• gerçekten hayatımda bazı şeyleri aştığımı, artık insanların fiziğinden daha çok kişiliğe karaktere düşüncelere önem vermeliyim diye düşündüğüm su zamanlarda tüm telkinlerimi alt-üst etmiş insan. şu an kendime inanamıyorum. nasil bir hayvanmışım ben ya. su an yayinda olan iğrenç programa katlanıyorsam iki sebebi var, ikisi de birbirine çok yakın.
  • yıllar önce seyirci olarak gittiğim beyaz show'a haftanın konuğu olarak gelmişti. aynı hafta konuk olarak işler güçler dizisinden ahmet, murat ve sadi vardı. tabi dizi o dönem fenomen olduğu için ben özellikle bu üçlü için gitmiştim.

    reklam arası olunca konuklar kulise gider, canlı yayın başlamadan 2-3 dk önce geri gelir. o süreç konuklar ile izleyiciler arasında direkt iletişimin olduğu sınırlı süredir. hatırlıyorum o süreçte işler güçler ekibi gayet mesafeli bir tavır takınmıştı. uzun süredir oturmaktan tüm vücudu uyuşan, modu düşen izleyicileri gören göksel ise 'arkadaşlar suratınız neden asık, ben size bir şarkı söyleyeyim demiş ve kısa süreli bir canlı performans sergilemişti.

    o zaman kendisinde o samimiyeti, içindeki o koca kalbi görünce hayran kaldım. diğer üçlü için gittiğim programdan göksel hayranı olarak döndüm.

    aynı programda kendisi oldukça şık, yeşil ama aynı zamanda iddialı göğüs dekoltesi olan bir elbise giymişti. kendisini biraz gözlerimle yemiş olabilirim, hakkını helal etsin. :))
  • benim için göksel; askerdeyken göt kesen soğuğu bir akşamda nöbet dönüşü girdiğim er gazinosunda ısınmak için çay içerken ve o esnada kral tv'de acıyor isimli şarkının klibi dönmeye başlayınca kantincinin "bu ne len" deyip tam kumandanın tuşuna basıp kanalı değiştireceği sırada benim "lütfen şarkı bitsin öyle değiştirin" dememle er gazinosunun sessizleşip "adam lütfen dedi, şarkı bitene kadar kanal değişmeyecek" diyen "kıdemli" uzun dönem er (koğuş ağası da diyebilirsiniz, genelde tv izlenirken gazinoda uğultu olursa "ses kesssss" diye bağırır) ile gözgöze gelip "eyvallah" deyip klibin döndüğü 3dk42sn boyunca başka bir aleme gitmemi sağlayan kişidir, sanatçıdır. kendisine sevgilerimi ve saygılarımı arz ederim.

    edit: imla.
  • göksel'in izmir'in ufak sayılabilecek bir barındaki konserine sadece bir kez gittim ve sahnede zaman doldurmak için boş konuşan şarkıcıların aksine selam verip müziğine başladı ve yaklaşık üç saat boyunca sadece şarkı söyleyerek mutlu oldu/mutlu etti. bunun bir nedeninin utangaç mizacı olduğunu düşünmekle beraber etik değerlerinin ve neden sahnede olduğuna dair bilincinin etkisi olduğuna inanıyorum.

    aman az kişi var önemsemeyeyim de demedi ara verdiği 10 dakika içerisinde elbisesini değiştirerek görsel olarak da sahnede devleşti.

    sesi, yorumu, şarkıları zaten kusursuz! umarım hayatı boyunca kıymet bilenlerle karşılaşır.
  • sade yaşamı, kendi halinde tavrı, mükemmel şarkıları, duruşu ve güzelliğiyle son yılların en başarılı kadın pop müzik sanatçısı.

    bu entry yazmakta geç kaldım aslında. aklımı başıma getiren zeynep bastık ile gökselin yalnız kuş düetini dinlemek ve izlemek oldu.
    zeynep bastık, gökselin yanında ne kadar sönük kalıyor. gerek yorumu gerek dişiliğiyle resmen ezmiş geçmiş.
    nasıl güzel nasıl asil... sanki o muhteşem şarkıları başkası yapmış gibi nasıl da mütevazı.

    evliliğiyle ilgili bir iki haber dışında magazinde hiç yer almıyor olması da ayrı bir güzel. evliliği ve boşanması bile sessiz oldu.
    2000'li yılların başında hülya avşar boşanırken, hülya avşara ithafen "allı pullu " şarkısını yapmıştı. sanıyorum magazinde en çok konuşulan dönemi o zamandır. hatta hülya avşar şarkıyı söylemek istemiş ama kaya çilingiroğlu karşı çıkmıştı.

    sezen aksunun öğrencisi olarak hayatımıza giren, koca gözlü güzel sesli o tatlı kız "depresyondayım" şarkısıyla 90'lı yılların sonunda kendini herkese sevdirmişti.
    nişantaşında oturduğu dönemde hayranlarıyla yolda sohbet eder, fotoğraf çektirirdi. çizgisini hiç bozmadı ve adını yirmi yıldan fazladır hep işiyle duyurdu.
    şarkıları, klipleri, hala dinlenen düetleri, konserleri...

