• --- spoiler ---

    hep birlikte doğa rutkay'ın hastaneye gitmek için ne kadar taksi parası verdiğini tartıştığımız film.

    --- spoiler ---
  • eleştirinin ne olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini bilmediğimizi ve hiçbir zaman da öğrenemeyecek olduğumuzu yeniden anlamamızı sağlayan film. oyunculuktan tatmin olmayanın "böyle oyunculuk olmaz, manavlık yapsın bunlar" diyerek saldırdığı, yönetmenin kamera hareketlerini beğenmeyenin "21 yaşında çocuktan yönetmen mi olur, önce oturacak öğrenecek" sözleriyle 'azarladığı' harika bir deneme.

    bozuk filmler kullanıp haftada 3 yapımla izleyici karşısına çıkan, daha düne kadar hayal kurma sahnesindeki puslu görüntüyü cama vazelin sürerek veren sinemacılarla değil de fellinilerle, kubricklerle büyümüş, ulusal bir sinema kültürüyle beslenmişiz gibi davranmak ne kadar anlamsız. gerilim filmi çekiliyor, "ilk deneme" oluyor, doğru dürüst bir komedi filmi çekiliyor "üç örnekten biri" oluyor. demek ki yolun "çok" başındayız. 21 yaşındaki pırlanta gibi bir yönetmeni, böyle güzel bir ekibi, garip sözlerle acımasızca eleştirirsek felliniler, kubrickler yaratabilir miyiz? çocuklarımıza 'sinema kültürü' olan bir ülke bırakabilir miyiz? tabii ki hayır.

    ferzan özpetek'imiz var, italya'da... fatih akın'ımız var, almanya'da... yarın öbür gün togan gökbakar'ımız da amerika'da olacak. biz de tamamı italyanca, almanca ve ingilizce filmlerle övünmeye devam edeceğiz.

    biri çıkıp, kamerayı da eline verip "al sen çek o zaman" derse açıkta kalmamak için eleştirinin nasıl yapılması gerektiğini öğrenmeye çalışalım.

    (bkz: sinema elestirmeni/1)
  • izlediğim en iyi yerli korku filmiydi. büyü gibi bir faciayı izledikten sonra bu film ilaç gibi geldi. görüntü yönetmeni stilize bir iş çıkarmış. oyuncuları da beğendim. ragıp'ı oynayan arkadaş en başarılı performansı sergilemiş. doğa rutkay her zamanki gibi vasattı. kusura bakmasın ama yetenek yok, babasına çekmemiş. tabii cult karakter sadık'ı unutmamak lazım. senaryoda hafif noksanlar olsa da çok güzel bir deneme olmuş.

    --- spoiler ---

    bence finali başından belli eleştirisini film haketmiyor. çünkü yönetmen de bence bunu saklamıyor. mesela ragıp deniz'le sohbet ederken bir ara ağzından kaçırıyor. yani yönetmen alenen bize sonucu sunuyor. belki de bunu dikkatimizi o noktaya çekmek için de yapmış olabilir. o zaman da "lan bunlar şebeke, teker teker götürüyorlar milleti" diye düşünmemizi de sağlamış olabilirler. eğer korku filmlerine aşırı ilgisi olan biriyseniz birçok filmde karşımıza çıkan "ortama yeni birisi gelir ve cinayetler başlarsa, katil o kişidir" klişesinden de katilin deniz olduğu aşikar. 29 yaşında olması ve öldürülenlerin de 29 yıldır o hastanede olmaları da diğer ipucu. gelelim hastahanedeki ilk ölüme. çok güzel düşünülmüş bir ayrıntı. aslında diğer cinayetlerden bağımsız ama seyircinin kafasını kurcalıyor. deniz'in katil olma ihtimalini de azaltıyor tabii. güzel bir yanıltmaca olmuş.

    --- spoiler ---

    korku filmlerine aşırı ilgisi olan birisi olarak söyleyebilirim ki gerçekten kaliteli bir film gen. her tarafı kana bulayan, içi boş o kadar film var ki, gen eliyüzü düzgün bir film olmuş. ilk filmini çeken, hem de ülkemizin pek de aşina olmadığı bir türü deneyen bir yönetmen, güzel ve izlenebilir bir film yapmış. biz eleştiriyi hakikaten bilmeyen bir milletiz. bunu da bana anlatmış oldu bu film.

    edit: tamam bok gibi film anasını satayım. filme bok atsak kötülersiniz, övsek kötülersiniz. hayatımda izlediğim en iğrenç film. bitsin diye dua ettim. hatta çıkışta kustum.
    mutlu musunuz.
  • --- spoiler ---

    az 29 senedir hastanede bulunan bir tecrit hastası nasıl oluyor da saçına sürebileceği jöleyi temin edebiliyor anlamış değilim.

    --- spoiler ---
  • radikal'den serdar kuzuloğlu'nun çok ilginç bir şekilde eleştirdiği film.

    "türkiye'de gerilim filmi zor. meraklı yokluğundan değil; eşiğin yüksekliğinden. hava korsanını operasyon timini beklemeden pataklayan; şüpheli paketleri tekmeyle dürten, uzaylıya taş atan, gaz kaçağını kibritle test eden bir milleti ürpertmek kolay değil"

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=183850
  • bu assadaki yaziyi okuyanlar filmi izlerse hic bi zevk almaz yapmasinlar etmesinler.

    --- spoiler ---
    nedense kimse anlamamis lakin sahanin filmde yuzunun gozukmemesinin sebebi doga rutkay'in canlandirdigi karakterin babasi olmasiydi. yuzu gozukse senaryo olmazdi ya da illa yuzu gozukucekse sahan yerine yasli bir dedeyi oynatmak gerekirdi. doga rutkay hastanede 29 senelik erkeklerden herkesi oldurmus, sadece 2 kisi kalmisti, bi tanesi bashekim digeri de sahan. sahanin baba oldugunu da doga rutkayla ilk karsilasmalarindan anlayabiliriz ki aralarinda bir bakismalar olmustu, nerdeyse kizim sensin evet sensin diyip boynuna atliicakti. doga rutkay annesinin intikamini almaya gelirken, bizlere cektirdiklerini odiiicek, dedi. sahan hakkinda da gecmisinde tecavuz ve cinayet var laflari gecti. ben ordan bi cikarimda bulundum sahandir bunun babasi dedim. filmin bi diger dikkat ceken noktasi da intikam. hastanede aci ceken akil hastalarinin ve babasini oldurmeye gelen genc bir kadinin intikam duygusu guzel anlatilmis. haa bi de haci haciyi mekkede deli deliyi dakkada bulurmu$.
    --- spoiler ---
  • seyretmeden takdir edilebilir film. zira nice 21 yaşında şahıs taşakları tartarak amdan götten başlık açarken adam çekmiş babalar gibi filmini. her yapılanı yerden yere vurup sonra da "lan bu işler bizde niye olmuyor" diyenler için yeni ekmek kapısı bir bakıma. yin gari.
  • --- spoiler ---

    akıl hastalarıyla doktorların yer değiştirmesi fikri inanılmaz derecede hoşuma gitmiştir. işte filmin tek sevdiğim yanı.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    pala remzi kermes'in batman begins'deki kötü adamın maskesini bir yerden edinerek tecavüzcü olarak katılım gösterdiği film.

    çıkardığı seslerden tanıdık kendisini.
    --- spoiler ---
  • bir gazete haberi - her şeyin nedeninin genler olduğunu düşünmemize neden olan gen bulundu
hesabın var mı? giriş yap