• hayatında bir tane gay tanıyıp, "anam bunlar çok feminen ühühühü" diye zırlayanların tanımlamaya yeltendiği insan. olm harbiden çok tuhafsınız lan, siz bütün gayleri fatih ürek kılıklı falan mı sanıyorsunuz. tüm gaylerin hayatının orta yerinde, çok afedersiniz, yarrak mı var sanıyorsunuz? bütün gayler tayt giyip slip mayoyla mı denize, havuza giriyor sanıyorsunuz? neymiş efendim, ulu orta s.kişiyorlarmış da alanen yaşıyorlarmış, yozlarmış. ulan türkiye'de kim yaşayabilir eşcinselliğini alanen, nerden geldin sen, nerde yaşıyorsun, bu kadar mı yabancısın bu ülkeye.

    hakkaten gülsem mi ağlasam mı bilemedim. çoğu hetero kılsız, tüysüz, oğlan gördüğünde şahlanan aletini kapatmaya uğraşıyor da siz burda neyin kafasındasınız anlamak zor. türk kızlarına kezban deyip öeeğhh yapıyorsunuz, gaylere bık bık konuşuyorsunuz, yok öyleler yok böyleler bilmem ne, ben anlamadım ki aga siz kimi s.kiyorsunuz?
  • sanırım türkiye'de en çok yanlış anlaşılan insanlar.

    yani, insanlarız. bilmiyorum, bu entry'i yazmadan önce düşündüm baya, "lan kafam iyi, saçmalamayayım" diye. yok ama, yazacam, bir amme görevi olarak görüyorum bunu.

    eşcinsel bireyler, ya da gayler (ki ekşi sözlükte bu iki kavramın iki ayrı başlığa sahip olması yüzünden sedet'i eleştirebilirim) sanırım en çok ezilen ama bir o kadar da az "mağdur edebiyatı" yapan insanlarız. belki korkudan, belki başka birşeyden, sebebini bilmiyorum.

    eşcinsellik yüzyıllar süren bir olgu olmasına karşın sayısı bilinmeyen sebepler yüzünden toplumlar tarafından ötekileştirmede hep bir numara olmuştur. bunun sebebini az biraz anlayabiliyorum, açılamadıpğım (en azından az da olsalar) homofobik arkadaşlarımdan dolayı. din, kültür, dışa kapalılık. belki çoğaltılabilir bu sebepler. benim kafamda sadece bu üçü beliriyor bu insanları düşününce. eleştiremiyorum onları, bazen öyle eşcinsellerle karşılaşıyorum ki, gerçekten ben bile "oha amk" diyebiliyorum fütursuzca ve seksist bir küfür ile.

    eşcinseller gördükleri her erkeğin üstüne atlayan tipler değildir, ya da şöyle diyeyim, benim de dahil olduğum gay bear kavramının izdüşümü insanlar biraz daha farklıdırlar, g.bakınızdan da bilgi edinebilirsiniz gerçi. ben de gay olduğumu farkettiğim zamanlar "üff, gay miyim şimdi?" demiştim kendime, e bu bir seçim değil, bir yönelim. hani medyanın, toplumun empoze ettiği eşcinsel kavramı bana o kadar uzaktı ki, "tanımlanamayan birşey miyim acaba?" diye kendime sormuştum hatta.

    neyse, uzatmayayım, heterolarda nasıl çeşit çeşit tip varsa, eşcinsellerde de var, hani şu genelleme olayının bokunun çıktığı insanlarız biz, "gay'im" deyince "öhöööööööeaah?" diye tepki gösteriyor insanlar, bazıları "hayır, şaka" falan diyor, yok lan, şaka falan değil. her gay efemine değil, drag queen hiç değil.