    saç modeli, giyim tarzı her zaman iyiydi ve beğenildi.
    zaten tarzını ayrı bir seviyorum, en şık giyinen kadınlardan biri bence.

    umarım daha uzun yıllar güzel şarkılarını dinleriz, şarap misali güzelleşmeni izlerin göksel.
  • çok naif, sempatik ve mütevazı kişiliktir. sahne hazırlığı için başka şehirden kiraladığımız karavan gecikince kendisine bildiğimiz konteyner tahsis etmiştik de, anlayışla karşılayıp kaşını bile kaldırmamıştı sağ olsun.
    konser esnasında havai fişek atılmasını da istemiyor, zira patlama sesinden fena halde korkuyormuş. canım ya.
  • göksel demirpençe (d. 1971). türk popunun alternatif müzik kanadına doğru kayan önemli, hatırı sayılır, özgün bir ismi. hem tarzıyla, hem gayet temiz ve berrak, hiçbir geçişte detonasyon emaresi göstermeyen "aha bu göksel" dedirten kimlik sahibi hisli sesiyle, hem kendi yazdığı sözleriyle (eski şarkıları yorumlamadığı albümlerinin büyük bölümünün sözleri ona aittir), hem kah şen şakrak, kah depresif mod müziğiyle komple bir sanatçı. doğal, kendini hissettiği gibi gösteren ve konuşan (belki de sadece insanım şarkısında anlattığı gibi --- hatta arada depresyon halleri, kilo alıp vermeleri magazin gündemine düşen) ama bunu yaparken belli bir sanatsallığı ve estetik tarz payını da asla bir kenara bırakmayan, magazinsel hareketlerle dikkat çekme gibi kaygı içinde bulunmamış, kendine özgü hoş bir görselliğe de sahip bir beşer. albümlerinde hem slow, hem hareketli şarkılara yer verir. sözlerinin önemli bir bölümünü de kendi yazarak, uzun yıllar 2-3 senede bir albüm yapan, halen de single'larıyla ara ara çıkan üretken bir isimdir. müzik dünyasının kimleri ne ünlere ulaştırdığına bakıldığında, hak ettiğinden daha az ünlü olduğu dahi söylenebilir. yani hani şu "az ünlü" tabiri var ya, göksel de bir bakıma "az diva" - ama hak ettiği bir yeri ve saygıyı edindiği de aşikardır.

    her sanatçıya nasip olmayacak ölçüde kalabalık, pek çoklarınca hatırlanacak bir diskografiye sahiptir.

    yollar (1997)

    rahmetli yavuz çetin'in de katkıda bulunduğu, onno tunç ve sezen aksu'nun da katkılarıyla göksel'in ilk kez müzik piyasasına çıktığı, yollar albümüyle 1997 yılında müzik piyasasında ilk albümünü yaptı göksel. çıkalı 25+ yıl olmuş ve klasikleşmiş bir eser olan sabır (ki ciguli de muazzam yorumladı sonra, ciguli yorumu hatta göksel'inkini de aştı), döneminin ünlü bir hit parçası olan uzun uzun yollar bu albümdeydi. sözlerini sezen aksu'nun yazdığı kurşuni renkler de bu albümün bir parçasıydı, ki ben pek sevmem, olsun. latin havalı olur ya da güzel şarkıydı. yakışıklı da sezen aksu'nun yazdığı bir eserdi. düzenlemelerde sarp özdemiroğlu var. albüm kapağında esrarengiz güzellik tadında bir pozda olan göksel.

    körebe (2001)

    neşe karaböcek'e ait günün birinde şarkısının harika yorumuyla da öne çıkmış, ama depresyondayım ile o dönem basını meşgul etmiş ve sansasyon yaratmış bir albüm. bu depresyondayım şarkısı yüzünden göksel ve feridun düzağaç müzik dünyasında kendilerine özgü bir depresyon tarzı edindiler adeta. göksel ve depresyonu teması aylarca magazini işgal etti. bir ihtimal ve yine neşe karaböcek şarkısını kendi tarzıyla son derece güzel yorumladığı niyet şarkıları da hatırlanır. albümün isim şarkısı körebe de ilginç saklambaçlı sözlere sahipti, ama bu şarkının çok tuttuğu söylenemeyecek olsa gerek. albüm kapağında endam gösteren bir göksel.

    söz ver (2003)

    göksel'in albüm kapağında frida kahlovari bir havaya büründüğü albüm. o yıllarda yaptığı diğer albümlere kıyasla bir tık sönük kalmıştır. hastasıyım, allı pullu, firar nispeten bilinen şarkılarıdır albümün. ha bir de şu konuda anlaşalım, göksel'in albüme ismini veren şarkıları pek tutmuyor.

    arka bahçem (2005)

    göksel'in en flaş, en ünlü albümü belki de. albüm kapağı da o dönem konuşulan bir göksel pozuydu. göksel'in kendi keyfime göre en iyi eseri olan karar verdim (akıl almaz bir solist performansı, sardıran bir düzenleme), arka bahçemde, bi seni konuşurum gibi dönemin hala dinlenen ünlü hitleri bu albümdedir. benden geçti aşk, saadet şerbeti ve yine özgün bir biçimde yorumlanan kim bilir de bu albümün popüler parçalarındandı.

