frederic beigbeder
-
benim cevremde 30 ya$ina gelmeden kimse kendisine soru sormaz ve o gun
gelip cattiginda, bunlara cevap vermek icin artik cok gectir.
nasil oluyor anlatayim: 20 ya$indasindir, biraz sacmalarsin ve uyandiginda
30 ya$ina gelmissindir. her sey bitmistir: bir daha asla 2 ile baslayan bir
ya$in olmayacaktir.10 yil oncekinde 10 yil daha ya$li ve gecen yildan 10
kilo daha sisman oldugunu kabullenmen gerekmektedir. geriye kac yil
kalmistir ? ortalama omur istatistiklerine gore, erkeksen 42, kadinsan 50
yil omrun vardir. ama hastaliklarin, dokulen saclarin, bunamanin, ellerde
beliren lekelerin hesabi tutulmaz. kimse kendine su sorulari sormaz:
hayatimi yeterince degerlendirdim mi ? ba$ka turlu mu ya$amaliydim ? dogru
insanla, dogru yerde miydim ? bu dunya bana ne sunuyor ?
dogumdan olume hayatlarimiz otomatik kumandaya baglidir ve aki$ini
degi$tirmek insanustu bir cesaret gerektirir.
20 ya$imdayken hayatta her$eyi bildigimi saniyordum. 30 ya$imda hicbirsey
bilmedigimi ogrendim. 10 yilimi, sonradan unutmak zorunda kalacagim $eyleri
ogrenmekle gecirmistim.
hersey fazla mukemmeldi. ideal ciftlerden sakinmak gerekir, guzel olmaya
fazla duskunlerdir. a$k evliliginde sorun fazla yuksekten ba$lamasidir.
boyle bir evlilikte yasanabilecek tek sasirtici olay bir felakettir. yoksa
ne mi olur ? hayat bitmi$tir. ya$amadan once zaten cennetteydiniz. olene
kadar , oyunculari hic degismeyen ayni kusursuz filmde kalacaktiniz. boyle
bir$ey yasanamaz. insan herseye cok erken ya$ta sahip olunca, kurtulu$
kisvesine burunmu$ bi felaket bekler hale geliyor. icini rahatlatmak icin
felaket yolu gozukuyor.
sadece baskalari icin evlendigimi, insanin kendisi icin evlenmedigini kabul
etmem uzun surdu. insan neden evlenir ? arkadaslarini sinirlendirmek ya da
ana babasini mutlu etmek icin, cogunlukla ikisini birden, bazen de tersini
yapmak icin.
insan mezuniyet ya da ehliyet sinavini nasil veriyorsa aynen oyle evleniyor:
her ne pahasina olursa olsun normal, normal, normal olmak icin, hep ayni
kabin icine dokulmek istiyoruz. herkesten yukarida olamayinca altta kalmak
korkusuyla herkes gibi olmak istiyoruz. gercek bir a$ki mahvetmenin en guzel
yolu.
zaten evlilik sadece normalligin dayattigi bir model degil: ayni zamanda
reklamlar, filmler, gazeteler, hatta edebiyat araciligiyla gerceklestirilen
olaganustu bir beyin yikama faaliyeti, ba$ dondurucu kucukhanimlari
parmaklarina bir yuzuk, uzerlerine beyaz bir elbise gecirmeyi arzulamaya
iten muazzam bir zehirleme olayi. yoksa bunu akillarindan bile
gecirmezlerdi. buyuk a$k'i ise evet, inisleri ve ciki$lariyla bunu elbette
dusunurlerdi. yoksa ya$amanin anlami ne ? kusursuz bir dunyada kizlar asla
bu kadar suni bir icadin hayaline kapilmazlardi. samimiyetin, tutkunun, mutlak
olanin hayalini kurarlardi, kiralik smokinli bi herifin degil. tanrinin hergunu
kendilerini $a$irtmayi bilecek erkegi beklerlerdi, eve ekmekle tuz getirecek
erkegi degil. her$eyi doga'nin -yani arzunun- iradesine birakirlardi. ne yazik
ki, engellenmis anneler kizlarina ayni mutsuzlugu diliyor ve onlar da, anneleri gibi cok
fazla pembe dizi seyretmi$ durumdalar. sonucta, kendilerini sadece ve sadece
mukemmel olmayan bir erkek mutlu edebilecekken, du$leri kirilmi$, hayata
kusmus mustakbel kiz kurulari uretip o a$agilik reklam konseptini, beyaz
atli prens'i bekleyip duruyorlar.
demi$ olan adam
(bkz: askin omru uc yildir) -
romantik egoist kitabında, çok sayıda bulunan vecize gibi cümlelerden biri:
"nezle olduğum zaman kokain çektiğimi zannediyorlar: işte buna şöhret sahibi olmak denir!" -
-
"reklamcıyım. kainatı kirletiyorum. ben size pis şeyleri bile satan adamım. asla sahip olamayacağınız o şeylerin hayalini kurduran... photoshop'ta rötuşlanmış kusursuz bir mutluluk... kılı kırk yararak oluşturulmuş görüntüler, moda müzikler.
zar zor biriktirdiğiniz paralarla, son kampanyada itelediğim rüyalarınızın arabasını satın almayı başardığınızda ben onu çoktan demode etmiş olacağım. sizi yenilik bağimlisi yapiyorum. yeniliğin avantajı, hiçbir zaman yeni kalmamasıdır.
salyalarınızı akıtmak: benim görevim bu. benim mesleğimde kimse mutlu olmanızı istemez, çünkü mutlu insanlar tüketmezler.
çektiğiniz acı, ticareti canlandırıyor. bizim jargonumuzda buna "alışveriş sonrası düşü kırıklığı" deniyor. size acilen bir ürün gerekiyor; ama ona sahip olur olmaz bir başkasına gereksinim duyuyorsunuz... ihtiyaçlar meydana getirmek için kıskançlığı, acıyı, doyumsuzluğu körüklemek gerekiyor. işte benim savaş gereçlerim bunlar. hedefim ise sizsiniz." -
ne de şanslıyız ki kitaplarının cevirisi de oldukca akıcı olan yazardır.
(bkz: renan akman) -
bana "çok satanlar arasından da adam gibi yazarlar çıkabilirmiş" dedirtebilen tek yazar.
-
eski reklam, yeni hayat yazarı..
-
kitaplarında her zaman acemi bir capkın, ba$arısız bir a$ık olan beigbeder..
-
kelimelerin fransiz oyuncusu.
-
"ben ölü bir adamım. her sabah dayanılmaz bir uyuma isteğiyle uyanıyorum. siyahlar giyiyorum, çünkü kendi yasımı tutuyorum. olamadığım insanın yasını.." demiş olan fransız yazardır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap