
-
billy zane in oynadığı berbat ötesi dizi
not: bir tek billy zane iyiydi dizide. karakter oyunculuk. gerisi fossss. saçma olaylar ilişkiler silsilesi yaratılmış. izlemeyin -
dinlemeye doyamayacağınız marianne faithfull şarkısı. nerden duyup keşfettiğimi de unuttum ama hayat birtakım güzellikleri karşıma çıkarmakta gayet maharetli.
-
(bkz: quilt)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap