• 2013 yılında oynadığım en iyi oyundu kesinlikle gone home. dear esther ile çıktığında gereksiz yere benzetildi, ama farklıydı pek tabi ki. cod gibi, bf gibi oyunların şişirme milliyetçi abartı hikayelerinin aksine, herkesin olası monoton hayatından bir sekans gibiydi gone home. yansıttğı, dile getirdiği şey de bu. bu yüzden de bir oyundan çok bir anıyı canlandırma, anıya ortak olma işi aslında. gereken ilgi alakayı görerek iyi bir satış rakamına ulaştı steam'de. darısı tüm independent oyunların başına.

    --- spoiler ---

    yatak odasındaki gizli geçide inip tahtanın üzerinde duran haçı aldığımda lamba patladı. bir tek bende mi oldu, yoksa aşırı voltajdan oyun da mı etkilendi anlamadım ama insan oyun oynadıktan sonra boxer değiştirir mi lan ?
    --- spoiler ---
  • son zamanlarda oynadığım en iyi oyun.

    daha önce hiçbir oyunda bu kadar detaylı tasarlanmış bir mekan, böylesine derinlemesine işlenmiş bir hikaye gördüğümü sanmıyorum. bu oyunu 1 saatte bitiren arkadaşlar bence oyuna yazık etmişler. koce evdeki onca ayrıntıyı, 90'lı yıllara ait onca güzelliği, aile bireylerinin her birinin ayrı hikayesini anlatan onca notu, mektubu, kitabı, kartpostalı, dergiyi incelememişler. odaların duvarlarındaki her biri farklı tablolara bakmamışlar.

    ben evdeki bütün çekmeceleri karıştırdım, bulduğum her şeyi okudum, kaset kaplarının içinde yazanlara kadar. özellikle sam'in yazdığı hikayelere hayran kaldım. yaya yaya sanırım 3-4 saatte bitirdim. oyunun finali de gayet etkileyiciydi bence.

    ingilizcesi az olanlar uzak durmalı. ha bir de, oyunda harita seçeneğini mutlaka kapatın.
  • korkudan sürekli her odada kaset çalarak gezdiğim oyun. 90'lara selam duruşu ve çaldığım o kasetlerdeki hatun vokalli punk parçalar süperdi.

    parçaları arayanlar için şu karışık kaseti çektim buraya koydum: http://www.youtube.com/watch?v=w6lmbck5x0m

    (p.s bratmobile ve heavens to betsy'nin parçaları özellikle tavsiye)

    (bkz: s + l)
  • biraz aksiyon ve korku unsuru eklense çok daha iyi olacak bir oyunmuş. sonuçta lezbiyen bir kızın ergenlik sancıları ya da evin odalarında bulunan ve asıl konuyla alakası olmayan bir sürü ıvır zıvır yazıyı okumak bir bilgisayar oyunu için ne kadar zevk verici bir unsur orası tartışılır. sonuçta hikaye açısından bir şeyler ortaya koysa da, oyun zevki açısından çok fazla tatmin edici değil. örneğin oyunda bir hayaletten bahsediliyor ancak hayaleti oyun boyunca hiç göremiyoruz. dear esther'le karşılaştırılması ise ayrıca abes zaten. dear esther'deki gizemli atmosfer, harika müzikler ve duygusal ağırlık bu oyunda yok. sadece oynanış tarzı olarak bir benzerlik var ancak iki oyunun birbirleriyle alakası bile yok.
  • oyun hakkında bilgi sahibi olmadan oynarsanız atmosferden dolayı her an bir yerden korkunçlu kadın çıkçak gibi hissedip gerilebilirsiniz nitekim bana öyle oldu. ama çok kısa süren bir simülasyon.
  • 90 larda geçiyor diye görünce bir hevesle başladım oynamaya, pek tıkla geç oyunlarını sevmesem de film gibi oynar geçerim dedim. en başta bu kız eve geliyor bir bakıyor bütün aile katledilmiş gibi bir hikaye canlanmıştı kafamda ama alakası yokmuş. hadi hikayesi çok iyi değil falan ama bitişi biraz daha vurucu olsa en azından daha iyi bir deneyim olabilirdi. 90 lara ait detaylar fena değildi en azından.
  • işsiz oyunculara adanmış, 90'ların popüler öğelerine, referansla dolu, baştan sona kalitesiz bir yağmur sesinin eşlik ettiği, iyice delik deşik etmeyince yaklaşık 1 saat süren, narration'dan ibaret bir hikayenin eşlik ettiği gerilime ve naifliğe dayalı bir tecrübe.