    o yıllarda göksel, manga ile de bir düet yaparak muazzam dursun zaman şarkısına da can verdi.

    ay'da yürüdüm (2007)

    herhalde dönemin elektronik müziğe yönelme furyasının da katkısıyla, teoman, ferman akgül ve kendisinin ortaklaşa seslendirdiği taş bebek adlı garip eseri barındıran, albüm kapağı ve oradaki göksel kostümü bile dahi bir fütüristik duran albüm. yarabbi şükür, dikenli otlar, kaybettim seni şarkıları bir nebze bilinir. ama göksel'in iyi albümlerinden birisi denemez.

    mektubumu buldum (2009)

    göksel'in 1960'lardan 1980'lere kadar bir dizi meşhur eski eseri naçiz stiliyle yorumladığı, hiç birinde de sekmediği hoş ve retro bir albüm. albüm kapağında göksel yine retro.

    bu albüm ertesinde göksel türkiye'de adet olduğu üzere 10 yılını doldurduktan kısa bir süre sonra "best of" albümünü çıkarır.

    hayat rüya gibi (2010)

    bir önceki albüm tutmuş olacak ki, göksel'in aynı temadan devam ettiği albüm olmuştur.

    bende bir aşk var (2012)

    "depresif dekolteli" olarak tanımlanabilecek bir albüm kapağıyla göksel'in kendi şarkılarına geri döndüğü albüm. acıyor, aşkın yalanmış, uzaktan ve yalnız kuş ile dört flaş eser barındırıyor - ve bu şarkıların tamamı döneminde son derece popüler oldular. rüzgar da popüler eserlerindendi albümün. mabel matiz tarafından sözleri yazılan yarım kalan şarkı da bu albümde.

    sen orda yoksun (2015)

    ara ara kendini gösteren göksel'in albüme ismini veren şarkılarının meşhur olmaması şeklindeki trendi kıran, yine depresif ve ihtiraslı tonlarda aşk temalı albüm. sen orda yoksun bu laneti kırarak epey popüler olmuştu. denize bıraksam son derece hoş bir eserdi. gittiğinde de albümün bilinen eserlerindendi.

    bundan sonra göksel albüm çıkarmadı ve bundan sonrası göksel'in single kariyeri. senede 1-2 adet çıkarıyor hala. tam da şu an, bu da geçecek, hiç yok, ben fena aşığım, lütufsuz yaz, çölde bi vaha, haklıydın, canım, sen varsın, burda kalayım, karabiberim (evet serdar ortaç'ınki), başkası gibi eserler single'ları. bir kısmı tuttu, bir kısmı tutmadı. ama kanımca tam albümlerdeki vibe'ı, etkiyi yakalayamadı bu singlelarda göksel.

    yazı boyu çok mu göksel övdüm diye bir tedirgin oldum bir an, normalde bir göksel fanı olduğum söylenemez; ama her sanatkar onca uzun bir sanat yaşamının ertesinde taltifi hak eder, 25 yılı aşkın süredir müzik dünyamızın bir parçası olarak hayatlarımızda olan göksel de gayet ediyor..melike şahin'lerin, melek mosso'ların, aleyna tilki'lerin, zeynep bastık'ların, ceylan ertem'lerin, nilipek.'lerin (noktası unutulmasın aman diyim) bile diva ilan edildiği bu garip ortamda göksel'e bu övgü az bile.

    bir canlı konser albümü de dönmeye başladığına göre artık yeni bir albüm zamanı geldi..
  • <hayat çok tuhaf, acı çekiyorsunuz, şarkı yapıyorsunuz, ödül alıyorsunuz> diyerek 39. altın kelebek ödülünü alan...

    kim üzdü seni göksel... boşver, çok iyisin...!
  • lütfen kabalık olarak algılanmasın, sabahlara kadar yemek istediğim kadın.
  • çok başarılı bir şarkıcı. farkında mı bilmiyorum ama ciddi ciddi underground yapıyor. türkiye'de bazı kesim hala temcit pilavı gibi eskiden yapılmış olan anadolu rock çalışmalarını iki tane elektro gitar ile hiçbir değişlikliğe uğratmadan, kendilerinden hiçbir şey katmadan önümüze koymaktan bıkmazken bu hatun albümlerinde çok değişik klavye tonlamarına yer veriyor, türk müziği yapıyor ama çok kendine özgü bir sentez anlayışı var ve ayrıca sesini kullanmasını da çok iyi biliyor. şarkı sözlerinin büyük bir bölümünü kendisi yazıp besteliyor ve bu konuda da oldukça başarılı. aşkı anlatmak istediği zaman kuru kalabalıktan kaçınıyor aşkı bulmak zor, bulsan tutmak zor, aşka doymak zor, doysan kopmak zor, aşk zor diyor ve aşkı oldukça sade bir biçimde anlatabiliyor.
hesabın var mı? giriş yap