• ankara'da buyukelcilik gorevindeyken sekreteri, kemal dervis'in annesi idi..
  • 1879-1969 yılları arasında yaşamış alman diplomat. mesleki kariyerindeki ilk başarısı washington dc de askeri ataşeyken amerikan savunma sanayiine verdiği zararlardan ötütü ülkeden sınırdışı edilmesidir. döndükten sonra filistin'deki osmanlı birliğine katılmıştır ki hatırlayınız: almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık. sonra büyüyünce hitler'i başbakan olarak ataması konusunda dönemin alman cumhurbaşkanı paul von hindenburg nezdinde kulisler yapmış, avusturya işgal edilinceye (bkz: anschluss) kadar viyana büyükelçiliği, ardından da ankara büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur. savaşın sonuna doğru ülkesine geri döndüğünde yakalanmış ve nuremberg mahkemeleri'nde yargılanmış, 8 yıl hapise mahkum olduysa da bir iki yıl sonra affedilmiştir.
  • ikinci dünya savaşı döneminde türkiye ile ilişkileri dengeli bir şekilde sürdürebilmek ve kendi saflarına çekebilmek amacıyla bizzat hitler tarafından türkiye'ye büyükelçi olarak atanan kısa dönemli şansöyle ve siyaset adamı. almanya'nın türkiye'ye bu denli değerli bir diplomatını göndermiş olması, türkiye'ye gerek siyasi, gerekse stratejik açıdan ne denli değer verdiğini göstermekteydi hiç şüphesiz.

    papen'in en göze çarpan özelliklerinden bir tanesi de nazi almanyası ile savaş halinde olan sovyetler birliği'ni içerden vurmak amacıyla turancı-pantürkist faaliyetlere oluk oluk para akıtmasıydı (almanya 5 milyon mark gönderdi). dönemin önde gelen türkçüleri zeki velidi togan'lar, nuri kıllıgil'ler de bu yardımdan bizzat faydalanan kişilerdi. sonrasında ise kendisine sovyetler birliği destekli bir suikast düzenlendi. failler yakalandı. nitekim bu süreçte türk dışişleri bakanı şükrü saraçoğlu, sovyetlerin almanya tarafından ezilmesini türk tarafı olarak istediklerini, fakat ne pahasına olursa olsun savaşta tarafsızlığın korunması gerektiğini beyan edince, saraçoğlu’nun bu çıkışından sonra papen’e turancı cemiyetlere aktarılması için verilen paranın kesilmesi, görüşmelerin sonlandırılması istendi.

    sonrasında ne oldu derseniz, almanya stalingrad'ta hezimete uğradıktan ve sovyetler hızla batıya doğru ilerlemeye başladıktan sonra türkiye, sovyet çekincesi nedeniyle franz von papen suikastının faillerini serbest bıraktı.

    insan, kendini von papen'in yerine koyduğunda diplomatlık mesleğinin ne denli fedakarlıklar gerektirdiğini ve hakkını vermenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlıyor.
  • anıları (memoirs) ingiltere'de 1952 yılında basılmıştır. bu değerli eser hala türkçe'ye çevirilip yayınlanmamıştır.
    edit: anıları türkiye’de basılmıştır.
    (bkz: #71151608)
  • nurnberg mahkemelerince sucsuz bulunan sayili adamlardan biridir, fakat almanya'nin kendi denazifikasyon mahkemelerinden kurtulamamis ve 3 sene hapis yatmistir.
  • hitler döneminde görev yapmış, 1. dünya savaşında filistin cephesinde savaşmasından itibarla türkçe bilen, fırsatçı ve zeki siyasetçi/diplomat.

    bizlerle bağı ise filistin cephesinden çok, 2. dünya savaşı sırasında ankara büyükelçisi olmasından kaynaklanmaktadır.

    aslında atatürk döneminde ankara büyükelçisi olarak atanmış olmasına rağmen, gazi paşa filistin cephesinden de tanıdığı papen'i, kuvvetle muhtemel adıgeçenin eski istihbaratçı olmasının da etkisiyle, reddetmiştir.

