flu tv

• kültürel hegemonya - besim dellaloğlu - flu tv
  
  başımıza gelen her şeyin açıklaması bu videoda.
  
  tc topraklarında büyümekte olan tüm lise ve üniversite öğrencilerine bu video izletilmeli.
  
  öyle bir video ki izlenildiğinde, bu ülke neden böyle, bu toplum neden böyle seçimlerde bulunuyor sorularının cevabını cuk diye veriyor.
  
  kısaca, where and why, olay nerede geçiyor, ve olayın nedeni ne, sorularının cevabı olan video.
  
  -bu topraklarda.
  -300 yıldır becerilememiş modernleşme nedeniyle.
  
  matrix'teki kırmızı hap gibi bir video yapmışlar. flu tv'ye tebrikler.
  
  sırada, kurtuluş için bize şimdi gereken, what ve how sorularının cevapları. şu anki durumu ne ile ve nasıl çözeceğiz?
  
  yani, bizi bu low level'dan, state of shitness'tan, boktan durumdan ne (hangi hibrit fikir akımları) kurtarır? ve günümüzdeki bu yeni hibrit fikirler topluma nasıl uygulanacak? (hibrit fikirler kümesi diyorum, ideoloji demiyorum, ideolojiler kalmadı, onun yerine, farklı alanlara, farklı alt gruplara uyacak, esnek, yeni yeni ve toplama hibrit çözüm kümesi)
  
  müslüm: yakarsa dünyayı garipler yakar.
  
  ben de diyorum ki kurtarırsa ülkeyi, flu tv kurtaracak. entelijansiya, biliminsanları ve filozoflarla yaptıkları videolar sayesinde yeni nesillerdeki mentalite değişimini gerçekleştirerek kurtaracak.
  
  çünkü derin devlet = beceriksiz herifler. çünkü ülkenin modernleşmesini beceremediler. bakın, 3 yıl, 5 yıl, 10, 20, 30, 50 yıl değil. tamı tamına 300 yıl boyunca beceremediler. 300 yıldır burnumuz boktan çıkmadı. o zaman, ne devletsindir, ne derin, ne de süreklilikten, plan, programdan bahsedilebilir. burası, land of chaos, chaos-land, chaos-istan, chaos-ia, turks and chaos adaları, demokratik insanların chaos cumhuriyeti. hasbelkader, dan dun yuvarlanan, sürekli günün kurtarıldığı, patch üstüne patch, yama üstüne yamalarla, sistemin götünün toparlanmaya çalışıldığı, gittiği yere kadar götürülmeye çalışıldığı, tıkanınca da darbedir, çöküştür, yeni bir devletin kurulduğu, sürekli kervanın yolda düzülmeye çalışıldığı, kaosistan ülkesi.
  
  bizim derin devletin, devletçilikten anladığı entrikadır, sıkışınca da kelle almak, suikast yapmak, faili meçhuller, padişah indirmek, başbakan, cumhurbaşkanı katletmek, meclis basıp mebus vurmaktır, ittihatçı gelenektir. çünkü bunlar kolaylarına geldi. birisi de çıkıp 10-20-30-50 yıllık kalkınma-modernleşme-diğer üst seviyedeki devletlerin seviyesini yakalamak için planlar, stratejiler ortaya koymadı. bilmiyoruz, belki içlerinde yazan, çizen, okuyan, planlar, raporlar hazırlayanlar olmuştur. ama eminim ki, bu şiddet şovenistleri kendi içlerinde o okuyan, yazan, plan hazırlayanları da yok etmişlerdir.
  
  o yüzden zaten saygı duymuyorum. 300 yıl boyunca bir ülkeye çeşitli level'lar atlatmayı becerememişseniz kusura bakmayın, size saygı duyamam.
  
  eskiden, bu gerikalmışlığa, toplumdaki tarikat-aşiret-feodal yapıyı sebep olarak görüyordum.
  
  sonra, son 2-3 yıldır ülkeye ne olursa olsun, kemikleşmiş yüzde 50 oy basan kitleyi görünce sebep halkın ta kendisi dedim. bu tarikatları ortaya çıkaran, tarikat şeflerine tapan, siyasi partileri ölümüne destekleyen halk.
  
  ama artık yine düşününce diyorum ki halk bir koyun sürüsüdür. asıl sorumlu derin devlet, yani çoban, yani the shepherd. diğer ülkelerde de öyle. amerika'da halk einstein seviyesinde mi? hayır, değil. ama süper yetkinlikte, konularında uzman, teknokrasiye yakın, elit bir kitle yönetiyor. the establishment.
  
  özetle, bizim çobanlar 300 yıldır koyunları, sikko a noktasından, arzulanan b noktasına götürmeyi beceremediler.
  
  burada, artık koyunları suçlamayı bıraktım bırakacağım. evet, onlar da çok tepkisiz, çok sindirilmişler. yine de kimse bir koyundan, farklı bir rol bekleyemez. koyun koyundur. çobanın maharetli olması gerekir. çobanın maharetliyse sürü otlar, süt verir, et verir, tüy verir, yavru verir.
  
  kısaca, our establishment failed.