• "imla polisi" olarak değiştirilmesi gereken yafta. çünkü söz konusu düzeltmeler sıklıkla yazılı anlatım sırasında yapılan hatalara yöneliktir. gramer daha çok cümlelerin oluşumunu, öğelerin dizilimini, eklerin zaman, kişi ve kiplere göre çekimlenmesini inceleyen bir disiplindir; anlamla ilgilenmez. dolayısıyla gramer hatası ile imla hatası aynı şey değildir. başka bir deyişle, imla hatası içeren bir cümle gramer hatası içermiyor olabilir. örneğin;

    "sende mi brütüs?"

    bu soru cümlesinin anlamı, okunuşu ve vurgusundan çıkarılır. cümlenin doğru okunması/algılanması için, "de" nin ayrı yazılması gerekir. öte yandan mevcut cümle yukarda yazıldığı biçimde herhangi bir gramer hatası içermemektedir.
  • hoslandigi kisinin bile yazim hatalarini duzeltebilecek derece tutucudur. misal hoslandigin kizin yazim hatalarini gorup de uyarmiyorsan grammar nazi sifatini hak etmiyorsun demektir. * *
  • kanlı bir örneği burada mevcuttur.
  • (bkz: grammar nazi)
  • dillerinin çok hata yapmaya elverişli olmasından dolayı abd'lilerin bolca kullandığı bu kalıbı bize uyarlamaya çalışmak doğru olmaz. de'lerin yazılışına takmış güruh adı altında insanları grammar nazi ilan etmek garip oluyor. bizde -de'ler -ki'ler -mi'ler vardır, bir de herkes ve yalnız. onun dışında, bir insanın yazdıkları onca doğru şeyi es geçip yaptığı imla hatasıyla kolay kolay dalga geçilmez.

    bazı durumlarda bu tanımlamayı hak edenleri olsa da her imlayı eleştireni grammar nazi ilan etmek de aptallıktır. bazı durumlardan kastım, hararetli ve ciddi bir tartışmanın ortasında -konuyla alakasız bir şekilde- tartışılan kişinin imlasını eleştirmek mesela. ancak 8 yaşından beri bir türlü öğrenemediği "ayrı yazılan -de" kuralını öğretmeye çalışan insanları de'lerin yazılışına takmış güruh şeklinde yeren cahilliğiyle gurur duyan insanların bu nazilerle alay etmesi komik oluyor.

    bir kere şunu açıklığa kavuşturalım. "türkçenin yetersiz bir dil olması, türkçede birçok saçma kural olması" gibi fikirleriniz olabilir. öyle ya da böyle biz bu türkçe'yi kullanmak zorundayız. ve bu dili kullanırken -her ne kadar saçma olduğuna inansanız da- kurallarına uymak zorundayız. çünkü iletişimi sağlamak için birtakım kurallar gereklidir. hep söyledim yine söylüyorum ben -de'nin kullanımını bilmeyen adamların yazdıklarını okurken zorlanıyorum, iki kere okuyorum; haliyle zaman kaybettiriyor. yani bunun grammar nazi'liğiyle, milliyetçilikle, sabit fikirlilikle ilgisi yok. ben okuduğumu bir kerede anlamak istiyorum, tek kaygım bu.

    bahsettiğim bu şey sözlük için geçerli olup; haber sayfalarındaki okur yorumları, facebook, twitter gibi mecraları kaybedilmiş cephe olarak gördüğümden oralardan bahsetmiyorum.

    ayrıca aşağıdaki entry'lerimde bu kuralın zeka, eğitim seviyesi veya yaşla alakası olmadığını; kendimin de hata yapabildiğini, eleştirilerden gocunmayacağımı anlatmaya çalıştım. o yüzden boşuna "sen de şu noktalı virgülü yanlış kullanmışsın" diye atlamanın manası yok. hatam varsa mesaj atın düzelteyim.

    (bkz: dahi anlamına gelen de/@norman stansfield)
    (bkz: de'lerin yazılışına takmış güruh/@norman stansfield)
  • onceleri hic hoslanmadigim insanlardi. bunda, benim dahi anlamindaki de'yi ayri yazamamamin da payi cok buyuk. sonralari sunu fark ettim, cok haklilar. 7 yasimdan beri turkce dersi aliyorum, ana dilim turkce. bu durumda, en basit turkce dil bilgisi kurallarini uygulayamiyorsam, kendimi nasil dogru bir sekilde ifade edebilirim? yazarak bir seyler anlatiyorsam, yanlis yazdigimda insanlar gozleri kanamadan bunu nasil okuyabilir?

    ben, grammer nazilerini seviyorum. duzeltilince, utaniyorum biraz da kiziyorum ama seviyorum.
  • karşımdaki kişi konuştuğu dilin genel kabul görmüş konuşma ve yazma kurallarına uyuyorsa şayet, özenli olduğunu düşünüyorum.

    ve onlarla sohbet etmek de zevk veriyor.

    ister yazışarak, ister konuşarak.

    o yüzden elimden geldiğince -belki nazi zulmünde değil ama- gördüğüm yerde hatırlatırım düzeltilmesi doğrultusunda. ha evet, insanız hepimiz hata yaparız, ama mühim olan hata yapmak değil, hatada ısrar etmemek diye düşünüyorum.

    hele de konuştuğumuz dil söz konusu ise...

    kendi açımdan misal verecek olursam, f klavye kullanma eğitimi almış bir q klavye kullancısıyım. ister istemez birçok kez takdim tehir hadisesi yaşıyorum. hızlı da yazdığım için, enter tuşuna basmam ve hatanın karşı tarafa gittiğini anlamam arasında milisaniyeler oynuyor. tabi bu sohbet için geçerli, eğer kayıt edeceğim bir yazı ise söz konusu olan, belki bir milyon kez döne dolaşa kontrol ediyorum. bu da vaktimi epeyce alıyor tabi. yine de dilimi, düzgün kullanmaya ve özenli olmaya çalışıyorum kendi çapımda.

    bilerek yapılan bir hata yoksa şayet, bir gestapo gibi bu konuda kırıcı olmak yerine daha tolore edici davranılması taraftarıyım. evet dilimizi koruyalım da, bunu tatlı dil ile yapmazsak bir işe de yaramayabiliyor. grammar nazi'ler, kalp kırmaya meyilli kişiler oluyor genelde. kalp kırmaya değer mi, çok emin değilim işin o noktasında.
  • lugat-ı fasihi galat-ı meşhurdan evla da bulurlar.

    (bkz: galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır)
  • grameri kelimesini "dilbilgisi" şeklinde değiştirilmesini istediği vakit kendisi amirlik rütbesine terfi eder.
hesabın var mı? giriş yap