    papen, ankara'nın 2. dünya savaşı öncesi ingiltere ve fransa ile anlaşmalar imzalamasına ve nazilerin yunanistan'a kadar girmiş olmasına rağmen, iki ülke arası ilişkilerinin bozulmaması ve tc'nin almanya ve müttefiklerinin yanında savaş girmesi adına mükemmel politikalar ve entrikalar üretmiş, türkiye topraklarında suikaste uğramaktan son anda kurtulmuştur.

    adıgeçen belki de türkiye topraklarını alman işgalinden kurtarmış olsa da, aynı zamanda türkiye'yi mihver devletlerinin yanında savaşa sokup, bir ülkenin ve milletin çok acı tecrübeler yaşamasına sebebiyet verebilecekti.

    not: tabi 2. dünya savaşına girmeme başarısı konusunda (bkz: ismet inönü) faktörünü de unutmamak gereklidir. milli şef'in belki de 1. dünya savaşının ardından bu ülkeye yaptığı en büyük iyilik, türkiye'yi 2. dünya savaşına sokmamak olmuştur.

    ayrıca, bilgisizce ve haksızca ismet inönü'yü 25 yıl boyunca eleştirmiş şahsım da, okuduğu her yerli, yabancı kaynak ya da özellikle devletlerin yapmış oldukları ancak yeni yeni açıklanan kriptografik yazışmaların sonucunda utancımı kendi içimde yaşamaktayım.
  • anıları ''franz von papen’in anılarından - beni hitler’i başbakan yapmakla suçluyorlar'' adıyla türkçeye çevrilmiş olan diplomat. kitap, 2. dünya savaşı yıllarındaki türk-alman ilişkilerine de ışık tutuyor.

    “hitler bana, rusların finlandiya’dan ve balkanlardan kazançlar sağlamak peşinde olduklarını söyledi. molotov, bizim romanya’ya toprak bağışı sözü vermemize şaşırmış. hitler de kendisine aynı şeyi sscb’nin bulgaristan’da yapabileceğini belirtmiş. ayrıca boğaz için montrö anlaşması’nın özel maddeleri konusunda destek sağlanabileceğini de ruslara bildirmiş. ben de hitler’e, türklerin ellerinde bir tek asker kalsa bile kanlarının son damlasına kadar savaşıp çanakkale’ye gedik açtırtmayacaklarını söyledim. hiçbir yorum yapmadan, düşünceli düşünceli yüzüme baktı.”

    link
  • ankara büyükelçiliğine atandıktan sonra görevlerinden biri de türkiye'nin ingiliz ve fransızlarla ittifak kurmasını önlemektir.

    ismet paşa da von papen'e, almanlarla bir sorunları olmadığını, asıl sebebin italyanlar olduğunu belirten bir açıklama yapmıştır. von papen de bunu derhal hitler ve diğer bazı generallere bildirmiş ve şunları söylemiştir:
    "türklerin ingilizlerle yakınlaşmasının tek nedeni italya'dır. türkleri bundan vazgeçirmenin yolu da italya'dan geçiyor. italyanlar üzerinde baskı kurun. arnavutluk'taki askerlerini bir polis kuvvetine indirsinler. onikiada'yı silahlandırmayı durdursunlar. hatta, onikiada'ya dahil olan, türkiye'ye üç milden daha az mesaferdeki iki küçük ve önemsiz adayı jest olarak türkiye'ye versinler..."
  • kemal derviş, türkiye'ye döndüğünde bir ara ajanlıkla bağlantısı ortaya serilsin diye, onun annesi bir ajanın sekreteriydi türünden haberler yapılmıştı. franz von papen ajan olmasa da çiçero adında bir ajanla adı oldukça anılmıştır.
  • 1932 yılında bir süreliğine de almanya'ya şansölyelik yapmış eski büyükelçi. bir nazi olmamasına karşın, onlarla yakın ilişkilere sahip olup, hitler'in yanında bulundurmak istemediği ama en güvendiği almanlardan biridir. zaten ankara büyükelçiliği gibi kritik bir yere atanmasında da bu korku, saygı ve de güven vardır. bunun yanında 1939 yılına kadar da vatikan ile yakın ilişkilere sahip olmuş olup, 1939'daki papa değişiminden sonra vatikan elçiliği teklif edilmiş ma bu teklif alman hükümetince geri çekilmiştir. ülkemizde de 1939-1944 yılları arasında büyükelçilik yapmış olup, 1969 yılında 89 yaşında iken vefat etmiştir.
hesabın var mı? giriş yap