    entry başında iddialı, sanki ortalığın amına koyacak argümanlarla gelecekmişim gibiydi, pek öyle olmadı, olsun, istediğimiz saygı falan değil aslında, farkındalık. zaten kim kime saygı duyuyor?
  • turkiye'de cinsel yönelim olarak addedilmeyen olgu. insanlar cinsel tercih diye bir zamazingo cikarmis ve escinsel insanlarin kendi cinsiyle beraber olmasinin "tercih" oldugunu saniyorlar. bilincsizlik, ataerkil toplum, hosgorusuzluk ve inatcilik yuzunden hep itilen tarafta oluyoruz. bunu soyleyince de "duygu somurusu yapan ibne" sifati ile yaftalaniyoruz, ne ironik! escinselligi asagilayan, hor goren toplum yapisinda escinsel olmak, diledigi gibi davranamamak... bunu diger "azinlik"lar dile getirdigi zaman cozum onerileri surulurken, biz bunu dile getirdigimizde hastalikli gozu ile bakiliyoruz.
    hetero olmayi heterolar nasil secmediyse, biz de escinsel olmayi secmedik. onumuze iki yol cikmadi, tek yol vardi. gocunmuyorum bununla, sevinmiyorum da. tipki sizler gibi yasiyorum ben de, ben bakkalinizim, doktorunuz, hemsireniz, alt komsunuz husnu amcayim. belki de kardesinizim, kuzeniniz, en yakin arkadasiniz.

    gizli dislanmanin sonucunda taniyamiyorsunuz bizi, biz de anlatamiyoruz kendimizi. ıstedigimiz gibi yasayamiyoruz iliskilerimizi, anlatamiyoruz arkadaslarimiza cektigimiz ask acilarimizi.

    siz de bakkal husnu amca'nin, kuzeninizin size daha acik olmasini istiyorsaniz acik fikirli olun. biz siziz, siz de biz.

    edit: eksi sozluk uygulamasi sebebiyle ortaya cikan yazim hatalari duzeltildi.
  • bir yıl önce bir arkadaşım aracılığyla beni arayan ve tanışmak istediğini söyleyen bir çocuk oldu. en iyi üniversitelerden birinde en prestijli bölümlerden birinde 1. sınıf okuyordu. birkaç kez ziyaretime geldi, sohbetimden keyif aldığını, beni ara sıra ziyaret edip edemeyeceğimi sordu. elbette olur dedim. birkaç ay sonra bu çocuğu bana ilk gönderen arkadaşım aradı, telefonda ağlıyordu (çocuğun çok yakını). 'kesin bir şey diyemiyorum ama galiba bizim çocuk gey, sen bir şey fark ettin mi' diye sordu. hayır, dedim. bu görüşmeden iki hafta sonra bu kez çocuk aradı. abi uygun bi gün buluşabilir miyiz dedi. nerde olduğunu sordum, bir kahvecide buluştuk. çocuk sohbete allahın varlığından, kurandan, dinden bahsederek başladı. sonra 'tartışma konusunda sınırların var mıdır, bazı konuları tartışmak istiyorum' dedi. çok zeki, çok parlak bir arkadaş. istediğini tartışabiliriz, dedim. sonra biraz mahzunlaştı, 'abi ben bu konuları kimseye açamıyorum, senin samimiyetine güveniyorum, birileriyle konuşmam lazım artık' dedi. ilk sorusu 'kişinin gey olması allahın takdiri mi yoksa kendi iradesi midir?'... o andan itibaren 'ben geyim' demeden ama bunu ima ederek uzun uzun konuştu, sordu, tartıştı. sonra çok rahatlamış olduğunu hissettim, teşekkür etti, vedalaştık, ayrıldık. ailesine, akrabalarına anlatamadığı ve saklamak zorunda kaldığı bir dünyası olduğunu görünce çok üzüldüm. kararsızdı, bir erkekle ilişki yaşamak kararını almanın hemen öncesindeydi sanırım. inançları o güne kadar onu tutmuş, daha fazla kendini bastırmaya çalışırsa allaha olan inancını kaybedeceğini düşünüyordu. çok da bir yardımım olmadı aslında, sadece derdini dinlemiş oldum, o kadar.
  • #147935831

    yukardaki entariye minik bir ek yapmak gerekiyor.

    heteroseksüel, eşcinsel veya biseksüel birer cinsel yönelimdir.

    gay-lezbiyen ise sosyo-politik kimliktir. gey kimlik işlevseldir, gey kimlik gereklidir. gey kimliğin gerekliliğini, sayfalar dolusu savunabilirim. sosyal yönünün sıfırıncı maddesi, güvenliktir. gey cinayetlerinin ardından katillerin kendisini "bana ters ilişki teklif etti" şeklinde savunduğu ve bunun karşılığında da ağır tahrik indirimi aldığı günlerden geliyoruz. gey kimlik geliştirmiş bir adamla buluşmanız güvenliğinizi artırır.

