• "geri kalmış ülkeler" sözünün politically correct söyleniş biçimi.
  • gelişmekte olduklarından, tıpkı bir ergen gibi sesleri çok kötü çıkar; sıklıkla mastürbasyon yaparlar; ara ara bunalıma girerler; bir çok konuda yalan söylerler; olmadıkları birşeylere özenip öyle görünmeye çalışırlar; kendi dünyalarına kapanırlar; şiddete eğilimlidirler. neticede, gelişmiş ülkelerin ebeveynlikleri altında gelişmekte olmaya devam ederler.
  • ben kendimi bildim bileli bunlar gelişmektedirler. hani çocukluğumda gelişmekte diye anılanlardan biri bugün dünya hükümranlığına olmadı bölgesel liderliğe oynasa bir anlam vereceğim lakin 20 sene önce ne kadar gelişmekte olan ülke varsa halen daha o kadarlar.
    (bkz: umut fakirin ekmeği)
  • pizzanın ambülanstan önce geldiği ülkelerdir.
  • bilinen batı dünyası ve bazı uzakdoğu ülkelerinin dahil olduğu ülkeler grubu. gelişmekte olandan ne anlaşıldığına göre ortaya çıkan bir sınıftır. fotoğrafla yetinmeyip, hologram denen şeye kafa yoran, insan gen haritası* diye birşeyden bahseden, internet denen fenomeni yaratan, uzay adındaki mekana seyahatler tertip eden, nanoteknoloji, nükleer teknoloji, klonlama gibi birçok kavramı akıllara yerleştiren ülkeler hangileri ise onlar gelişmekte olan ülkelerdir.
    bir açıdan tüm ülkeler gelişmektedir de zaten. eşyanın kuralı budur. aslolan sizlerin nereden baktığıdır. gelişmek beyin ve emek arasındaki işbirliğine dayanır. tüm bunları organize eden de devlet adı verilen mekanizmadır.
    bu durumda ülkeler 2 gruba ayrılıyor; gelişmekte olan ülkeler, azgelişmiş çok gecikmiş ülkeler.
  • 90'larda türkiye ve güney kore bu sınıftaki ülkelerdendi.

    güney kore'de sermaye, devlet teşvikleri ve yönlendirmeleriyle teknolojiye kanalize edildi. teknolojide ar-ge'ye ihtiyaç doğunca nitelikli personel ihtiyacı oluştu, bunun için eğitilmiş insan üretmeleri gerekti ve ürettiler. 2000'lerin başındaki küresel konjonktür türkiye ve kore gibi ülkelerde yatırımı karlı kılıyordu. sonuç olarak amerikan teknoloji şirketleri koreli gelişmekte olan teknoloji şirketleriyle tedarik anlaşmaları yaptı. ucuz ve kaliteli ürünler üreten koreli üreticiler amerikalı ortaklarına yan ürünler tedarik ediyorlardı. bu da kore'yi ciddi manada kalkındırdı. şirketler tedarikçilikten ötesine taşındı. bugün yarı iletken bellek ve ekran üretiminde bir numaralı ülke konumundalar. güney kore artık gelişmiş bir ülke.

    türkiye'de sermaye, devlet teşvikleri ve yönlendirmeleri ile depremden sonra inşaata kanalize edildi. inşaat sektöründe işi geliştiren değil, yapan konumumdaydı türk şirketleri. avrupalıların ürettiği inşaat makinelerini ve metodlarını kullanarak projeleri götürüyordu türkler. böylesi daha kolaydı nitekim. ar-ge yerine birbirinin benzeri projelere kanalize edildi sermaye. devlet belediye gibi projeleri finanse etmeye başladı. insan yetiştirmek uzun vadeli bir işti ve zordu ancak projeleri yürütmek niteliksiz nüfusun istihdamını ve ticari büyümeyi ayakta tutuyordu. bu yolda devam edildi. çünkü bu şekilde geniş halk kitleleri mutlu olabiliyordu, istikrar diyip akp'ye oy verildiği dönemlere rastlar bu zamanlar. türkiye bu dönemde ciddi oranda büyüdü, alım gücü arttı. ancak türkiye eğitimli personel sıkıntısı çekmiyordu çünkü buna şirketlerinin ihtiyacı yoktu. hizmet sektöründe ara eleman ve işçi ihtiyacı vardı. bu nedenle halkın eğitimsiz ve işsiz olması işlerine geliyordu. unutmayın; bir ülkede işsizliğin çok düşmesi de sıkıntı yaratır, şirketler rekabet edemez, kriz oluşur. akp her zaman sermayeden yana oldu. akp işsizliği belli bir oranın üzerinde tutup, iş verdiği insanları da kendisine partizan etmiştir. böylece kendi siyasi sürekliliğini sağlamıştır. pek tabi bu durum bir ülkenin ekonomik sürekliliği için hiç sağlıklı değil. sonuç olarak bugünlere böyle gelindi. sonrasında ne olacağını hep beraber göreceğiz.
  • ben kendimi bildim bileli bu kategoriye sadece türkiye girer.türkiye'ye gelişmemiş dememek için uydurulmuş bi kavram diye düşünürdüm hep.ilköğretim ve lisede öğretmenler şöyle not tuttururlardı:

    gelişmiş ülkeler:abd,almanya,fransa,bla bla

    gelişmemiş ülkeler:zambiya,senegal,afganistan,bla bla

    gelişmekte olan ülkeler:türkiye.
  • gerçekten gelişmek istiyorsa, zengin insana ve zeki insana ihtiyaç duyar, ülkesini bu iki gurup insan için cennete çevirmek zorundadır, zeki insan liyakat, zengin insan ise vergi avantajı ister, ülkemizde bu durumun tam tersi vardır, zeki insana düşmanlık ve servet düşmanlığı had safhadadır, bunu da maruz kaldığımız milyoner göçü ve beyin göçü oranlarında açıkça görebilirsiniz.
  • gelir vergisi toplamakta zorluk çekerler, bu nedenle direk ve ithalat vergileri ile hazineye güçlendirme yolunu seçerler. gelişmiş ülkelerde ise tam tersidir durum. gelir vergileri çatır çatır toplanırken direk vergiler düşük tutulmaya çalışılır, ithalat vergileri ise kesinlikle gelir amaçlı toplanmaz.
  • underdevelopment countries,less develop countries, 3. world countries, hepsi aynı anlamdadır yani gelişmemiş ülke demektir. maalesef türkiyede bu ülkelerden biri olarak kabul ediliyor.
hesabın var mı? giriş yap