• işini ve vadettiğini layığıyla yapan, basbaya güzel ve eğlendirici bir film. daha ilk başından itibaren sizi olayın içine alıyor ve yağ gibi de akıp gidiyor. flashback sahnelerinin şahaneliğine ve müziklerin aşmışlığına daha önce değinilmiş zaten, benim bu film hakkında ekleyebileceğim şudur ki; bu film zaman içinde harbiden bir kült olmuştur.
    inanmayan gidip yabancı sinema sitelerinde, bloglarda falan hakkında yazılanları bi okusun etsin. yığınla insan "heyoo" deyip beğeniyor ve haala daha izleyip sağda solda dvd arayıp soruyorsa sanıldığı kadar da boş bir film değilmiş demek ki.
    olsa gene izlerim.

    imdb: http://us.imdb.com/title/tt0288477/
    trailer: http://www.youtube.com/watch?v=1et3nh_6odk
    afiş: http://www.movieposterdb.com/poster/b589f8b5
  • sinema tarihinin gelmiş geçmiş en güzel açılış sahnelerinden birine sahip olan film.
    --- spoiler ---

    açılış sahnesini izlerken, vahşet anını görene kadar çok kaliteli tarihi bir romantik drama izleyeceğinizi bile düşünebilirsiniz. francesca karakteri öylesine çekicidir ki heteroseksüel bir kadını bile izlerken etkileyebilir.

    --- spoiler ---
  • yılına göre gayet güzel filmdir. meşhur açılış sahnesi ve harika müzikleriyle, korku türünün iz bırakan filmleri arasındadır.
  • blur'un yeni albumunun bana gore en iyi parcasi.

    (bkz: the magic whip)
  • üzerinden yaklaşık 15 sene geçse bile ne zaman bulgur pilavı yesem aklıma gelen film. (bkz: bunu bilen liseli değildir)

    izledikten sonra çok sevdiğim bulgur pilavını bir dönem hiç yemedim. hatta hala da bir antipatim mevcuttur.

    şimdi siz, ''filmdeki fasulyeydi.'' diyebilirsiniz tabii. ama nedense ben savaşımı bulgura açmıştım.
  • konser salonunun tekrar "toparlandığı" sahne de gayet etkileyicidir bu filmde.
  • amcanın biri bir gün arkadaş sohbetinde gemi kaptanı emeklisi bir muhteremle tanışır. muhterem amcaya tüm denizcilerin bildiği lakin kamuya pek malolmamış efsanelerden bahseder. uzun zamandır kurgulamakta oldugu adam öldürme tekniklerini deneyecek bir film arayışında olan amca da kafasındakilerle muhteremin anlattıklarını birleştirir ve ortaya bu film çıkar.

    sıradan bir film lakin açılıştaki toplu katliam sahnesini görmek için bile izlenebilir. aslında teknik denenmişti ama görsel olarak daha iyi olmuş bu.

    filmin, deniz ulaşımı sektörünü baltalamaya çalışan kriz içerisindeki havayolu firmalarınca da desteklendiğini sanıyorum.
  • bu filmde the two towersten asina oldugumuz namıdeger eomeri canlandıran karl urban da oynamaktadır. film sırf bunun icin izlendiginde, daha cok zevk alınabiilir. yoksa ghostmus shipmis..hikaye, ciddi söylüyorum hakkaten hikaye.

    (ancak bi insan nası ortasından ikiye ayrılır merak edenler icin, ilgi cekici olabilir tabii.. gayet bilgi verici görsel bir calısma olmus, bravo diyorum)
  • yeni albümü bunun için dinlersiniz. o kadar güzel.
  • benim korku/gerilim filmi kategorilemem kötüden iyiye doğru şöyle:

    3. sınıf
    2. sınıf
    1. sınıf
    masterpiece

    korkutanlar: a tipi
    korkutmaktan öte atmosfere sokanlar: b tipi
    hem korkutup hem atmosferiyle etkileyenler: ultra

    gost ship bu sınıflandırmaya göre b tipi 2. sınıf diyebilirim.

    filmin açılış sahnesi en akılda kalıcı görsellerden biri. ancak o sahneyi tekrar takrar izlediğinizde her tekrarda bir ton hata görebilirsiniz. bedenlerin kesilip kolların bileklerle birlikte sapasağlam kalması, senkron hataları vs. gibi. ss antonia graza gemisi güzel, heybetli ve gösterişli resmedilmiş. bir titanic değil elbette ama bir italyan gemisi olması dolayısıyla duvarlardaki fresklerle italyan estetiği güzel yansıtılmış.

    murphy karakteri gabriel byrne sayesinde filmin en çarpıcı tipini oluşturmuş. . özellikle geminin kaptan kabinine girerken greer'e olan bakışı ve kabine tak başına girmesi denizcilikle arası iyi olanları karaktere çok daha iyi bağlıyor. ama yine de keşke biraz daha derinleştirilseymiş.

    desmond harrington'in ilk filmlerindan biri. yetenekli oyuncu gerçekten sağlam performans koymuş. oynadığı şeytanımsı karakteri, batmakta olan ve antonia graza gemisi tarafından yardım edilen tekneden kurtarılan tek kişi. aynı zamanda izleyici tarafından bilinmeyen efendisine ruh toplayan bir iblis. bu iki olay arasındaki bağlantı temelsiz ve saçma sapan bir şekilde kurgulanmış. filmin en büyük kaybettireni. bu olay sağlam bir şekilde ilişkilendirilseymiş eğer 1. sınıf film olurdu benim için.

    filmin en büyük eksiklerinden biri de korku filmi klişelerinden sıyrılamamış olması. evet klişeler muhteşem bir etkileyiciliğe sahip olduğu için klişedir. yani bir film türünün klişelerini yansıtıyor diye eksi puan yiyecek değil. ama klişeleri izleyicinin önceden kestirebileceği şekilde filme yerleştirmesi senaryoyu zayıflatır. örneğin radarda geminin bir görünüp bir kaybolması sırasında geminin birden teknenin önünde belireceğini tahmin etmeyen yoktur izleyenlerden. ya da birbirlerinden ayrı takılmaları sonucu garipliklerin başlaması, ölüm sırası, tek bir bir kişinin kurtulması vs.

    neticede çok kötü bir film değil. korku/gerilim türü ya da deniz filmi severlerin kaçırmaması, ailesi ya da arkadaşlarıyla birlikte şahane vakitler geçirmek için film seçenlerin ise uzak durması gereken filmdir. ama uykunun kaçtığı bir gece açıp izlenebilir.

    bonus olarak da filmde beni en çok etkileyen sahneyi paylaşıyorum. müziğim ve çekim tekniğinin bu kadar uyum sağladığı sahne çok nadirdir korku filmi tarihinde. iyi seyirler efendiler.

    bonus: ghost ship movie clip
hesabın var mı? giriş yap