    ancak gey kimlik her sosyal kimlik gibi kurmacadır. sınırlayıcı yanı vardır. kimliğin inşaası sırasında dahil ettikleri kadar hariç tuttukları da vardır. sakat eşcinseller, yaşlı eşcinseller, evli eşcinseller, queer tayfa ki -biz türkiye'de bunlara lubunya diyoruz- etnik ve dini azınlıklar gibi gibi.....

    asansörde yiyişen dayılar eşcinsel/biseksüeldir. ancak gey değildir. böyle bir kimlik geliştirmemiş olabilirler. fakat bu kimliği geliştirmemiş olmaları hislerinin gerçek olmadığı anlamına gelmez.

    adam kendisini gey olarak tanımlamasa bile şu cümleyi kurabilir: "toplum bizi anlamıyor" böylece toplumsal erkeklik ile arasına bir dirsek mesafe koymuş demektir.

    o bir dirsek boyu mesafe koymamaya örnek olarak kemal ördek davasını gösterebiliriz. buluştuğu adamlar, kemal ördek'i hem darp etti, hem tecavüz etti hem de gasp etti. polis geldiğinde ise adamlar kendilerini şöyle savundu:

    -memur bey siz de erkek adamsınız. halden anlarsınız. bize mi inanacaksınız yoksa bu ibneye mi?

    ****

    gey olarak bilinen ünlü ricky martin. ve fakat kurgusal karakter halo dayı'ya benzeyen eşcinseller de var. (bundan sonra halo dayıya benzeyen eşcinseller yerine kısaca halo dayı diyeceğim)

    halo dayı

    halo dayı'nın kendine ait bir kültürü ve görgüsü vardır. bu kültürünü ve görgüsünü eşcinsel ilişki sırasında da işletir. partnerini "erkek arkadaşım" diye tanıtmaz ama kendi sosyal çevresine sokar. halo dayı'nın sosyal çevresine girdiğiniz zaman, arkadaşlarından büyük bir hürmet görürsünüz. partnerini, kendi ailesine sokan eşcinseller var. adamın evine gittiğiniz zaman sizi ağırlamak için ne yapacağını şaşırır.

    halo dayının tipine bakıp, eşcinselliğini gizlemek için böyle gözüktüğünü, gökkuşağı tşörtü yerine takım elbise giydiğini düşünebilirsiniz.

    hayır. takım elbisesi, saç traşı, beyaz gömleği, sürdüğü traş kolonyası kendi beğenisidir, kendisine yakıştırdığıdır. bu beğeni ise içinde yaşadığı toplumun erkek performansına göre şekillenmiştir.

    bunu yazmamın sebebi sıklıkla gizli eşcinsel ve bastırılmış eşcinsellik birbirine karıştırılır. misal amerikan güzeli filmindeki nazi artığı adam bastırılmış eşcinseldir. halo dayı ise değildir.

    geyin tanımı olarak ricky martin'i ortaya koyduğunuzda halo dayı bu tanıma uymuyor. halo dayı'dan bir ricky martin çıkmaz.

    işte burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor.

    1) halo dayı neden ricky martin'e benzemek zorunda olsun?
    2) halo dayı, neden ricky martin gibi adamları cinsel olarak beğenmek zorunda olsun. eğer yetiştiği ortamdaki erkek tanımı takım elbise-beyaz gömlek üzerindense, elbette ki kendisi gibi görünen erkekleri beğenecektir.

    ***

    80'li yıllarda magnum dizisi fırtına gibi esmektedir.

    tom selleck

    o sırada calvin cline bir reklam ile çıkar ve güzel erkek tanımını yeniden yapar:

    calvin cline reklamı

    bu adam erkek güzelliğinin standartı haline gelir. ancak reklamdaki manken gibi olabilmek için spor salonu, solaryum ve epilasyon salonu arasında mekik dokumanız gerekiyor.

    buna tepki olarak erkek tipi yağlanma, döş kılı ve sakal gibi ikincil cinsiyet karakteristiklerini ön plana çıkartan ayılar (bears) grubu çıktı. kendi estetik anlayışlarını tanımladılar.

