• başkalarının duygularını etki altına almaya çalışırken onların fikirlerinin kölesi olmak.
  • basit bir hazımsızlık tezahürüdür gösteriş. insanın insandan pıt diye soğumasının sebebidir. ruhuna yetecek kadar mutlu olmayan, olamayan insanın aldığı şekildir. paylaşım ile gösteriş arasında yaklaşık 7 kilometrelik bir çizgi vardır efendim. iyice ayırt edelim diye iki samimi arkadaş arasındaki gerçek bir diyalog üzerinden paylaşıma örmek verelim mesela:
    -çok mutluyum lan! terfiler açıklandı. 7 yıl beklememe değdi! aldım terfiyi! uçucam sevinçten.
    -hadi ya! helal olsun lan! çok sevindim! kutlayalım derhal!

    yukarıdaki örnek tamamsa, olduysa, şimdi de iki samimi arkadaş arasındaki gerçek bir diyalog üzerinden gösterişe örnek verelim (yalnız para, oda ve banka isimleri değiştirilmiştir) :
    -şekerim bir ev aldım, 238497 milyon dolar lira. ay dayanadım iki tane aldım. banyosu 25 m2. neyse ki 2 banyo daha var...
    -ne diyosun ya! o da bi şey mi? ben zöbörö bankasındaki varlığımla* senin sülaleni satın alırım be!
    (bkz: oha)
  • turk adetlerine, arap kulturunden girmis, nice dunya servetini bitirmis, aile sadetine kazik cakmis bir davranis bicimi.
    cok tehlikelidir, insanin kafasinda hep bir “ soyle desinler, boyle desinler, beni begensinler “ seslerini sokar. ınsan bunun kolesi olur zamanla, kazandigi parasini, basarisini bunun ugruna harcar... “ .... almis, 4 tane evi varmis, gucci giyinmis, versace almis” denilmesi hosuna gider. bir nevi hapishane dir.
    bati kulturunde pek gorulmez, en azindan amerika icin, bir cok milyoner ile, forbes milyarderleri ile is yaptim, hepsi asiri derecede mutevazi idi, beni cok etkilemislerdir.
    sosyal medya nin dogu dunyasi da bu duyguyu tatmin amaci ile kullanilinir.
    bir an evvel kurtulmak icin, cevre degisimi sarttir.
  • gorgusuzlerin yaptigi.
  • sahip olduğunu gösterebilmek için sahip olma halindeki kişilerin sahip olduğu şey.
  • iç dünyasının çok sıkıntılı olduğunu gösteren insan eylemi. fikrime göre bayağı bir budalalık. zenginlik ve varlıklı olma halinin ayrımı da burada kendini belli ediyor. gerçekten varlıklı insanlar yaşantılarını cümle aleme yayma gereği hissetmezler. elbette bu varlığı ve zenginliği ne olarak gördüğünüze göre de değişir. mal mülk mü yoksa hayatta biriktirebildiğiniz eşsiz anlar, aşklar ve huzur mu? orası size kalmış.
  • t: göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık anlamlarında kullandığımız kelimedir.
    farsça nümayiş sözcüğünden alıntıdır.
  • (bkz: kovalaklik)
  • her şey bir gösteriş midir? evet. bende burada gösterişe karşı çıkarak bir gösteriş mi yapacağım ? evet. yapalım o zaman.

    öncelikle "gösteriş bir insanın kültürel zayıflığını yansıtma halidir" demiş konfüçyüs baba. fakat bir görünmeyen -yani zihinsel ve duygusal- gösteriş vardır ki buna itirazım yok, yapılacaksa bunların gösterişi yapılsın. bir de görünen -fiziksel, maddi- gösteriş vardır ki bu direkt olarak aptallığın göstergesidir. mücevher, pahalı araba, pahalı kıyafet, pahalı ev , seksi vücut, güzel veya yakışıklı surat, boy vs. çoğunlukla paraya veya genetiğe dayalı şeyler zaten. bütün bunlar kapitalizmin oyunudur. komple teorisi falan değil ha, harbiden öyledir. "tüket, mutlu ol, sorgulama" sloganının ürünleridir bunlar, instagram denilen mecrada bolca bulmak mümkündür bu robotları. düşünmek ve sorgulamak gibi eylemleri sevmez daha çok selfie çekilmek, ilgi görmek gibi eylemler ile uğraşırlar. rağbet de görür çünkü insan düşünmeden yaşayınca gayet kolay yaşar, mutlu yaşar, oto-pilota takar yani.

