• dünyanın en ilginç gruplarından biri...her albümleri birbirinden tamamen farklıdır...ayrıca konserlerinde bir parçayı aynı şekilde iki kez çalmamak adetleridir...sürekli deiştirip doaçlama şeyler eklerler parçaya...tanrıyla yani bob dylan'la 86'da yaptıkları dylan & the dead konser albümü çok iidir...ayrıca bide 70 tarihli workingman's dead bence en iyi stüdyo albümleridir...
  • nazarımda pink floyd, queen ve jethro tull ile birlikte rock aleminin gördüğü göreceği en iyi gruptur..
    60larda san fransisco'da yaşayan hippilerdir bu amcamlar ve genelimizin pink floyd'la tanıdığı psychedelic rock tadında koşarlar.. zaman zaman soundları pop-rocka bluesa countrye kaysa da bu tarz bi genelleme sanırım doğru olacaktır.. bununla birlikte albümleri finans amaçlı yaptıklarını zannediyorum.. çünkü olayları konser idi.. yaklaşımları jazzvari bir emprovizasyona dayanmaktaydı.. bu manada ne kadar uçabildiklerine en iyi örnek american beauty'deki friend of the devil'ın dead set konser albümündeki halidir..

    kronolojilerini bilemiyorum ama dinlediğim albümleri ;
    grateful dead
    live/dead
    aoxomoxoa
    anthem of the sun
    workingman's dead
    american beauty
    terrapin station
    dead set
    dead set'in devamı
    blues for allah
    jerry garcia's acoustic band (ki bu g.d.den bağımsız bir projedir)
    ve garcia, dead ve floyd ağırlıklı soundtrack zabriskie point

    bunun dışında ;
    built to last
    shakedown street
    ve daha adını hatırlamadıım bi bu kadar daha albümleri vardır..

    grubun babası orta parmaksız jerry garcia'dır.. bir rock ve gitar gurusudur.. (bi nevi gız gurusu)
    diğer elemanlar ;
    mickey hart : bill kreutzmann ile birlikte dead'in rhythm devils kısmını oluştururlar.. davul ve perküsyon insanıdır..
    robert hunter : sözleri bu adam yazar.. şair bi kimsedir
    bill kreutzmann : davulcudur.. hart'la beraber acaip işler yapmıştır.. şimdilerde ihtiyardır..
    phil lesh : bu aralar phil and friends diye bi ekip toparlamıştır kendine.. basçıdır ve şirin bi insandır..
    bob weir : bu da grubun kiymetli bi elemanıdır..
    daha bir çok müzisyen de gruba ara ara dahil olmuştur da hepsini buraya sığdırmak zordur..

    özellikle grateful dead - the movie dvd'si arşive konmalıdır..
  • 1992 olimpiyatlarına katılacak parası olmayan litvanya milli basketbol takımına sponsor olmuşlar, para toplamak için konserler vermişlerdi.
    bronz madalya alan takım da madalya törenininde grateful dead tşörtleri giymişti.

    http://tr.eurosport.com/…1560020/blogpostfull.shtml
  • 2317 kayıtlı konser vermiş bir grup idi aynı zamanda.. her gün konser verseler aralıksız 6 yıl 4 ay gibi bir süreye tekabül etmektedir ki : oha
  • böylesi bir grup hakkında sadece bu kadarcık entry girilmiş olmasına şaşırdığım harikulade grup.
    kendilerini canlı canlı izleme şansımın olmayışı en büyük üzüntülerimdendir. ki hiç bir grup ya da şarkıcı için aşırı tutuculuk yapmam, hayran olmak, bir şeyin fanı olmak benim mantığıma aykırı, müziği seviyorum, her türünde dinlediklerim, sevdiklerim var. hepsini dinlerken heyecanlanabilirim. ama bunları görmek, izlemek, açık havada dans ederek canlı canlı dinlemek gerçekten çok isterdim.. yapamayışımın tek sebebi de yanlış zaman ve yerde doğmuş olmam..

    bir de, freaks and geeksin son bölümünde bol bol adı geçmiştir, baş karakterimiz grateful dead ile tanışmış ve çok sevmiştir, bölümün teması bile denilebilir, box of rain ve bölümün sonunda da ripple çalmış, beni ziyadesiyle sevindirmiş, heyecanlandırmıştır.
  • kendisiyle tanışmam çok ilginç olan grup.

    tanışmak dediysem, o güzel şarkılarıyla tanışmam. amerikada bulunduğum kasabada hippie store diye bir mağaza vardı. bisikletimle önünden geçerken genelde uğrar küçük bir şey alır çıkardım. genelde bir küpe, bir kolye, kart gibi şeylerdi bunlar. hep gözüm tshirtlere takılırdı ama pahalıydı bunlar. kendime söz vermiştim, 2 hafta bir şey almayıp t shirt alacaktım. girdim en sevdiğimi seçtim. ama bir tshirt bu kadar mı tatlı olur. sonra neyse ben bunu giydikçe insanlar greytful dead falan filan dedi. ben de dedim bu heralde tshirtün markası, bu tip tshirtlere böyle sesleniyorlar. sonra türkiyeye gelince durumu anladım. biri sağolsun grateful dead mi dinliyorsun ben şu şarkısını çok seviyorum dedi de ben üstümdekinin ne olduğunu anladım. ben dedim tshirtü sevdim diye giydim. eve gidip dinleyince anladım durumu. o gün bugün dinliyor dinletiyorum.
  • grubun bascisi phil lesh, san rafael’deki “terrapin crossroads” adli bar/restaurant’in sahibidir. arada kafasina gore sahneye cikip muzik yapar.
  • walking blues şarkısının akustik canlı performansının başında aşağı yukarı şuna benzer bi konuşma yapmış grup :

    see, when they have mtv unplugged, ??, we were tryin to figure out if we were gonna stand up or sit down when we were playing. and i think the industry standard is that you sit down cos you know that's the right way to do it cos that's the way they do it on mtv. when you're playing acoustic instruments, you gotta sit down.

    but then, we were thinking that they call it mtv unplugged but if you look, everybody's plugged in. we're making ?? , see, this is a plug (cakı çıkarır takar çtak çtuk).. and so anybody iconoclast, we're gonna stand up..

    meali : mtv unplugged'ı çıkardıklarında, çalarken ayakta mı durcaz oturcaz mı karar vermeye çalışıyoduk.. ve sanırım sektörün standardı oturmak çünkü doğru olan bu çünkü mtv'de öyle yapıyolar.. akustik enstrüman çalıyosan oturman lazım..

    fakat diğer yandan, düşünüyoduk ki, buna mtv unplugged diyolar ama bakarsanız herkes plugged (cakları bi amfiye takılı).. bakın işte bu bi plug.. çtank çtonk.. (türkçe efekt şirketin hediyesi).. ve tüm tabu yıkıcılar.. biz ayakta çalıcaz..

    şahaneymişiniz izleyemedik dünya gözüyle..
  • 5 temmuz günü chicago'da verdikleri son konser ile 50 yıllık müzik hayatlarının canlı performans ayağına nokta koyan efsane grup.
  • american beauty albümlerinin tamamını şu linkten dinleyebileceğimiz grup.
hesabın var mı? giriş yap