    tat almak için 90'lar çağı baskın olmak üzere sağlam ingilizce ve dönem kültürüne dair bilgi istiyor, bittabi 90'lara az hakim olunması da icap ediyor.

    tanıklık ettiğime pişman olmadım, onca bıkkınlığa da mahal yok zira epey kısa sürüyor.
  • vgx 2013 ödüllerine göre yılın en iyi " best independent game" ödülüne layık olmuş oyun. haketmiyor. bence bu ödül 4. olan "the stanley parable"'a verilmeliydi.
  • kafayı yiyeceğim ya, gerçekten. hayatımda gördüğüm en gereksiz yapıma insanlar "gıyy, abavv, mükemmel, bayıldım" tepkileri veriyor. bir tane evin içerisinde yılda 1 km hızla ilerleyerek geziyorsunuz. hiç bir ekşın yok, hiç bir olay yok. nesnelerle etkileşim * olabildiğince kısıtlı, bunu 3 mb'lık oyunlarda bile yapıyorsunuz zaten. hızlı yürüme yok, zıplama yok, karakterin eğilip kalkması babaannem gibi 6 dakika sürüyor. hikaye desen pek bir manası yok, sanırım ruhu ergen olanlara, ya da bu tarz lezbiyen ilişkisi olup ergen hissedip "skerim böyle dünyayı hatçe yaa, kaçalım bebişim" demek isteyen insanların içinde kalanları bu oyunda gördükleri için muhteşem diyorlar.

    --- spoiler ---

    - oyunda 2 tane gizli geçit var, birisinde oyunu bitirebilmek için bir anahtar var. o odada çılgınlar gibi farklı olaylar, temalar yaratılabilirdi ama yapımcı arkadaşlar duvarlara "selamın aleyküm deyip gitmemizi yeterli bulmuşlar.
    - açılmayan ama sizi meraktan öldüren bir kapı var, ne boka yaradığını bence yapımcı bile bilmiyor. muhtemelen oyunda evin o kısmını yapmaya zaman bulamadı, patron da "bitir la oyunu, kaç yıl oldu skecem ha" tepkisi verdiği için koyduğu kapıyı da iptal edemeyip kilitli ayağı çekti.
    -oyuna başlarken envanterinizde bir bilet, pasaport ve anahtar var ama bir boka yaramıyorlar. kullanmayacağım eşya neden cebimde lan? evde 765789 tane boş, bir boka yaramayan çekmece var. koysana onlara. demek ki karakter bu yüzden bu kadar yavaş hareket ediyordu. *
    -her deliğe girip çıkmaya çalıştım, her şeyle etkileşime geçmeye uğraştım ve sonuç 1 saatte falan bitti oyun. öyle 3-5 saat falan siksen oynanmaz.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak bedava olduğunu gördüm, bakmadan indirip oynadım ve hayatımın nadir mallıklarından birisini yaparak "oyunu bitireceğim bakalım ne çıkacak" diyerek sonuna kadar oynadım. ama indirdiğim o 1.8 gb veri hacmine, bilgisayarımın hard diskinde 2 saat boyunca kapladığı yere, oynarken harcadığım elektrik ve içtiğim sigaraya, bir de yeltenmeyip buraya bu giriyi yazdığım zamana nalet olsun.
    ayrıca biz de 90'lar bebesiyiz, nostalji vs diyerek bu oyuna sevinen ve böyle 90'lar yaşayanın gençliğini sikeyim afedersin

    (bkz: ben yandım siz yanmayın allah aşkına)
  • bunu oynayacağınıza dışarıda yarım saat yürüyüş yapsanız daha eğlenceli vakit geçirmiş olursunuz.

    tanım : içerisinde bir adet lezbiyen hikayesi barındıran sikindirik bir oyun(umsu).
hesabın var mı? giriş yap