    neyse konu dağıldı, demem o ki gösterişin maddesel olanını yapmaktan ve yapanından uzak durunuz.
  • gösteriş, gösterime sunulan soyut veya somut olan şey, bu herneyse, ona sahip olmayan kimselerin varlığını zorunlu kılar. çünkü her türlü maddi veya manevi tatminin temelinde, kişinin kendisini başkalarıyla kıyaslayıp kendi lehinde olumlu sonuçlar çıkarması yatar.* "hiçliğin keyifli dinginliği"ni bozan dünya bunu zorunlu olarak ortaya çıkarır. o yüzden, söz gelimi müslümanlar sohbetlerinde sürekli öteki inanç gruplarının düşüncelerini kötülerler. aynısını ötekiler de müslümanlara karşı yapar. veyahut herhangi bir filozofun düşüncelerini benimseyen bir insan hatta bir filozof sık sık ve normal olarak başkalarının yanlışları üzerinden kendini açıklamaya çalışır.

    şimdi manevi veya soyut dünyadaki çatışmalardan kaynaklanan adına kıvılcım gösterisi diyebileceğimiz tartışmalar gerçek dünyadakilere nispeten daha az zorlayıcıdır. size emretmezler, sadece açıklarlar, size onun gözünden ne olduğunuzu söylerler, gerisi size kalır. ama maddi dünyadaki gösterişlerin böyle bir amacı yoktur. acımasız, hayata direkt kast edici, zorlayıcı ve adaletin zerresini barındırmazlar. daha kötü ve aşığılık olanı, maddi dünyadaki gösterişin somut nesnelerini, kişi, kendi emeğiyle kazanmıyor oluşudur. onu genelde başkalarının üzerinden, toprak parçasından veya babadan elde eder. halbuki düşünce dünyasında işçi de patron da aynı kişidir. dolayısıyla ne üretecekseniz onu yalnızca siz, kendi emeğinizle; günlerinizi hatta yıllarınızı vererek üretmeniz gerekir. beyin gücüne veya fikirlere dayanmayan gösteriş bu yüzden onu yapan insanı daha da fazla aşağılar. hem söz konusu bu gösteriş nesnelerinin verdiği haz kısa sürer hem de başkalarını, kıskanç gözlerle bakan tehlikeli övgücüleri de zorunlu kılar. bu esasen gerçek bir mutsuzluk belirtisidir. bu insanın mutluluğu demek ki kendi dışındaki şeylere bağlı. övgücüler ve gösteriş nesneleri olmadan bu insan bir hiç. ayrıca gösterişin bencillikle bağlantısı vardır. bencillik ile merhamet ise bir doğrunun iki farklı ucudur. (bkz: merhamet/@air canada) misal bir sokaktaki köpeğe yemek ve su verdiniz diyelim; bu eylemde sizi harekete geçiren erdemin bir parçası olan merhamet duygusudur. bu iyiliğinizi seyretmek içinizi hoş duygularla doldurur. fakat yaptığınız iyiliği başkalarına gösteriş amacıyla yapıyorsanız bu size aynı duyguyu veremez. (bkz: cins köpek sahibi/@air canada) çünkü sizi burada harekete geçiren gösteriş ve övülme isteği yani genel anlamda bencilliktir ki bunlar merhametin zıt kutbunda yer alır.

    ayrıca doğanın, yüzünün tam ortasına kocaman harflerle "ebleh" mührühü bastığı insan, başka bir deyişle su katılmamış bir philister*'ın beyinsel veya düşünsel ihtiyacı olmadığı için sürekli erdemsizlik ürünü şeylerle gösteriş yapacaktır. çünkü bu onun tek ve gerçek yurdudur. o başka bir yer bilmez. ve onu yurdundan çıkarmaya yeltenecek insandan o nefret eder. o bir hayvan gibidir. hayvanlar tamamen irade ve içgüdünün tesiri altında olduğu için irade adeta onları bir kukla gibi oynatır. içgüdü ve istekler de irade ile onları birbirine bağlayan iplerdir. o yüzden hayvanlar iradeleriyle alakası olmayan hiçbir şeye dikkat kesilemezler.* yerler, içerler, ürerler, uyurlar veya sağa sola giderler. dünyanın en büyük sırrı bir paket halinde gökten önlerine düşse, onlar ilk önce onu koklar ve yenebilir bir şey olup olmadığına bakarlar. eğer iradeleriyle bu şey arasında herhangi bir bağ yoksa onu olduğu yerde bırakırlar. kadınların neredeyse tamamı -istisna hakkını saklı tutsam da ben şahsen şimdiye kadar bir istisnaya bile rastlayamadım- ve erkeklerin çoğu böyledir.
hesabın var mı? giriş yap