• düzenlemesi enfes mabel matiz şarkısı. yalnız şarkı bana cahit berkay'ın film müziklerini andırıyor fena halde.
  • ben hala buradayım lan. çıkamıyorum.

    diyor ya,

    "geçmez bu ömür sensiz
    bu dağlar taşlar şahidim olsun."

    ya bu nasıl muhtaçlık. bir de o ihtiyacı nasıl hissettirme. amk bir şarkı bu kadar güzel olmamalı. bu kadar işlememeli. ya da bir insan bir şarkıya bu kadar anlam yükleyecek kadar muhtaç olmamalı. anlamalı. anlaşılmaya bu kadar aç olmamalı. "anla" diyor. anla. anlayın lan. nolur anlayın.
  • mabel matiz'in gök nerede albümünün ikinci parçası olmakla birlikte aynı zamanda çıkış parçasıdır. sözleri şu şekildedir:

    gel arsız firar
    düş yollarıma densiz
    ben kaldım viran
    geçmez bu ömür sensiz

    bu dağlar taşlar şahidim olsun
    kalbime sırlarımı gömdüm
    aslı bende, sureti kalsın
    ben görürüm beni aynasız da

    gel anla dikenimden
    güllerim uyansın bahçelerimde
    gel öyle bi' apansız
    ellerim yansın ah ellerinde
    gel anla halimden
    güllerim uyansın bahçelerimde
    gel öyle bir kal ki
    tan yeri boyansın aşk hançeriyle

    aştım yolları
    aşkı önüme koydum
    bir zeytin dalı
    bir çift göz yeter, doydum

    söz ve müzik: mabel matiz
    düzenleme: can güngör
    davul, klarnet: can güngör
    bas: alp ersönmez
    akustik gitar: cenk erdoğan
    elektrik gitar: çağatay şen
    klavye: koray üsgülen
    obua: ezgi kaki
    perküsyon: abbas karacan

    12 ekim 2013, kadıköy.

    (bkz: copy paste değil alın teri)
  • mabel matiz'den hiç hazzetmeyen bir bünyeye mabel matiz iyi ki varmış lan dedirtmiştir. herif iyi ki diş tabibi olmamış.

    edit: bu entrye rast geldim. dedim oha. ben mi yazmışım. zira adam yeni bir şarkı söylese de dinlesem diye düşünüyorum.
  • ''gel anla dikenimden, güllerim uyansın bahçelerimde''

    bu nasıl güzel bir istek. her bitiş, her olmayış bundan sebep, bizler insanız ve tonla eksiğimiz var, bunlar dikenlerimiz ve o dikenler hep karşıya batıyor, ama halbuki bi dilinden anlayan olsa çok da sivri olmayacak, kenardan kenardan yürüyüp o güle ulaşabilecek kişi. böyle 'gelmek' lazım birine.
  • *

    bu sabah, metro beklerken bu şarkı başladı mp3'ümde. evet, dinleyememe döngümü kırdım bir süre evvel. neyse, tekrara aldım. dinliyorum. tren geldi bindim ve oturdum hemen.

    insanlara baktım; uzun insanlara, kısa insanlara, zayıf insanlara, kilolu insanlara, erkek insanlara, kadın insanlara, çocuk insanlara, yetişkin insanlara baktım. önce gözgöze gelmeyen/gelemeyen yüzlerine baktım. uyuyanlara gülümsedim, sefacılar onlar. dünya yansa umurları olmaz gibi geldi. uyku gibisi var mı ya hu? yok tabi. gözgöze gelenlerle ilk kim bakışını kaçıracak yaptık, 3'e 1 ben kazandım. 3 ve 1 güzel de bir oran oldu sabah sabah, istemsiz kıkırdadım birden. ne komik milletiz biz? önem atfedilen başka sayıları düşündüm sırf bu yüzden. 40'ları düşündüm, 40'lanmayı düşündüm. allah'ın hakkı 3 dedim. secdede 3, 5 veya 7 kere sübhane rabbiyel azim denebilir diye düşündüm. anlamını unutmuştum, az önce yazarken yeniden öğrendim. bunları hep unutuyorum, tekrarlanmayınca unutulur tabi. birden aklım başka sayılara kaydı, muzır sayılar bunlar. az öncenin uhrevi düşünce dünyasından utandım kendimin. başka şeyler düşünmeye zorladım şu akılsız aklımı.

