• korkudan değil kasten faul çalmayarak son topta fenerbahçe'ye maç hediye eden hakem tekrar görevlendirilince çıkmamıştır.basket hakemi futboldan çok daha etkili.iki güçlü takım maç yapınca zaten başa baş gidiyor maçlar 3 -5 hatalı düdükle maçı diğer tarafa verebiliyorsun.madem korkuyordu bu sene neden çıktı derler adama.
  • deron williams-semih erden gidiyor, carlos arroyo-bonsu geliyor.

    songaila-shipp gidiyor, savoviç-dedoviç geliyor.

    işte burada yatıyor yarı finalde elenmenin sebebi.

    geçen sene final oynamış, üstüne yatırım yapılmış, euro ligde gruplardan çıkmış takım bu sene şampiyon olsa yahut final oynasa euro lig bileti alma noktasına gelecek. öyle önemli bir sene derken gidenlerin yerine alınanlar yüzünden sezon sonu yalan oldu.

    beşiktaş iki oyuncusunu kaybetti ve yerlerine iki oyuncu aldı. deron gitti başka bir gard geldi meselesi değil. hem arroyo gibi önemli bir oyuncu geldi hem de oyun stili olarak tek başına maç alabilecek, ikili oynayabilecek bir başka deyişle deron'a benzer nitelikleri olan bir oyuncu getirildi. semih gitti başka bir pota altı bekçisi getirildi. bonsu'nun hem kalitesi belli hem de semih'in yaptığı işleri yapan bir oyuncu. hatta ilave edeyim, kemp sakatlandı diye morrison getirildi. bir şutör gitti bir başkası yerine baktı.

    beşiktaş bunu yapabiliyor da galatasaray neden yapamıyor?

    songaila gitti, savoviç geldi. savoviç'in ismini geldiği gün duyduk fakat kalitesinden daha önemli olan songaila ile alakasız bir oyuncu olması. songaila orta mesafe şut atar, sırtı dönük oynar. savoviç, üçlük atıyor, sırtı dönük oyunu yok. bunun anlamı galatasaray'ın pota altında sırtı dönük oynayacak tek bir oyuncusunun olmaması demek. furkan'ın hücumu sıkıntılı, andriç ikili oyunlarda çabukluğunu kullanıyor, cevher işte savoviç'in bir başka versiyonu. iç-dış dengesi tamamen bozuluyor ve galatasaray gardların bire bir oyununa bakan bir takım haline geliyor, geldi. savoviç sadece isim olarak değil aynı zamanda kadro bütünlüğü açısından da çok kötü bir seçimdi.

    shipp sakatlandı, dedoviç takviyesi geldi. buyur burdan yak. shipp, üst düzey bir savunması. ortadaki toplar atlar, savunduğu adama hayatı zindan eder, yardım savunması yapar, pis işleri kovalar. dedoviç'in savunması hiç yok. hücumda bire birde çok etkili. iki alakasız oyuncu. tam da bu yüzden beşiktaş serisinde hawkins seriyi domine etti. hawkins'e karşı durabilecek shipp yoktu ve yerine alından dedoviç bu seviyede bir savunmacı değildi. dedoviç yerine caner topaloğlu süre alsaydı hiç değilse savunma takımı galatasaray kimliği sahaya yansıtılırdı.

    beşiktaş gidenlerin yerine gidenlerin stilinde alınabilecek en iyi oyuncuları alıyor.

    galatasaray gidenlerin yerine gidenlerle alakasız orta karar oyuncular getiriyor.

    mesele sadece bütçe meselesi de değil, takım kimyasını bozan takviyelerin yapılması...

    bu takım daha iyi ve daha doğru takviyeleri hak ediyordu, olmadı.
  • ezeli rakibin sezarın hakkı sezara basketbol takımı.

    geçen sezon patlak veren cemal nalga skandalı ve akabinde yaşanan olumsuzluklar hala bir motivasyın kaynağı bu takım için. aslında geçen seneki müthiş performanslarıyla biz basketbolseverlerin gözünde zaten aklanmışlardı ama bu sezon daha da üstüne koyarak, çılgın atıyor bütün oyuncular. yüreğiyle oynamak sözünün tam karşılığı olmuş durumdalar...

    galatasaray'da, futbol takımından başlayan huzursuzluk yönetim üzerinden basketbol takımına da sirayet ediyordur muhakkak. ama bu adamlar öyle seviyorlar ki basketbolu, negatif etkilenmek bir yana, kulübün parlayan yıldızı olup, pozitif etki yapıyorlar camia üzerinde. bugün galatasaray taraftarı onlarla mutlu oluyor. bizim maça 11.000 kişi gelip ayakta alkışlıyor onları.

    avrupaya bakıyorsun lider olarak bir üst turdalar, lige bakıyorsun avrupaya kafa tutan ezeli rakibini net bir farkla yenip liderliğe yükselmişler. e daha ne yapsın bu adamlar arkadaş!

    lafı uzatmaya gerek yok aslında; desteği sakın bırakmayın cimbomlular, övünülecek bir takımınız var, helal olsun...
  • bu sezon aldıkları parayı sonuna kadar hak edenlerin takımı olmasını umuyorum.
    zira bugüne kadar sonuna kadar hak ettiklieri parayı alamayanların takımıydı.