    ayılar

    türkiye'de ise anadolu ayıları farklı bir şey yaptı. halo dayıya benzeyen, ricky martin ile kendisini zerre kadar özdeşleştirmeyen adamları bir araya getirdi.
  • hakkında on yıllardır araştırma yapan tonla bilim adamının varamadığı sonuca, ekşi sözlük'te çözüm bulunmuş gibi görünen kavramdır efendim. neymiş, özgüven eksikliği geylik yapıyormuş. hay aklını sikim nasıl da düşünemedi kinsey/freud ve bilumum bilim insanı bunu.. tabi yaa..

    o değil de, bunu düşünenin aklını gerçekten sikim ben. sanırım hayatında bir geyle tanışmamış. ben sana gönüllü arkadaşlık yaparım. yeşillendir, arkadaş olalım ve düşüncelerini tekrar gözden geçir.

    bir de çarpık ilişkilerden bahsediliyor. yok efendim 16 yaşındaki çocuk tehdit edip para sızdırmış, öbürü parasını yemiş. aman aman ne büyük iş. hep belgesel ve jazz izleyip dinleyeceğine arada bir sabah kuşağı programlarını aç. cem yılmaz'ın dediği gibi, bütün mahalle tren yapıyor arkadaş. hepsi de heteroseksüel. diğer yandan 16 yaşında biriyle olması eleştirilmiş. bu ülkede aile izniyle evlilik yapılıyor o yaşta. 15-18 yaş arasıyla seks yapmak legal yalnızca şikayet durumunda suç oluyor. kanununu ve evlenenleri sorgula önce.

    (bkz: bsg)
  • bir drama seçmesindeyim ve;

    - şimdi bir şarkı söyle
    (söylemeye başlıyorum)
    - (yanındaki kızı işaret ederek) ona söyle, diyelim ki onu seviyorsun
    (dediğini yapıyorum ve bir süre sonra kızgınsın, üzgünsün vs. gibi çeşitli duygularla aynı şarkıyı söyletmeye devam ediyorlar)
    - şimdi bana(bu arkadaş erkek) söyle şarkıyı ve beni seviyorsun
    (ben normal söylemeye devam ederim)
    - farkındasın değil mi ben erkeğim
    + evet farkındayım, ne olmuş?
    - hani gay oluyorsun bu durumda... (farklı birşeyler yapmamı bekliyorlar...)

    şimdi heteroseksüel bir erkek olarak evet farkındayım ki, sahnede gay rolünü oynayabilir miyim acaba diye merak etmekteydiler. fakat insanın cinsel yönelimlerinin farklı olması, başka türlü sevmesine, başka türlü aşık olmasına mı sebep olur?
  • keşke olayın sadece erkeğin erkekle yatma anını düşünmekten öte;gerçekten birbirine duydukları o aşkı ve duyguyuda bilseniz,hissetseniz,anlasanız.aslında anlamanızı istemiyorum sadece saygı gösterilse,neyse boşverin öyle işte.

    ama unutma kimse böyle dikenli bir yola isteyerek girmez,bir düşün neden böyleyiz? olay sadece seks değil be kardeşim.keşke bunu anlayabilsen..
  • bu kavramın doğuştan olduğu ispatlanmışken daha hala "tercih" denmesini anlayamıyorum. o insanı morpheus'un karşısına oturtup sormuşlar da o da eşcinselliği seçmiş gibi bir hava var.

    oysa ben solak olduğumu ifade edince insanlar genel olarak olumlu tepki veriyor ay çok ilginç ne güzel falan diye. o arkadaşa ibne deniyor, tartaklanıyor. doğuştan o şekilde doğmuştu oysa ki...

    beni de tartaklayın o zaman.
  • abi upuzun entry yazmışsın, ne dediğin belli değil. ayrımcılık ötekileştirme tu kaka diyip de “bunların spor salonlarına giden versiyonu da vardır” diye lafa başlamak nasıl bir şuursuzluk örneği amk ya.
    inanır mısın “bunların” yemek yiyen, hatta ve hatta arada açık havada yürüyüşe çıkan versiyonları da var.
    aman dikkat. onlar da yaklaşmasın sana.
hesabın var mı? giriş yap