    şarkı hâlâ kulaklarımda, hani müzikte kaybolur ya insan, öyleyim o an. kaybolmuşum. sözlere dikkât kesiliyorum.

    "gel anla dikenimden, güllerim uyansın bahçelerimde"

    karşımda oturanın çatık kaşlarımdan, nemrut suratımdan etkilenmiş olması olası mıdır acaba? ah hala ah, kızlar çatlarını kaşmasa da olurdu, neden zorladın ki?

    evet, çatlar kaşılır.

    birden ayağa kalkmak istiyorum, bir büyüğe yer verir gibi kalkıp kapı yanındaki korunaklı tutamakları olan yere gidiyorum. sırtımı dayayıp, ayaklarımı öne uzatarak tüm yeri kaplıyorum. normalde böyle yapanlara kızarım, işgalci saygısızlar diye; ama şimdi kimse yok ki. kalktığımda boşalan yere bile oturan olmadı henüz. gözlerimi kapıyorum, dizlerimden biri şarkıya tempo tutuyor. çatlarım kaşık.

    biri olsa, hani bu nemrut suratımda bile etrafı gözlemlediğimi gören biri, gizli gizli tebessümler eden, dışarıya bakıyor gibi yapıp cama yansıyan diğer boyutun insanlarını gözleyen biri olduğumu. dizlerimin bir şarkıya çaktırmadan tempo tuttuğunu bilen biri olsa.

    amaaaan geçti benden artık.
    kızımı evlendirecek yaştayım neredeyse, gerçi okuyacak daha o. erken henüz. ama hani olsa olurmuş. anneanne olurmuşum bu yaşta.

    aşk mı, huzur mu, mutluluk mu?
    yalan dostum yalan, hepsi yalan sevgili mabel matiz.
    gençlik bitti, hayat bitti. şimdi yeni şeyler bekleme zamanı. emeklilik gibi bir şeyler işte.
    "bir çift göz yeter, doydum"

    o bir çift göz de dost olsun, güzel baksın yeter.

    aşk, başkalarının yaşadığı artık. benim yaşayacağım değil. söyle o isimsiz vefasıza. gelmesin artık.
  • hiçbir şarkı üzerine düşünmediğim kadar düşündüğüm mabel matiz şarkısıdır.

    aramaya inandım ve bulamadım. bu şarkıdan tasavvufi anlamlar çıkaran bir ben varım. "gel" diyor, "gül" diyor.
    "benim günahlarım var. (gel anla dikenimden) beni böyle de kabul edecek misin? (güllerim uyansın bahçelerimde)" diyor sanki yaradana. mevlana, ne olursan ol yine gel demiş de sen bu lafı üstüne alıyor musun diye soruyor sanki. "aştım yolları aşkı önüme koydum" derken inanmak isteyen bir inançsızı görüyorum ben.

    "gel" bir kadına bir adama yazılacak şarkı değil. "bu dağlar taşlar şahidim olsun. kalbime sırlarımı gömdüm" demem ben insan evladına. bu aşk o aşk değil.

    hepimizin aldığı 90'lar havası ise 0:22'den sonraki 6 saniyede duyduğumuz sarı odalar'ın girişidir. gönül gözünüz açılmasa da bir aydınlanma yaşadınız itiraf edin.
  • oğlum bu nasıl şaşırmak len, mabel matiz'den dinleyeceğim bir şarkıyı bu kadar beğenebileceğime hiç ihtimal vermezdim. radyoda diğer şarkılarının intro'sunu duyduğumda mabel matiz ağzını açmadan değiştirmeye çalışan ben bu şarkıyı attım loop'a, sabahtan beri dinliyorum.

    mükemmel.
  • mabel matiz albümde bu şarkının ucuna şöyle bir not düşmüş: "aşık olmak istiyordum, o'nu var gücümle çağırdım, bu şarkıyı yazdım". yani bu şarkıyı dinlerken aklınıza kimse gelmiyorsa üzülmeniz gereken bi durum söz konusu değil. şarkı zaten olmayan kişiyi çağırıyor; olmadığı için çağırıyor. bundan sonra ise 'sarışın' geliyor. onda da şöyle bir not var: "aşık oldum..."
  • mabel matiz sevmeyenlerin bile şans vermesi gereken şarkı. selvi boylum al yazmalım'da demlenmiş gibi, sanki cahit berkay dokunmuş gibi.

    'gel' sözcüğünün büyüsüne kapılmamak için hiçbir sebep yok.
hesabın var mı? giriş yap