    :)
  • sayet fedarasyon tarafindan verilen ceza ligden dusme olsaydi taraftarlarinin daha az sasiracagindan emin oldugum takim. simdi kume dusecegi hesaplanarak verilmis bir cezanin yaninda bir de fenerlilerinin gozunde odullendirilmis olmak cok aci...
  • serdar tabay'ın ilk beş başladığı günlerden bugünlere gelmesi gerçekten inanılmaz. canavar gibi bir takım haline gelmiş. artık handlogten-lollis ikilisini aramayacağız.
  • eurocup'ın hala en büyük fovorisi. zira başlarında ergin ataman var.

    (bkz: şaka lan şaka)
  • oktay mahmuti'yle yükselişe geçtiği dönemden sonra ergin ataman'la imkansızları başaran takım. ilk sezonda lig kazanıldı. ikinci sezonda final serisi son maça taşındı, gerisi malum. bu arada, euroleague'de top 8 yapıldı. fena bütçemiz olmamasına rağmen, diğer 2 takımın bütçelerinin çok daha fazla olduğunu ve neler yapabildiklerini (ya da yapamadaklarını) iyi biliyoruz. sonuçlar tek başına yeterince büyük başarı zaten ama bu yolda yaşananlar var bir de asıl. takımın yıldızının dopingli çıkmasından tutun, takımda sakatlanmayan oyuncu kalmamasına kadar birçok şey yaşandı. takımın yarısının aynı anda sakat olması dahil. bazı sakatlar geri döndü, bazılarının yerine transfer yapıldı. her zaman yapılan transferler bir şekilde takıma uyum sağladı, katkı verdi. bu 2 yıl boyunca, benim ve birçok taraftarın "bitti, bu sezon buraya kadarmış." dediği noktalar oldu, bu kadar olaydan sonra. ama galatasaray bitti demeden hiçbir şeyin bitmeyeceğini gösterdi bu takım bize. bu sene ise bütçede küçülme oldu, ona rağmen iyi bir takım kuruldu. umarız sakatlarla boğuşmadan iyi bir yıl geçiririz dedik. daha büyük sorunlar çıktı. maaşlar ödenmedi, takım dağılma noktasına geldi. takımdan ayrılanlar olmuşken, yine sakatlıklar varken, euroleague'de tur şansı mucizelere kalmışken, bu sefer kesin bitti derken, yine bitmedi dediler. adamlar o kadar inanılmazı başardılar ki artık yaptıkları şaşırtmıyor galiba. top 16'ya kaldığımız olympiakos maçı bitip, tur atladığımıza emin olduktan sonra yaşadığım şoku üstümden attım ve düşündüğüm şey şu oldu: top 16'da rezil olmasak bari. o maça 7 ya da 8 kişilik rotasyonla çıkmıştık ve elimizde olan o kadardı. o oyuncuların tümünün serbest olduğunu da hatırlatmak gerek. takıma yine transferler yapıldı, biraz düşük bütçeli. mali sıkıntılar güzel şeylere de sebep oldu aslında. jawai, aradori, vougioukas gibi fazlalıklardan kurtulmuş olduk. sonucunda, mücadele yeniden başladı ve top 16'da 3 maçta 2 galibiyet almayı başardı bu takım. o 2 galibiyetten biri de olağanüstü şartlar altında oynanan kızılyıldız deplasmanı. şansı hala çok yüksek olmasa da top 8 için umut veriyor takım, biz rezil olmasın derken. bu saatten sonra ne yaptıklarının çok da önemi yok benim için. ama mucizelere de alıştık hani.*

    son olarak da, yöneticilere seslenmek istiyorum. böyle bir takıma düzgün bir sponsor bulmanın ve hakkını teslim etmenin zamanı gelmedi mi artık?* beceremiyorsanız da elinizi cebinize atın, financial fairplay kriterleri yok ya.
  • direk olarak değil ama dolaylı olarak ligden düşürülmüş takımdır. verilen cezalar sonrası kalan maçlarının neredeyse tamamını kazanması gerekiyor ligde kalabilmesi için takımın. yapılan skandal sonrası bir galatasaray'lı olarak utanç duymamı sağlayan bu olayın bir daha tekrarlanmaması için bir sezon boyunca takım ikinci ligde kalmalı ve bu hatıra herkesin aklına kazınmalıdır böylece.
  • bu takım bu sene son 8'e kalamadı, zerre üzülmüyorum, hiç bir şekilde gordon sakattı, enderin kılı dönmüş, seyirci baskısı gibi saçma şekilde mağlubiyeti meşrulaştırmaya gerek yok. seneye de son 8'e kalmasını beklemiyorum. belki de euroleague'e bile katılamayız. tek beklentim var, takım olarak oynamaları, yaptıkları hataları tekrarlamamaları. bu işler hemen bir yılda kadroyu kuralım çatır çatır son 8'e, final four'a kalırız demekle olmuyor. takımın, seyircinin ve oyuncuların ayaklarının yere basması gerekiyor, bunun en güzel örnekleri oynadıkları takımı bir üst seviyeye çıkaran diamantidis ve spanoulis. efes de fener de her sene katılıyor, bir defa bile final four göremedik anasını satayım. elemelerden ite kaka gelen bir takımın bile son dakikada "çevirir miyiz lan buradan" diyerek oynaması fazlasıyla gurur verici.
hesabın var mı? giriş yap